Asma, plantae aleminden magnoliophyta bölümüne, magnoliopsida sınıfına ve vitales takımına ait görülüyor. Bu takımın Vitaceae familyasının vitis cinsine ve vitis vinifera türüne asma deniyor. Üzüm ise asmanın meyvesine verilen ad olarak karşımıza çıkıyor. Kültürel üretimi yapılan en eski meyvelerden olan üzümün tarihçesi milattan önce 5000 yılına dek uzanıyor. Günümüzde tespit edilmiş 10.000’in üzerine üzüm çeşidi olduğu biliniyor.
Ülkemizde en çok rastlanan üzüm çeşitleri, Sultani Çekirdeksiz, Çavuş, Ada Karası, Ak Üzüm, Bornova Misketi, Hamburg Misketi, Horozkarası, Müşküle, Misket, Öküzgözü, Boğazkere ve Kalecik Karası olarak açıklanıyor. Kimi çekirdekli kimi çekirdeksiz, kimi kırmızı kimi beyaz olan üzümler, çiftçilerimizin ekonomik gelir kaynakları arasında yer alıyor.
Üzümün anavatanının Anadolu’yu da içine alan Küçük Asya, Kafkasya’yı kapsayan bölge olduğuna inanılıyor. Çok eski bir bağcılık kültürüne sahip olan Türkiye, birçok farklı üzüm çeşidine de ev sahipliği yapıyor. Ülkemizde 1200 kadar farklı üzüm çeşidi yetiştirilebiliyor. Türkiye üzüm yetiştiriciliği için en elverişli topraklarda yer alıyor. Türkiye’nin Ege, Marmara, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde üzüm yetiştirilebiliyor. Ticari ve amatör olarak yapılan bağcılık ile Türkiye, dünyada bağ alanı açısından 4. sırada, yaş üzüm üreticiliğinde ise 6. sırada yer alıyor.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın Bahçecilik ders notlarına göre , üzümün iklim ve toprak istekleri üzüm yetiştiriciliğinin birincil şartını oluşturuyor. Üzüm, toprak ve iklim şartı açısından seçici bir ekin olma özelliği taşıyor. Doğru faktörler bir araya geldiğinde ancak verimli üretim yapılabiliyor. Asma yetiştiriciliğinde, rüzgardan korunan yerler daha çok tercih ediliyor. Gelişme evresi bir hayli uzun olan üzüm, günlük ortalama 10 dereceye ihtiyaç duyuyor. Bu erece itibarıyla gelişimini hızlandıran ekin, sonbaharda sıcaklıklar düşene dek gelişmeye devam ediyor. Her üzüm çeşidi, gelişimini tamamlayana kadar belli bir ısı derecesine ihtiyaç duyuyor. Bu nedenle bağ kurulacak yerlerde yıllık aktif sıcaklık toplamının en az 1600 derece olması gerekiyor. Ekonomik üretimde yıllık ortalama sıcaklığın 9 ile 21 derece arasında, sıcak mevsimlerde ise 17-20 derece arasında olması öneriliyor. Erken olgunlaşan türlerde, tam çiçeklenme itibarıyla, olgunlaşmaya dek 1600-2000 dereceye, geç olgunlaşan çeşitlerde ise 3000 derece veya daha üstünde sıcaklık toplamına ihtiyaç duyuluyor. Asmanın kökleri derine indiği için üzüm kısmen daha az yağış alan bölgelerde de yetiştirilebiliyor. Yıllık yağış miktarının yanı sıra yağış dağılımı da bağcılık için önem taşıyor. Kış ve ilkbahar başında yağan yağmurların, bağcılık için faydalı olduğu düşünülüyor. Yaz başı ve ilkbahar sonundaki yağışların ise mantar riskini artırdığı için tehlike oluşturabildiğinin altı çiziliyor. Üzüm, ilkbahar ve sonbahar donlarından zarar görüyor. Ayrıca, güneşi seven bitkilerden olan üzümlerin gelişme dönemi boyunca en az 1250-1300 saat güneşlenmesi gerekiyor. Ticari bağcılıkta bu süre 1500-1600 saatin üstünde hesaplanıyor.
Üzüm yetiştiriciliğinde, kökler derine gittiği için asma yumuşak dokulu toprakta yetiştiriliyor. Yazın kurak, az yağışlı topraklar bağ için ideal görülüyor. Bağ toprağının derin ve su tutma kapasitesinin yüksek olması bekleniyor. Eğer toprak yapısı kök gelişimi için uygunsa, besin açısından fakir olan topraklarda bile üzüm yetiştirilebiliyor. Üzüm, alkali, asitli ve nötr topraklarda yetiştirilebiliyor. pH’ı 9 üzerinde olan alanlarda ise tuzluluk ve sodyum toksisitesi nedeniyle yetersizlik görülebiliyor. Çok düşük pH’lı alanlarda ise fosfor gibi bazı besinlerin eksikliği bağcılıkta sorun oluşturabiliyor. Üzüm yetiştiriciliğinde toprak analizi sadece üst katmandan değil, üst ve orta toprak katmanlarından yapılıyor. Böylece ekin için daha doğru analiz gerçekleştirilebiliyor.