Velayet davası , mevcut bir velayet durumunun değiştirilmesi için açılan davaları ifade eden bir kavramdır. Uygulamada en sık karşılaştığımız velayet davası türü ise, anlaşmalı boşanma davası ile çocuğun velayetini karşı tarafa veren ebeveynin bundan pişman olup velayeti geri almak için bu sefer dava açması durumudur. Ayrıca bazı durumlarda çekişmeli boşanma davası ve hakim kararı sonucu velayet hakkı elinden alınan bir ebeveyn de bu tür bir dava açma yoluna başvurabilmektedir.
Velayet davası konusunda açıklama yapmadan önce velayetin kaldırması konusuna değinmek yerinde olacaktır. Anne veya babanın velayet hakkının kaldırılması için Medeni Kanun’da temel olarak 2 sebep belirlenmiştir. Boşanma davası hakkında sorular dan biri de velayetin kaldırılması hususudur. Buna göre aşağıdaki hallerde hakimin alacağı diğer tedbirler yetersiz kalıyor ise velayet hakkı kaldırılabilir.
Eğer yukarıda belirtilen sebeplerle hem anne hem baba için de oluşmuşsa bu durumda hakim velayet hakkını hem anne hem de baba yönünden kaldırabilir. Ancak her iki tarafından velayet hakkının kaldırıldığı durumlarda çocuğa vasi atanacaktır. Zira bu halde çocuğun yasal temsilcisi kalmamış olacaktır. Bu konuda vasi ve vesayet nedir başlıklı makalemiz incelenebilir. Ayrıca burada vurgulanması gereken önemli bir husus da velayetin kaldırılması durumunda velayetin kaldırılması kararının sadece mevcut çocuk için kaldırıldığı özellikle belirtilmediği durumlarda söz konusu karar doğacak çocuklar için de geçerli olacaktır.
Velayet davası, velayet hakkını kaybeden anne veya babanın açtığı bir dava türüdür. Velayet hakim tarafından düzenlendikten sonra sonradan ortaya çıkan çeşitli sebeplerle bu dava açılabilir. Ayrıca velayetin hakkının gereği gibi kullanılmaması veya çocuğun menfaatinin gerektirmesi durumunda velayet hakkının değiştirilmesi için bu dava açılmaktadır. Velayetin değiştirilmesi davası doğrudan aile hukuku alanına girdiğinden mutlaka uzman bir boşanma avukatı ile hareket edilmesi gerekir. Ayrıca uluslararası çocuk kaçırma durumlarında da bu alanda uzman ve İngilizce bilen bir avukatla çalışmak uygun olacaktır.
Velayete sahip ana veya babanın yeniden evlenmiş olması otomatik olarak velayetin kaldırılmasını veya değiştirilmesini gerektirmez. Ancak, velayet hakkına sahip anne veya babanın yeniden evlenmesi sebebiyle çocuğun menfaati zedelenmiş olabilir. Bu durumda velayetin değiştirilmesi için mahkemeye başvurulabilir. Veya çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimi olumsuz etkileniyorsa velayetin değiştirilmesi mümkündür. Çocuğun menfaati gerektirdiğinde velayet sahibi değiştirilebilecektir. Hatta durum ve koşullara göre velayet kaldırılarak çocuğa vasi de atanabilir. Dolayısıyla yeniden evlenmiş olmak velayet davası için tek başına haklı neden teşkil etmez. Ancak yapılan evlilik çocuğun ruhsal ve bedeni gelişimi bakımından problem yaratıyorsa velayet davası açılabilir.
Boşanma davalarında velayet önce tedbiren geçici olarak olarak düzenlenir. Geçici velayet düzenlemesi sadece dava süresince geçerli olur. Dava sonunda ise kalıcı olarak belirlenir. Velayetin anneye veya babaya verilmesi konusunda kanunda açık yönlendirici maddeler bulunmamaktadır. Bu hususta hakimin çocuğun menfaatini gözeterek karar vereceği düzenlenmiştir. Hakim, boşanma sebepleri ni, tarafların kişiliklerini, çocuğun yaşını, özelliklerini ve ihtiyaçlarını ve tarafların sosyo-ekonomik durumunu dikkate alarak gerek geçici gerekse normal velayet konusunda karar verecektir. Boşanma davasında velayet hakkı düzenlenirken çocuğun dinlenmesi ve görüşünün alınması da Yargıtay kararları doğrultusunda gereklidir. Ancak bunun için çocuğun kendisini ifade edebilmesi için uygun yaşta olması gerekşir. Bu bakımından çocuğun en az 6-7 yaşında veya daha büyük olması gereklidir. Bu açıklamalar aynen velayet davası için de geçerlidir.
Boşanma davası devam ederken veya sone erdiğinde velayet hakkını alamayan anne ve babanın, çocukla kişisel iletişim kurma hakkı vardır. Hakim, boşanma davası devam ederken ve sona erdiğinde çocukla kişisel iletişimi düzenler. Hakim, anne ve babanın beyanlarını aldıktan sonra velayet konusunda karar vermektedir. Hatta bu konuda bir pedagog raporu alıp sonucuna göre velayet hakkında hüküm kurmaktadır. Hakim ayrıca velayet hakkını vermediği tarafın çocukla hangi günlerde ne kadar süre ile kişisel iletişim kuracağını düzenleyecektir. Aynı şekilde velayet davası söz konusu olduğunda da hakim geçici tedbir olarak velayet ve nafakaya ilişkin düzenlemeler getirebilir.