Veraset İlamının İptali Davası

Veraset ilamının iptali davası bazı durumlarda özellikle miras bırakanın mirasçıları farklı mahkemelere başvurarak farklı ve birbirini tutmayan veraset ilamı çıkarttıklarında gündeme gelen bir davadır. Bunun dışında mirasçı sayısının fazla olması, mirastan feragat sözleşmesi olması veya başka sebeplerden dolayı çıkarılan veraset ilamlarındaki miras paylarının farklılıklar göstermesi de mümkündür. Bu hallerde de iki farklı mahkemenin iki farklı miras payı belirlemesi söz konusu olmakta ve bu durum mirasın paylaşımında sorunlara sebebiyet vermektedir. Bu durumlarda hukuka aykırı olduğu düşünülen veraset ilamının iptalini dava etmek gerekir. Biz de bu makalemizde veraset ilamının iptali davası üzerinde duracağız.

Veraset İlamı Ne Demektir?

Veraset ilamı Medeni Kanunda mirasçılık belgesi olarak da adlandırılır. Veraset ilamı söz konusu ölüm sonrasında mirasçıları ve mirasçılara kalan payların açıkça belirtildiği bir ilamdır. Ölüm sonrasında kesinleşen ilam ile birlikte mirasçılar hakları kadarını alabilmektedir. Bu kapsamda örneğin mirasbırakanın gayrimenkulü mevcutsa, yine bankada bir para varsa, ya da araç, ziynet eşyası ve diğer taşınır malları varsa bu mallar/paralar veraset ilamında belirtilen oran uyarınca bölüştürülecektir. Veraset ilamı vermeye iki makam yetkilidir. Bu makamlar; noter ve Sulh Hukuk Mahkemesidir.

Verasetin İlamının İptali Davası Nedir?

Veraset ilamının iptali davası, hatalı veya hukuka aykırı olduğu düşünülen veraset ilamının iptaline yönelik olarak açılan davaya denir. Veraset almak için tüm mirasçıların birlikte başvurmasına ya da farklı zamanda başvursalar dahi tüm mirasçıların aynı makama başvurma zorunluluğu kanunda öngörülmediği için farklı yerdeki farklı makamlara başvuru ile mirasçılardan her biri diğerlerinden bağımsız olarak veraset ilamı alabilir. Nereden ne zaman alınırsa alınsın veraset ilamında ulaşılan sonucun aynı olmasının gerekmesine rağmen; mirasçı sayısının fazla olması, veraset ilamının farklı yerlerden alınması veya başka sebeplerden dolayı çıkarılan veraset ilamındaki miras paylarının farklılıklar göstermesi de mümkündür. Bu halde farklı makamların farklı miras payı belirlemesi söz konusu olmakta ve bu durum mirasın paylaşımında sıkıntılar yaşanmasına yol açmasın diye veraset ilamının iptali davası açılır.

Veraset İlamının İptali Davası Nasıl Açılır?

Veraset ilamının iptali davası nasıl açılır sorusuna süre ve mahkemeler açısından cevap arayabiliriz. Veraset ilamının iptalini dava etme herhangi bir süreye bağlı değildir. Davanın davacısı veraset ilamının hatalı olduğunu ileri süren taraf, davalısı ise tüm mirasçılardır. Hasımlı olarak açılacak veraset ilamının iptali davasında diğer mirasçılar da mahkemece dinlenecek, tüm deliller değerlendirilecek ve sonucuna göre karar verilecektir.

Veraset İlamının İptali Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme, Veraset İlamının İptali Davası Nerede ve Hangi Mahkemede Açılır?

Veraset ilamının iptali davasında görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olup, yetkili mahkeme ise ölen kişinin son yerleşim yeri mahkemesidir. Ancak bu yerin yanında mirasçıların her birinin oturduğu yer mahkemesi de yetkilidir.

Veraset İlamının İptali Davasında Zamanaşımı Var Mıdır?

Veraset ilamının iptali davasında zamanaşımı yoktur. Veraset ilamı belgesi, aksi ispat edilene kadar geçerli bir belge olduğu için geçersizliği her zaman ileri sürülebilir. ‘’Ölüme Bağlı Tasarrufun İptali Davası’’ ile veraset ilamının iptali davasını karıştırmamak gerekir.

Veraset İlamının İptaline İlişkin Yargıtay Kararı

‘’… Hukukumuzda mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkin davaların kural olarak hasımsız olarak ve çekişmesiz yargı yolu ile görülüp sonuçlandırılması gerekir. Resen araştırma prensibi egemen olan bu tür davalarda davacı taraf sadece miras bırakanın öldüğünü, kendisinin soybağı, evlilik veya evlat edinme nedeniyle miras bırakanın mirasçısı olduğunu ve dava dilekçesindeki diğer iddialarını kanıtlamak zorundadır. Nüfus aile kayıtlarını getirterek miras bırakanın diğer mirasçılarını tespit etmek ve tüm mirasçıların miras paylarını belirlemek ise hakimin görevidir. Mirasçıların ve paylarının belirlenebilmesi için gider yapılması gerektiğinde bu giderlerin davacı tarafça karşılanması gerektiği kuşkusuzdur. Mirasçılık belgesinin iptali davalarında ise mirasçılar arasında zorunlu arkadaşlık bulunmaktadır. Dava sonucunda verilecek hükümle hukuksal durumları etkilenebileceğinden bu tür davalarda iptali istenilen mirasçılık belgesinde mirasçı olarak gösterilen kişiler ile, ölmüşlerse bunların mirasçılarının davada taraf olmaları zorunludur. Taraf koşulu kamu düzenine ilişkin olup taraflarca öne sürülmese dahi mahkemelerce kendiliğinden incelenmesi gerekir. Mirasçılık belgesinin iptali davalarında da davacı taraf miras bırakanın mirasçısı olduğunu, iptali istenilen mirasçılık belgesinde mirasçı olarak gösterilmediğini ve pay verilmediğini veya mirasçı gösterilmesine rağmen mirastan kendisine olması gerekenden daha az pay verildiğini, bu nedenle önceki günlü mirasçılık belgesinin hatalı olduğunu kanıtlamak zorundadır. Bu tür davalarda da miras bırakanın diğer mirasçılarını tespit etmek ve mirasçıların miras paylarını belirlemek hakimin görevidir…’’ YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ, E. 2011/3936 K. 2012/1595 T. 8.3.2012

‘’…dava ve talep veraset ilamının iptali ve yeni bir veraset ilamı verilmesi istemine ilişkindir. Dava, Kadıköy 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2004/379-1025 Esas ve Karar sayılı veraset ilamında mirasçı olan Hazine hasım gösterilerek açıldığından çekişmeli hale gelmiştir. Bu sebeple veraset ilamının iptali ve yeni bir veraset ilamı verilmesi istemiyle açılan dava çekişmeli yargı niteliğinde olduğundan asliye hukuk mahkemesi görevlidir…’’ (YARGITAY 14. HUKUK DAİRESİ E. 2015/1786 K. 2015/2529 T. 9.3.2015)

‘’…İptali istenen veraset ilamında davacıdan başka mirasçılarda bulunmakta olup verilecek karar bu kişilerin de miras hakkını ilgilendirdiğinden, veraset ilamında mirasçı olarak görülen kişiler davaya dahil edilerek, taraf teşkili sağlandıktan sonra sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, hasımsız açılan davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır…’’ (YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ E. 2003/5751 K. 2003/7696 T. 26.5.2003)