SAYIN ÜYEMİZ,
Ticaret Bakanlığı tarafından hazırlanan ve ekte yer alan “Uzak Ülkeler Stratejisi Taslağı” hakkında Odamız görüşleri talep edilmektedir.
Söz Konusu Taslakta Lojistik Sektörü aşısından öne çıkan detaylar aşağıda özetlenmiştir.
Bu bilgilere ek olarak Taslakta yer alan hususlara ilişkin varsa ilave görüşlerinizin Bakanlığa iletilmek üzere 11 Nisan 2022 Pazartesi (Bugün) mesai bitimine kadar Odamıza ([email protected]) iletilmesini rica ederiz.
“Ülkemize uzak mesafede bulunan (ortalama uzaklığı 2.500 km ve üzeri olan ülkeler) 2018-2020 yılları ortalama ihracatımızın ülke ithalatından aldığı payın ülkemizin dünya ihracatından aldığı yaklaşık pay olan %1’in altında olduğu aynı zamanda 2018-2020 yılları ortalama dünyadan ithalatı 60 milyar dolar ve üzerinde olan 18 ülkeye odaklanılmıştır. Bu ülkeler; Amerika Birleşik Devletleri, Avustralya, Brezilya, Çin, Endonezya, Filipinler, Güney Afrika Cumhuriyeti, Güney Kore, Hindistan, Japonya, Kanada, Malezya, Meksika, Nijerya, Pakistan, Şili, Tayland, Vietnam olarak tespit edilmiştir.
Dış ticaret verilerimiz taşımacılık modları itibarıyla değerlendirildiğinde, 2020 yılında ihraç taşımalarında ilk sırayı %59,6’lık oranla denizyolu ve ikinci sırayı %31,2 ile karayolu, üçüncü sırayı %7,5 ile havayolu ve dördüncü sırayı %0,8 ile demiryolu almıştır. Benzer şekilde ithalatımızda ilk sırada %52,3 ile denizyolu ve ikinci sırada %19 ile karayolu, üçüncü sırada %17,9 ile havayolu ve dördüncü sırada %1 ile demiryolu bulunmaktadır. İhracatımızın ve dünya ticaretinin genel kompozisyonu ile uyumlu olarak, söz konusu ülkelerin büyük çoğunluğuna yönelik ihracat yaklaşık %80-84 oranında denizyolu ile taşınmaktadır. Avustralya, Şili, Güney Afrika Cumhuriyeti ve Nijerya gibi ülkelerde bu oran %90’ların üzerine çıkmaktadır. Bu durumun tek istisnası, ihracatımızın %63,6’sının havayoluyla taşındığı Güney Kore’dir.
Ülkemizin uzak ülkelere ihracatını etkileyen en önemli iki lojistik faktör artan navlun fiyatları ve taşıma sürelerinin uzunluğudur. Zira, yaş meyve sebze gibi kolay bozulabilen ürünler taşıma süresinin uzunluğu nedeniyle taşınamamaktadır. Söz konusu ürünlerin uzak pazarlara taşınmasında havayolu taşımacılığı gündeme gelmekle birlikte, havayolu taşımacılığı navlunlarının denizyoluna göre çok daha pahalı olması nedeniyle birçok ürün uzak pazarlara ihraç edilememektedir. Havayolu taşımacılığı, ancak birim fiyatı görece yüksek ürünler açısından makul hale gelmektedir. Taşıma sürelerinin uzunluğunu etkileyen en önemli faktörler ise ülkenin Türkiye’ye mesafesinin yanısıra ülkemizle söz konusu uzak ülke arasındaki konteyner hatlarının yapısı ve uğrak yapılan liman sayısıdır. Söz konusu ülke ile ülkemiz arasındaki konteyner hattındaki uğrak liman sayısı azaldıkça taşıma süreleri kısalmaktadır. Örneğin, ABD ile Güney Afrika Cumhuriyeti’nin ülkemize mesafesi yaklaşık 9.500 km civarında olmasına rağmen, ülkemizden ABD’ye taşıma süreleri 20-23 gün iken Güney Afrika Cumhuriyeti’ne taşıma süreleri 30-35 günü bulmaktadır. Bunun temel sebebi, ülkemizle ABD arasında bir Türk firması tarafından işletilen doğrudan bir konteyner hattı bulunmasıdır. Söz konusu hattın varlığı ülkemizin ABD’ye yönelik taşımalarında önemli süre avantajı sağlamaktadır. Öte yandan, yaklaşık aynı mesafede bulunmasına rağmen Güney Afrika Cumhuriyeti’ne yönelik Türkiye’den doğrudan veya daha az limana uğrak yapan bir hat olmaması taşıma sürelerinin uzun olmasına neden olmakta ve ülkemizin ihracatta süre dezavantajı yaşamasına neden olmaktadır.
Uzak ülkelere ihracatımızı etkileyen diğer önemli faktör ise navlun maliyetleridir. Uzak ülkelere ihracatımızın önündeki önemli engellerden birinin navlun maliyetleri olduğu görüşü genel olarak doğru olmakla birlikte, ülke bazında bakıldığında navlun maliyetinin yüksekliği ile mesafenin uzunluğu arasında her zaman doğru bir orantı bulunmadığı görülmektedir. Zira ülkemizle diğer ülkeler arasındaki denizyolu navlun maliyetleri ve taşıma süreleri, söz konusu ülkeye doğrudan bir konteyner hattı olup olmaması, ülkenin yoğun uluslararası konteyner hat güzergâhları üzerinde olup olmaması, ülkenin büyük konteyner gemilerinin yanaştığı ana aktarma limanlara yakınlığı, ülkenin deniz ticaret hacmi ve tek seferde taşınan ürün miktarı gibi birçok faktörden etkilenmektedir. Özellikle son dönemde yaşanan konteyner krizi sonucunda navlun fiyatları çok yükselmiş olmasına rağmen, ülkemizden Çin’e yapılan ihracattaki navlun fiyatları, aynı mesafedeki diğer ülkelere göre geleneksel olarak daha düşüktür. Bunun nedeni Çin’den Avrupa’ya dolu olarak gelen büyük gemilerin Çin’e dönüşte gemiyi dolduracak kadar yük bulamaması nedeniyle navlun fiyatlarını aşağı çekmesidir. Geçmiş yıllarda Çin’e yönelik navlun fiyatlarının konteyner başına 100-300 dolara kadar düştüğü gözlemlenmiştir (2019 yılı Şubat ayında TEU17 başına 550 Dolar, 2021 yılı Ekim ayında 1700 Dolar).
Navlun maliyetlerinde yaşanan ciddi bir artış konteyner içerisinde taşınan yükün birim maliyetini yükseltmekte ve ülkemiz ihracatının rekabet gücünü düşürmektedir. Bu noktada, özellikle Covid-19 salgını döneminde navlun fiyatlarında ciddi artışlar yaşanmış ve bu durum firmalarımızın rekabet gücünde olumsuz etkiler yaratmıştır. Tüm taşıma modlarında gözlemlenen sorunların ihracatçılarımızın lojistik imkânlarını ve uzak ülkelere yönelik ihracat potansiyelimizi önemli ölçüde kısıtladığı bilinmektedir. Ülkemizle uzak ülkeler arasındaki lojistik faaliyetlerin yoğunlaştırılması, Türk lojistik sektörünün uluslararası taşımalardaki ve lojistik hizmet ihracatındaki rolünün artırılmasıyla mümkündür.
Bu kapsamda uzak ülkelere yönelik olarak,
• Doğrudan veya az uğraklı konteyner hatları kurulması yoluyla uzun taşıma sürelerinin kısaltılması,
• Uzak ülkelere yönelik ihracatta taşıma modlarının çeşitlendirilmesi,
• Özellikle birim fiyatı yüksek ürünlerin ihracatında havayolu taşımacılığının daha etkin bir şekilde kullanılması ve hava kargo seferlerinin sıklaştırılması,
• Ülkemizle doğrudan hava kargo seferi yapılmayan uzak ülkelerle hava kargo seferlerinin başlatılması,
• Ülkemizin lojistik ve taşımacılık sektörünün Bakanlığımızca desteklenerek ülkemizin lojistik imkanlarının geliştirilmesi ve Türk denizcilik firmalarının uluslararası taşımalarda daha etkin olmasının sağlanması,
• Ülkemizle uzak ülkeler arasında Türk firmaları tarafından yapılan konteyner taşımalarının artırılması,
• Türk lojistik firmaları ile uzak ülkelerdeki lojistik firmaları arasında işbirlikleri kurularak ülkelerimiz arasındaki lojistik faaliyetlerin kolaylaştırılmasına ve hızlandırılmasına yönelik projeler yapılması ihracatımızın artışına doğrudan katkı sağlayacaktır.”
Mesut ÖZTÜRK
Genel Sekreter