Bazı olaylar vardır tarihte efsane olarak yerini almıştır. Binalar ve tarihi yapılarda efsaneleşmiş ve günümüze kadar gelmiştir. Adını bilime veya tarihe yazdıran kişilerde öyle değil mi?
Hulusi Behçetler, Lokman hekimler, İbn-i Sinalar, Einstainler, Sokratlar, Aristolar, Kritonlar, Hipokratlar, Napoleonlar ve dahi ATATÜRK ve madam Curi gibi isimleri bu efsaneler arasında sayabiliriz.
Ama bizimle yaşamış, bizimle gülmüş, bizimle ağlamış büyük insan, büyük bilim adamı bizim Kriton Curi ye ne demeli? Bizim diyorum, hakikaten yaşadıkları ile yaptıkları ile, hizmetleri ile, hissettikleri ile bizim idi Sn. Prof. Dr. Kriton Curi . Vakitsiz, hazırlıksız, bir uçak yolculuğunda yakalamıştı beynindeki bir anevrizma rüptürü. Dev adımlarla gelişmesine yardımcı olduğu bilimdeki ve çok katkıda bulunduğu teknolojik gelişmeler küçücük bir beyin damarı anevrizmasının yırtılmasına çare bulamamıştı.
Bilim nankör değildir ama?
Bilimsel ve teknolojik gelişmeler için dur durak bilmeden çalıştığını bilmiyor muydu? bilim. Acımadı, vakitsiz aldı bizim Curi’mizi Azrail. İnanmadım inanamadım öldüğüne. Cenazesinde özellikle açtırdım tabutunu ve baktım hakikaten o muydu diye. Evet o idi. Hala kendine has tebessümü ile siz devam edin diyordu sanki. Elli ikisinde bulmuştu onu kader.
Kendine has, İstanbul rumuna özgü, şive ile konuştuğu Türkçesi hala kulaklarımda çınlıyor. Engin hoş görü, sonsuz anlayış sahibi idi. Geç tanıdım ama bilim, insanlık, hoşgörü ve ben çabuk kaybettik Çevre bilimleri duayeni Prof Dr. Kriton Curi’yi. Şu hoşgörüye bakın: Özal hükumeti zamanın da onunda azımsanımayacak girişimleri ile ilk defa Çevre Bakanlığı değil ama çevre müsteşarlığı kurulmuştu. Olsun bu bir başlangıçtır diyordu. Öyle de oldu.
Müsteşar olarak radikal düşünceleri olan Sn. Vehbi Dinçerler atanmıştı. İlk çevre şurası İzmir’de düzenlenmişti. Herkes bu şuranın yalnız davetlisi değil, açılış konuşmasını onun yapması, Sn Kriton Curi’ nin gerekir diyordu.Gel gör ki Sn. Vehbi Dinçerler ’e bu hatırlatılınca pek bi celallenmiş Sn. müsteşar ve demiş ki: ‘’Ben İzmiri tarihte ikinci kez Yunanlılara işgal ettiremem’’Bunu bana Sn. Curi kendine has gülüşü ile, Rehat Bey’ciğim Sn. Müsteşar böyle demiş diye anlatmıştı. Yazık bu zat-ı muhterem 1- tarih bilmiyor. İkincisi çevre bilimcisi değil. 1919’da Yunanlılar İzmir’i kendi istekleri ile işgal etmediler. İngiliz ve Fransızların kandırmaları ile işgal ettiler. Bu ülke (Türkiye) benim memleketim. Ben beş kuşak İstanbullu olduğumu ispat ediyorum, ya bu muhterem zat? demiş ve uzun süre gülmüştük. Bilim adamı idi. Gönül adamı idi. Çoğu kez topluma davranışları ve sözleri ile dersler vermiştir. Her türlü haksızlığa rağmen boyun eğmemiş, yılmamiş ve bu ülke için çalışmıştır. İngiltere kraliçesi gelmiş, onunla görüşmüştür çevre konularında. İspanya kraliyet ailesi çevre bilimlerinde yalnız onu muhatap kabül ediyordu. Avrupa birliği onu tanıyor onu konuşmacı olarak davet ediyordu. Hatta fanatik Yunanlı Avrupa birliği millet vekilleri konuşmalarında kendini Yunanlı olarak tanıt dediklerinde; ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım. Ben İstanbul Rum’uyum derdi ve onların isteklerini reddederdi. Çok yakınındaydım. Dostumdu, arkadaşımdı daha anlamlısı Hocamdı.
İstanbul’da yaşayan biri olarak ben Sn. Hocam Prof. Dr. Kriton Curi ’yi her gün yaşıyorum. Nasıl mı? Kaç kişi bilir bilmiyorum? Haliç’in bu gün temiz oluşunu Sn. Curi’ye borçluyuz İstanbullular olarak. Onun hazırladığı Biyolojik arıtma projesini o dönemin belediye başkanı Sn. Nurettin Sözen uygulamaya koymuştur. Şimdiki Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan’da gavur(!) projesi diye reddetmemiş, kabullenmiş ve devam etmiştir. Çok teşekkürler Sn. Hocam Kriton Curi. Çok teşekkür ederim. İstanbul’un her geçen gün büyüyen ve yeşilliklere boğan ağaçlandırma projesinin de Sn. Hocam Prof. Dr. Kriton Curiye ait olduğunu biliyor musunuz? Onu da Sn. Sözen’e hazırlamıştı. Ama Sn. Cumhurbaşkanımız belediye başkanı olunca bu projeyide gavur(!) projesi deyip reddetmemiş ve devam etmiştir.
Biliyor musunuz? ne kadar zor Sn. Prof.Dr. Kriton Curi’yi anlatmak. Çünkü Sn. Curi anlatılmaz yaşanır. Toprağın bol olsun, nur içinde yat yaşayan muhterem ölü Sn. Prof.Dr. Kriton Curi.
Kalın sağlıcakla…
Prof. Dr. Rehat Faikoğlu