Zinde Okullarında Çocuğa Bakışı

Zinde Okulları, Eyüp İlçesinde bulunan ve 4 senedir çocuğa dokunmanın, ihtiyaçlarını görmenin ve ellerindeki bütün imkanları çocuğun akademik başarısının da önünde psikolojik ihtiyaçlarını önemseyen ve her şeyin önüne koyan nadir okullardan birisidir.

Zinde Okulları olarak biz biliyoruz ki; çocuğa doğru pencereden bakmak her şeyden önce gelir. Eğer bizler onlara yontulması gereken bir tahta, yoğrulması gereken bir hamur veya zihni doldurulması gereken birisi olarak bakarsak çocuk bunu enerji düzeyinde hisseder ve yapılacak emeklerin boşa gitmesinin yanında öğrenci ile kurulacak öğrenci-öğretmen ilişkisi orada zedelenir. Çünkü bakış açısı iletişimin zeminini oluşturulduğu için çocuğu bir proje olarak görmek yanlış bir bakış açısıdır. Çocuk merkezli eğitim yaklaşımı Zinde Okulunun en temel ve önemlimotivasyon kaynağıdır.

Bizler çocuklarla öncelikle bağ kurmayı, onların gönüllerine dokunmayı niyet edip yola çıkmış kişileriz. Çünkü biliyoruz ki anlamadığın çocuğu eğitemezsin. Çocuklara sadece bilgi yükleyen değil, onları anlayan ve onlardan öğrenmek için onları dinleyen öğretmenleriz. Biz onlardan masumluğu, saflığı, samimiyeti, çıkarsızlığı, maskesizliği, affediciliği ve daha birçok şeyi öğreniyoruz. Onlar bize kendi özümüzü hatırlatıyorlar. Çıkarsız sevgilerini gördükçe onlarda hayatımızdaki insanları çıkarsız sevmemiz gerektiğini öğreniyoruz. Yani anlayacağınız bizim onları beslediğimizden daha çok onlar bizi besliyor. Öğretmenliğin en güzel yanı zorluklarına katlanılabilir olmasının en büyük nedenini öğrencilerimizin bizleri çıkarsız sevmeleri olduğunun bilincindeyiz. Hepimizin ruhsal ihtiyaçları vardır. Sevgi ihtiyacı da en temel ihtiyaçlardandır. Bizim bu ihtiyacımızı sağlayansa Zinde’nin öğrencileridir. Çocuğun varoluş nedenin bizlere hatırlatıcı olduğunu biliyoruz ve çocuğa değer vermeye her defasında her birini teker teker keşfetmeye çalışıyoruz. Bedenlerine bakıp aldanmamaya bizden üstün olduklarını bilerek ve sürekli şahit olarak zamanımızı geçiriyoruz.

Çocukların değerlerini yetişkinliğe taşımaya gayret ediyor ve onların bu noktada kirlenmemeleri için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Biliyoruz ki, çocukluk değerlerini yetişkinliğe taşınsa evliya olunur. Bilgeler ve evliyalar bu değerlerini en güzel şekilde  taşıyanlardır.

Dünyadan yetişkinleri çıkardığımızda çok bir şey eksilmez ancak, çocukları çıkardığımızda dünya anlamını kaybeder. Çünkü Dünya yaşanılan bir yerse bunun nedeni bu çocukların saflığı ve temizliği sayesindedir. Çocuklar okulumuzun neşesi, olmazsa olmazları, okulumuza ses ve renk katan dünyanın en güzel insanlarıdır.

Biz onlara yol arkadaşı gözüyle bakıyoruz. Yol arkadaşlığı demek etkileşim demektir. Yol arkadaşlığı demek beraber öğrenmek demektir. Zinde öğretmenleri olarak sürekli onları bu hayata karşı güçlü kılmak ve hayat yolculuklarında yol gösterici olmak niyetindeyiz. Bu sebeple , çocuklarımızın önlerindeki bütün taşları bizler kaldırarak onları güçsüz kılmamaya gayret gösteriyoruz. Çünkü istiyoruz ki, öğrencilerimiz bu okuldan mezun olduklarında sorumluluk sahibi bireyler olsunlar.

Çocuklar minyatür varlıklar değillerdir. Algısıyla, düşünmesiyle, öğrenmesiyle, gördükleriyle biz yetişkinlerden çok farklı bir dünya görüyorlar. Bu nedenle en çok sevilen anaokulu kadememizdir. Bunun en önemli nedeni; onlara göre masalar ve sandalyeler, onlara göre tuvaletler, onlara göre oyuncaklar var. Boyutuyla, rengiyle her şey onlara göredir. Dünya biz yetişkinlere göre dizayn edilmiştir. Gittiğimiz yerlerde restoranlarda, kafelerde her şey biz yetişkinlere göredir. Ancak bütün bunların aksine anaokulumuz en miniklerimize göre dizayn edilmiştir.

Bakış açımızdan en değer verdiğimiz şey ise çokça unutulan çocukların onurları olduğudur. Biz yetişkinler olarak biri bizi eleştirdiğinde, özellikle toplum içinde rencide edip dalga geçtiğinde inciniriz. Çocukların bizden daha çok incindiğini biliyor ve öğretmenler olarak öğrencilerimize söylemlerimizi ve üslubumuzu çok daha fazla dikkat ederek ilişki kuruyoruz. Zorlanılan bir durum olduğunda ise okul psikoloğu, müdür yardımcısı ve sınıf öğretmeni olarak toplantılar yapıp her öğrenciyi ayrı ayrı ele alıyor oluşan problemi veya sorunu çözmeye gayret ediyoruz.  Zinde ekibi olarak arkamızdaki desteği hissediyor ve bir çıkmaza girdiğimizde çalışan tüm arkadaşlarımızın bize destek için, yol arkadaşlığı için hemen yanımızda olacağını biliyoruz. Şunu çok iyi biliyoruz ki biz onların sahibi değiliz. Zinde olarak amacımız çocuklara yol arkadaşlığı etmektir. Bildiğimiz üzere çocukların öğrenme yaklaşımı rol model alaraktır. Zinde ekibi olarak onlara iyi örnek olmak adına birbirimize olan sorumluluklarımızın farkındayız ve bu sorumlulukları yerine getirmekten ve Zinde ekibinde olmaktan gurur duyuyoruz. En başta kendimiz örnek teşkil edip bu bakış açımızı öğrencilerimizin anne babalarına sürekli dile getirmeye özen gösteriyoruz.

Bir öğrencinin okulumuza kayıt olmak için müracaatında ilk başta okulumuzun bu güzel çocuk merkezli bakış açısını anlatıyoruz. Tek bir ebeveyne dokunup dünyadaki tüm çocukları doğru bakış açısı ile yetiştireceğimize inanıyoruz.  Ebeveynlere söylediğimiz şeyleri öncelikle biz sınıflarımızda kendimiz uyguluyoruz. Çocuklara doğru sınır koymayı ebeveynine öğretirken öğretmenlerimize de anlatıyoruz ve uygulanmasını istiyoruz. Birlik olmak ve çocuğa dokunmak için okul-aile-öğretmen iş birliği içerisinde çalışıyoruz.

Çocuklarımızı asla muhtaç ve yetersiz bireyler olarak görmüyoruz. Bizlerden daha güçlü olduklarını adaptasyon sorunlarını ne kadar hızlı aştıklarından anlıyoruz. Çocuklarımızı sevgiyi ve saygıyı hak eden varlıklar olarak görüyoruz.

Çocuklara karşı 3 görevimiz var. Bunlar; korumak, ihtiyaçlarını karşılamak ve iyilerle karşılaştırmaktır. Emanete karşı yapması gereken ilk şey onu korumaktır, yani emanette emin olmaktır. Eğer bu ilk ve en önemli aşamayı atlarsak diğerlerini yapmanın pek te anlamı olmadığının farkındayız. Çünkü “yağmur yağarken şemsiye açmazsan saçlarını kurutmanın anlamı yoktur” der çocuk. Çocuğun dünyasına zarar akıyorsa bir yerde iyilik yapmanın anlamı yoktur. Bu korumayı hem fiziksel hem de psikolojik olarak yapıyoruz. İkinci görevimiz ihtiyaçlarını karşılamaktır. Bedensel ihtiyaçlarının yanı sıra psikolojik ihtiyaçları da Zinde okulları için önemlidir. Bir çocuk yeteri kadar hayal kurmuyorsa, oyun oynamıyorsa, hareket etmiyorsa, yeterince ağlamıyorsa, merak etmiyorsa o çocuk sağlıklı çocuk değildir. Bizler bu ihtiyaçları merkez alarak öğrencilerimize eğitim ve öğrenim süreçlerini sağlık geçirmeleri için bünyemizdeki kaynakları sonuna kadar kullanmaktayız. Ders saatlerimizin oluşturulması çocukların dikkat süreleri dikkate alınarak planlanmıştır. Velilerimize ve bünyemizde çalışan öğretmenlerimize oyunun önemini anlatmak ise bu konuda sıklıkla dile getirdiğimiz bir konudur. Çünkü oyun çocuk için ekmek gibi, su gibi, hava gibidir. Bizler konuşarak çocuklar ise oynayarak kendilerini ifade ederler. Yani oyun onların dili ve oyuncaklarda onların kelimeleridir. Biz bu dili anlamak ve konuşmalarına müsaade etmek onları gönül kulağımızla dinlemek için Zinde’deyiz. Serbest oyunun çocuğu iyileştiren yönünü bilir, öğrencilerimizle derslerde bolca oyunlar oynarız. Bir çocuk için olmazsa olmaz şey hareket etmektir. Oyun oynayarak onların hem hareket etme ihtiyacını karşılıyoruz hem de bizlerde onlar kadar eğleniyoruz. Zinde Okulları oyunu seven bir okuldur. Bazı öğrencilerimizin ise hareket etme ihtiyacı diğer öğrencilerimizden fazladır. Bu ihtiyacı saptayıp, ders içerisinde molalar verip, dikkati dağıttıktan sonra tekrardan derse döndürme metotlarını uygulamaktayız. Bunları yaptığımızda çocuklar enerjilerini atmakta ve böylece enerjileri içlerinde sıkışıp kalmamaktadır. Sonuç olarak doğru bir şekilde enerjilerini çıkartıyor ve yaşanabilecek olumsuz enerji çıkışlarının önüne geçmiş oluyoruz. Oyun oynanmayan ve hareketin olmadığı çocukluk yaşanmamış çocukluktur. Gelen öğrencilerimizin çocukluklarını doya doya yaşamaları için buradayız. Bu oyunları oynarken bazen güleriz bazen ağlarız. Bazen kazanır bazen kaybederiz. Hayatı okulda oynayarak öğreniriz. Duyguları kabul etmek ise bizim işimizdir. Öğrencilerimiz ağladığında müsaade eder ve duygularını bastırmamaya ona güvenli ağlayacak bir yer sunmaya çaba sarf ederiz. Biliriz ki ağlamak törapatik bir ilaçtır.

Hülasa, Zinde Okulları demek oyun, hareket, ağlamak, gülmek, yol arkadaşlığı demektir. Zinde demek büyümek demektir. Zinde demek yuva demektir.

OKUL PSİKOLOGU
BÜŞRA TOPDEMİR