Açıköğretim ders notları öğrenciler tarafından ders çalışma esnasında hazırlanmakta olup diğer ders çalışacak öğrenciler için paylaşılmaktadır. Sizlerde hazırladığınız ders notlarını paylaşmak istiyorsanız bizlere iletebilirsiniz.
Açıköğretim derslerinden Yaşlılarla Sosyal Hizmet Dersi 6. Ünite Özet için hazırlanan ders çalışma dokümanına (ders özeti / sorularla öğrenelim) aşağıdan erişebilirsiniz. AÖF Ders Notları ile sınavlara çok daha etkili bir şekilde çalışabilirsiniz. Sınavlarınızda başarılar dileriz.
Yaşlı insanların psikososyal ve eğitim sorunlarının en aza indirilebilmesi, kendi alıştıkları aile ve sosyal ortamlarında yaşamlarını sürdürebilmeleri, dinî inançlarını yaşayarak hayata daha sıkı bağlanmaları ve böylece ruh sağlıklarını koruyabilmeleri günümüzde önemli görülmektedir. Bu bağlamda her yönüyle sağlıklı yaşlanan bireye sunulacak manevi destekle, yaşamları süresince manevi yönünü güçlendirmesi, çevresinden dinî destek görmesi onun yaşam doyumunu artıran, mutlu ve huzurlu kılan faktörler arasındadır. İnsan bedensel, ruhsal, sosyal ve kültürel özellikleri kendisinde taşıyan bir varlıktır. Dolayısıyla her yaşlı bireyde dinî ve manevi alanda iyileştirme yapmak istiyorsak bütüncül yaklaşmak gerekecektir. Özellikle tedavi gören yahut bakıma muhtaç yaşlıların sağlık bakımının bütüncül bir yaklaşımla verilmesinin önemi anlaşıldığından manevi boyutun da ihmâl edilmemesi gerektiği anlayışı önem kazanmıştır (Yılmaz, 2013, s. 242-245).
Yaşlılık dönemi, fiziksel ve psikososyal açıdan problemlerin en çok yaşandığı dönem olduğu için, yaşlı bireylere tıbbi tedavi ve yaklaşımların yanı sıra manevi danışmanlık ve destek hizmetleri de onların yaşam kalitesini artıran, bahsi geçen problemlerini azaltan bir etkiye sahiptir. Yaşlılıkta görülen bazı psikososyal rahatsızlıklar şöyledir:
Yaşlılıkta iletişim imkânı ve becerisi azalır: Yaşlılığın en önemli sorunu başkalarıyla, çevreyle, yakınlarla, toplumla kurulup sürdürülen iletişimin kaybolmasıdır. Bu kayıp yaşlının çevresinde bulunan eşinin, çocuklarının desteğinin, ilgisinin azalması ya da kişi tarafından bu şekilde yorumlanması biçiminde soyut düzeyde olabileceği gibi, eşin ölümü, çocukların evden ayrılması biçiminde somut düzeyde de olabilir.
Emeklilikle beraber yeni sosyal roller edinilir: Yaşlı bireyi etkileyen sosyal değişimlerden biri de emekliliktir. Yaşlının emekli olması, uğraşı alanının bulunmaması ve eski toplumsal ilişkilerini sürdürmemesi toplumsal iletişimi bozmaktadır. Emeklilikle üretkenlik işlevi azalan ya da yok olan yaşlı birey, işe yaramazlık ve değersizlik duygularıyla yalnızlığa gömülmekte, toplumsal statü ve rollerin kaybı nedeniyle ruh sağlığı olumsuz yönde etkilenmekte, buna bağlı olarak suçluluk, öfke duyguları, depresyon, somatik ve paranoid yakınmalar ortaya çıkabilmektedir. Oysa yaşadığı çevreden ve kurumlardan manevi destek gören yaşlı bireyin çeşitli aktiviteler içerisinde olması, yalnızlık çekmemesini ve hayata daha sıkı bağlanmasını sağlamaktadır.
Denetimi kaybetme korkusu ortaya çıkar: Ölümcül bir hastalığa yakalanmış yaşlı bireyin kendisini denetlemesi giderek zorlaşacaktır. Bu durumu bilinç bulanıklığı, zihinsel problemler takip edecektir. Kişideki bedensel ve zihinsel işlevlerdeki kayıplar ve olumsuzluklar kişiye denetimi elinde bulunduramama korkusunu yaşatacaktır.
Kimlik duygusunu kaybetme korkusu söz konusudur: İnsanlarla ilişkiden yoksun kalmak, yakınları ve dostları kaybetme, bedeninin bir bölümünü, kişiliğin denetimini kaybetmek gibi durumlar insanın kimlik duygusunu sarsar. Bu nedenle hayatın son evresinde kişinin, bütünlüğünü, kendine olan saygısı ve onurunu koruyabilmesi büyük önem taşır.
Gerileme korkusu vardır: Son dönemde ölümle yüzleşen kişi, fiziksel, zihinsel ve sosyal yönden gerilediğini düşünür ve korkuya kapılır. Kişi, bu gerileme ile savaşmaya ve gerçeklerle ilişki içinde olan somut benliğine sıkıca sarılmaya çalışırken manevi değerlerin gücüne her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyar.
Sözlükte maneviyat kelimesi; maddî olmayan manevi şeyler (görülmeyen, duyularla sezilebilen, soyut, tinsel) olarak tanımlanır. Maneviyat, geniş manada din (İslâm) ve dinî öğretiler şeklinde de tanımlanabilir. İnsanın sahip olduğu duygu, düşünce ve manevi haslet ve hislerin bütünüdür. Günümüzde sosyal politikalar içinde yer alan ‘Manevi destek’ kavramı, tıbbî tedavi, tıbbî ve sosyal bakım, tıbbî ve psiko-sosyal rehabilitasyon hizmetlerinin önemli bir parçasıdır. Bakıma muhtaç kişilerin maneviyatını (kişisel gelişimlerini, morallerini) güçlendirmeyi, hayata bağlılıklarını artırmayı, iç (manevi) dünyalarıyla barışık olmalarını, manevi sapmaları ve korkuları gidermeyi amaçlayan sosyal nitelikli ve insan odaklı bakım hizmetleridir. Manevi destek, özellikle kronik hastalara, kalıcı sakatlığı olan özürlülere ve yaşlılığa bağlı değişik sağlık sorunları olan yaşlılara yönelik maneviyat destekli hizmetlerdir. Manevi destek kavramı tıbbi bakımın önemli bir parçası olarak değerlendirilmelidir. Manevi yönden sağlıklı olan hastalar, yaşlılar ve özürlüler, birçok engeli aşmada hastalıkları yenmede başarılı olacaklardır. Özellikle dua ve ibadete yönlendirilen hasta-yaşlı bireylerin iyileşmesinde olumlu sonuçların alındığına dair literatürde bir çok çalışma mevcuttur. Türk toplumunda ölüm olgusuna ve yaşlılık problemlerine “Allah’ın Emri” olarak yaklaşılması nedeniyle ölümün doğal karşılandığına tanık oluruz. Ayrıca inançlı insanların ölümden sonraki hayata inanmaları, ölüm kaygılarını en az düzeyde yaşamalarına yol açar. Manevi desteğin temel hedefi, sosyal hizmetlere ihtiyaç duyan kişinin sadece dünyada değil, ahirette de mutlu olmasını sağlamaktır. Manevi-Dinî destek hizmetleri, kişilerin sosyal bilinçlenmeleri ve topluma uyumları için, güzel ahlak ve üstün karakter geliştirmeye yönelik ahlakî eğitim programlarını esas alır. Özetle Manevi-Dinî destek hizmeti alan yaşlı insanlar, din ve ahlakın sunduğu içsel huzurdan faydalanırlar. Manevi- Dinî destek hizmetlerinin nihaî amacı, bireyin inanç değerlerinden kaynaklanan manevi potansiyelini ortaya çıkarıp geliştirmek ve bu sayede yaşlı bireyin mutlu ve anlamlı bir hayat sürdürmesine yardımcı olmaktır. Manevi-dinî destek sunan görevlilerden aşağıdaki görevleri yerine getirmeleri beklenmektedir:
Ülkemizde Sağlık Bakanlığı ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın yaşlılara yönelik çok yönlü politikalarının yanı sıra, Diyanet İşleri Başkanlığı da teşkilat olarak tüm yurt çapında il, ilçe ve köylere kadar ulaşabilen bir yapıyla yaşlıların manevi-dinî ihtiyaçlarını çeşitli yollarla karşılamaya çalışmaktadır. Vaaz, hutbe, konferans, seminer, irşat programları, Hac ve Umre organizasyonları bunlardan bazılarıdır. Yaşlılık sürecinin rahat geçirilmesinde, manevi destek uzmanları ya da din eğitimcileri sürecin sağlıklı ve kaliteli olmasına yönelik katkı sağlayabilirler.
Dinî rehberlik: Bir kişinin, bir grubun veya bir toplumun inandığı din hakkında yol göstermek, aydınlatmak veya inandığı dinin gereklerini-ritüellerini yerine getirme hususunda rehberlik yapmaktır. Bu görevi yerine getirene de dinî rehber denir.
Dinî danışmanlık: Dini ilgilendiren konularda, bir kişinin yaşadığı ruhî bir sorun nedeniyle veya bir grubun ya da bir toplumun sosyal ilişkilerden kaynaklanan sorunlar karşısında verilen danışmanlığa dinî danışmanlık denir. Bu işi yapana da dinî danışman denir.
Manevi danışmanlık: Dinle ilgili olsun ya da olmasın, her hangi bir kişinin yaşadığı ruhî bir sorun nedeniyle veya bir grubun ya da bir toplumun sosyal ilişkilerden kaynaklanan manevi nitelikteki sorunlar karşısında verilen danışmanlığa manevi danışmanlık denir. Bu işi yapana da manevi danışman denir.
Gönül rehberliği: Bir kişinin, bir grubun veya bir toplumun inandığı dinin zahiri (açık) olan ve ilk anda anlaşılabilen özelliklerinin ötesinde bâtini (iç-gizli) özelliklerinin de olduğuna inananları aydınlatmak, yol göstermek veya yapması gereken ritüelleri yerine getirmesi hususunda rehberlik yapmaktır. Bu görevi yerine getirene de gönül rehber denir. Özel anlamda tasavvuf ve tarikat önderlerini bu kategoride değerlendirebiliriz.
Gönül danışmanlığı: Dinin zahiri (açık) olan ve ilk anda anlaşılabilen özelliklerinin ötesinde bâtini (iç-gizli) özelliklerinin de olduğuna inanan ve ona göre dinî yorumlayan ve yaşayan, bundan ötürü de gönlünde bir takım sorunlar yaşayanlara verilen danışmanlığa gönül danışmanlığı denir. Bu işi yapana da gönül danışmanı denir.
Uzman ilahiyatçı danışmanlığı: Dinin uzmanlık alanına giren konularında verilen danışmanlığa Uzman ilahiyatçı danışmanlığı denir. Bu işi yapana da uzman ilahiyatçı danışman denir. (Abay, 2015).
Manevi desteğin yeterince verilememesinde etkili olan pek çok faktör vardır. Özellikle manevi danışmaların kişilikleri ve hayata olumlu yahut olumsuz bakışları etkili olmaktadır. Bu faktörler:
Manevi destek hizmeti veren personelin, faaliyetlerinde şu hususlara öncelik vermeleri gerekir:
Konuyla ilgili bir başka husus ise yaşlı insanlar için dinî yaşantının ne anlama geldiğidir. Zira yaşlılık psikolojisinin en belirgin özelliklerinden biri de dine karşı yönelimlerdeki artıştır. Bu nedenle bir kısım yaşlılar için dinî inançlar daha bir önem kazanır. Geçmişte düzenli bir dinî hayata sahip olmayan yaşlı insanlar, hayatın zevklerinin sona ermeye başladığı ve ölüm gerçeğinin kendini kuvvetle hissettirdiği bu dönemde, hayatlarına bir anlam ve amaç sağladığı için dinî değerlere kolayca bağlanabilmektedirler. Bu yöneliş ve bağlanma, yaşlı insanın varoluş ve ölüm gerçeğini anlama ihtiyacından kaynaklanmaktadır. Kimi yaşlılar, hayat boyu yaptığı çeşitli hatalara pişmanlık duyarak geçmişi onarma çabası içine girerler ve geçmişteki aykırı yaşantılarından dolayı yaşadıkları suçluluk duygularını azaltabilmek amacıyla, kendilerini bağışlatmaya yönelik davranışlar göstermeye çalışırlar. Özellikle zararlı tutum ve alışkanlıklar da terk edilmeye başlanır. Bu dönemde Allah inancının daha kesin ve kararlı bir şekilde ortaya çıktığı, ölümden sonraki hayata, cennet ve cehennemin varlığına, ilahî mahkemeye duyulan inancın güçlendiği gözlenmektedir. Diğer yandan, ölüm sonrası hayata, cennet ve cehennemin varlığına, ilahî mahkemeye duyulan inanç, ileri yaşlardaki insanlarda belirgin bir oranda artış göstermektedir. Dinin etkisi, yaşlıların çevreleriyle daha anlamlı ilişkiler kurmasıyla ve yaşam doyumlarının artmasıyla kendini gösterir. Dinî düşünce ve davranışlara hayatında yer veren bireyler bulundukları sosyal çevreyi de buna göre oluşturarak aktivite ve sosyal destek konusunda yarar sağlarlar (Köylü, 2010, s. 8-11).
Yaşlılıkta Manevi Duygular Pekişir: Yaşın ilerlemesi sonucunda bireylerin dinî inanç ve tutumlarında önemli değişmeler söz konusu olmasa da hayatın ilerleyen yıllarında dinî inançlar, özellikle dindar yaşlıların hayatlarında önemli bir yer işgal ederek devam etmektedir. İlerleyen yaşlarda insanlar Allah’ı kabullenmenin en iyi ifade biçimi olan ibadetin en olgun şekline ulaşmaktadırlar.
Yaşlılıkta Dinî İnanç Sosyalleşme İmkânı Sağlar: Dinî değerler yaşlıların diğer insanlarla iletişimlerini devam ettirmelerine, ufuklarını genişletmelerine ve anlamlı etkinlikler geliştirmelerine yardım etmektedir. Dinî değerler sayesinde yaşlılar; faydalı olma, anlamlı bir role sahip olma, yeni yetenekler geliştirme, hoşça vakit geçirme gibi ihtiyaçlarını tatmin etmektedirler.
Dinî ve Manevi Destek Yaşlının Hayatına Anlam Katar: Dinî inanç ve uygulamaların bireysel seviyedeki etkisi, genelde her yaştaki bireyin, özelde yaşlıların hayata anlam vermelerine imkân sağlamasıdır. Dinî inanç ve uygulamalar sosyal seviyede ise, yaşlılara özgüven kazandırabilme ve saygınlıklarını devam ettirebilme için toplum desteği sağlamaktadır.
Yalnızlık Duygusundan Uzaklaştırır: Dinî yaşantılar, gelenekler ve maneviyat duygusu, inanç sahiplerine zor günlerinde büyük bir grubun içinde olduklarını hissettirmekte ve destek sağlamaktadır. Geniş sosyal ilişkiler ağı, hayatın ilerleyen dönemine ulaşan bireylere düzenli, sabit, olumlu tecrübeler temin ederek toplumda tasvip gören roller sağlayarak olumlu etkiler meydana getirmekte ve sonuçta yaşlı bireyler kendilerini değerli görme fırsatı bulmaktadırlar.
Manevi Destek Problemlerin Üstesinden Gelmeye Yardımcı Olur: Dinî inanç ve dinî yaşam yaşlılıkta ortaya çıkan bazı problemlerin çözülmesinde de olumlu etki yaparak kendini gösterir. Örneğin bu dönem sorunlarından olan yalnızlık, anlam arayışı, sevgi ve ilgi beklentileri, eş kaybı, değişen roller gibi birçok sıkıntılı durumlarda, din eğitimi ve ibadetler yoluyla sosyal destek yahut manevi destek hizmetleri yaşlıya duygusal destek sağlar.
Manevi Destek Ruh Sağlığını Korur: İnanma ve bağlanma isteği, yaşlı insan için de hayatî bir işleve sahiptir. Çünkü imanın en önemli işlevlerinden birisi, insanı ruhî belirsizlikten uzak tutmasıdır. Sağlam dinî inanca sahip olanlar, inançsızlara karşılık çok belirgin sağlık avantajlarına sahiptirler. Bunalıma yakalanma riskleri daha azdır.
İnsanlar, yaşlılık dönemlerinde hem fizyolojik açıdan hem de psikolojik açıdan çok önemli değişiklikler yaşarlar. Yaşlanan bireyin iç dünyası aslında durağanlaşmaz aksine çeşitli çatışmalarla karşı karşıyadır. Aslında zengin hayat tecrübelerine sahip olan yaşlı bireyler; yaşamın tüm evrelerinin zorlamalarına karşın var olabilmiş olmanın güçlülüğünü ve bilgeliğini içerir. Sağlık problemleriyle gerileyen yaşlı bedenler, bu problemlerden daha çok eş, akran ve yakınlarının kayıplarıyla duygusal sarsıntılara maruz kalır. Gittikçe yalnızlık ve toplumdan soyutlanma duygusuna kapılan yaşlılar kendilerini değersiz hissetmeye de başlarlar (Hökelekli, 1996, s. 286). Böyle bir psikolojiye sahip yaşlı bireyleri ayakta tutup onları hayata bağlayacak en önemli şey yakın çevrelerinin ilgisi, sevgisi ve sahip oldukları dinî inançları olacaktır. Zira dinî duygu ve düşünceler insanın her yaş döneminde hayatın anlam ve kalitesini artırdığı gibi, yaşlılık döneminde bireylerin yaşadığı hayatın anlam ve kalitesine de katkıda bulunur (Hall, 1958, s. 70). Diğer bir ifade ile din ve dinî inanç, insanın varoluşu ve ölümüne hatta ölümden sonrasına dair tatminkâr açıklamalarla onun yaşamını zenginleştirir. Dinin öncelikli fonksiyonlarından biri, insanlara yardım etmek ve rehberlik yapmaktır. Depresyon rahatsızlıkları, stresli günlük yaşam durumları, eş ve akran kaybı, yaşlılarda fiziksel ve zihinsel sağlık problemlerinin ilerleme riskinin artmasına sebep olmaktadır. Dolaysıyla yaşlı bireyin inancından ve çevresinden dinî destek alarak hayatın zorluklarıyla başa çıkmadaki destek kaynaklarının en önemli kısmının dinî inançları olduğu bilinmektedir. Karmaşık bir süreç olan din ve başa çıkma ilişkisi aşağıdaki gibi üç boyutuyla ele alınabilir (Pargament, 2003, s. 207-227):
Toplumdaki yaşlı kesimi manevi açıdan desteklemek için din eğitiminin ne anlama geldiği de üzerinde durulan bir başka husustur. Zira yetişkin din eğitiminin ne olduğu konusunda çeşitli yorumlar bulunmakla beraber günümüz din eğitimi araştırmacılarından Cemal Tosun bu konuda şunları söylemektedir: “Yetişkin din eğitimi; yetişkinlere ve okul dışındakilere, örgün eğitim dışında ya da yanında din eğitimi ihtiyacında ya da isteğinde olanlara, resmî ya da özel kurum ve kuruluşlarca, yetişkinlerin dinî bilgilerini artırmak, dinî anlayışlarını geliştirerek hayatın dinî boyutunu yorumlamalarına yardımcı olmak amacıyla verilen planlı, amaçlı din eğitimidir” (Tosun, 2010, s. 194). Konuyu din eğitimi açısından ele almadan önce, yaşlılık döneminde bireylerin öğrenmeye karşı tutumlarının da nasıl olduğunun bilinmesi gerekmektedir. Zira her yaş dönemi gibi bu dönemin hassasiyetlerinin bilinmesi, eğitim faaliyet ve organizasyonlarının başarısını doğrudan etkiler. Yetişkin ve ileri yetişkinler entelektüel bir yaklaşımla, eğitim programlarına her zaman yeni öğrenmeler yahut eksik öğrenmelerini tamamlama için gelmezler. Onları bu faaliyetlere iten sebep, bazen yalnızlık ve sosyal ilişkiler kurma ihtiyacı bazen de boş zamanları değerlendirme olarak karşımıza çıkar. Yaşlı insanların öğrenmeye karşı amaç ve tutumları birçok açıdan farklılaşabilmektedir. Aynı şekilde yetişkinlerin öğrenme şekilleri fiziksel ve zihinsel olgunlaşma düzeyine göre farklılık göstermektedir. Din eğitimi ile inanç ve ibadetlerini öğrenip geliştiren ileri yetişkinlerin hayata uyum sağlama, saygı görme, mutlu olma, topluma faydası olan bireyler haline gelme, sosyal ilişkilerini olumlu yönde geliştirme gibi fiziksel ve zihinsel açıdan sağlıklı bir hayat sürmelerine imkân sağlanabilir. Toplumdaki yaşlılara karşı olumsuz tutumlar nedeniyle, onlara eğitim ve öğretim kurumlarının kapılarının açılması ise oldukça gecikmiştir. Yakın zamana kadar yaşlılık; düşüş, bozuluş ve ölümle eş anlamlı sayılıyordu. Yaşlılara yönelik din eğitiminin, genel din eğitiminin ayrılmaz bir parçası olduğunu hatırlatarak şu iki önemli hususa işaret etmek gerekmektedir: Yaşlıların öğrenmesinde, iki husus çok önemlidir: Birincisi; onlar hayatın içinde, hayata tutunmaya çalışan insanlardır. Dolayısıyla, kendi hayatlarındaki manevi sorunlarla ilgili öğrenmelere önem ve öncelik verirler. İkincisi; yaşlının hayatını anlamlandırmada kullanabileceği, hayatın üstesinden gelmede kendisine yardımı olacak manevi içerikteki konular ona daha yakındır.
Bu açıklamalardan yola çıkarak yaşlı bireylerin beden ve ruh sağlıklarının elverdiği ölçüde programlanacak din eğitimi faaliyetlerinde dikkat edilmesi gereken hassasiyetleri şu şekilde sıralayabiliriz:
Yaşlı insanların psikososyal ve eğitim sorunlarının en aza indirilebilmesi, kendi alıştıkları aile ve sosyal ortamlarında yaşamlarını sürdürebilmeleri, dinî inançlarını yaşayarak hayata daha sıkı bağlanmaları ve böylece ruh sağlıklarını koruyabilmeleri günümüzde önemli görülmektedir. Bu bağlamda her yönüyle sağlıklı yaşlanan bireye sunulacak manevi destekle, yaşamları süresince manevi yönünü güçlendirmesi, çevresinden dinî destek görmesi onun yaşam doyumunu artıran, mutlu ve huzurlu kılan faktörler arasındadır. İnsan bedensel, ruhsal, sosyal ve kültürel özellikleri kendisinde taşıyan bir varlıktır. Dolayısıyla her yaşlı bireyde dinî ve manevi alanda iyileştirme yapmak istiyorsak bütüncül yaklaşmak gerekecektir. Özellikle tedavi gören yahut bakıma muhtaç yaşlıların sağlık bakımının bütüncül bir yaklaşımla verilmesinin önemi anlaşıldığından manevi boyutun da ihmâl edilmemesi gerektiği anlayışı önem kazanmıştır (Yılmaz, 2013, s. 242-245).
Yaşlılık dönemi, fiziksel ve psikososyal açıdan problemlerin en çok yaşandığı dönem olduğu için, yaşlı bireylere tıbbi tedavi ve yaklaşımların yanı sıra manevi danışmanlık ve destek hizmetleri de onların yaşam kalitesini artıran, bahsi geçen problemlerini azaltan bir etkiye sahiptir. Yaşlılıkta görülen bazı psikososyal rahatsızlıklar şöyledir:
Yaşlılıkta iletişim imkânı ve becerisi azalır: Yaşlılığın en önemli sorunu başkalarıyla, çevreyle, yakınlarla, toplumla kurulup sürdürülen iletişimin kaybolmasıdır. Bu kayıp yaşlının çevresinde bulunan eşinin, çocuklarının desteğinin, ilgisinin azalması ya da kişi tarafından bu şekilde yorumlanması biçiminde soyut düzeyde olabileceği gibi, eşin ölümü, çocukların evden ayrılması biçiminde somut düzeyde de olabilir.
Emeklilikle beraber yeni sosyal roller edinilir: Yaşlı bireyi etkileyen sosyal değişimlerden biri de emekliliktir. Yaşlının emekli olması, uğraşı alanının bulunmaması ve eski toplumsal ilişkilerini sürdürmemesi toplumsal iletişimi bozmaktadır. Emeklilikle üretkenlik işlevi azalan ya da yok olan yaşlı birey, işe yaramazlık ve değersizlik duygularıyla yalnızlığa gömülmekte, toplumsal statü ve rollerin kaybı nedeniyle ruh sağlığı olumsuz yönde etkilenmekte, buna bağlı olarak suçluluk, öfke duyguları, depresyon, somatik ve paranoid yakınmalar ortaya çıkabilmektedir. Oysa yaşadığı çevreden ve kurumlardan manevi destek gören yaşlı bireyin çeşitli aktiviteler içerisinde olması, yalnızlık çekmemesini ve hayata daha sıkı bağlanmasını sağlamaktadır.
Denetimi kaybetme korkusu ortaya çıkar: Ölümcül bir hastalığa yakalanmış yaşlı bireyin kendisini denetlemesi giderek zorlaşacaktır. Bu durumu bilinç bulanıklığı, zihinsel problemler takip edecektir. Kişideki bedensel ve zihinsel işlevlerdeki kayıplar ve olumsuzluklar kişiye denetimi elinde bulunduramama korkusunu yaşatacaktır.
Kimlik duygusunu kaybetme korkusu söz konusudur: İnsanlarla ilişkiden yoksun kalmak, yakınları ve dostları kaybetme, bedeninin bir bölümünü, kişiliğin denetimini kaybetmek gibi durumlar insanın kimlik duygusunu sarsar. Bu nedenle hayatın son evresinde kişinin, bütünlüğünü, kendine olan saygısı ve onurunu koruyabilmesi büyük önem taşır.
Gerileme korkusu vardır: Son dönemde ölümle yüzleşen kişi, fiziksel, zihinsel ve sosyal yönden gerilediğini düşünür ve korkuya kapılır. Kişi, bu gerileme ile savaşmaya ve gerçeklerle ilişki içinde olan somut benliğine sıkıca sarılmaya çalışırken manevi değerlerin gücüne her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyar.
Sözlükte maneviyat kelimesi; maddî olmayan manevi şeyler (görülmeyen, duyularla sezilebilen, soyut, tinsel) olarak tanımlanır. Maneviyat, geniş manada din (İslâm) ve dinî öğretiler şeklinde de tanımlanabilir. İnsanın sahip olduğu duygu, düşünce ve manevi haslet ve hislerin bütünüdür. Günümüzde sosyal politikalar içinde yer alan ‘Manevi destek’ kavramı, tıbbî tedavi, tıbbî ve sosyal bakım, tıbbî ve psiko-sosyal rehabilitasyon hizmetlerinin önemli bir parçasıdır. Bakıma muhtaç kişilerin maneviyatını (kişisel gelişimlerini, morallerini) güçlendirmeyi, hayata bağlılıklarını artırmayı, iç (manevi) dünyalarıyla barışık olmalarını, manevi sapmaları ve korkuları gidermeyi amaçlayan sosyal nitelikli ve insan odaklı bakım hizmetleridir. Manevi destek, özellikle kronik hastalara, kalıcı sakatlığı olan özürlülere ve yaşlılığa bağlı değişik sağlık sorunları olan yaşlılara yönelik maneviyat destekli hizmetlerdir. Manevi destek kavramı tıbbi bakımın önemli bir parçası olarak değerlendirilmelidir. Manevi yönden sağlıklı olan hastalar, yaşlılar ve özürlüler, birçok engeli aşmada hastalıkları yenmede başarılı olacaklardır. Özellikle dua ve ibadete yönlendirilen hasta-yaşlı bireylerin iyileşmesinde olumlu sonuçların alındığına dair literatürde bir çok çalışma mevcuttur. Türk toplumunda ölüm olgusuna ve yaşlılık problemlerine “Allah’ın Emri” olarak yaklaşılması nedeniyle ölümün doğal karşılandığına tanık oluruz. Ayrıca inançlı insanların ölümden sonraki hayata inanmaları, ölüm kaygılarını en az düzeyde yaşamalarına yol açar. Manevi desteğin temel hedefi, sosyal hizmetlere ihtiyaç duyan kişinin sadece dünyada değil, ahirette de mutlu olmasını sağlamaktır. Manevi-Dinî destek hizmetleri, kişilerin sosyal bilinçlenmeleri ve topluma uyumları için, güzel ahlak ve üstün karakter geliştirmeye yönelik ahlakî eğitim programlarını esas alır. Özetle Manevi-Dinî destek hizmeti alan yaşlı insanlar, din ve ahlakın sunduğu içsel huzurdan faydalanırlar. Manevi- Dinî destek hizmetlerinin nihaî amacı, bireyin inanç değerlerinden kaynaklanan manevi potansiyelini ortaya çıkarıp geliştirmek ve bu sayede yaşlı bireyin mutlu ve anlamlı bir hayat sürdürmesine yardımcı olmaktır. Manevi-dinî destek sunan görevlilerden aşağıdaki görevleri yerine getirmeleri beklenmektedir:
Ülkemizde Sağlık Bakanlığı ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın yaşlılara yönelik çok yönlü politikalarının yanı sıra, Diyanet İşleri Başkanlığı da teşkilat olarak tüm yurt çapında il, ilçe ve köylere kadar ulaşabilen bir yapıyla yaşlıların manevi-dinî ihtiyaçlarını çeşitli yollarla karşılamaya çalışmaktadır. Vaaz, hutbe, konferans, seminer, irşat programları, Hac ve Umre organizasyonları bunlardan bazılarıdır. Yaşlılık sürecinin rahat geçirilmesinde, manevi destek uzmanları ya da din eğitimcileri sürecin sağlıklı ve kaliteli olmasına yönelik katkı sağlayabilirler.
Dinî rehberlik: Bir kişinin, bir grubun veya bir toplumun inandığı din hakkında yol göstermek, aydınlatmak veya inandığı dinin gereklerini-ritüellerini yerine getirme hususunda rehberlik yapmaktır. Bu görevi yerine getirene de dinî rehber denir.
Dinî danışmanlık: Dini ilgilendiren konularda, bir kişinin yaşadığı ruhî bir sorun nedeniyle veya bir grubun ya da bir toplumun sosyal ilişkilerden kaynaklanan sorunlar karşısında verilen danışmanlığa dinî danışmanlık denir. Bu işi yapana da dinî danışman denir.
Manevi danışmanlık: Dinle ilgili olsun ya da olmasın, her hangi bir kişinin yaşadığı ruhî bir sorun nedeniyle veya bir grubun ya da bir toplumun sosyal ilişkilerden kaynaklanan manevi nitelikteki sorunlar karşısında verilen danışmanlığa manevi danışmanlık denir. Bu işi yapana da manevi danışman denir.
Gönül rehberliği: Bir kişinin, bir grubun veya bir toplumun inandığı dinin zahiri (açık) olan ve ilk anda anlaşılabilen özelliklerinin ötesinde bâtini (iç-gizli) özelliklerinin de olduğuna inananları aydınlatmak, yol göstermek veya yapması gereken ritüelleri yerine getirmesi hususunda rehberlik yapmaktır. Bu görevi yerine getirene de gönül rehber denir. Özel anlamda tasavvuf ve tarikat önderlerini bu kategoride değerlendirebiliriz.
Gönül danışmanlığı: Dinin zahiri (açık) olan ve ilk anda anlaşılabilen özelliklerinin ötesinde bâtini (iç-gizli) özelliklerinin de olduğuna inanan ve ona göre dinî yorumlayan ve yaşayan, bundan ötürü de gönlünde bir takım sorunlar yaşayanlara verilen danışmanlığa gönül danışmanlığı denir. Bu işi yapana da gönül danışmanı denir.
Uzman ilahiyatçı danışmanlığı: Dinin uzmanlık alanına giren konularında verilen danışmanlığa Uzman ilahiyatçı danışmanlığı denir. Bu işi yapana da uzman ilahiyatçı danışman denir. (Abay, 2015).
Manevi desteğin yeterince verilememesinde etkili olan pek çok faktör vardır. Özellikle manevi danışmaların kişilikleri ve hayata olumlu yahut olumsuz bakışları etkili olmaktadır. Bu faktörler:
Manevi destek hizmeti veren personelin, faaliyetlerinde şu hususlara öncelik vermeleri gerekir:
Konuyla ilgili bir başka husus ise yaşlı insanlar için dinî yaşantının ne anlama geldiğidir. Zira yaşlılık psikolojisinin en belirgin özelliklerinden biri de dine karşı yönelimlerdeki artıştır. Bu nedenle bir kısım yaşlılar için dinî inançlar daha bir önem kazanır. Geçmişte düzenli bir dinî hayata sahip olmayan yaşlı insanlar, hayatın zevklerinin sona ermeye başladığı ve ölüm gerçeğinin kendini kuvvetle hissettirdiği bu dönemde, hayatlarına bir anlam ve amaç sağladığı için dinî değerlere kolayca bağlanabilmektedirler. Bu yöneliş ve bağlanma, yaşlı insanın varoluş ve ölüm gerçeğini anlama ihtiyacından kaynaklanmaktadır. Kimi yaşlılar, hayat boyu yaptığı çeşitli hatalara pişmanlık duyarak geçmişi onarma çabası içine girerler ve geçmişteki aykırı yaşantılarından dolayı yaşadıkları suçluluk duygularını azaltabilmek amacıyla, kendilerini bağışlatmaya yönelik davranışlar göstermeye çalışırlar. Özellikle zararlı tutum ve alışkanlıklar da terk edilmeye başlanır. Bu dönemde Allah inancının daha kesin ve kararlı bir şekilde ortaya çıktığı, ölümden sonraki hayata, cennet ve cehennemin varlığına, ilahî mahkemeye duyulan inancın güçlendiği gözlenmektedir. Diğer yandan, ölüm sonrası hayata, cennet ve cehennemin varlığına, ilahî mahkemeye duyulan inanç, ileri yaşlardaki insanlarda belirgin bir oranda artış göstermektedir. Dinin etkisi, yaşlıların çevreleriyle daha anlamlı ilişkiler kurmasıyla ve yaşam doyumlarının artmasıyla kendini gösterir. Dinî düşünce ve davranışlara hayatında yer veren bireyler bulundukları sosyal çevreyi de buna göre oluşturarak aktivite ve sosyal destek konusunda yarar sağlarlar (Köylü, 2010, s. 8-11).
Yaşlılıkta Manevi Duygular Pekişir: Yaşın ilerlemesi sonucunda bireylerin dinî inanç ve tutumlarında önemli değişmeler söz konusu olmasa da hayatın ilerleyen yıllarında dinî inançlar, özellikle dindar yaşlıların hayatlarında önemli bir yer işgal ederek devam etmektedir. İlerleyen yaşlarda insanlar Allah’ı kabullenmenin en iyi ifade biçimi olan ibadetin en olgun şekline ulaşmaktadırlar.
Yaşlılıkta Dinî İnanç Sosyalleşme İmkânı Sağlar: Dinî değerler yaşlıların diğer insanlarla iletişimlerini devam ettirmelerine, ufuklarını genişletmelerine ve anlamlı etkinlikler geliştirmelerine yardım etmektedir. Dinî değerler sayesinde yaşlılar; faydalı olma, anlamlı bir role sahip olma, yeni yetenekler geliştirme, hoşça vakit geçirme gibi ihtiyaçlarını tatmin etmektedirler.
Dinî ve Manevi Destek Yaşlının Hayatına Anlam Katar: Dinî inanç ve uygulamaların bireysel seviyedeki etkisi, genelde her yaştaki bireyin, özelde yaşlıların hayata anlam vermelerine imkân sağlamasıdır. Dinî inanç ve uygulamalar sosyal seviyede ise, yaşlılara özgüven kazandırabilme ve saygınlıklarını devam ettirebilme için toplum desteği sağlamaktadır.
Yalnızlık Duygusundan Uzaklaştırır: Dinî yaşantılar, gelenekler ve maneviyat duygusu, inanç sahiplerine zor günlerinde büyük bir grubun içinde olduklarını hissettirmekte ve destek sağlamaktadır. Geniş sosyal ilişkiler ağı, hayatın ilerleyen dönemine ulaşan bireylere düzenli, sabit, olumlu tecrübeler temin ederek toplumda tasvip gören roller sağlayarak olumlu etkiler meydana getirmekte ve sonuçta yaşlı bireyler kendilerini değerli görme fırsatı bulmaktadırlar.
Manevi Destek Problemlerin Üstesinden Gelmeye Yardımcı Olur: Dinî inanç ve dinî yaşam yaşlılıkta ortaya çıkan bazı problemlerin çözülmesinde de olumlu etki yaparak kendini gösterir. Örneğin bu dönem sorunlarından olan yalnızlık, anlam arayışı, sevgi ve ilgi beklentileri, eş kaybı, değişen roller gibi birçok sıkıntılı durumlarda, din eğitimi ve ibadetler yoluyla sosyal destek yahut manevi destek hizmetleri yaşlıya duygusal destek sağlar.
Manevi Destek Ruh Sağlığını Korur: İnanma ve bağlanma isteği, yaşlı insan için de hayatî bir işleve sahiptir. Çünkü imanın en önemli işlevlerinden birisi, insanı ruhî belirsizlikten uzak tutmasıdır. Sağlam dinî inanca sahip olanlar, inançsızlara karşılık çok belirgin sağlık avantajlarına sahiptirler. Bunalıma yakalanma riskleri daha azdır.
İnsanlar, yaşlılık dönemlerinde hem fizyolojik açıdan hem de psikolojik açıdan çok önemli değişiklikler yaşarlar. Yaşlanan bireyin iç dünyası aslında durağanlaşmaz aksine çeşitli çatışmalarla karşı karşıyadır. Aslında zengin hayat tecrübelerine sahip olan yaşlı bireyler; yaşamın tüm evrelerinin zorlamalarına karşın var olabilmiş olmanın güçlülüğünü ve bilgeliğini içerir. Sağlık problemleriyle gerileyen yaşlı bedenler, bu problemlerden daha çok eş, akran ve yakınlarının kayıplarıyla duygusal sarsıntılara maruz kalır. Gittikçe yalnızlık ve toplumdan soyutlanma duygusuna kapılan yaşlılar kendilerini değersiz hissetmeye de başlarlar (Hökelekli, 1996, s. 286). Böyle bir psikolojiye sahip yaşlı bireyleri ayakta tutup onları hayata bağlayacak en önemli şey yakın çevrelerinin ilgisi, sevgisi ve sahip oldukları dinî inançları olacaktır. Zira dinî duygu ve düşünceler insanın her yaş döneminde hayatın anlam ve kalitesini artırdığı gibi, yaşlılık döneminde bireylerin yaşadığı hayatın anlam ve kalitesine de katkıda bulunur (Hall, 1958, s. 70). Diğer bir ifade ile din ve dinî inanç, insanın varoluşu ve ölümüne hatta ölümden sonrasına dair tatminkâr açıklamalarla onun yaşamını zenginleştirir. Dinin öncelikli fonksiyonlarından biri, insanlara yardım etmek ve rehberlik yapmaktır. Depresyon rahatsızlıkları, stresli günlük yaşam durumları, eş ve akran kaybı, yaşlılarda fiziksel ve zihinsel sağlık problemlerinin ilerleme riskinin artmasına sebep olmaktadır. Dolaysıyla yaşlı bireyin inancından ve çevresinden dinî destek alarak hayatın zorluklarıyla başa çıkmadaki destek kaynaklarının en önemli kısmının dinî inançları olduğu bilinmektedir. Karmaşık bir süreç olan din ve başa çıkma ilişkisi aşağıdaki gibi üç boyutuyla ele alınabilir (Pargament, 2003, s. 207-227):
Toplumdaki yaşlı kesimi manevi açıdan desteklemek için din eğitiminin ne anlama geldiği de üzerinde durulan bir başka husustur. Zira yetişkin din eğitiminin ne olduğu konusunda çeşitli yorumlar bulunmakla beraber günümüz din eğitimi araştırmacılarından Cemal Tosun bu konuda şunları söylemektedir: “Yetişkin din eğitimi; yetişkinlere ve okul dışındakilere, örgün eğitim dışında ya da yanında din eğitimi ihtiyacında ya da isteğinde olanlara, resmî ya da özel kurum ve kuruluşlarca, yetişkinlerin dinî bilgilerini artırmak, dinî anlayışlarını geliştirerek hayatın dinî boyutunu yorumlamalarına yardımcı olmak amacıyla verilen planlı, amaçlı din eğitimidir” (Tosun, 2010, s. 194). Konuyu din eğitimi açısından ele almadan önce, yaşlılık döneminde bireylerin öğrenmeye karşı tutumlarının da nasıl olduğunun bilinmesi gerekmektedir. Zira her yaş dönemi gibi bu dönemin hassasiyetlerinin bilinmesi, eğitim faaliyet ve organizasyonlarının başarısını doğrudan etkiler. Yetişkin ve ileri yetişkinler entelektüel bir yaklaşımla, eğitim programlarına her zaman yeni öğrenmeler yahut eksik öğrenmelerini tamamlama için gelmezler. Onları bu faaliyetlere iten sebep, bazen yalnızlık ve sosyal ilişkiler kurma ihtiyacı bazen de boş zamanları değerlendirme olarak karşımıza çıkar. Yaşlı insanların öğrenmeye karşı amaç ve tutumları birçok açıdan farklılaşabilmektedir. Aynı şekilde yetişkinlerin öğrenme şekilleri fiziksel ve zihinsel olgunlaşma düzeyine göre farklılık göstermektedir. Din eğitimi ile inanç ve ibadetlerini öğrenip geliştiren ileri yetişkinlerin hayata uyum sağlama, saygı görme, mutlu olma, topluma faydası olan bireyler haline gelme, sosyal ilişkilerini olumlu yönde geliştirme gibi fiziksel ve zihinsel açıdan sağlıklı bir hayat sürmelerine imkân sağlanabilir. Toplumdaki yaşlılara karşı olumsuz tutumlar nedeniyle, onlara eğitim ve öğretim kurumlarının kapılarının açılması ise oldukça gecikmiştir. Yakın zamana kadar yaşlılık; düşüş, bozuluş ve ölümle eş anlamlı sayılıyordu. Yaşlılara yönelik din eğitiminin, genel din eğitiminin ayrılmaz bir parçası olduğunu hatırlatarak şu iki önemli hususa işaret etmek gerekmektedir: Yaşlıların öğrenmesinde, iki husus çok önemlidir: Birincisi; onlar hayatın içinde, hayata tutunmaya çalışan insanlardır. Dolayısıyla, kendi hayatlarındaki manevi sorunlarla ilgili öğrenmelere önem ve öncelik verirler. İkincisi; yaşlının hayatını anlamlandırmada kullanabileceği, hayatın üstesinden gelmede kendisine yardımı olacak manevi içerikteki konular ona daha yakındır.
Bu açıklamalardan yola çıkarak yaşlı bireylerin beden ve ruh sağlıklarının elverdiği ölçüde programlanacak din eğitimi faaliyetlerinde dikkat edilmesi gereken hassasiyetleri şu şekilde sıralayabiliriz: