Yıllık İzin Ücreti Davası, işverenlerin İş Kanunu ve Borçlar Kanunu tarafından işçiye tanınan dinlenme hakkını yeterince kullandırmamaları nedeniyle doğan tazminat davasıdır.
Yıllık izin ücretinin hesaplanması, haklı fesih imkanı verip vermeyeceği ve birikmiş yıllık izinlerin istenmesi için ofisimizin iş avukatı departmanından avukatlık hizmeti alabilirsiniz.
Yıllık İzin Ücreti Davası’nda uyuşmazlıklar, yıllık izninin hiç kullandırılmamasına dayandığı gibi kimi zamanlar da hafta tatili gibi sürelerin yıllık izin süresinden düşmesi nedeniyle doğmaktadır.
Yıllık izin kanunu özellikle iş hayatında işçi ve işveren için büyük önem taşıyan bir kavram olup yakından incelenmesi ve değerlendirilmesi gereken hukuki bir konudur.
Yıllık İzin Ücreti Davası konulu bu yazımızda sırasıyla yıllık izin ücretinin tazminatının tanımı, kanuni dayanağı, hak kazanma şartları, süreleri, ispatı, hesaplanması konuları işlenmiştir.
Yine bağlantılı olarak faiz türü ve faiz başlangıcı, zaman aşımı süresi, hak düşürücü süresi, tarafları, yetkili mahkeme ve görevli mahkeme, dava masrafları, avukat ücretleri, dava süresi ve Yargıtay kararları incelenecektir.
İş Kanunu ’na göre, çalışma süresi;
Ayrıca, İş Kanunu’nda onsekiz ve daha küçük yaştaki işçiler ile elli veya yukarı yaştaki işçilere verilecek iznin yirmi günden az olamayacağı belirtilmiştir. Yıllık ücretli izin hesabında izin süresine rastlayan ulusal bayram, hafta tatili ve genel tatil günleri izin süresinden sayılmaz ve bu günler belirtilen izin sürelerine eklenir. Cumartesi günleri çalışılmayan ve bu güne ilişkin süre haftaiçi günlerine dağıtılan işyerlerinde çalışan işçiler bakımından çalışılmayan cumartesi günleri izin sürelerine eklenemez.
İşçinin yıllık ücretli izne hak kazanabilmesi için ilk koşul, işe fiilen başladığı tarihten itibaren, deneme süresi de dahil olmak üzere, en az bir yıl çalışmış olmasıdır. Bu nedenle, bir takvim yılı içerisindeki kısmi çalışmalar veya bir yılın dolmadığı süre için bir orantı kurularak yıllık izin hakkı doğmayacaktır.
Hiç ara vereden bir yıl boyunca çalışan bir işçi eğer eylül ayında işe girmiş ise bir yıllık çalışma süresi eylül ayında dolacağından bu tarihten itibaren bir yıl içinde herhangi bir zamanda izin hakkını kullanabilecektir. Dolayısıyla, işçinin her çalışma yılına ilişkin iznini gelecek yıl içinde kullanacağı söylenebilecektir. Eğer işçi aynı işverenin birçok işyerinde çalışmış ise çalıştığı süreler birleştirilerek hesaba katılacaktır.
İş Kanunu madde 53 e göre;
İşçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi, hizmet süresi;
a) Bir yıldan beş yıla kadar (beş yıl dahil) olanlara ondört günden,
b) Beş yıldan fazla onbeş yıldan az olanlara yirmi günden,
c) Onbeş yıl (dahil) ve daha fazla olanlara yirmialtı günden, Az olamaz.
Yıllık izin konusu işçi ile işverenler arasında ihtilaf konusu olmaktadır. Bazı işçiler yaz aylarında yıllık izin kullanmak istemekte, istediklerinde izin alamayınca işten ayrılmakta ve işverene karşı kıdem tazminatı ve diğer işçilik alacaklarına ilişkin dava açmaktadırlar.
Yıllık izin verilmesi işverenin yönetim hakkının bir parçasıdır. Bütün işçilere yaz aylarında izin verilmesi halinde işletmenin faaliyeti durma noktasına gelecektir. İşçilerin yıllık izinlerinin ne zaman olacağını işveren planlayacaktır.
Yıllık izin kullandırılacak zamanlar iş sözleşmesi ile baştan belirlendi ise bunun değiştirilmesi işçi aleyhine değişiklik olacağından işçinin bunu kabul etmeme hakkı vardır.
‘Yıllık ücretli izin yönetmeliğinde de belirtildiği üzere yıllık izin kullanılacağı zamanı belirlemek işverenin yönetim hakkı kapsamında kalmaktadır.’ Yargıtay 9. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/27000 Karar No: 2016/2328 Karar Tarihi: 28.01.2016
Bu konu hakkında benze makaleler için tıklayın