Velayetin Değiştirilmesi Davası

Velayet Nedir?

Geleceğimiz olan çocuklar özellikle boşanma aşamasına girilmesi ile birlikte çocuklar ciddi bir travma yaşayabiliyor. Bu travmalardan bir tanesi de velayetin kime verileceğinin belirlenmesi aşamasında yaşanabiliyor.

Bazı durumlarda eşler birbirlerine zarar vermek amacıyla velayeti adeta bir silah gibi kullanabiliyor.  Bu durumda çocuklar ya yönlendiriliyor ya da diğer eşten kaçırılarak onunla arasındaki bağın azalması hedefleniyor.

Öncelikle şunu belirtelim velayet konusunda altın kavramımız çocuğun üstün yararıdır. Nedir bu üstün yarar çocuğun bedensel, duygusal, zihinsel gelişimi için en uygun ortam ve şartlarda yaşam sürmesidir. Yani anne ve babanın durumundan, hislerinden çok önemli olan çocuğun üstün yararıdır.

Velayet yalnızca bir hak değil bundan çok öte ağır bir sorumluluktur. Çünkü velayeti alan eş çocuğun eğitimi, bakımı, korunması gibi alanlarda sorumluluk altına giriyor.

Velayetin Belirlenmesinde İlkeler

Genelde yanlış bilinen bir husus var kızın velayeti anneye erkeğin velayeti babaya bırakılır şeklinde böyle bir durum söz konusu değil herhangi cinsiyet ayrımı yok.

Hukukumuz velayet meselesini o derece önemsiyor ki velayet kamu düzeninden sayılmış durumda. Bu ne demek, eğer bir konu kamu düzenini ilgilendiriyorsa orda davacı ve davalının ne istediğinin çok önemi yoktur. Hâkim kendiliğinden harekete geçer, araştırma yapar. Yine bu tür davalarda taraflar dosyaya her aşamada delil sunabilir. Kamu düzenini ilgilendirmeyen davalarda ancak belirli aşamaya kadar dosyaya delil sunabilirsiniz.  Kamu düzenini ilgilendirdiğinden açılan velayet davasında davalının davayı kabul etmesi de bir sonuç doğurmaz. Örneğin siz eski eşinize velayet davası açtınız ve eski eş dilekçe vererek       ben velayetin davacıya verilmesini kabul ediyorum” dedi. Bu dahi velayetin değiştirilmesi için geçerli değildir. Her halükarda uzman bilirkişi incelemesi yapılacak ve hâkimce çocuğun yararına uygun hal tespit edilecektir.

Velayetin Belirlenmesinde Çocuğun Yaşı

Çocuğun velayetinin kime verileceği hususu bazen oldukça teknik bir inceleme gerektiriyor. Bugün 0/3 yaş arası çocukların anne sevgisine muhtaç oldukları kabul edilerek genelde velayet anneye verilmektedir. Tabi bu annenin uyuşturucu bağımlılığı, ağır akıl hastalığı bulunması durumunda çocuğun yaşı kaç olursa olsun velayet anneye verilemez. 3/6yaş arası çocukların velayetine hükmedilirken çocuğun kime alıştığı, çocuğa uzun süredir kimin bakım verdiği, bakım veren anne ya da babanın çocuğa karşı bir ihmalinin olmadığı göz önüne alınır. 6 / 13 yaş arasında artık çocuklar ne istediklerini rahatça ifade edebilecek bir durumdadırlar ve bu çocuklara velayet hususundaki görüşleri uzman eşliğinde sorulur ve çocuğun arzusu göz ardı edilmez. Tabi eğer arzusunu açıklayan çocuk korkutulduysa, yönlendirme varsa ve diğer eşe karşı düşmanlaştırılmışsa bu noktada söylediklerine de itibar etmemek ve ayrıntılı bir araştırma yapmak gerekir.

Velayetin Değiştirilmesi Sebepleri

Peki, velayetin bir eşe bırakılması ya da bir eşten alınması noktasında önem arz eden diğer durumlar nelerdir. Öncelikle bu sebepleri önceden sıralamak mümkün değildir. Çünkü insanın var olduğu her ortamda yeni yeni ihlaller ve farklı hukuka aykırılıklarla karşılaşabiliyoruz. Ancak Yargıtay kararları ışığında bazı durumları örnek olarak verelim.

Biraz önce velayetin verilmesi noktasında çocuğun üstün yararının temel alındığından bahsetmiştik. Eğer velayeti elinde bulunduran kişi uyuşturucu ve alkol bağımlılığı yaşıyorsa, bu şahıs davranışlarını yönlendirme yeteneğini önemli ölçüde etkileyen bir akıl hastalığına sahipse, toplum ahlakı açısından kabul edilemeyecek bir iş sayesinde para kazanmakta ise, çocuğun velayeti kendisinde olmasına rağmen çocuğun bakımını akrabalarına ve ailesine terk etmişse, çocuğa psikolojik, fiziksel ve cinsel istismar uygulamış ise böyle bir kişide velayet hak ve yetkilerinin kalması düşünülemez.

Biliyorsunuz doğamız gereği hem anne hem de babaya muhtaçlık duyarız. Bazı anlar kişiler diğer tarafı cezalandırmak maksadı ile çocuğu ondan uzaklaştırmak isteyebilir. Aslında bu diğer kişiyi değil çocuğu cezalandırmak ve çocuğun ruhsal durumunda derin bir yara açmak anlamına gelir. Bu durumda yani ebeveyn yabancılaştırma sendromu hallerinde de velayetin değişimi gündeme gelir. Ayrıca velayet sahibi anne ve babanın diğer ebeveynin çocuğu görmesini zorlaştırması da velayetin değiştirilmesi sebeplerindendir.

Zina Yapan Aldatan Eşe Velayet Verilir Mi?

Belki de en çok sorulan soruya da temas edelim “biz eşim zina yaptığı için ayrıldık, zina yapan kişi velayeti alabilir mi”. ?Biliyorsunuz zina evlilik hukukumuz açısından en ağır ihlallerden. Ancak velayet tevdi edilirken önemli olan yaşanan olayların çocuğun psikolojik ve ahlaki gelişimine zarar verip vermediğidir. Eğer anne ya da babanın zinası çocuğun psikolojik, fizyolojik ve sair bütünlüğüne etki etmediyse yine bu eş velayeti alabilir. Eşlerin birbirlerine karşı gerçekleştirdikleri ihlaller direkt olarak velayet hususunu etkilemez. Tabi bir eşin diğer eşi öldürmeye teşebbüs etmesi, ağır şekilde yaralaması durumlarını istisna tutuyoruz.

Evlenme ve Velayetin Değiştirilmesi

Velayeti elinde bulunduran kişi daha sonra evlenirse de velayetin değiştirilmesi gündeme gelebilir. Ancak eğer evlilik çocuğu etkilemediyse evliliğin diğer tarafı çocuğa sevgi ve şefkatle yaklaşıyorsa yine evlilik tek başına velayet değişimine yol açmaz.

Hastalık Durumu ve Velayetin Değiştirilmesi

Eğer velayet sahibi kişi ağır bir hastalığa yakalanırsa yine velayetin değiştirilmesi gündeme gelebilir. Burada mesele hastalığa yakalananı cezalandırmak falan değil. Aksine ağır hastalığa yakalanmış örneğin kanser hastalığına yakalanıp tedavisi için mücadele veren bir kişi çocukla yeteri kadar ilgilenemeyebilir hatta çocuk bu hastalık sürecinden etkilenebilir. İşte bu tür durumlarda hem hastalığa yakalananın durumunu sağlamlaştırmak hem de çocuğu korumak amacıyla velayetin değişimi gündeme gelebilir.

Anne ve Babanın Çocuğa Karşı Olumsuz Davranışı

Çocuklar anne ve babalarının canıdır ama tabiri caizse onlara ait bir mal da değildir. Çocuğun sağlıklı olmasında tüm toplum için yararlar bulunmaktadır. Bu sebeple eğer velayeti elinde bulunduran kişi çocuğun sağlığını bozacak, çocuğu örseleyecek hareketler içerisine giriyorsa burada devlet de bizzat duruma müdahil olup çocuğun korunması için işlemlere girişebilir.

Çocuğun Görüşüne İtibar Edilmesi

Açılan velayet davasında eğer çocuk idrak çağında ise mutlaka çocuğun görüşlerine başvurulur, hangi evde ve kiminle yaşamak istediği sorulur. İdrak çağı nedir derseniz aslında bu çocuktan çocuğa değişebilen bir durum ancak okul dönemi çocuklarının mutlaka velayete ilişkin görüşlerinin alınması gereklidir. Aksi takdirde bu istinaf açısından karar kaldırma sebebi teşkil edecektir. Çocuğun velayeti hakkında değerlendirme yapılırken, mümkün olduğunca alıştığı çevreden koparılmamasına özen gösterilmelidir. Çocuğun alışkın olduğu arkadaşlarından, okulundan ayrılmaması onun ruhsal durumu için son derece önemlidir

Kardeşlerin Ayrılmaması İlkesi ve Velayetin Değiştirilmesi

Velayetin belirlenmesi aşamasında önem teşkil eden bir diğer husus kardeşlerin ayrılmaması ilkesidir. Çünkü kardeşler ayrıldığında daha sonra bağları kopmaktadır bu bağ kopması ise hem çocukların psikolojisini olumsuz etkilemekte hem de gelecekte birbirlerine yabancı hale gelebilmelerine yol açmaktadır. Bu sebeple eğer olağanüstü bir engel yok ise kardeşlerin velayetinin aynı ebeveynde olması yönünde yargıtayın kararları bulunmaktadır. Tabi bu mutlak bir kural değil. Örneğin çocuklardan birisi ısrarla velayetinin verilmesini istemiyorsa bu konuda onun görüşü hiçe sayılamaz.

Çocukla Görüşmesi Engelleme ve Zorlaştırma

Biliyorsunuz yakın dönemde çocuk teslimi icra aracılığıyla yapılıyordu. Ve bazen eski eşler sırf diğer eşe zorluk olsun diye git çocuğu icra ile al ben rızaen vermiyorum diyordu. Yargıtay’a göre çocuğu rızaen vermemek ve sık sık icra aracılığıyla alınmasına sebep olmak da bir velayetin değiştirilmesi sebebi. Çünkü siz çocuğu diğer ebeveyne adeta bir ceza vasıtası olarak kullanamazsınız. Bu durumda diğer ebeveyn ile aranızda husumet doğar ve bu husumet yeni uyuşmazlıklara kapı aralayabilir.

Yukarıda zina gibi hallerin tek başına velayete etki etmediğini söylemiştik. Örneğin Yargıtay bir kararında annenin çıplak resimlerini bir başka erkeğe göndermesini ve zina sebebiyle boşanmanın tek başına velayetin anneden alınmasına yol açmayacağını içtihat etmiştir.

Velayetin Değiştirilmesi Davasında Usul Hükümleri

Velayetin Değiştirilmesinde Görevli Mahkeme

Velayetin değiştirilmesi davasında Aile Mahkemeleri görevlidir. Aile Mahkemelerinin bulunmadığı bölgelerde bu davalara Asliye Hukuk Mahkemeleri tarafından Aile Mahkemesi sıfatı ile bakılır.

Velayetin Değiştirilmesi Davasında Yetkili Mahkeme

Velayetin değiştirilmesi davasını hem kendi yerleşim yerinizde hem de davalının yerleşim yerinde açabilirsiniz. Hukukumuz uyarınca çekişmesiz yargı işlerinde kural olarak yetki sorunu yoktur. Velayet davası da niteliği itibariyle bir çekişmesiz yargı işi.

Velayetin Değiştirilmesi Davasında Yargılama Usulü

Bu davalar basit yargılama usulüne tabi. Yani daha hızlı görülmesi gereken ve adli tatilde de görülen davalardan. Çünkü kamu düzenini ilgilendiren bir dava hiçbir şekilde geciktirilemez ve adli tatilde de işlemler görülmeye aynen devam eder.

Velayetin Değiştirilmesi Davasında İşlemler

Dava açıldıktan sonra dosya Aile Mahkemesi uzmanlarına tevdi edilir. Bu uzmanlar hem anne hem baba hem de çocuklar ile görüşme yapar, çocuğun yaşadığı evi inceler, evin çocuk için uygun olup olmadığını değerlendirir ve kanaatini mahkemeye sunar. Eğer Mahkemeye sunulan raporun gerçeği yansıtmadığını, hatalı olduğu düşünüyorsanız ya bu rapora itiraz etmelisiniz ya da bizzat siz uzman görüşü raporu alarak dosyaya sunmalısınız. Hukuk Muhakemeleri Kanunu uyarınca taraflar kendileri de dava konusu hakkında uzmanından görüş alabilirler ve bilirkişi raporu ile uzman görüşünün çelişmesi durumunda Mahkeme bilirkişi raporuna itibar edemez. Aradaki çelişkiyi gidermek zorundadır.

Velayeti Alan Annenin Çocuğun Soy Adını Değiştirmesi

Velayet davası açtınız, yargılama bitti. Çocuğun velayetinin size geçebilmesi için davanın kesinleşmesi gerekir. Davanın kesinleştiğini de düşünelim. Siz veli olarak çocuğun sizinle aynı soy ismini taşımasını isteyen bir annesiniz diyelim. Dava açarak çocuğun soyadının değiştirilmesini sağlayabilir kendi soy isminizi çocuğa verebilirsiniz. Özellikle son zamanlarda pek çok hanımefendinin bu soy isim değişikliği davasını açtığı görmekteyiz. Buna bir engel olmadığını vurgulayalım.

Diğer Haller

Şimdi bir de istisnai durumlara değinelim. Boşandınız ve velayet ebeveynlerden birisine tevdi edildi. Bu kişinin hayatını kaybetmesi durumunda velayet kendiliğinden diğer ebeveyne geçmez. Bu durumda ölümü haber alan ebeveynin velayet davası açması gerekir. Yani çocuk ölüm ile birlikte yasal temsilciden mahrum bir durumda kalır.

Diğer istisnai hal anne ve baba arasında büyük sorunlar var. Çocuk hâkim huzurunda dinlendi ve hem annesinin hem babasının kendisine çok kötü davrandığını, şiddet uyguladıklarını söyledi ya da buna benzer diğer haller. Bu durumda her iki eşe de velayet verilemez. Velayeti elinde bulunduran kişinin velayeti kaldırılır. Ve bu çocuğa bir vasi atanır. Yani anne veya baba olmak her halükarda velayetin size verileceği anlamına gelmiyor. Eğer sizler çocuğun yararını ciddi bir biçimde tehdit ediyorsanız bu durumda çocuk bir vasi tarafından temsil edilecek hatta genel anlamda devlet korumasına alınacaktır.

Bu genel nitelikteki bilgilendirme yazısı Hatay Barosu Avukatlarından İskenderun Avukat Hüseyin KÜSKÜ tarafından hazırlanmıştır

Anahtar Kelimeler: İskenderun boşanma avukatı , velayet davası, velayetin değiştirilmesi