Açıköğretim ders notları öğrenciler tarafından ders çalışma esnasında hazırlanmakta olup diğer ders çalışacak öğrenciler için paylaşılmaktadır. Sizlerde hazırladığınız ders notlarını paylaşmak istiyorsanız bizlere iletebilirsiniz.
Açıköğretim derslerinden Yangın ve Yangın Güvenliği Dersi 3. Ünite Özet için hazırlanan ders çalışma dokümanına (ders özeti / sorularla öğrenelim) aşağıdan erişebilirsiniz. AÖF Ders Notları ile sınavlara çok daha etkili bir şekilde çalışabilirsiniz. Sınavlarınızda başarılar dileriz.
Yüzyıllar boyunca yaşanan yangın olaylarını söndürmek veya yaşanacak olan yangın olaylarını önlemek için etkili yöntemler bulunmaya çalışılmıştır. Örneğin, Eski Roma’da bir itfaiye örgütü kurulmuş ve Roma lejyonlarıyla birlikte giden eğitilmiş itfaiyeciler yetiştirilmiştir. En eski yangın söndürme aracı ise elden ele taşınılan su kovaları olmuştur.
1832’de bir komuta altında toplanması İngiltere’deki modern itfaiye örgütünün başlangıcını oluşturmuştur. Zamanla diğer kentler ve başka ülkelerde de buna benzer itfaiye örgütleri kurulmuş, havalimanlarında, demir yollarında ve askerî birliklerde olduğu gibi birçok büyük fabrikada da özel itfaiye örgütleri oluşturulmaya başlanmıştır. Osmanlı’da ise düzenli yangın söndürme teşkilatı 1714’te kurulmuş ve itfaiye teşkilatının değişimi dört aşamadan geçmiştir. 1714-1826 arasında Yeniçeri İtfaiye Ocağı, 1826-1874 arası Semt Tulumbacıları dönemi, 1874-1923 arası Askerî İtfaiye Teşkilatı ve sonuncusu da bugünkü itfaiye teşkilatının esasını teşkil eden Cumhuriyet Dönemi İtfaiye Teşkilatıdır.
Ancak günümüzde, teknolojik gelişmelerde gelinen seviye yangından korunum konusundaki endişeleri azaltsa da etkin bir yangından korunumun mümkün olabilmesi için yangına müdahale ekiplerinin ve sistemlerinin ötesinde ve öncesinde yöntemlerin de geliştirilmesi gereği kabul görmüş bir gerçektir. Bugün bu alanda gelinen nokta ülkelerin gelişmişlik düzeyleri ile doğru orantılıdır.
Yangınla mücadelede ilk hedef riskin gerçekleşmesinin önüne geçmek, bunun mümkün olmadığı durumlarda başladığı yerde baskılayarak binanın içerisinde, dışarısında veya çevresinde büyümesini ve yayılmasını engelleyerek söndürülmesini sağlamaktır.
İşlevi ne olursa olsun, her türlü yapı için yangın riskinin gerçekleşme olasılığı söz konusudur. Yangın riskinin gerçekleşme olasılığının bağlı olduğu etkenler şunlardır [2]:
Yangın riskinin gerçekleşmesi durumunda trajik sonuçların ortaya çıkmasında önemli olan etkenler ise aşağıdaki gibi sıralanabilir [2]:
Yapılarda yangın güvenlik önlemleri tasarım aşamasında başlayıp, yapım aşamasında devam etmeli, müdahale ve söndürme sistemleriyle desteklenmeli ve kullanım aşamasında da sürdürülmelidir. Tasarım ve yapım aşamasında herhangi bir önlem alınmadan, sadece alarm ve söndürme sistemlerinin kurulmuş olduğu bir yapının yangın güvenliğine sahip olduğu düşünülemez. Bu açıdan yangın güvenlik önlemleri ikiye ayrılmaktadır:
1. Pasif Yangın Güvenlik Önlemleri: Pasif yangın güvenlik önlemleri yapılarda yangın riskinin gerçekleşmesi durumunda boyutlarının sınırlandırılmasına yöneliktir. Pasif yangın güvenlik önlemlerinde esas amaç, yangının çıkmasını engellemek ve/veya çıkan bir yangının yayılmasını önleyerek insanların güvenli bir bölgeye kaçmaları ve yangına müdahale için gerekli süreyi ve uygun ortamı sağlamak; aynı zamanda da maddi kaybı asgari düzeyde tutmaktır. Pasif yangın güvenlik önlemleri iki grupta ele alınmaktadır:
2. Aktif Yangın Güvenlik Önlemleri: Aktif yangın güvenlik önlemleri, yapı tamamlandıktan sonra kurulan algılama, uyarı ve söndürme sistemleri gibi genellikle mekanik savunma ve önleme sistemleridir. Bunlar, yangın başlangıçlarının bulunmasını sağlayan ısı, duman, alev ve gaz dedektörleri gibi algılayıcılar, yangın başlangıçlarını ses çıkararak ve/veya ışıklı olarak kullanıcılara haber veren erken uyarı sistemleri ve yangını kontrol altında tutan söndürme sistemlerinden oluşmaktadır.
Yangından korunma kavramı, olabilecek bir tehlikenin yaratacağı zararlardan etkilenmemeye çalışmak veya tehlikeyi en az zararla ortadan kaldırmak olarak tanımlanabilir. Genel olarak yangından korunmada aşağıdaki amaçlar göz önünde bulundurulmalıdır:
Yapıda yangın güvenliğini sağlamada uygulanacak taktikler aşağıdaki gibi sıralanabilir [3].
Tehlike; insanların yaralanması, sağlığının bozulması veya bunların gerçekleşmesine sebep olabilecek kaynak, durum veya işlemdir. Risk ise tehlikeli bir olayın veya maruz kalma durumunun meydana gelme olasılığı ile olay veya maruz kalma durumunun yol açabileceği yaralanma veya sağlık bozulmasının ciddiyet derecesinin birleşimidir [4]. Risk kontrolü, riskin kaynağını ortadan kaldırmayı amaçlamaz fakat riskin şiddetini azaltmayı, indirgemeyi hedefler. Riskler gerçekleşme olasılığını ve/veya gerçekleştiği takdirde sonuçlarını azaltmayı hedefleyen bir tutumla yönetilmektedir. Binalarda yangın güvenliği bir risk problemi olarak ele alındığında yangın ile mücadelede ilk hedef riskin gerçekleşmesinin önüne geçmek, gerçekleşmesi engellenemediği durumlarda başladığı yerde yangını hapsederek binanın içerisinde büyümesini ve yayılmasını engelleyerek söndürülmesini sağlamaktır.
Binalarda yeterli ve yetkin yangın güvenliği için riski tanımlama ve koşulları saptayarak strateji geliştirmek amacıyla veri elde etme aşamalarında kullanılacak temel sorgu adımları kitabın 54. Sayfasında tablo 3.2’de yer almaktadır.
Veriler değerlendirilirken izlenecek adımları ise aşağıdaki gibi özetlemek mümkündür:
Yangın Risk Analizinde Kullanılan Bilimsel Metotlar
Binada veya çevresinde çıkabilecek muhtemel yangının çıkış yeri, nedeni, cinsi ve özelliklerinin neler olabileceğinin belirlenmesi, oluşabilecek yangınların cana ve mala verebileceği zararların tespiti yangın risk analizinin yapılmasıyla mümkündür. Yangın risk analizleri; nitel ve nicel risk analizleri olarak ikiye ayrılmaktadır.
Nitel yangın risk analizi , yangın güvenliğinin sağlanabilmesi için, risk oluşturan etmenlerin, deneyim ve gözlemlere dayanarak belirlenmesi, olayların bir senaryo bağlamında, gerçekte nasıl oluşabileceğine yönelik kurguların oluşturulması olarak tanımlanmaktadır. Nitel yangın risk analizinde riski hesaplarken ve ifade ederken sayısal değerler yerine tanımlayıcı (düşük, yüksek, çok yüksek gibi) değerler kullanılmaktadır [12].
Nicel yangın risk analizi , yangın güvenliğinin sağlanabilmesi için risk oluşturan etmenlerin, hesaplamalar, istatistiki veriler ve ölçümler kullanılarak belirlenmesidir. Tehlikeler, gerçekte nasıl ve ne gibi sonuçlar doğurur sorusu sayısal modellemelerle hesaplanır.
Nicel risk analizinin temel formülleri aşağıdaki gibidir [13]:
Risk = Tehdidin Olma İhtimali x Tehdidin Etkisi
Risk = Olasılık x Şiddet
Yaygın olarak kullanılan risk analiz metotları aşağıda sıralanmıştır:
Ön Tehlike Analiz Yöntemi (PHA-Preliminary Hazard Analysis): Ön tehlike analiz yöntemi; hangi tür tehlikelerin sıklıkla ortaya çıktığı ve hangi tür analiz yönteminin uygulanması gerektiğini belirleyen, daha detaylı analiz çalışmalarına veri oluşturan, hızlı bir şekilde hazırlanabilen nitel risk değerlendirme yöntemidir.
Olursa Ne Olur (What If )?: Genel soru olan “Olursa Ne Olur?” sorusu ile başlar ve sorulara verilen cevaplarla tehlikeler belirlenmektedir.
Kontrol Listeleri Kullanılarak Birincil Risk Analizi Yöntemi: Kontrol listeleri, yürürlükteki standart ve yönetmeliklerce belirlenen yangın güvenlik önlemlerinin evet-hayır, uygun-uygun değil, var-yok, yeterli-yetersiz şeklinde değerlendirilerek tehlikelerin belirlenmesini sağlamaktadır.
Oluşturulacak kontrol listeleri, BYKHY’de yer alan maddelerden yararlanılarak risk analizi yapılacak yapı için aşağıdaki başlıklar hâlinde oluşturulabilir:
Hata Ağacı Analiz Yöntemi (Fault Tree Analysis-FTA): Hata ağacı analiz yöntemi; önceden tahmin edilebilen istenmeyen hata olayını en üst olay olarak ele alır ve olayı alt bileşenlerine ayırarak grafiksel olarak gösterir.
Olay Ağacı Analiz Yöntemi (Event Tree Analysis-ETA): Başlangıçta seçilmiş olan olayın meydana gelmesinden sonra ortaya çıkabilecek sonuçların akışını diyagram ile gösteren bir yöntemdir.
Olay ağacını geliştirilmesinde izlenecek yolu aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:
ADIM 1: Başlatıcı olayın belirlenmesi
ADIM 2: Güvenlik bariyerlerinin ve fonksiyonlarının belirlenmesi
ADIM 3: Olay ağacının oluşturulması
ADIM 4: Sonuçların sınıflandırılması
ADIM 5: Her bir dal için koşullu olasılıkların tahmini
ADIM 6: Sonuçların nicelleştirilmesi
Olası Hata Türleri ve Etkileri Analizi Metodu (FMEA): Risklerin skorlarına göre en yüksekten en düşüğe doğru sıralanmasıdır.
Risk Değerlendirme Karar Matrisi (L Tipi Matris Metodu): En sık kullanılan yaklaşımlardan biri olan risk değerlendirme karar matrisinde matris diyagramları iki veya daha fazla değişken arasındaki ilişkiyi analiz etmekte kullanılan bir değerlendirme aracıdır.
L Tipi Matris Metodu: L tipi matris metodu risk analizlerinde yaygın olarak kullanılan metotlardan biridir. 5×5, 3×3, 10×10 gibi matrislerden yararlanılır. Sırası ile olasılık değerleri etki değeri ile çarpılarak her bir olayın risk puanı veya risk skoru bulunur.
Risk = Olasılık x Şiddet
Tehlike ve risk analizi yapıldıktan sonra yapılması gereken var olan riskleri azaltmak ve ortaya çıkabilecek zararları azaltma çalışmaları yapmaktır.
Yüzyıllar boyunca yaşanan yangın olaylarını söndürmek veya yaşanacak olan yangın olaylarını önlemek için etkili yöntemler bulunmaya çalışılmıştır. Örneğin, Eski Roma’da bir itfaiye örgütü kurulmuş ve Roma lejyonlarıyla birlikte giden eğitilmiş itfaiyeciler yetiştirilmiştir. En eski yangın söndürme aracı ise elden ele taşınılan su kovaları olmuştur.
1832’de bir komuta altında toplanması İngiltere’deki modern itfaiye örgütünün başlangıcını oluşturmuştur. Zamanla diğer kentler ve başka ülkelerde de buna benzer itfaiye örgütleri kurulmuş, havalimanlarında, demir yollarında ve askerî birliklerde olduğu gibi birçok büyük fabrikada da özel itfaiye örgütleri oluşturulmaya başlanmıştır. Osmanlı’da ise düzenli yangın söndürme teşkilatı 1714’te kurulmuş ve itfaiye teşkilatının değişimi dört aşamadan geçmiştir. 1714-1826 arasında Yeniçeri İtfaiye Ocağı, 1826-1874 arası Semt Tulumbacıları dönemi, 1874-1923 arası Askerî İtfaiye Teşkilatı ve sonuncusu da bugünkü itfaiye teşkilatının esasını teşkil eden Cumhuriyet Dönemi İtfaiye Teşkilatıdır.
Ancak günümüzde, teknolojik gelişmelerde gelinen seviye yangından korunum konusundaki endişeleri azaltsa da etkin bir yangından korunumun mümkün olabilmesi için yangına müdahale ekiplerinin ve sistemlerinin ötesinde ve öncesinde yöntemlerin de geliştirilmesi gereği kabul görmüş bir gerçektir. Bugün bu alanda gelinen nokta ülkelerin gelişmişlik düzeyleri ile doğru orantılıdır.
Yangınla mücadelede ilk hedef riskin gerçekleşmesinin önüne geçmek, bunun mümkün olmadığı durumlarda başladığı yerde baskılayarak binanın içerisinde, dışarısında veya çevresinde büyümesini ve yayılmasını engelleyerek söndürülmesini sağlamaktır.
İşlevi ne olursa olsun, her türlü yapı için yangın riskinin gerçekleşme olasılığı söz konusudur. Yangın riskinin gerçekleşme olasılığının bağlı olduğu etkenler şunlardır [2]:
Yangın riskinin gerçekleşmesi durumunda trajik sonuçların ortaya çıkmasında önemli olan etkenler ise aşağıdaki gibi sıralanabilir [2]:
Yapılarda yangın güvenlik önlemleri tasarım aşamasında başlayıp, yapım aşamasında devam etmeli, müdahale ve söndürme sistemleriyle desteklenmeli ve kullanım aşamasında da sürdürülmelidir. Tasarım ve yapım aşamasında herhangi bir önlem alınmadan, sadece alarm ve söndürme sistemlerinin kurulmuş olduğu bir yapının yangın güvenliğine sahip olduğu düşünülemez. Bu açıdan yangın güvenlik önlemleri ikiye ayrılmaktadır:
1. Pasif Yangın Güvenlik Önlemleri: Pasif yangın güvenlik önlemleri yapılarda yangın riskinin gerçekleşmesi durumunda boyutlarının sınırlandırılmasına yöneliktir. Pasif yangın güvenlik önlemlerinde esas amaç, yangının çıkmasını engellemek ve/veya çıkan bir yangının yayılmasını önleyerek insanların güvenli bir bölgeye kaçmaları ve yangına müdahale için gerekli süreyi ve uygun ortamı sağlamak; aynı zamanda da maddi kaybı asgari düzeyde tutmaktır. Pasif yangın güvenlik önlemleri iki grupta ele alınmaktadır:
2. Aktif Yangın Güvenlik Önlemleri: Aktif yangın güvenlik önlemleri, yapı tamamlandıktan sonra kurulan algılama, uyarı ve söndürme sistemleri gibi genellikle mekanik savunma ve önleme sistemleridir. Bunlar, yangın başlangıçlarının bulunmasını sağlayan ısı, duman, alev ve gaz dedektörleri gibi algılayıcılar, yangın başlangıçlarını ses çıkararak ve/veya ışıklı olarak kullanıcılara haber veren erken uyarı sistemleri ve yangını kontrol altında tutan söndürme sistemlerinden oluşmaktadır.
Yangından korunma kavramı, olabilecek bir tehlikenin yaratacağı zararlardan etkilenmemeye çalışmak veya tehlikeyi en az zararla ortadan kaldırmak olarak tanımlanabilir. Genel olarak yangından korunmada aşağıdaki amaçlar göz önünde bulundurulmalıdır:
Yapıda yangın güvenliğini sağlamada uygulanacak taktikler aşağıdaki gibi sıralanabilir [3].
Tehlike; insanların yaralanması, sağlığının bozulması veya bunların gerçekleşmesine sebep olabilecek kaynak, durum veya işlemdir. Risk ise tehlikeli bir olayın veya maruz kalma durumunun meydana gelme olasılığı ile olay veya maruz kalma durumunun yol açabileceği yaralanma veya sağlık bozulmasının ciddiyet derecesinin birleşimidir [4]. Risk kontrolü, riskin kaynağını ortadan kaldırmayı amaçlamaz fakat riskin şiddetini azaltmayı, indirgemeyi hedefler. Riskler gerçekleşme olasılığını ve/veya gerçekleştiği takdirde sonuçlarını azaltmayı hedefleyen bir tutumla yönetilmektedir. Binalarda yangın güvenliği bir risk problemi olarak ele alındığında yangın ile mücadelede ilk hedef riskin gerçekleşmesinin önüne geçmek, gerçekleşmesi engellenemediği durumlarda başladığı yerde yangını hapsederek binanın içerisinde büyümesini ve yayılmasını engelleyerek söndürülmesini sağlamaktır.
Binalarda yeterli ve yetkin yangın güvenliği için riski tanımlama ve koşulları saptayarak strateji geliştirmek amacıyla veri elde etme aşamalarında kullanılacak temel sorgu adımları kitabın 54. Sayfasında tablo 3.2’de yer almaktadır.
Veriler değerlendirilirken izlenecek adımları ise aşağıdaki gibi özetlemek mümkündür:
Yangın Risk Analizinde Kullanılan Bilimsel Metotlar
Binada veya çevresinde çıkabilecek muhtemel yangının çıkış yeri, nedeni, cinsi ve özelliklerinin neler olabileceğinin belirlenmesi, oluşabilecek yangınların cana ve mala verebileceği zararların tespiti yangın risk analizinin yapılmasıyla mümkündür. Yangın risk analizleri; nitel ve nicel risk analizleri olarak ikiye ayrılmaktadır.
Nitel yangın risk analizi , yangın güvenliğinin sağlanabilmesi için, risk oluşturan etmenlerin, deneyim ve gözlemlere dayanarak belirlenmesi, olayların bir senaryo bağlamında, gerçekte nasıl oluşabileceğine yönelik kurguların oluşturulması olarak tanımlanmaktadır. Nitel yangın risk analizinde riski hesaplarken ve ifade ederken sayısal değerler yerine tanımlayıcı (düşük, yüksek, çok yüksek gibi) değerler kullanılmaktadır [12].
Nicel yangın risk analizi , yangın güvenliğinin sağlanabilmesi için risk oluşturan etmenlerin, hesaplamalar, istatistiki veriler ve ölçümler kullanılarak belirlenmesidir. Tehlikeler, gerçekte nasıl ve ne gibi sonuçlar doğurur sorusu sayısal modellemelerle hesaplanır.
Nicel risk analizinin temel formülleri aşağıdaki gibidir [13]:
Risk = Tehdidin Olma İhtimali x Tehdidin Etkisi
Risk = Olasılık x Şiddet
Yaygın olarak kullanılan risk analiz metotları aşağıda sıralanmıştır:
Ön Tehlike Analiz Yöntemi (PHA-Preliminary Hazard Analysis): Ön tehlike analiz yöntemi; hangi tür tehlikelerin sıklıkla ortaya çıktığı ve hangi tür analiz yönteminin uygulanması gerektiğini belirleyen, daha detaylı analiz çalışmalarına veri oluşturan, hızlı bir şekilde hazırlanabilen nitel risk değerlendirme yöntemidir.
Olursa Ne Olur (What If )?: Genel soru olan “Olursa Ne Olur?” sorusu ile başlar ve sorulara verilen cevaplarla tehlikeler belirlenmektedir.
Kontrol Listeleri Kullanılarak Birincil Risk Analizi Yöntemi: Kontrol listeleri, yürürlükteki standart ve yönetmeliklerce belirlenen yangın güvenlik önlemlerinin evet-hayır, uygun-uygun değil, var-yok, yeterli-yetersiz şeklinde değerlendirilerek tehlikelerin belirlenmesini sağlamaktadır.
Oluşturulacak kontrol listeleri, BYKHY’de yer alan maddelerden yararlanılarak risk analizi yapılacak yapı için aşağıdaki başlıklar hâlinde oluşturulabilir:
Hata Ağacı Analiz Yöntemi (Fault Tree Analysis-FTA): Hata ağacı analiz yöntemi; önceden tahmin edilebilen istenmeyen hata olayını en üst olay olarak ele alır ve olayı alt bileşenlerine ayırarak grafiksel olarak gösterir.
Olay Ağacı Analiz Yöntemi (Event Tree Analysis-ETA): Başlangıçta seçilmiş olan olayın meydana gelmesinden sonra ortaya çıkabilecek sonuçların akışını diyagram ile gösteren bir yöntemdir.
Olay ağacını geliştirilmesinde izlenecek yolu aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:
ADIM 1: Başlatıcı olayın belirlenmesi
ADIM 2: Güvenlik bariyerlerinin ve fonksiyonlarının belirlenmesi
ADIM 3: Olay ağacının oluşturulması
ADIM 4: Sonuçların sınıflandırılması
ADIM 5: Her bir dal için koşullu olasılıkların tahmini
ADIM 6: Sonuçların nicelleştirilmesi
Olası Hata Türleri ve Etkileri Analizi Metodu (FMEA): Risklerin skorlarına göre en yüksekten en düşüğe doğru sıralanmasıdır.
Risk Değerlendirme Karar Matrisi (L Tipi Matris Metodu): En sık kullanılan yaklaşımlardan biri olan risk değerlendirme karar matrisinde matris diyagramları iki veya daha fazla değişken arasındaki ilişkiyi analiz etmekte kullanılan bir değerlendirme aracıdır.
L Tipi Matris Metodu: L tipi matris metodu risk analizlerinde yaygın olarak kullanılan metotlardan biridir. 5×5, 3×3, 10×10 gibi matrislerden yararlanılır. Sırası ile olasılık değerleri etki değeri ile çarpılarak her bir olayın risk puanı veya risk skoru bulunur.
Risk = Olasılık x Şiddet
Tehlike ve risk analizi yapıldıktan sonra yapılması gereken var olan riskleri azaltmak ve ortaya çıkabilecek zararları azaltma çalışmaları yapmaktır.