Açıköğretim ders notları öğrenciler tarafından ders çalışma esnasında hazırlanmakta olup diğer ders çalışacak öğrenciler için paylaşılmaktadır. Sizlerde hazırladığınız ders notlarını paylaşmak istiyorsanız bizlere iletebilirsiniz.
Açıköğretim derslerinden Veteriner Hizmetleri Mevzuatı ve Etik Dersi 5. Ünite Özet için hazırlanan ders çalışma dokümanına (ders özeti / sorularla öğrenelim) aşağıdan erişebilirsiniz. AÖF Ders Notları ile sınavlara çok daha etkili bir şekilde çalışabilirsiniz. Sınavlarınızda başarılar dileriz.
Hayvan hekimliği, insan hekimliği ve halk sağlığı bilim dalları hayvanların evcilleştirildiği ilk çağlardan beri etkileşim hâlindedir. Avrupa ve Amerika’da veteriner halk sağlığının gelişimi 17. yüzyılda başlamış, 19. yüzyılla beraber ivme kazanmıştır. Sonraki yıllarda halk sağlığı ve veteriner hekimliği faaliyetlerinin tıbbi ve teknolojik ilerlemelere bağlı olarak birlikte yürütülmesi, insan ve hayvan sağlığının korunmasına yönelik çeşitli faydalar sağlamıştır. Yirminci yüzyılda bilim ve teknolojide gerçekleştirilen buluş ve yenilikler; veteriner hekimlik ve hayvancılıkta çok önemli gelişmelere neden olmuştur. Veteriner hekimliğin tıp, biyoloji ve tarımın yanı sıra halk sağlığını korumada da etkinliğinin bilimsel olarak kanıtlanması, belirtilen konularda artan sorunların çözümünün ancak bu mesleğe özgü hizmetlerin özenle gerçekleştirilebilmesi ile çözümlenebileceği gerçeğini ortaya koymuştur. Bu nedenle basta hayvan sağlığı ve refahının koruma ve sağlama olmak üzere güvenilir hayvansal gıda üretimini gerçekleştirme, çevre kirliliğini önleme gibi halk sağlığı alanında önemli hizmetleri yürütmekle yükümlü veteriner hekimler, gıda hijyeni, epidemyoloji, veteriner ilaçları ve asılar basta olmak üzere, biyolojik maddelerin kullanımı, kontrolü gibi hayati öneme sahip hizmetleri başarıyla yürütmektedirler.
Halk sağlığı, “Toplum düzeyinde sağlıkla ilgili sorunların belirlenip tanımlanması, hastalıkların önlenmesi ve kontrolleri, hastaların rehabilitasyonu ve bakımı için gerekli tüm analitik ve yönetimsel etkinlikleri kapsayan bir bilim dalı” olarak tanımlanmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü (World Health Organization-WHO) halk sağlığını, “Halkın sağlığının korunması ve geliştirilmesi amacıyla yürütülen hizmetler bütünü” olarak açıklamış ve yürütülecek hizmetleri sınırlandırmıştır:
1. Veteriner hekimliğe ilişkin hayvan sağlığını koruma ve sağlıklı hayvansal üretimi gerçekleştirmeye yönelik yürütülen hizmetler
2. Biyotıp alanında yürütülen hizmetler
3. Genel konular ile ilgili yürütülen hizmetler
Halk sağlığı hizmetlerinin yönetim ve koordinasyonu, planlama ve yürütülmesine ilişkin çalışmalar bu kapsamda yer almaktadır.
Hızla çoğalan dünya nüfusu ile beraber gıdaların üretim miktarları ve çeşitlerinin artırılması ve buna bağlı olarak denetim ve kontrol hizmetlerinin giderek güçleşmesi, artan çevre kirliliği ve kuraklığa bağlı olarak gıda üretiminin azalması, gıdaların ağır metaller ile birlikte sağlığa zararlı çok çeşitli etkenler ile kirlenme olasılıklarının artması, ulusal ve uluslararası seyahat ve ticaret hacminin büyük boyutlara ulaşması nedeniyle hastalıklı hayvan, hayvan kökenli ürün ve hijyen kalitesi düşük gıdaların yeryüzü genelinde yayılma ve tüketimlerinin arttığı izlenmektedir. Bu nedenlerle gıda hijyen ile ilgili gereksinimlerin karşılanması ve hizmetlerin ulusal ve uluslararası düzeyde özenle yürütülmesi zorunlu hâle gelmiştir. Gelişmekte olan ülkelerde gıda kaynaklı hastalıklar nedeniyle her yıl 2.2 milyar insanın yaşamını yitirdiği, gelişmiş ülkelerde ise her yıl halkın yaklaşık 1/3’ünün gıda enfeksiyon veya intoksikasyonlarından etkilendiği bildirilmektedir. Gıda zehirlenme ve intoksikasyon vakalarının çok çeşitli sağlık sorunları ve sosyo-ekonomik problemlere yol açtığı göz önüne alındığında gıda hijyenine olan gereksinim her zamankinden çok daha fazla artmaktadır. Bu nedenle, FAO ve WHO tarafından 1962 yılında kurulan Kodeks Almentarus Uzmanlar Komisyonuna göre “Hayvansal gıdaların sağlıklı, tem-z, üstün besleyici değerde ve işlevsel kalite niteliklerinde üretilip tüketiciye sunulmasının sağlanması” olarak tanımlanan gıda güvenliği konusunda yasal önlemlerin alınması ve bu doğrultuda gıda yönetim sitemlerinin hijyenik prensipler doğrultusunda uygulamaya aktarılması gerekmektedir. Hayvansal gıda hijyeni, gıda güvenliği ve gıda yararlılığının güvencesi olarak tanımlanmaktadır. Gıda hijyeninin öncüleri ve uygulayıcıları ise veteriner hekimlerdir. Besleme yöntemleri, çevre ve barınma koşulları, büyümeyi hızlandırma, koruyucu hekimlik, hijyenik önlemler, döl veriminin artırılması, önlem, kontrol, muayene ve sağaltım gibi hayvan kökenli gıdaların üretimin artırılmasına yönelik hizmetlerin özenle yürütülmesinde veteriner hekimler büyük rol almaktadırlar.
Gıda mevzuatı temel olarak tüketiciyi korumak için çıkarılan ve genel olarak gıda maddelerinin üretildiği, depolandığı ve satıldığı yerlerin niteliklerini belirleyen kanun, tüzük ve yönetmeliklerin bütününe verilen addır. Türkiye’de gıda güvenliğine ilişkin ilk yasa 1930 yılında çıkarılan 1580 sayılı “Belediye Yasası”dır. Daha sonraları bu yasanın yerine geçen 5179 sayılı Kanun çıkarılmış, son olarak da Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca 5996 sayılı “Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu” yayımlanmıştır. Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu 5996 sayılı Kanun, Türkiye’de gıda, gıda ile temas eden madde ve malzeme ile yemlerin üretim, isleme ve dağıtımının tüm aşamaları, gıda ve yem güvenilirliği ve halk sağlığına ilişkin kontrol, önlem ve denetim mekanizmalarını düzenlemektedir. Bu Kanun, gıda ve yeme ilişkin ürünlerin üretim aşamasından tüketiciye sunulmasına kadar geçen tüm süreci Tarım ve Orman Bakanlığının kontrolüne vermektedir. Yeni yasa sorumlu yöneticiliği kaldırırken, tüm sorumluluğu işletme sahibine vermektedir. 5996 sayılı Kanun’un 21. maddesinde gıda güvenilirliği şartları belirtilmiştir. İnsan sağlığı için tehlike oluşturan ve tüketime uygun olmayan gıda, güvenilir olmayan gıda kabul edilmiştir. Gıdanın insan sağlığına zararlı olup olmadığının belirlenmesinde; tüketenin sağlığı üzerinde ani, kısa veya uzun vadede oluşturabileceği muhtemel etkileri yanında, gelecek nesiller üzerindeki etkileri, birikerek artan muhtemel toksik etkileri ve belirli tüketici gruplarının özel sağlık hassasiyetleri de dikkate alınmaktadır. Herhangi bir gıdanın insan tüketimi için uygun olmadığının belirlenmesinde, gıdanın yabancı madde karışması da dâhil olmak üzere her tür bulaşıklığı veya çürüme, bozulma veya kokuşma nedeniyle kullanım amacına uygun olmaması dikkate alınmaktadır.
17.12.2011 tarihli ve 28145 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan bu Yönetmelik ile insan ve hayvanlara yönelik doğrudan veya çevre aracılığıyla oluşabilecek risklerin önlenmesi, bertaraf edilmesi veya kabul edilebilir seviyelere indirilmesi, gıda ve yemin etiketlenmesi, tüketicilerin bilgilendirilmesi tüketici menfaatlerinin korunması, haksız rekabetin önlenmesi, gıda ve yemin resmî kontrollerine ilişkin usul ve esasları belirlemek amaçlanmıştır. Bu Yönetmelik; resmî kontroller, izlenebilirlik, hızlı uyarı sistemi, acil durumlar, ihtiyati tedbirler, kriz yönetimi, kamuoyunun bilgilendirilmesi, resmî sertifikasyon, yıllık ve çok yıllık ulusal kontrol planları, sorumluluklar ve itirazlara ilişkin usul ve esasları kapsamaktadır. İlgili Yönetmelik kapsamındaki gıda ve yem işletmelerinin resmî kontrollerinin, kontrol görevlisi tarafından gerçekleştirileceği, kontrol görevlisine yardımcı olmak üzere ilgili meslek alanlarından yardımcı sağlık personeli görevlendirileceği ifade edilmiştir. Resmî kontrollere ilişkin görevlerin, denetim, gözetim, tetkik, izleme, takip, doğrulama, numune alma ve analiz gibi uygun kontrol metotları ve teknikleri kullanılarak yürütüleceği bildirilmiştir. Yönetmelikte kontrol görevlisinin, muayene ve analiz raporu ile birlikte denetim sonunda düzenlediği raporu, mevcut mevzuat dâhilinde özellikle taklit, tağşiş ve sağlığa zararlı hususları da içerecek şekilde değerlendireceği, uygunsuzluk durumunda işletmeci veya yasal temsilcisi hakkında gerekli yasal işlemi uygulayacağı vurgulanmıştır.
Bu Yönetmelik ile gıda hijyeni, halk sağlığı, hayvan sağlığı ve hayvan refahı kuralları gözetilerek gıda ve Yem-n Resmî Kontrollerine Dair Yönetmelik hükümlerine ilave olarak hayvansal gıdaların resmî kontrol esaslarını belirlemek amaçlanmıştır. Yönetmelik’in 7. maddesinde, resmî veya yetkilendirilmiş veteriner hekimlerin, piyasaya çiğ et arz eden kesimhaneler, av hayvanı isleme tesisleri ve parçalama tesislerindeki denetimlerini, aşağıda yer alan özel şartlara uygun olarak yürüteceği belirtilmiştir:
a) Gıda zinciri bilgisine ilişkin kararlar,
b) Ölüm-öncesi (ante-mortem) muayene sonuçlarının bildirimi,
c) Hayvan refahına ilişkin kararlar,
d) Ölüm-sonrası (post-mortem) muayene sonuçlarının bildirimi,
e) Ete ilişkin kararlar,
f) Spesifik risk materyali ve diğer hayvansal yan ürünlere ilişkin kararlar,
g) Laboratuvar analizleri.
Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği
5996 sayılı Kanun’un 23. maddesi gereğince; Tarım ve Orman Bakanlığınca gıda ve gıda ile temas eden maddelerle ilgili asgari teknik ve hijyen kriterlerini, pestisit kalıntıları ve veteriner ilaç kalıntıları, gıda katkı maddeleri, aroma vericiler ve aroma verme özelliği taşıyan gıda bileşenleri, bulaşanlar, ambalajlama, etiketleme, numune alma, analiz metotları, tasıma ve depolama ile ilgili esasları barındıran gıda kodeksi yayınlanmıştır. İlgili maddeye dayanılarak çıkarılan Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği ile hazırlanacak Gıda Kodeksine ilişkin esaslar ve kurallar belirtilmiştir.
Hayvan hekimliği, insan hekimliği ve halk sağlığı bilim dalları hayvanların evcilleştirildiği ilk çağlardan beri etkileşim hâlindedir. Avrupa ve Amerika’da veteriner halk sağlığının gelişimi 17. yüzyılda başlamış, 19. yüzyılla beraber ivme kazanmıştır. Sonraki yıllarda halk sağlığı ve veteriner hekimliği faaliyetlerinin tıbbi ve teknolojik ilerlemelere bağlı olarak birlikte yürütülmesi, insan ve hayvan sağlığının korunmasına yönelik çeşitli faydalar sağlamıştır. Yirminci yüzyılda bilim ve teknolojide gerçekleştirilen buluş ve yenilikler; veteriner hekimlik ve hayvancılıkta çok önemli gelişmelere neden olmuştur. Veteriner hekimliğin tıp, biyoloji ve tarımın yanı sıra halk sağlığını korumada da etkinliğinin bilimsel olarak kanıtlanması, belirtilen konularda artan sorunların çözümünün ancak bu mesleğe özgü hizmetlerin özenle gerçekleştirilebilmesi ile çözümlenebileceği gerçeğini ortaya koymuştur. Bu nedenle basta hayvan sağlığı ve refahının koruma ve sağlama olmak üzere güvenilir hayvansal gıda üretimini gerçekleştirme, çevre kirliliğini önleme gibi halk sağlığı alanında önemli hizmetleri yürütmekle yükümlü veteriner hekimler, gıda hijyeni, epidemyoloji, veteriner ilaçları ve asılar basta olmak üzere, biyolojik maddelerin kullanımı, kontrolü gibi hayati öneme sahip hizmetleri başarıyla yürütmektedirler.
Halk sağlığı, “Toplum düzeyinde sağlıkla ilgili sorunların belirlenip tanımlanması, hastalıkların önlenmesi ve kontrolleri, hastaların rehabilitasyonu ve bakımı için gerekli tüm analitik ve yönetimsel etkinlikleri kapsayan bir bilim dalı” olarak tanımlanmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü (World Health Organization-WHO) halk sağlığını, “Halkın sağlığının korunması ve geliştirilmesi amacıyla yürütülen hizmetler bütünü” olarak açıklamış ve yürütülecek hizmetleri sınırlandırmıştır:
1. Veteriner hekimliğe ilişkin hayvan sağlığını koruma ve sağlıklı hayvansal üretimi gerçekleştirmeye yönelik yürütülen hizmetler
2. Biyotıp alanında yürütülen hizmetler
3. Genel konular ile ilgili yürütülen hizmetler
Halk sağlığı hizmetlerinin yönetim ve koordinasyonu, planlama ve yürütülmesine ilişkin çalışmalar bu kapsamda yer almaktadır.
Hızla çoğalan dünya nüfusu ile beraber gıdaların üretim miktarları ve çeşitlerinin artırılması ve buna bağlı olarak denetim ve kontrol hizmetlerinin giderek güçleşmesi, artan çevre kirliliği ve kuraklığa bağlı olarak gıda üretiminin azalması, gıdaların ağır metaller ile birlikte sağlığa zararlı çok çeşitli etkenler ile kirlenme olasılıklarının artması, ulusal ve uluslararası seyahat ve ticaret hacminin büyük boyutlara ulaşması nedeniyle hastalıklı hayvan, hayvan kökenli ürün ve hijyen kalitesi düşük gıdaların yeryüzü genelinde yayılma ve tüketimlerinin arttığı izlenmektedir. Bu nedenlerle gıda hijyen ile ilgili gereksinimlerin karşılanması ve hizmetlerin ulusal ve uluslararası düzeyde özenle yürütülmesi zorunlu hâle gelmiştir. Gelişmekte olan ülkelerde gıda kaynaklı hastalıklar nedeniyle her yıl 2.2 milyar insanın yaşamını yitirdiği, gelişmiş ülkelerde ise her yıl halkın yaklaşık 1/3’ünün gıda enfeksiyon veya intoksikasyonlarından etkilendiği bildirilmektedir. Gıda zehirlenme ve intoksikasyon vakalarının çok çeşitli sağlık sorunları ve sosyo-ekonomik problemlere yol açtığı göz önüne alındığında gıda hijyenine olan gereksinim her zamankinden çok daha fazla artmaktadır. Bu nedenle, FAO ve WHO tarafından 1962 yılında kurulan Kodeks Almentarus Uzmanlar Komisyonuna göre “Hayvansal gıdaların sağlıklı, tem-z, üstün besleyici değerde ve işlevsel kalite niteliklerinde üretilip tüketiciye sunulmasının sağlanması” olarak tanımlanan gıda güvenliği konusunda yasal önlemlerin alınması ve bu doğrultuda gıda yönetim sitemlerinin hijyenik prensipler doğrultusunda uygulamaya aktarılması gerekmektedir. Hayvansal gıda hijyeni, gıda güvenliği ve gıda yararlılığının güvencesi olarak tanımlanmaktadır. Gıda hijyeninin öncüleri ve uygulayıcıları ise veteriner hekimlerdir. Besleme yöntemleri, çevre ve barınma koşulları, büyümeyi hızlandırma, koruyucu hekimlik, hijyenik önlemler, döl veriminin artırılması, önlem, kontrol, muayene ve sağaltım gibi hayvan kökenli gıdaların üretimin artırılmasına yönelik hizmetlerin özenle yürütülmesinde veteriner hekimler büyük rol almaktadırlar.
Gıda mevzuatı temel olarak tüketiciyi korumak için çıkarılan ve genel olarak gıda maddelerinin üretildiği, depolandığı ve satıldığı yerlerin niteliklerini belirleyen kanun, tüzük ve yönetmeliklerin bütününe verilen addır. Türkiye’de gıda güvenliğine ilişkin ilk yasa 1930 yılında çıkarılan 1580 sayılı “Belediye Yasası”dır. Daha sonraları bu yasanın yerine geçen 5179 sayılı Kanun çıkarılmış, son olarak da Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca 5996 sayılı “Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu” yayımlanmıştır. Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu 5996 sayılı Kanun, Türkiye’de gıda, gıda ile temas eden madde ve malzeme ile yemlerin üretim, isleme ve dağıtımının tüm aşamaları, gıda ve yem güvenilirliği ve halk sağlığına ilişkin kontrol, önlem ve denetim mekanizmalarını düzenlemektedir. Bu Kanun, gıda ve yeme ilişkin ürünlerin üretim aşamasından tüketiciye sunulmasına kadar geçen tüm süreci Tarım ve Orman Bakanlığının kontrolüne vermektedir. Yeni yasa sorumlu yöneticiliği kaldırırken, tüm sorumluluğu işletme sahibine vermektedir. 5996 sayılı Kanun’un 21. maddesinde gıda güvenilirliği şartları belirtilmiştir. İnsan sağlığı için tehlike oluşturan ve tüketime uygun olmayan gıda, güvenilir olmayan gıda kabul edilmiştir. Gıdanın insan sağlığına zararlı olup olmadığının belirlenmesinde; tüketenin sağlığı üzerinde ani, kısa veya uzun vadede oluşturabileceği muhtemel etkileri yanında, gelecek nesiller üzerindeki etkileri, birikerek artan muhtemel toksik etkileri ve belirli tüketici gruplarının özel sağlık hassasiyetleri de dikkate alınmaktadır. Herhangi bir gıdanın insan tüketimi için uygun olmadığının belirlenmesinde, gıdanın yabancı madde karışması da dâhil olmak üzere her tür bulaşıklığı veya çürüme, bozulma veya kokuşma nedeniyle kullanım amacına uygun olmaması dikkate alınmaktadır.
17.12.2011 tarihli ve 28145 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan bu Yönetmelik ile insan ve hayvanlara yönelik doğrudan veya çevre aracılığıyla oluşabilecek risklerin önlenmesi, bertaraf edilmesi veya kabul edilebilir seviyelere indirilmesi, gıda ve yemin etiketlenmesi, tüketicilerin bilgilendirilmesi tüketici menfaatlerinin korunması, haksız rekabetin önlenmesi, gıda ve yemin resmî kontrollerine ilişkin usul ve esasları belirlemek amaçlanmıştır. Bu Yönetmelik; resmî kontroller, izlenebilirlik, hızlı uyarı sistemi, acil durumlar, ihtiyati tedbirler, kriz yönetimi, kamuoyunun bilgilendirilmesi, resmî sertifikasyon, yıllık ve çok yıllık ulusal kontrol planları, sorumluluklar ve itirazlara ilişkin usul ve esasları kapsamaktadır. İlgili Yönetmelik kapsamındaki gıda ve yem işletmelerinin resmî kontrollerinin, kontrol görevlisi tarafından gerçekleştirileceği, kontrol görevlisine yardımcı olmak üzere ilgili meslek alanlarından yardımcı sağlık personeli görevlendirileceği ifade edilmiştir. Resmî kontrollere ilişkin görevlerin, denetim, gözetim, tetkik, izleme, takip, doğrulama, numune alma ve analiz gibi uygun kontrol metotları ve teknikleri kullanılarak yürütüleceği bildirilmiştir. Yönetmelikte kontrol görevlisinin, muayene ve analiz raporu ile birlikte denetim sonunda düzenlediği raporu, mevcut mevzuat dâhilinde özellikle taklit, tağşiş ve sağlığa zararlı hususları da içerecek şekilde değerlendireceği, uygunsuzluk durumunda işletmeci veya yasal temsilcisi hakkında gerekli yasal işlemi uygulayacağı vurgulanmıştır.
Bu Yönetmelik ile gıda hijyeni, halk sağlığı, hayvan sağlığı ve hayvan refahı kuralları gözetilerek gıda ve Yem-n Resmî Kontrollerine Dair Yönetmelik hükümlerine ilave olarak hayvansal gıdaların resmî kontrol esaslarını belirlemek amaçlanmıştır. Yönetmelik’in 7. maddesinde, resmî veya yetkilendirilmiş veteriner hekimlerin, piyasaya çiğ et arz eden kesimhaneler, av hayvanı isleme tesisleri ve parçalama tesislerindeki denetimlerini, aşağıda yer alan özel şartlara uygun olarak yürüteceği belirtilmiştir:
a) Gıda zinciri bilgisine ilişkin kararlar,
b) Ölüm-öncesi (ante-mortem) muayene sonuçlarının bildirimi,
c) Hayvan refahına ilişkin kararlar,
d) Ölüm-sonrası (post-mortem) muayene sonuçlarının bildirimi,
e) Ete ilişkin kararlar,
f) Spesifik risk materyali ve diğer hayvansal yan ürünlere ilişkin kararlar,
g) Laboratuvar analizleri.
Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği
5996 sayılı Kanun’un 23. maddesi gereğince; Tarım ve Orman Bakanlığınca gıda ve gıda ile temas eden maddelerle ilgili asgari teknik ve hijyen kriterlerini, pestisit kalıntıları ve veteriner ilaç kalıntıları, gıda katkı maddeleri, aroma vericiler ve aroma verme özelliği taşıyan gıda bileşenleri, bulaşanlar, ambalajlama, etiketleme, numune alma, analiz metotları, tasıma ve depolama ile ilgili esasları barındıran gıda kodeksi yayınlanmıştır. İlgili maddeye dayanılarak çıkarılan Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği ile hazırlanacak Gıda Kodeksine ilişkin esaslar ve kurallar belirtilmiştir.