Yıkıcı depremin ardından tarımsal üretimin devam etmesi için canla, başla çalışan, bilgi ve tecrübesini üreticilerle paylaşan isim: ERCAN TENEKECİOĞLU

O, Hatay\Antakya’da 28 yıldır tarımsal üretime katma değer sağlıyor. O, 28 yıldır bilgi ve tecrübesini üreticilerle paylaşıyor. O, 28 yıldır tarımı bir adım daha ileriye taşımak için kafa yoruyor. Ve O, yıkıcı depremin ardından da tarımsal üretimin devam etmesi için canla, başla çalışıyor. Çukurova Tarım Sahibi Sayın Ercan Tenekecioğlu’nu bu ayki sayımıza konuk ederek, bölgedeki üreticilerin sorunlarını, ihtiyaçlarını, tarımsal üretimin durumunu ve yapılması gerekenlerini konuştuk.

Sayın Ercan Tenekecioğlu, Hatay’ın Antakya ilçesinde 28 yıldır Zirai İlaç, Gübre ve Tohum bayiliği yapıyor. Aynı zamanda tarımsal üretimde yapan Sayın Tenekecioğlu, bilgi ve tecrübesiyle fark yaratıyor. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi mezunu olan Sayın Tenekecioğlu, büyük yıkıma neden olan depremin ardından ağır hasarlı iş yerinde çiftçilere can suyu olmaya devam ediyor. Eşi Nihal Tenekecioğlu, Tıp Fakültesi öğrencisi oğlu İrfan Tenekecioğlu ve Ziraat Mühendisi elemanı Ahmet Aslan ile birlikte bölgede depremin tarıma olumsuz etkilerini azaltmak için yoğun çaba gösteren Sayın Ercan Tenekecioğlu, “Deprem bizi baya etkiledi” diyerek sözlerine başlıyor. Kendi sıkıntılarını unutup sektörün sorunlarını dile getiren Sayın Tenekecioğlu, şöyle konuşuyor: “Depremden önce sektörümüzde büyük sıkıntılar vardı, girdi maliyetleri ve çiftçilerin para kazanamaması gibi. Tatsız durumdaydı üreticiler, şimdi daha da kötüleşti. Depremin etkisiyle ilk 2 ay bir şey yapamadık, adeta kitlendik. Bu süreçte yardım eden arkadaşlar oldu, kılını kıpırdatmayan arkadaşlarımız da oldu tabi. Devletten destek bekledik, ancak tam olarak destek göremedik. Döviz kurlarındaki hareketlilik, akaryakıt zamları sektörü daha da bir açmaza sürükledi. Depremin ardından hiçbir karşılık beklemeden sadece tarımsal üretim devam etsin diye çiftçilerimizin tüm ihtiyaçlarını karşıladık. Depomuzda depremden ötürü hasar görmeyen zirai ilaç, gübre, tohumları üreticilerimize dağıttık. Antakya’yı bu halde bırakmamıza imkan yoktu. Yalnız bizler bir yere kadar yetiyoruz. Bölgemde 650 bin dekar pamuk ekiliyordu, şuanda 250 bin dekarın biraz üzerinde pamuk ekimi gerçekleşti. Bunda en büyük etken, barajlardaki su seviyesinin düşük olmasıdır. Su olmayınca üreticilerimiz susuz tarım yapabilecekleri ürünlere yöneldi. Bölgesel bir destekleme yapılmasını istiyoruz. Girdi maliyetlerinde bölgeye özel çalışmalar yapılmalıdır. Çiftçinin ihtiyacı olan ilaç, gübre, tohum, mazotta mutlak ve mutlak indirime gidilmelidir. Devletin yanında sektörümüzde faaliyet gösteren küresel firmalara da seslenmek istiyorum. Bu konuda ellerini taşın altına koymaları gerekiyor. Kampanyalar yapıp fiyatları aşağı çekmeliler. Bizlere ve çiftçilere destek olmalarını bekliyorum. Biz şuanda kar amaçlı satış yapmıyoruz. Günlük elde ettiğimiz ciro ile giderlerimizi ancak karşılıyoruz.”

Hatay ekonomisi çiftçiye bağlıdır

Deprem bölgesinin Türkiye’de üretilen temel tarımsal ürünlerin önemli bir bölümüne ev sahipliği yaptığını belirten Sayın Tenekecioğlu, pamuğun yüzde 72,7’sinin, narenciyenin yüzde 57,5’inin, mısırın yüzde 33’ünün, buğdayın yüzde 19’unun ve zeytinin yüzde 16’sının bölgede üretildiğini kaydediyor. Depremden en fazla zarar gören illerden Hatay’ın ise Türkiye pamuk üretiminin yüzde 8,6’sını tek başına karşıladığını vurgulayan Sayın Tenekecioğlu, “Hatay, mısırda Türkiye üretiminin yüzde 2’sini üretiyor. Türkiye narenciye üretiminde ilimiz yüzde 20,8’lik paya sahip. Türkiye zeytin üretiminden yüzde 4 pay alan Hatay’da ayrıca tarım istihdamı da önemli bir yere sahip. İşin özü, Amik Ovasının büyük bir potansiyeli var. En kaliteli pamuğun yetiştiği bölgedir. Kahramanmaraş’taki iplik fabrikalarına da yakın olması Ovayı cazip kılıyor. Ovada pamuğun ekilmemesi Türkiye açısından büyük bir ekonomik kayıp olur. Bölge ekonomisi de büyük bir sekteye uğrar. Çünkü Hatay ekonomisi çiftçiye bağlıdır. Hatay’da sadece tarımsal sanayiye dayalı fabrikalar ve işletmeler bulunmaktadır. Zeytin üretiminden dolayı zeytinyağı fabrikaları, pamuk üretiminden dolayı çırçır fabrikaları gibi. Pamuk olmazsa hem bölge biter, hem ithalat artar. Çok büyük arazilerde insanlar başka ürün yetiştiremiyor. Pamuk olmazsa olmazımız. Hatay ekonomisini sırtlayan pamuk diyebiliriz. Pamuk üretimi düşerse, bölgede faaliyet gösteren tüm iş kolları olumsuz etkilenir” ifadelerini kullanıyor.

Ekonomik ve sosyal anlamda bölge desteklenmelidir

Sayın Tenekecioğlu, Antakya merkezde 60’a yakın zirai ilaç, gübre, tohum bayisinin bulunduğunu, depremin ardından 15 tanesinin ancak faaliyet gösterebildiğini dile getiriyor. Üzüntülü bir şekilde birçok bayi arkadaşının rahmetli olduğunu ya da iş yeri yıkıldığını söyleyen Sayın Tenekecioğlu, “Benim iş yerim ağır hasar kayıtlı, buna rağmen tarımsal üretim durmasın diye çalışıyoruz. Yıkılıp yıkılmayacağı bile belli olmadı. 25 Nisan tarihinden beri hizmet vermeye devam ediyorum. İki ay da çiftlikten hizmet verdim. Alnımızın akıyla bir şeyler yaptık, hayır duası aldık. Çünkü bu tarlaların ekilmesi gerekiyor. İnsanlar depremden sonra çaresizlik içinde topraklarına sarıldılar. Gidecek evleri yok, arabaları kalmadı, sosyal hayatları bitti, insanlar toprağa sarıldı. Temennim, en kısa zamanda devlet sorunlara el atar, belirsizlik ortadan kalkar. Ekonomik ve sosyal anlamda bölge desteklenmelidir. Psikolojimiz tamamen bozuk durumda. Hepimiz hayalet gibi yaşıyoruz” şeklinde konuşuyor.

Tarım geleceğimizi kurtaracak tek güçtür

Devletten tek beklentisinin iş yeri konusunda belirsizliğin giderilmesi olduğunun altını çizen Sayın Tenekecioğlu, “Bayilere bir yer tahsis edilmeli, tarımsal üretim kesintisiz devam etmelidir. Tarım geleceğimizi kurtaracak tek güçtür” diyerek sözlerini noktalıyor.

harmanTIME ve Sumi Agro Turkey aileleri olarak Sayın Ercan Tenekecioğlu’na bize zaman ayırdığı için teşekkür eder, tüm depremzede vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileriz.