“Bir milletin yaşlı vatandaşlarına ve emeklilerine karşı tutumu, o milletin yaşama kudretinin en önemli kıstasıdır. Mazide muktedirken bütün kuvveti ile çalışmış olanlara karşı minnet hissi duymayan bir milletin, istikbale güvenle bakmaya hakkı yoktur”
Mustafa Kemal Atatürk
Sağlıklı ve güçlü yaşlılık döneminin temelleri, yaşamın ilk yıllarında atılmaktadır. Yirmibirinci Yüzyılda bireylerin yanı sıra toplumların da yaşlanmasından söz edilmesinin nedeni, ortalama yaşam süresi ve yaşlı nüfus oranındaki büyük artıştır
Yaşlının sağlığı ve yaşamının kalitesi, toplumun onlara karşı olan borcunun da karşılığıdır. Sosyal politikalar içinde yaşlı, kendine özel ve ayrı bir yer bulmalıdır. Bu nedenle her disiplinin yaşlılık sorunlarına bakışı önem kazanırken, yaşlıya bakış açısının o toplumun gelişmişlik düzeyi için de önem kazandığı bir gerçektir. İşte bu konuda, uluslararası ve ulusal standartlar hızla belirlenmektedir.
Yaşlılara kamusal destek artmalı, toplumsal ekonomik ve sosyal yaşamdaki eksikler giderilmelidir.
Her hizmetin olduğu gibi, yaşlılığın da hukuki bir alt yapısı olmalıdır. Yaşlılık hukukunun hukuksal kaynaklarında, Uluslararası belge ve sözleşmeler, Anayasa, Kanunlar, Kanun hükmündeki kararnameler, Tüzükler, Yönetmelikler, Tebliğler ve içtihatlar söz konusu olmaktadır.
Hukuk Kuralları, insanın doğumundan, hayattan ayrılmasına kadar bütün yaşamında düzenleyici rol oynar. Fakat bazı özel durumlarda, Kanun Koyucu açısından “ bireyi” ve “toplumu” korumak amacı ile, daha özel ve kısıtlayıcı hükümler konulması şart olmuştur. Bütün Devletlerin Hukuklarında bu çeşit düzenlemeler ve kısıtlamalar mevcuttur.
Anayasamız, 61. maddesinde, “Yaşlılar Devletçe korunur. Yaşlılara Devlet yardımı ve sağlanacak diğer haklar ve kolaylıklar, kanunla düzenlenir” demektedir. Yine “Anayasamızın öngördüğü Sosyal Güvenlik Hakları da, Devlet tarafından kurulacak teşkilatlar ve çıkarılacak kanunlarla düzenlenir” demektedir.
Türk Ceza Kanunu , 65 yaşını tamamlamış hükümlülere, özel tedbirler imkanı getirmektedir.
Yaşlılık Hukuku, yaşlının haklarını, onlara karşı Devletin ve kişilerin yükümlülüklerini ve yasal sorumluluklarını ele alan hukuk dalıdır. Anayasa, Ceza, İdare, Sosyal güvenlik, Sağlık ve Medeni Hukuku ilgilendiren tarafları vardır.
Türk Medeni Kanunu’na göre fiil ehliyeti, kişinin, kişilik haklarını kullanmasını sağlayan ve aynı zamanda sorumluluk üstlenmesini gerektiren temel insan hakkıdır. Burada bir kişinin, hukuka uygun fiiller yapabilme ve hukuka aykırı fiillerden sorumlu tutulabilme ehliyeti söz konusudur. Ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan her ergen kişinin, fiil ehliyeti vardır. Hukuk açısından tam bir işlem ve eylem yeterliliği için, kişinin ayırt etme gücü, Temyiz kudreti bulunması ve kısıtlı olmaması gerekir.
Noterlikler, Mahkemeler, Tapu Müdürlükleri ve benzeri kurumlar, hekimlerden, 65 yaş üstünde bir kişinin işlemini yapabilmek için, kişinin fiilinin, hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği ile ilgili olarak rapor istemektedirler. Bu raporun istenme nedenlerinin birisi de işlem yaptıracak kişinin 65 Yaş üzerinde olması durumudur.
Hukuki ehliyete sahip olabilmek için kişinin, bir seçimle karşı karşıya bulunduğunun farkında olması, mevcut seçenekleri, zararları ve yararları ile birlikte anlaması, eylemle ilgili etkenlere ilişkin farkındalığa sahip olması durumları araştırılır.
Eğer kişide bu bulgular yoksa, hukuki işlemi tamamlayabilmek için kişi hakkında kısıtlama kararı almak gerekir.
Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı bulunan, işlerini göremeyen, korunması ve bakımı için sürekli yardım gereken ve başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan ergen, kısıtlanır.
Bu kısıtlamayı gerçekleştiren Vesayet Organları, vesayet daireleri, yani Mahkemelerdir.
Vesayet — Türk Medeni Kanununa göre Vesayet, iki türlü düzenlenmiştir.
Kamu Vesayeti, Devletin Kontrol ve denetimi altında yürütülen bir yapılanmadır.
TMK ‘da asıl olan Kamu vesayetidir. Kamu vesayeti, Vesayet Makamı ve Denetim Makamı yani Sulh Hukuk ve Asliye Hukuk Mahkemeleri tarafından yürütülür.
Özel Vesayet, ortada bir işletme veya ortaklık varsa, bazı özel durumlarda bir aileye verilebilir.
Kayyım—- Belirli işleri görmek veya mal varlığını yönetmek üzere atanır.
Yasal Danışman- Gerektiğinde Vesayet Dairelerince atanabilir.
Devletin 65+ erişkin kişiler için kanunlarla düzenlediği haklar tabii ki takdire şayandır.
Fakat uygulamaya gelince, Mahkemelerin iş yoğunluğu gibi nedenlerle hızlı hareket edememesi, Yaşlılar için Sosyal düzenlemeler, Yaşlılara uygun şehir planlamaları, bakım evleri, Yaşlı Evleri gibi kavramların kuruluşundaki bürokratik engellemeler ve ağırlıklar bulunması, zaten sağlığını kaybetmiş olan kişiyi ve ona sevgi ve sabırla yaklaşan ailesini, mutsuz ve umutsuz kılmaktadır.
Dileriz ki tıpkı çocuklarda olduğu gibi 65+ kişilerde de Kamu Vicdanını rahatlatacak acil hukuki düzenlemeler getirilsin ve bu kişilerin mağduriyetlerine son verilsin. Bu konuda Devlete, Mahalli Yönetimlere, Üniversitelere ve Sivil Toplum Kuruluşlarına büyük görevler düşmektedir.
Bu kıonu hakkında benzer makaleler için tıklayın