Yeni İletişim Teknolojileri Dersi 3. Ünite Özet

Açıköğretim ders notları öğrenciler tarafından ders çalışma esnasında hazırlanmakta olup diğer ders çalışacak öğrenciler için paylaşılmaktadır. Sizlerde hazırladığınız ders notlarını paylaşmak istiyorsanız bizlere iletebilirsiniz.

Açıköğretim derslerinden Yeni İletişim Teknolojileri Dersi 3. Ünite Özet için hazırlanan  ders çalışma dokümanına (ders özeti / sorularla öğrenelim) aşağıdan erişebilirsiniz. AÖF Ders Notları ile sınavlara çok daha etkili bir şekilde çalışabilirsiniz. Sınavlarınızda başarılar dileriz.

İnternet Radyoculuğu

Giriş

Dijitalleşen dünyayla, internetin hayatlarımıza her geçen gün daha çok dâhil olduğu bir dönemde yeni medya araçları bilinen pek çok materyali dönüşüme sokmuştur. Artık gazete sayfalarını çevirmek yerine tabletimizden günün gelişmelerini takip edebiliyor, kaçırdığımız programları kaydedip istediğimiz zaman televizyon keyfi yaşayabiliyoruz. En eski medya araçlarından biri olan radyo da bu dönüşümden etkilenen konumdadır. FM/AM bandındaki karasal yayından ve analog cihazlardan radyo yayınlarını takip ettiğimiz günler yerini sayısal platformlarda yayınların internet aracılığıyla dinleyicilere ulaştırıldığı bir ortama bırakmıştır.

Dünya’da ve Türkiye’de Radyonun Gelişimi

Radyonun babası, 1894 yılında elektromanyetik dalgalar (radyo dalgaları) aracılığı ile sesi bir yerden bir yere taşıyan İtalyan Guillermo Marconi olarak kabul edilir. Günümüzün bilinen radyolarının patenti ise karasal yayıncılık anlayışı ve teknolojisini ilk defa kullanan Nikola Tesla tarafından alınmıştır.

60’lı yıllarda televizyonun ortaya çıkmasıyla gücünü ve dinlenilirliğini kaybetmeye başlayan radyo, çareyi yeni yayın içeriklerinde buldu. Eğlence ve müzik yoğunluklu programlar çoğalmaya başladı. Radyolar için internet yayınının ilk çıkış noktası ABD’nin Seattle kentidir. Bu adımlardan sonra kapsamlı ilk ses yayını Norveç Radyo Televizyon Kurumu tarafından 1 Haziran 1995’te gerçekleştirildi.

Türkiye’de radyo yayıncılığının yaşadığı serüvene baktığımızda ise, dünyadan birkaç yıl sonra 1927 yılında Türkiye İş Bankası ve Anadolu Ajansı gibi iki kamu kuruluşunun kurduğu şirket bünyesinde ilk yayınların gerçekleştirildiği görülmektedir. 1949 yılına gelindiğinde yeni İstanbul Radyosunun hizmete girdiği görülmektedir. Hemen arkasından, önceleri deneme yayınları yapan İzmir Radyosu, 1951 yılında çalışmaya başlar. 1992 yılında ilk özel radyo yayınları FM bandında başlamış, Metro FM ve Süper FM adı altında biri yabancı pop, diğeri ise Türkçe pop müzik yayını yapan iki özel radyo kanalı radyo yayıncılığında yer almıştır.

Dijital platformlar Türkiye de 2004 yılının sonlarına doğru iki arkadaşın kurduğu Nuist adını verdikleri online bir radyo ile gerçeğe dönüşmüştür. Yetkililere göre 2016 yılı, dijital radyo yayınlarına köklü bir adım atma noktasında geçiş yılı olarak düşünülürken, 2017 ve sonrası için internet radyolarına Türkiye çapında tamamıyla geçilebilmesi hedefinden söz edilmektedir.

Radyonun Modası Neden Geçmiyor?

Görüntünün olmaması kendine has bir gizemi beraberinde getirmekte, hayal gücünü geliştirmektedir. Bununla birlikte erişimi kolay ve ucuzdur. Gazete ve televizyona göre anındalık gücü fazla olduğu için de tercih edilmektedir. Araç kullanırken çok tercih edilmektedir. Zamana direnmesi ve halen radyoları tercih etmemizdeki en önemli nedenlerden biri de radyoların değişen teknolojik dünyaya kendine has metotlarla ayak uydurmayı bilmesidir. İnternet teknolojilerinin kullanımı, sosyal medyanın radyolar içinde bir mecra olması, mobil teknolojilere ve uygulamalara kadar yayınların girmesi ve sonuç olarak sayısallaşan radyo teknolojilerine uyum göstermesiyle birlikte radyolar daha uzun yıllar hayatlarımızda olacağı düşünülen kitle iletişim araçları arasında olacaktır.

Analogdan dijital yayıncılığa geçiş

Yeni medya iletişim alanında kökten değişimler getirerek analog medyayı dijital temsile çevirmiştir. Gittikçe artan bir biçimde, sayısal ses teknolojisi analog iletişimin üzerinde bir hegemonya kazanmış, radyo “0” ve “1” lerden yeniden doğarak eski moda olmaktan çıkmıştır.

Radyoda sayısal teknolojinin öncelikli iki referansı bulunmaktadır:

  1. Sayısal yayıncılık (iletim)
  2. Sayısal prodüksiyon (işleme/kurgulama).

Her ikisinde de ses sayıya dökülmekte, “0” ve “1”lerden oluşan sayılara çevrilmekte, bir ses dosyasında kelimeler olarak saklanmaktadır. Sayısal iletim ya da sayısal ses yayıncılığı, bu dosyaların CD kalitesinde bir sese sahip olarak nasıl havadan iletileceği, yani yayıncılığa dönüştürüleceği ile ilgilidir. Stüdyoda sesin, sayısal olarak kodlanmadan önce analogdan sayısala dönüştürülmesi gerekir. Analogdan sayısala dönüştürme işlemi, sesin belli zaman aralıklarında örneklenmesi ve bu örneklenmiş değerlerin belli sayı değerlerinde kuantize edilmesiyle yapılır. Kuantize etme, ses sinyali sayısala dönüştürülürken değer bir tam sayıya denk gelmiyorsa, dönüştürücünün bu değeri en yakın üst veya alt değere yuvarlamasıdır.

İnternet Radyoculuğu

Dünya’da 90’lı yıllarda başlayan, ülkemizde ise 2000’lerin başından beri hayatlarımızda var olan internet radyoları bir başka ifadeyle dijital radyo, FM analog iletimine ek olarak karasal vericiler yoluyla çalışan yeni bir radyo yayını yöntemidir. AM ve FM radyo yayın sistemlerine alternatif olarak çıkan ve yerini almaya başlayan internet radyoları yani DAB sistemi 1990 yılında Eureka 147/DAB tarafından geliştirilmiştir. DAB (Digital Audio Broadcasting) kısaltmasıyla kullanılan kavramın açılımı Dijital Ses Yayını demektir. Dijital ses yayınında analog ses, dijital sinyale dönüştürülür ve atanmış olan AM ya da FM frekans ses aralığından iletilir. İnternet radyo yayıncılığında bir yayıncı, bir frekans bloğundan, eldeki tercihlere göre 5-8 radyo yayını ve veri yayıncılığı yapabilmekte olup, bir radyo yayıncısının kendine has bir frekans tahsis etmesi mümkün değildir. Bu nedenle internet radyolarının örgütlenme yapısı analog yapılardan farklı bir özelliktedir. Yayın iletim sürecinin örgütlenme birimleri şunlardır:

Program sağlayıcılar: Program sağlayıcılar, çoklu bir yapıya sahiptir. Onlar aracılığıyla ses ve müzik sinyalleri ayrıca servis ve kontrol bilgileri gibi veriler taşınmaktadır.

Multiplex işleticiler: Her multiplex (çoğullayıcı, çoklayıcı) üzerinden 5-8 servis verilir. Bu çoğullayıcılarda bir veya birden fazla program sağlayıcısından gelen bilgiler alınarak, ETI çerçevesinde sinyal üretilir.

Verici işleticiler: Çoğullayıcı işleticilerde düzenlenen ve güçlenen sinyaller verici dağıtım ağında toplanıp DAB vericilerine iletilmekte ve böylelikle dağıtım gerçekleşmektedir. Çoğullayıcıdan gelen ETI (NI/NA) sinyalleri DAB iletim sinyallerine dönüştürülerek alıcıya gönderilir. Alıcılar tarafından alınan yayın gerekli dönüşümlerden sonra ses olarak dinlenir. Bu arada yayınla birlikte stüdyodan girilen veri hizmetleri de alıcı tarafından alınır. DAB yayın teknolojisi aşağıda belirtilen ses kodlama sistemlerini desteklemektedir:

DAB sistemlerinde veri iletimi iki şekilde taşınır:

Program ilintili veri: Ses, program bilgisiyle birlikte aynı kodlayıcı üzerinden taşınır. İki tür veri gönderilir. Bunlardan ilki şarkı sözleri, trafik mesajları, hava tahminleri, spor sonuçları vb. gibi metin türü bilgiler, ikinci ise slayt gösterimi, şehir haritası, CD kapak reklamı vb. gibi hareketsiz resim türü bilgilerdir. Ayrıca sesin dinamik kontrolü içinde DRC (Dinamik Aralık Sıkıştırma) bilgisi gönderilir.

Program ilintili olmayan veri: Bağımsız veri sağlayıcılar tarafından üretilerek gönderilen veri iletimidir. 8 Kbit/sn ile 384 Kbit/sn arasında veri taşınır ve bunun birkaç taşıma modu vardır. Bu modlar, veri akışı, paketlenmiş veri ve hızlı bilgi veri kanalıdır.

Dijital radyo yayınları üç farklı iletim alanıyla dinleyici kitlesine iletilmektedir. Bunlar dijital karasal, uydu ve kablolu yayıncılıktır.

Ses yayıncılığında standartlaştırma içeren DAB yani internet radyo teknolojisinin en temel özellikleri;

Sayısal radyo yayıncılığının toplamda 4 farklı modu bulunmaktadır. Bu modlar farklı uygulama ve frekans bantları sağlamaktadır. Mod I VHF bantları için kullanılırken, Mod II – IV ise uygulama ve frekansa bağlı olarak L Bandı için kullanılmaktadır. 192 ile 1536 adet taşıyıcı sayısına sahip olan DAB sinyallerin bant genişliği her zaman 1.536 MHz’dir.

Türkiye’den Örnek İnternet Radyoları

Türkiye’de örnek internet radyolarına, Radyo A, Radyo Babylon, Bi’Nevi Radyo, Sourberry, Karnaval Radio Networks, Açık Radyo verilebilir.

İnternet Radyosu ve Geleneksel Radyo Arasındaki Farklar

İki yayın türü arasındaki en temel fark olarak dijital yayının bütün bilgileri bir seferde değil, sesi sıkıştırarak parçalar halinde antene iletmesi gösterilebilir.

Geleneksel radyo yayın sisteminde bant genişliğinin sınırlı olması, belirli bir sayıda radyo istasyonunun belirtilen frekans aralığında yayın yapabilmesine olanak tanır. Ancak DAB sisteminde bu sınırlılık aşılmıştır. Sıkıştırma yöntemlerinin kullanılması ile tek bir frekanstan birden fazla radyo yayını yapılabilmesi mümkündür.

İnternet radyolarını analog sistemden ayıran bir diğer farklılık enterferans oluşumudur. FM yayınında sinyaller binalara ve tepelere çarparak alıcılara ulaştığında enterferanslar oluşurken, DAB alıcıları otomatik olarak en güçlü yayını seçtiği için enterferans olmaz ve temiz bir yayın dinlenir. Enterferans, yayın aktarım süreçlerinde iletilmek istenen sinyalin yanı sıra parazit yapacak durumların da oluşumunu belirtmektedir.

FM/AM radyo yayın sistemlerinde farklı frekanslardan yayın yapan radyo istasyonlarını dinlemek için radyo alıcılarında her bir frekans için ayar yapmak gerekmektedir. Ancak, internetten dinlenecek dijital bir radyoya sadece tek tuşa basarak bağlanılabilir.

İnternet Radyoculuğunun Olumlu ve Olumsuz Yanları

Olumlu Yanlar:

Olumsuz yanlar:

İnternet Radyoları Nasıl Çalışır?

Bir internet radyosu için temelde ihtiyaç duyulan temel unsurlar; hızlı bir internet bağlantısı, internet üzerinden kendi özel kanalını oluşturup sesli yayın yapmaya olanak tanıyan bir ‘radio stream’ (radyo akış) altyapısı ve şarkıların yer aldığı bir çalma listesidir. Müzik listelerinin bilgisayar üzerinde oynatılabilmesi için belirli programlara (Winamp, Windows Media Player vb.) ihtiyaç vardır. Ayrıca donanımsal anlamda mikrofon ve kulaklıkta yayını tamamlayan boyutlar arasındadır. Gerekli unsurlar tamamlandığında yayın yapılacak server (sunucu) üzerinden internet radyoculuğunun kapıları aralanabilir.

İnternet Radyolarında Yayıncılık Türleri

İnternet radyolarını genel amaçlı radyo istasyonları ve tematik radyo istasyonları olarak iki kategoride incelemek mümkündür:

Genel amaçlı radyo istasyonları; birbirinden farklı hedef kitlelerin radyo dinleme ihtiyacını karşılamak için pek çok program türünü içinde barındırarak yayın yapan radyolardır.

Tematik radyo istasyonları; genel olarak tek bir konu ile ilgili yayın yapan kanalları kapsamaktadır. Bu kanallar hedef kitlelerine genel izleyici kitlelerini değil özel izleyici gruplarını alır ve onların beğenilerine uygun içeriklerde yayın yaparlar.

İnternet Radyolarında Dinleyici ve Çalışan Profili

Geleneksel radyo istasyonlarında çalışan profillerine bakıldığında genel hatlarıyla dört gruptan bahsedilebilir. Bunlar; yayınları yürüten programcılar, haberleri hazırlayıp sunmakla yükümlü haberci ekip, teknik masa ve kurgu işlerinden sorumlu prodüksiyon sorumluları ve tüm bu ekipleri idare edip denetleyen yöneticilerdir. İnternet yayıncılığında Server kontrolü, Web tasarımı, podcast takibi, haber ile yayın akışı girişi, dinleyicilerden gelen istek ve mesajların yönetimi vb. pek çok konuda internet radyolarının yazılım ve donanımsal anlamda yetkinliği olan teknik personele ihtiyaçları vardır. Radyo ve müzik otomasyon teknolojilerinin artmasıyla birlikte, aranılan insan kaynağı profilinde teknik yeterlilikler kriteri öne çıkmıştır.

İnternet Radyoculuğunun Yasal Boyutu

Türkiye’de yayın kuruluşları üzerindeki kapsamlı denetim hareketlerinden ilki 13 Nisan 1994 tarihinde çıkarılan 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkındaki Kanun ve bu kanun kapsamında Radyo Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) kurulmasıyla gerçekleştirilmiştir. 3984 sayılı kanunda, elektromanyetik dalga ve diğer yollarla yurt içine ve dışına yapılan radyo ve televizyon yayınları ile ilgili hususlar yer almaktadır.

Değişen teknolojiyle sektör temsilcileri ve ilgili çevrelerin de görüşü alınarak hazırlanan 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkındaki Kanun 03 Mart 2011 tarihinde yürürlüğe girmiştir. İnternet yayıncılığı ile ilgili yasalardan bir diğeri ise 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkındaki Kanun’dur. Bu kanun, içerik sağlayıcı, yer sağlayıcı, erişim sağlayıcı ve toplu kullanım sağlayıcıların yükümlülük ve sorumlulukları ile internet ortamında işlenen belirli suçlarla içerik, yer ve erişim sağlayıcıları üzerinden mücadeleye ilişkin esas ve usulleri düzenlemektedir. Telif konusunda internet radyolarına bakıldığında, 3 Mart 2001’de değişikliğe uğrayan Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 4. Ek Maddesine göre internette podcast üzerinden izinsiz yayın yapmak telif haklarının ihlali anlamına geldiği ve yasal prosedürlerin ona göre işlediği bilinmektedir.

Giriş

Dijitalleşen dünyayla, internetin hayatlarımıza her geçen gün daha çok dâhil olduğu bir dönemde yeni medya araçları bilinen pek çok materyali dönüşüme sokmuştur. Artık gazete sayfalarını çevirmek yerine tabletimizden günün gelişmelerini takip edebiliyor, kaçırdığımız programları kaydedip istediğimiz zaman televizyon keyfi yaşayabiliyoruz. En eski medya araçlarından biri olan radyo da bu dönüşümden etkilenen konumdadır. FM/AM bandındaki karasal yayından ve analog cihazlardan radyo yayınlarını takip ettiğimiz günler yerini sayısal platformlarda yayınların internet aracılığıyla dinleyicilere ulaştırıldığı bir ortama bırakmıştır.

Dünya’da ve Türkiye’de Radyonun Gelişimi

Radyonun babası, 1894 yılında elektromanyetik dalgalar (radyo dalgaları) aracılığı ile sesi bir yerden bir yere taşıyan İtalyan Guillermo Marconi olarak kabul edilir. Günümüzün bilinen radyolarının patenti ise karasal yayıncılık anlayışı ve teknolojisini ilk defa kullanan Nikola Tesla tarafından alınmıştır.

60’lı yıllarda televizyonun ortaya çıkmasıyla gücünü ve dinlenilirliğini kaybetmeye başlayan radyo, çareyi yeni yayın içeriklerinde buldu. Eğlence ve müzik yoğunluklu programlar çoğalmaya başladı. Radyolar için internet yayınının ilk çıkış noktası ABD’nin Seattle kentidir. Bu adımlardan sonra kapsamlı ilk ses yayını Norveç Radyo Televizyon Kurumu tarafından 1 Haziran 1995’te gerçekleştirildi.

Türkiye’de radyo yayıncılığının yaşadığı serüvene baktığımızda ise, dünyadan birkaç yıl sonra 1927 yılında Türkiye İş Bankası ve Anadolu Ajansı gibi iki kamu kuruluşunun kurduğu şirket bünyesinde ilk yayınların gerçekleştirildiği görülmektedir. 1949 yılına gelindiğinde yeni İstanbul Radyosunun hizmete girdiği görülmektedir. Hemen arkasından, önceleri deneme yayınları yapan İzmir Radyosu, 1951 yılında çalışmaya başlar. 1992 yılında ilk özel radyo yayınları FM bandında başlamış, Metro FM ve Süper FM adı altında biri yabancı pop, diğeri ise Türkçe pop müzik yayını yapan iki özel radyo kanalı radyo yayıncılığında yer almıştır.

Dijital platformlar Türkiye de 2004 yılının sonlarına doğru iki arkadaşın kurduğu Nuist adını verdikleri online bir radyo ile gerçeğe dönüşmüştür. Yetkililere göre 2016 yılı, dijital radyo yayınlarına köklü bir adım atma noktasında geçiş yılı olarak düşünülürken, 2017 ve sonrası için internet radyolarına Türkiye çapında tamamıyla geçilebilmesi hedefinden söz edilmektedir.

Radyonun Modası Neden Geçmiyor?

Görüntünün olmaması kendine has bir gizemi beraberinde getirmekte, hayal gücünü geliştirmektedir. Bununla birlikte erişimi kolay ve ucuzdur. Gazete ve televizyona göre anındalık gücü fazla olduğu için de tercih edilmektedir. Araç kullanırken çok tercih edilmektedir. Zamana direnmesi ve halen radyoları tercih etmemizdeki en önemli nedenlerden biri de radyoların değişen teknolojik dünyaya kendine has metotlarla ayak uydurmayı bilmesidir. İnternet teknolojilerinin kullanımı, sosyal medyanın radyolar içinde bir mecra olması, mobil teknolojilere ve uygulamalara kadar yayınların girmesi ve sonuç olarak sayısallaşan radyo teknolojilerine uyum göstermesiyle birlikte radyolar daha uzun yıllar hayatlarımızda olacağı düşünülen kitle iletişim araçları arasında olacaktır.

Analogdan dijital yayıncılığa geçiş

Yeni medya iletişim alanında kökten değişimler getirerek analog medyayı dijital temsile çevirmiştir. Gittikçe artan bir biçimde, sayısal ses teknolojisi analog iletişimin üzerinde bir hegemonya kazanmış, radyo “0” ve “1” lerden yeniden doğarak eski moda olmaktan çıkmıştır.

Radyoda sayısal teknolojinin öncelikli iki referansı bulunmaktadır:

  1. Sayısal yayıncılık (iletim)
  2. Sayısal prodüksiyon (işleme/kurgulama).

Her ikisinde de ses sayıya dökülmekte, “0” ve “1”lerden oluşan sayılara çevrilmekte, bir ses dosyasında kelimeler olarak saklanmaktadır. Sayısal iletim ya da sayısal ses yayıncılığı, bu dosyaların CD kalitesinde bir sese sahip olarak nasıl havadan iletileceği, yani yayıncılığa dönüştürüleceği ile ilgilidir. Stüdyoda sesin, sayısal olarak kodlanmadan önce analogdan sayısala dönüştürülmesi gerekir. Analogdan sayısala dönüştürme işlemi, sesin belli zaman aralıklarında örneklenmesi ve bu örneklenmiş değerlerin belli sayı değerlerinde kuantize edilmesiyle yapılır. Kuantize etme, ses sinyali sayısala dönüştürülürken değer bir tam sayıya denk gelmiyorsa, dönüştürücünün bu değeri en yakın üst veya alt değere yuvarlamasıdır.

İnternet Radyoculuğu

Dünya’da 90’lı yıllarda başlayan, ülkemizde ise 2000’lerin başından beri hayatlarımızda var olan internet radyoları bir başka ifadeyle dijital radyo, FM analog iletimine ek olarak karasal vericiler yoluyla çalışan yeni bir radyo yayını yöntemidir. AM ve FM radyo yayın sistemlerine alternatif olarak çıkan ve yerini almaya başlayan internet radyoları yani DAB sistemi 1990 yılında Eureka 147/DAB tarafından geliştirilmiştir. DAB (Digital Audio Broadcasting) kısaltmasıyla kullanılan kavramın açılımı Dijital Ses Yayını demektir. Dijital ses yayınında analog ses, dijital sinyale dönüştürülür ve atanmış olan AM ya da FM frekans ses aralığından iletilir. İnternet radyo yayıncılığında bir yayıncı, bir frekans bloğundan, eldeki tercihlere göre 5-8 radyo yayını ve veri yayıncılığı yapabilmekte olup, bir radyo yayıncısının kendine has bir frekans tahsis etmesi mümkün değildir. Bu nedenle internet radyolarının örgütlenme yapısı analog yapılardan farklı bir özelliktedir. Yayın iletim sürecinin örgütlenme birimleri şunlardır:

Program sağlayıcılar: Program sağlayıcılar, çoklu bir yapıya sahiptir. Onlar aracılığıyla ses ve müzik sinyalleri ayrıca servis ve kontrol bilgileri gibi veriler taşınmaktadır.

Multiplex işleticiler: Her multiplex (çoğullayıcı, çoklayıcı) üzerinden 5-8 servis verilir. Bu çoğullayıcılarda bir veya birden fazla program sağlayıcısından gelen bilgiler alınarak, ETI çerçevesinde sinyal üretilir.

Verici işleticiler: Çoğullayıcı işleticilerde düzenlenen ve güçlenen sinyaller verici dağıtım ağında toplanıp DAB vericilerine iletilmekte ve böylelikle dağıtım gerçekleşmektedir. Çoğullayıcıdan gelen ETI (NI/NA) sinyalleri DAB iletim sinyallerine dönüştürülerek alıcıya gönderilir. Alıcılar tarafından alınan yayın gerekli dönüşümlerden sonra ses olarak dinlenir. Bu arada yayınla birlikte stüdyodan girilen veri hizmetleri de alıcı tarafından alınır. DAB yayın teknolojisi aşağıda belirtilen ses kodlama sistemlerini desteklemektedir:

DAB sistemlerinde veri iletimi iki şekilde taşınır:

Program ilintili veri: Ses, program bilgisiyle birlikte aynı kodlayıcı üzerinden taşınır. İki tür veri gönderilir. Bunlardan ilki şarkı sözleri, trafik mesajları, hava tahminleri, spor sonuçları vb. gibi metin türü bilgiler, ikinci ise slayt gösterimi, şehir haritası, CD kapak reklamı vb. gibi hareketsiz resim türü bilgilerdir. Ayrıca sesin dinamik kontrolü içinde DRC (Dinamik Aralık Sıkıştırma) bilgisi gönderilir.

Program ilintili olmayan veri: Bağımsız veri sağlayıcılar tarafından üretilerek gönderilen veri iletimidir. 8 Kbit/sn ile 384 Kbit/sn arasında veri taşınır ve bunun birkaç taşıma modu vardır. Bu modlar, veri akışı, paketlenmiş veri ve hızlı bilgi veri kanalıdır.

Dijital radyo yayınları üç farklı iletim alanıyla dinleyici kitlesine iletilmektedir. Bunlar dijital karasal, uydu ve kablolu yayıncılıktır.

Ses yayıncılığında standartlaştırma içeren DAB yani internet radyo teknolojisinin en temel özellikleri;

Sayısal radyo yayıncılığının toplamda 4 farklı modu bulunmaktadır. Bu modlar farklı uygulama ve frekans bantları sağlamaktadır. Mod I VHF bantları için kullanılırken, Mod II – IV ise uygulama ve frekansa bağlı olarak L Bandı için kullanılmaktadır. 192 ile 1536 adet taşıyıcı sayısına sahip olan DAB sinyallerin bant genişliği her zaman 1.536 MHz’dir.

Türkiye’den Örnek İnternet Radyoları

Türkiye’de örnek internet radyolarına, Radyo A, Radyo Babylon, Bi’Nevi Radyo, Sourberry, Karnaval Radio Networks, Açık Radyo verilebilir.

İnternet Radyosu ve Geleneksel Radyo Arasındaki Farklar

İki yayın türü arasındaki en temel fark olarak dijital yayının bütün bilgileri bir seferde değil, sesi sıkıştırarak parçalar halinde antene iletmesi gösterilebilir.

Geleneksel radyo yayın sisteminde bant genişliğinin sınırlı olması, belirli bir sayıda radyo istasyonunun belirtilen frekans aralığında yayın yapabilmesine olanak tanır. Ancak DAB sisteminde bu sınırlılık aşılmıştır. Sıkıştırma yöntemlerinin kullanılması ile tek bir frekanstan birden fazla radyo yayını yapılabilmesi mümkündür.

İnternet radyolarını analog sistemden ayıran bir diğer farklılık enterferans oluşumudur. FM yayınında sinyaller binalara ve tepelere çarparak alıcılara ulaştığında enterferanslar oluşurken, DAB alıcıları otomatik olarak en güçlü yayını seçtiği için enterferans olmaz ve temiz bir yayın dinlenir. Enterferans, yayın aktarım süreçlerinde iletilmek istenen sinyalin yanı sıra parazit yapacak durumların da oluşumunu belirtmektedir.

FM/AM radyo yayın sistemlerinde farklı frekanslardan yayın yapan radyo istasyonlarını dinlemek için radyo alıcılarında her bir frekans için ayar yapmak gerekmektedir. Ancak, internetten dinlenecek dijital bir radyoya sadece tek tuşa basarak bağlanılabilir.

İnternet Radyoculuğunun Olumlu ve Olumsuz Yanları

Olumlu Yanlar:

Olumsuz yanlar:

İnternet Radyoları Nasıl Çalışır?

Bir internet radyosu için temelde ihtiyaç duyulan temel unsurlar; hızlı bir internet bağlantısı, internet üzerinden kendi özel kanalını oluşturup sesli yayın yapmaya olanak tanıyan bir ‘radio stream’ (radyo akış) altyapısı ve şarkıların yer aldığı bir çalma listesidir. Müzik listelerinin bilgisayar üzerinde oynatılabilmesi için belirli programlara (Winamp, Windows Media Player vb.) ihtiyaç vardır. Ayrıca donanımsal anlamda mikrofon ve kulaklıkta yayını tamamlayan boyutlar arasındadır. Gerekli unsurlar tamamlandığında yayın yapılacak server (sunucu) üzerinden internet radyoculuğunun kapıları aralanabilir.

İnternet Radyolarında Yayıncılık Türleri

İnternet radyolarını genel amaçlı radyo istasyonları ve tematik radyo istasyonları olarak iki kategoride incelemek mümkündür:

Genel amaçlı radyo istasyonları; birbirinden farklı hedef kitlelerin radyo dinleme ihtiyacını karşılamak için pek çok program türünü içinde barındırarak yayın yapan radyolardır.

Tematik radyo istasyonları; genel olarak tek bir konu ile ilgili yayın yapan kanalları kapsamaktadır. Bu kanallar hedef kitlelerine genel izleyici kitlelerini değil özel izleyici gruplarını alır ve onların beğenilerine uygun içeriklerde yayın yaparlar.

İnternet Radyolarında Dinleyici ve Çalışan Profili

Geleneksel radyo istasyonlarında çalışan profillerine bakıldığında genel hatlarıyla dört gruptan bahsedilebilir. Bunlar; yayınları yürüten programcılar, haberleri hazırlayıp sunmakla yükümlü haberci ekip, teknik masa ve kurgu işlerinden sorumlu prodüksiyon sorumluları ve tüm bu ekipleri idare edip denetleyen yöneticilerdir. İnternet yayıncılığında Server kontrolü, Web tasarımı, podcast takibi, haber ile yayın akışı girişi, dinleyicilerden gelen istek ve mesajların yönetimi vb. pek çok konuda internet radyolarının yazılım ve donanımsal anlamda yetkinliği olan teknik personele ihtiyaçları vardır. Radyo ve müzik otomasyon teknolojilerinin artmasıyla birlikte, aranılan insan kaynağı profilinde teknik yeterlilikler kriteri öne çıkmıştır.

İnternet Radyoculuğunun Yasal Boyutu

Türkiye’de yayın kuruluşları üzerindeki kapsamlı denetim hareketlerinden ilki 13 Nisan 1994 tarihinde çıkarılan 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkındaki Kanun ve bu kanun kapsamında Radyo Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) kurulmasıyla gerçekleştirilmiştir. 3984 sayılı kanunda, elektromanyetik dalga ve diğer yollarla yurt içine ve dışına yapılan radyo ve televizyon yayınları ile ilgili hususlar yer almaktadır.

Değişen teknolojiyle sektör temsilcileri ve ilgili çevrelerin de görüşü alınarak hazırlanan 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkındaki Kanun 03 Mart 2011 tarihinde yürürlüğe girmiştir. İnternet yayıncılığı ile ilgili yasalardan bir diğeri ise 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkındaki Kanun’dur. Bu kanun, içerik sağlayıcı, yer sağlayıcı, erişim sağlayıcı ve toplu kullanım sağlayıcıların yükümlülük ve sorumlulukları ile internet ortamında işlenen belirli suçlarla içerik, yer ve erişim sağlayıcıları üzerinden mücadeleye ilişkin esas ve usulleri düzenlemektedir. Telif konusunda internet radyolarına bakıldığında, 3 Mart 2001’de değişikliğe uğrayan Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 4. Ek Maddesine göre internette podcast üzerinden izinsiz yayın yapmak telif haklarının ihlali anlamına geldiği ve yasal prosedürlerin ona göre işlediği bilinmektedir.