YOL-İŞ 10. Kongresi: 14 Ülke 34 Uluslararası Katılımcı

Ankara DSİ Konferans Salonu’nda 21 – 22 Şubat 2015 tarihlerinde gerçekleşen 10. Olağan Genel Kurul, Türkiye Yol-İş Sendikamızın kuruluşundan bu yana uluslararası sendikal hareket içerisinde sahip olduğu saygınlığın ve üyesi bulunduğu uluslararası federasyonlar bünyesinde ortaya koyduğu yönetimsel ve eylemsel başarıların birer yansıması niteliğindeydi.

Dünya ölçeğinde 12 milyon inşaat ve ağaç işçisini temsil eden İnşaat ve Ağaç İşçileri Enternasyonali (BWI) Genel Sekreteri Ambet Emilio Yuson ve 31 Avrupa ülkesinden 76 örgütü aynı çatı altında bir araya getiren Avrupa İnşaat ve Ağaç İşçileri Federasyonu (EFBWW) Başkanı Domenico Pesenti’nin yanı sıra, kongremizde 14 farklı ülkeden 34 sendika lideri aramızdaydı. Çalışma koşullarının her geçen gün insan onuruna yakışır niteliklerden uzaklaştığı bir süreçte, uluslararası üst örgütlerimizce faaliyet takvimine alınan kongremiz, sendikal mücadele stratejilerinin dünyanın dört bir yanından liderlerce istişare edildiği bir zemin teşkil etmiştir.

Uluslararası üst kuruluşlarımız BWI ve EFBWW’nin yanı sıra; Sırbistan’dan SSPS, Tunus’tan UGTT, Bulgaristan’dan FCIW Podkrepa, Polonya’dan ZZ Budowlani, Makedonya’dan SGIP, Arnavutluk’tan SPNSHPSH ve FSNDSH, İtalya’dan FILCA CISL, Hollanda’dan FNV, Kırgızistan’dan RK, İspanya’dan CCOO, İsrail’den NUBWW, Azerbaycan’dan İNŞAAT-İŞ, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden TÜRK-SEN, HÜR-İŞ ve KAMU-İŞ kongremizde temsilcileri ile yer almış kardeş örgütlerimizdir.

BWI’nin internet sitesi ve haber bülteni aracılığıyla dünya çapından üye örgütleri ile paylaştığı 10. Olağan Genel Kurulumuza iştirak eden uluslararası delegelere, Sendikamız bünyesinde İngilizce kaleme alınmış olan; “Türkiye Ekonomisi, İnşaat Sektörü ve Sendikal Hareket (2011 – 2015)” ve “YOL-İŞ Örgütlenme Kampanyası: Karayollarında Taşeronlaşmayla Mücadele” başlıklı yayınlarımız takdim edilmiştir.

Kongremize ülkelerindeki sendikal mücadeleye ilişkin mesaileri nedeniyle katılamayan Kamu Hizmetleri Enternasyonali (PSI) Genel Sekreteri Rosa Pavanelli ve Avrupa Kamu Hizmetleri Sendikaları Federasyonu (EPSU) Genel Sekreteri Jan Willem Goudriaan’in yanı sıra Romanya, Ukrayna, Hırvatistan, Macaristan, Danimarka, İsviçre, Almanya, Norveç, Kıbrıs, Bosna Hersek, Rusya, İsveç ve İngiltere’den kardeş örgütlerimiz tebrik mesajlarıyla katkı verdiler.

Genel Kurulumuzda kürsü alan uluslararası delegasyon üyelerinden BWI Genel Sekreteri Ambet Emilio Yuson, EFBWW Başkanı Domenico Pesenti, İspanyol CCOO Sendikası Başkan Yardımcısı Jesus Fernandez Bejar, KKTC TÜRK-SEN Genel Başkanı Arslan Bıçaklı ve HÜR-İŞ Genel Başkanı Yakup Latifoğlu’nun konuşmalarından önemli başlıkları, yazının devamında bulabilirsiniz.

Ambet Emilio Yuson
BWI Genel Sekreteri

Türkiye Yol-İş Sendikası’nın 10. Olağan Genel Kurulu’nda sizlere sesleniyor olmak benim için onurdur. Değerli meslektalarım, sizlere İnşaat ve Ağaç İşçileri Enternasyonali (BWI) üyesi 12 milyon işçinin selamlarını getirdim. Ayrıca burada, başta Avrupa İnşaat ve Ağaç İşçileri Federasyonu (EFBWW) Başkanı Domenico Pesenti de olmak üzere, BWI üyesi pek çok örgütten sendika temsilcileri yer almakta, sizlere uluslararası delegasyonu arz ederim. Burada olmamızı sağlayan nazik davetleri için YOL-İŞ Yönetim Kurulu’nun değerli üyelerine ve BWI’ye verdiği güçlü destek ve dayanışma için tüm YOL-İŞ ailesine teşekkürlerimi arz ederim.

Bildiğiniz üzere, işverenlerin ve hükümetlerin sendikalara bilinçli bir saldırıyı sürdürdüğü, dünyanın dört bir yanındaki sendikaların zorluklarla mücadele ettiği bir dönemden geçiyoruz. 18 Şubat tarihinde, dünya genelinde binlerce sendika üyesi sokaklara taşarak temel hakkımız olan grev hakkını savunmak için protestolar gerçekleştirdi. Tüm bu zorlukların varlığı sürmesine rağmen, YOL-İŞ’in 3. İstanbul Havalimanı, hidroelektrik santralleri ve büyük konut projeleri gibi şantiyelerde örgütlenmeyi başarmış olmasını kutladığımı ve yürekten desteklediğimi belirtmek isterim.

Sendikal gücü kurmanın ve geliştirmenin yegane yolu budur, bunu yalnızca işçileri sendikalarımız çatısı altında örgütleyerek başarabiliriz. Sizlerin etkin ve kararlı mücadelesi sayesinde Karayolları Genel Müdürlüğü işyerlerinde çalışan 10 bini aşkın işçi sendikalı oldu. Tebrikler YOL-İŞ. Bu durum, Karayolları Genel Müdürlüğü’nün kadrolu işçileri için YOL-İŞ tarafından bağıtlanmış olan toplu iş sözleşmesinin, bundan böyle taşeron şirketler eliyle çalıştırılan işçileri de kapsamasını gerektirmesi itibariyle olağanüstü bir başarıya işaret etmektedir. Sizleri bir kez daha tebrik ediyorum.

Sizleri, her sabah erken saatlerde ailelerinin ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla gelir sağlamak için evlerinden ayrılan inşaat işçilerinin, akşamları evlerine sağlıklı ve güvenli bir biçimde, yara almadan dönmelerini garanti altına alma mücadelemize destek vermeye çağırıyorum. İnşaat şantiyelerinde bir ölüm bile bizler için çok fazladır. Yalnızca Ocak ayı içerisinde 175 işçinin iş kazalarında yaşamını yitirdiği rapor edildi. Eylül ayında da 10 işçinin İstanbul’daki bir inşaat şantiyesinde hayatını kaybettiği bilgisi bizlere ulaşmıştı.

Düzenlediğiniz kampanyalar ve müzakereleriniz sayesinde 167 Sayılı ILO Sözleşmesi Türkiye Cumhuriyeti Parlamentosu tarafından imzalandı. Bir kez daha tebrikler. Sözleşme imzalandı ve bu sözleşmenin koşullarının yerine getirilip getirilmediğini gözlemleme görevi ise bizlere düşüyor. Değerli meslektaşlarım, sizleri temin ederim ki BWI ve üyesi bulunan dünyanın dört bir yanından örgütleri her zaman Türkiye inşaat işçilerinin yanında olacaklar ve mücadelenize destek verecekler.

Sizleri dünyanın geri kalanı ile dayanışma içerisinde olmaya çağırıyorum, İnşaat ve Ağaç İşçileri Enternasyonali’nin küresel kampanyasına katılmaya davet ediyorum. İşçi hakları olmadan, Katar’da bir Dünya Kupası da olmayacaktır. Sizleri Katar’da çalışan 1 milyon göçmen inşaat işçisinin haklarını savunmaya çağırıyorum. Katar dünyanın en zengin ülkelerinden biri, ancak buradaki göçmen işçilere köle muamelesi yapılıyor. Katar’daki göçmen işçilerin haklarına itibar edilmiyor.

Geride bıraktığımız 3 yıl içerisinde, Katar’daki inşaat şantiyelerinde 1,380 işçi yaşamını yitirdi. Emeklerinden doğan uluslararası temel hakların hiçbirine sahip değiller. Göçmen işçilerin sendika üyesi olmasına müsaade edilmiyor. İşyeri değiştirmelerine, feodal bir yapı olan “kafala” sistemi nedeniyle izin verilmemektedir ve ülkeyi terk etmek istediklerinde işverenlerince düzenlenecek “çıkış vizesi” almaları gerekmektedir. Tüm bunlar modern zamanın kölelik sistemine işaret etmektedir.

Sizin de desteğiniz ile BWI bu işçilerin temsiliyetini üstlenecek, onları örgütleyecek ve böylece hakları için mücadele edebilme kabiliyeti kazanacaklardır. Size soruyorum, bizim yanımızda mısınız? Hedefimiz FIFA’dır. FIFA, Dünya Kupası’nın organizasyonundan sorumlu olması itibariyle politik, yasal ve ahlaki yükümlülüğe sahiptir. Bu yıl 29 Mayıs’ta Zürih’te FIFA 65. Kongresi’ni gerçekleştirecek. BWI olarak bizler, dünyanın dört bir yanındaki üyelerimize kendi ulusal futbol federasyonları ve taraftar dernekleri üzerinde baskı kurmaya, bu kurumları FIFA’ya doğru olanı yaparak, Katar’daki göçmen işçilerin yanında durmaya çağırmaya davet etmekteyiz.

Türkiye hali hazırda FIFA İcra Kurulu’nun bir üyesi konumundadır. Değerli üyemiz YOL-İŞ’ten Türkiye Futbol Federasyonu ile iletişime geçmesini ve onlara Katar’da Dünya Kupası hazırlıklarında çalışan göçmen inşaat işçilerinin sorunlarını anlatmasını rica ediyorum. İşçiler takımın bir parçasıdır ve işçiler olmadan Dünya Kupası’ndan söz edilemez.

Domenico Pesenti
EFBWW Başkanı

Değerli meslektaşlarım, dostlarım, kardeşlerim; Öncelikle 10. Olağan Genel Kurulunuza beni davet etmiş olduğunuz için sizlere teşekkür etmek istiyorum. Burada olmak benim için bir onurdur. İsmim Domenico Pesenti, Avrupa İnşaat ve Ağaç İşçileri Federasyonu (EFBWW) Başkanı ve İtalya FILCA-CISL Sendikası Genel Sekreteriyim. FILCA-CISL, İtalya’da inşaat, ağaç, yapı materyalleri ve taş işçiliği sektörlerinde çalışan işçileri örgütleyen üç sendikadan biridir.

EFBWW ise Avrupa inşaat ve ağaç işleri sektörlerinde örgütlü 34 ülkeden 76 sendikayı bünyesinde bulunduran ve toplamda 2 milyondan fazla işçiyi temsil eden Avrupa sektörel federasyonudur. Federasyonumuz EFBWW iki alanda faaliyetlerini yoğunlaştırmış durumdadır. Bunlardan ilki; Avrupa iç pazarının bir sosyal paydaşı olması itibariyle federasyonumuzun AB kuruluşları nezdinde, hazırlanan ve/veya uygulamada olan yasalara etki etme amacıyla yürüttüğü lobi faaliyetleridir. Diğeri ise; Avrupa düzeyinde, sektörlerimizdeki işverenlerle Avrupa Sosyal Diyalogu çerçevesinde müzakereler gerçekleştirmektir.

Bilindiği üzere, başta inşaat sektörü olmak üzere Avrupa ekonomisi kriz nedeniyle büyük bir darbe aldı. AB üyesi ülkelerde işsizlik hızla artarken, inşaat sektörü faaliyetlerinde % 50’nin üzerinde bir düşüş yaşandı. Kriz aynı zamanda sayısız türde kuralsız istihdam biçiminin yayılmasına neden oldu. Başta taşeronlaştırma olmak üzere yasadışı istihdamı ve hileli serbest meslekleri bunlara örnek olarak sıralayabiliriz.

Avrupa perspektifinden baktığımızda, bazı üye devletlerin inşaat sektörünün desteklenmesi amacıyla çeşitli önlemler almasına ihtiyaç olduğunu görmekteyiz. Altyapı veya iklim değişikliği planlamaları dolayısıyla yatırımların arttırıldığı birkaç AB üyesi ülkede inşaat sektöründe yeni istihdam olanakları yaratılabildiğini ve hatta diğer sektörlerin de bundan fayda sağladığını gördük. EFBWW olarak bizler, inşaat sektörüne yapılması talep edilen yatırımları ve sektörün güçlenmesi için alınacak tedbirleri desteklemekteyiz.

EFBWW ayrıca, sizlerin Karayolları Genel Müdürlüğü işyerlerinde taşeron şirketler eliyle ve hukuka aykırı sözleşmelerle çalıştırılan 10 binin üzerinde YOL-İŞ üyesinin hakları için ilgili bakanlıklara karşı verdiğiniz mücadeleyi de desteklemekte ve yakından izlemekteyiz. Söz konusu işçilerin Yargıtay kararı uyarınca işe başladıkları ilk günden itibaren Karayolları Genel Müdürlüğü’nün asıl işçisi olarak değerlendirilmeleri gerekirken 3 yılı aşkın süredir bu kararın uygulanmayışını takip ediyoruz.

Bunun yanı sıra, biliyoruz ki Türkiye’den çok sayıda işçi ülkesini terk ederek AB üyesi ülkelere çalışmaya gitmekte. Gerçek şu ki; göçmen işçiler çoğunlukla adil olmayan düşük ücretler ve sosyal korumadan yoksun çalışma koşullarıyla istismar edilmektedirler. EFBWW’nin öncelikli ilkesi tüm işçilere eşit muamele yapılması, eşit işe eşit ücret almaları ve hangi ülkede çalışıyor olurlarsa olsunlar istismar edilmelerinin önüne geçilmesidir.

EFBWW bu itibarla, İnşaat ve Ağaç İşçileri Enternasyonali (BWI) ile birlikte kendi ülkelerinden başka bir ülkede geçici istihdam olanakları arayan göçmen işçilere yardım amacıyla bir internet sitesi kurmuştur. Tüm işçiler bu site vasıtasıyla kendi dillerinde bilgi edinebilmektedirler. Örneğin; dışarıda çalışmak isteyen bir Türk işçisi, gitmeyi planladığı ülkedeki çalışma, ücret ve sosyal güvenlik koşulları ile ilgili kendi dilinde bilgi alabilmektedir.

Umuyorum ki Türkiye’nin AB üyeliği için yıllardır süren müzakereler bir an önce ve olumlu biçimde sonuçlanır. Çünkü sendikal faaliyetlerin Avrupa yöneliminin olması önem arz etmektedir. Sizlerin AB’ye erişiminizin; ülkenize, Türkiye işçi hareketine ve Türkiye’deki işçilerin çalışma koşullarına yarar sağlayacağı gibi, aynı zamanda ve daha da önemlisi daha güçlü, daha kararlı bir Avrupa sendikal hareketi yaratacağına olan inancım tamdır.

YOL-İŞ ile EFBWW çatısı altında gerçekleştirdiğimiz ortak çalışmalarımızın yanı sıra, 2011 yılından bu yana FILCA-CISL sendikamız olarak de başta işçi sağlığı ve iş güvenliği konuları hususunda olmak üzere birlikte eyleme geçme alışkanlığı elde edebilmiş olmamızdan ziyadesiyle onur duymaktayız. İşçilerin birlikteliği, bilhassa ard arda patlak veren iki dünya savaşının benzerlerinin yaşanmasını önlemek ve barışı birlikte inşa etmek fikriyle ortaya çıkmıştır. Birliğimiz gelişmemizi, haklarımızı ve onurumuzu yüceltecektir.

Sermayenin ve ekonomilerin hızla küreselleştiği içinde bulunduğumuz şu günlerde, işçi haklarının, sosyal güvencenin, demokratik özgürlüklerin ve eşitliğin de aynı ölçüde küreselleşebilmesi işçi örgütleri olarak biz sendikaların sorumluluğundadır. Ve bunu beraberce başarabiliriz.

Jesus Fernandez Bejar
CCOO Başkan Yardımcısı

Bu önemli etkinliği sizlerle paylaşmama vesile olan nazik davetiniz için teşekkür ederim. CCOO İnşaat İşçileri Federasyonu’nun tüm fertlerinden selamlar ve başarı dilekleri getirdim, arz ederim. İşçiler için zor zamanlardan geçiyoruz, sınıf sendikacılığı için güç koşulların mevcut olduğu zamanlardan. Ekonomik krizden sektörlerimize yansıyan olumsuz etkilerin yanı sıra işçiler kapitalizmin ve gericilerin ağır saldırısı altındalar.

Sınıf sendikacılığı, sermayenin işçilerin arkasından dolaşarak ekonomileri ve politikaları bütünüyle ele geçirme planları önünde kalan yegane engeldir. Bu nedenle, işçi sınıfının menfaatlerini ve kazanımlarını daha gayretli ve daha güçlü savunmaya devam edeceğiz ki hepimiz sosyal ilerleme hedefimize ulaşabilelim.

Son yıllarda, sınıf sendikacılığının imajında bir geriye gidiş yaşandı. Sendikal projenin güvenilirliğini sarsmak amacıyla uygulanan algı operasyonları yalnızca saldırılar üzerine inşa edilmiyor, aynı zamanda geçmiş kazanımlarımız da ortadan kaldırılmaya çalışılıyor. Bu da yetmiyormuş gibi, şimdi de İspanyol Ceza Kanunu tarafından müdahalelere uğruyoruz. Son aylarda, hükümetin mali ve sosyal politikalarına karşı organize ettiğimiz protesto gösterilerimiz ve yasal grev hakkımız üzerinde artarak büyüyen bir baskıya tanıklık ediyoruz.

Hali hazırda, sendikamız CCOO’nun 147 temsilci ve lideri hakkında hükümet tarafından açılmış 47 kamu davası sürmekte. İşte bu saldırılara karşı durmak için, gün kim olduğumuzu gösterme günüdür. Biz işçiler korunmak için kendimize ait olan örgütlere muhtacız. Çünkü deneyimlerimiz bizlere gösterdi ki ne sermaye, ne de hükümetler halkların haklarını gözetmiyorlar.

Sendikamız CCOO daha demokratik, daha eşit ve daha adil bir toplum ulaşmak için direnişin ve mücadelenin bir aracı olmaya devam etmektedir. Biz sendikalar, işçilerin daha iyi bir yaşam umutlarının son bulmasını hayal eden vicdansız insanların karşısında duran son bariyeriz.

Bizler İspanya’da birlik içerisinde, örgüt içi demokrasiye riayet eder bir halde, çoğulcu ve katılımcı önderlik ilkesi ile daha geniş, daha etkin bir federasyona dönüşmek için birleştik. Mayıs 2014’te İnşaat, Ağaç İşleri ve Bağlı İşkolları Federasyonu (FECOMA) ile Genel Hizmetler Sendikası’nı (FSP) CCOO İnşaat ve Hizmetler Federasyonu çatısı altında bir araya getirdik.

Yeni ve birleşik federasyonumuz eylemliliği ve çözüm odaklılığı kombine ederek ve yerelden hareket ederek insanlara ulaştırmayı hedefleyen yeni bir örgütlenme kavramını temsil etmektedir. Yeni ve birleşik örgütümüz ile sosyal devletin güçlendirilmesi ve geliştirilmesine yapacağımız katkının yanı sıra demokrasiye, daha adil ve eşit bir topluma ulaşmaya yardım edeceğiz.

Geleceğin sahibi bizleriz. Sizleri gelecek için mücadele vermeye davet ediyoruz. Olağan Genel Kurul’unuzun sizlere ve YOL-İŞ’e ihtiyaç duyduğunuz gücü ve enerjiyi getireceğine inanıyoruz. Örgütlerimiz daima dayanışma içerisinde olacaktır. Yaşasın sınıf mücadelesi, yaşasın CCOO, yaşasın YOL-İŞ.

Arslan Bıçaklı
TÜRK-SEN Genel Başkanı

YOL-İŞ ile 30 yılı aşkın bir dostluğumuz var, aynı ailenin fertleriyiz. Üyelerimiz ve örgütlerimizin yaşadıkları sorunlar da aynı. Bizim üyelerimizin en büyük belası özelleştirme belasıdır. Hiçbir suçu, günahı olmayan çalışanlar, hiçbir zaman yönetimlerinde söz sahibi olmadıkları kamu kurumları için yıllarca alın teri döktüler. Ancak bu kurumlar bilinçli olarak batırılıyor ve kamuoyuna “batmış olan bir kurumu daha fazla kamu bünyesinde tutamayız, bu nedenle satmalıyız” gerekçelerini sunuyorlar. Satılan bu kurumların işçileri adeta sokağa atılıyor. Faturayı yine hiçbir suçu, günahı olmayan işçiler ödüyor.

Kıbrıs’ta özel sektörde örgütlenme oranı % 0’dır değerli dostlarım, bu oran kamuda % 30. Çalışanların bütününe baktığımızda örgütlülük oranı % 20 – 25 aralığındadır. Ülkemizde örgütlenmek güçtür, kimi zaman müdahaleyle karşılaşırsınız, kimi zaman hapse girersiniz. Sermayenin örgütlenmesi Kıbrıs’ta hukuken zorunludur. Ticaret yapmak isteyen herhangi bir kimse, Ticaret Odası’na üye olmadan faaliyete başlayamaz. Sanayide faaliyet gösteren bir kimse, Sanayi Odası’na üye olmadan hizmet üretemez. Sermayenin örgütlenmesi yasayla zorunlu hale getirilmiştir.

Gelmiş ve geçmiş tüm siyasetçilere aynı talebi ilettim; yasaya çalışanların da mensubu oldukları sektörde faaliyet gösteren sendikalara üye olmalarını zorunlu kılan bir cümle eklensin dedim. Emeğin örgütlü olmasını, çalışanların güçlerini birleştirmesini istemedikleri için elbette karşı çıktılar. O nedenle birleşeceğiz değerli dostlarım. Bizlerin ülkelerinde olduğu gibi dünyanın her yerinde emekçiler birleşmek zorundadır.

Yakup Latifoğlu
HÜR-İŞ Genel Başkanı

Ülkemizde 98 Sayılı ILO Sözleşmesi yürürlüktedir ve hükümlerden biri “devlet serbest pazarlık yöntemini geliştirmek için üzerine düşen görevi yapar” der. Ancak ne yazık ki ülkemizde hükümet, serbest pazarlık yöntemini işlevsiz hale getiren bir yasa getirmiştir. Bugün Kıbrıs’ta faaliyette olan tüm sendikalar olarak bu yasaya karşı mücadele vermekteyiz.

Bir diğer yasal girişim ile de yabancı işgücünün yerli işgücüne denk olduğu bir çalışma hayatı yaratıldı. Bugün kayıtlara baktığınız zaman 36 bin yerli işgücünün yanında, 32 bin de yabancı çalışan olduğunu görürsünüz. Bu durumun doğal sonucu özel sektörde örgütlenmemizi olanak dışı bırakmıştır. Çünkü çalışanların yarısı, bir cümle ile işten çıkarılabilecek koşula haizdir.

Tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de taşeronlaştırma, özelleştirme ve esnek çalışma biçimleri yaygınlaştırılmaya çalışılıyor. Bugün KKTC’de kamudaki temizlik, güvenlik ve hatta sağlık hizmetleri özelleştiriliyor. Bu girişimlere karşı da ortak mücadele içerisindeyiz. Bizi yönetenler “yeterli kaynak olmaması” gerekçesiyle özelleştirme ve taşeronlaştırmanın önünü açarken, diğer yandan önemli kamu gelir kaynaklarından biri olan vergi hususunda sermayeye af getiriyor. Tüm dünyada olduğu gibi, bizlerde ülkemizde bu girişimlere karşı duruyoruz.