T.C. YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ E. 2017/7129 K. 2017/17713
* KİRALANANIN TAHLİYESİ İSTEMİ ( Belirsiz Süreli Kira Sözleşmesinin Feshi – 6101 S.K. Geçici 2.Maddesi Uyarınca Bu Kanunun Yürürlüğe Girmesinden Önce TBK’nın 347. Maddesinin Birinci Fıkrasının Son Cümlesinde Öngörülen Kira Sözleşmelerinde 10 Yıllık Uzama Süresi Dolmamış Olmakla Birlikte Geri Kalan Süre Beş Yıldan Daha Kısa Olanlar Hakkında Yürürlüğe Girdiği Tarihten İtibaren Beş Yıl/On Yıllık Uzama Süresi Dolmuş Olanlar Hakkında da Yürürlüğe Girdiği Tarihten İtibaren 2 Yıl Sonra Uygulanacağı )
* BİLDİRİM YOLUYLA SÖZLEŞMENİN SONA ERMESİ ( Kiracı Belirli Süreli Sözleşmelerin Süresinin Bitiminden En Az Onbeş Gün Önce Bildirimde Bulunmadıkça Sözleşmenin Aynı Koşullarla Bir Yıl İçin Uzatılmış Sayılacağı )
* ON YILLIK UZAMA SÜRESİ ( Belirsiz Süreli Kira Sözleşmesinin Feshi – Kiraya Verenin Sözleşme Süresinin Bitimine Dayanarak Sözleşmeyi Sona Erdiremeyeceği/Ancak On Yıllık Uzama Süresi Sonunda Kiraya Verenin Bu Süreyi İzleyen Her Uzama Yılının Bitiminden En Az Üç Ay Önce Bildirimde Bulunmak Koşuluyla Herhangi Bir Sebep Göstermeksizin Sözleşmeye Son Verebileceği )
* GEÇMİŞE ETKİLİ OLMAMA KURALI ( TBK’nın Yürürlüğe Girdiği Tarihten Önceki Fiil ve İşlemlere Bunların Hukuken Bağlayıcı Olup Olmadıklarına ve Sonuçlarına Bu Fiil ve İşlemler Hangi Kanun Yürürlükte İken Gerçekleşmişse Kural Olarak O Kanun Hükümlerinin Uygulanacağı – TBK’nın Yürürlüğe Girmesinden Sonra Bu Fiil ve İşlemlere İlişkin Olarak Gerçekleşecek Temerrüt Sona Erme ve Tasfiyenin TBK Hükümlerine Tabi Olacağı )
* BELİRSİZ SÜRELİ KİRA SÖZLEŞMESİNİN FESHİ ( Belirsiz Süreli Kira Sözleşmelerinde Kiracının Her Zaman Kiraya Verenin İse Kiranın Başlangıcından On Yıl Geçtikten Sonra Genel Hükümlere Göre Fesih Bildirimiyle Sözleşmeyi Sona Erdirebileceği )
* FESİH BİLDİRİMİ ( Sözleşmede veya Kanunda Belirtilen Fesih Dönemine veya Bildirim Süresine Uyulmamışsa Bildirimin Bir Sonraki Fesih Dönemi İçin Geçerli Olacağı – Davalıya Tebliğ Edilen İhtarın 6098 S.K. Md. 328/Son Maddesi Uyarınca Bir Sonraki Fesih Dönemi İçin Geçerli Olacağı/Fesih Bildiriminin Altı Aylık Kira Döneminin Sonu İçin Üç Aylık Fesih Bildirim Süresine Uyularak Yapıldığı ve Davanın Süresinde Açıldığı Anlaşılmakla İşin Esasının İncelenmesi Gerekirken Davanın Süre Yönünden Reddinin İsabetsiz Olduğu )
ÖZET : Dava, kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir.
TBK’ nın 328/son maddesine göre, “Sözleşmede veya kanunda belirtilen fesih dönemine veya bildirim süresine uyulmamışsa, bildirim bir sonraki fesih dönemi için geçerli olur” düzenlemesi bulunmakta olup, davalıya tebliğ edilen ihtar TBK’ nın 328/son maddesi uyarınca bir sonraki fesih dönemi için geçerli olacağından, fesih bildiriminin altı aylık kira döneminin sonu için üç aylık fesih bildirim süresine uyularak yapıldığı ve davanın süresinde açıldığı anlaşılmakla işin esasının incelenmesi gerekirken, davanın süre yönünden reddine karar verilmesi isabetsizdir.
DAVA : Taraflar arasındaki kiralananın tahliyesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı; davalının 24.03.1994 yılından itibaren sözlü kira sözleşmesi uyarınca kiracı olduğunu, sözleşmenin belirsiz süreli olduğunu, 10 yıllık uzama süresinin dolduğunu ileri sürerek, davalının tahliyesini istemiştir.
Davalı; davanın süresinde olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, 24.09.2014-24.03.2015 dönemine göre ihtarın sürede olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 347.maddesi hükmüne göre, konut ve çatılı işyeri kiralarında kiraya veren sözleşme süresinin bitimine dayanarak sözleşmeyi sona erdiremez. Ancak, on yıllık uzama süresi sonunda kiraya veren, bu süreyi izleyen her uzama yılının bitiminden en az üç ay önce bildirimde bulunmak koşuluyla herhangi bir sebep göstermeksizin sözleşmeye son verebilir.
Belirsiz süreli kira sözleşmelerinde, kiracı her zaman, kiraya veren ise kiranın başlangıcından on yıl geçtikten sonra, genel hükümlere göre fesih bildirimiyle sözleşmeyi sona erdirebilirler.
6101 Sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun Geçici 2.maddesi uyarınca, bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce TBK.nun 347.maddesinin birinci fıkrasının son cümlesinde öngörülen kira sözleşmelerinde 10 yıllık uzama süresi dolmamış olmakla birlikte geri kalan süre beş yıldan daha kısa olanlar hakkında yürürlüğe girdiği tarihten itibaren beş yıl, on yıllık uzama süresi dolmuş olanlar hakkında da yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 2 yıl sonra uygulanacağı öngörülmüştür.
Olayımıza gelince; Davacı 24.03.1994 başlangıç tarihli sözlü kira sözleşmesine dayanarak TBK’ nun 347. maddesi gereğince sözleşmenin sona ermesi sebebiyle tahliye isteminde bulunmuştur. Davalı sözleşmenin başlangıcına karşı çıkmamıştır. Bu durumda uyuşmazlığın TBK’ nun 347/2 maddesinde düzenlenen belirsiz süreli kira sözleşmesinin sona ermesi hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir.
TBK’ nun 347/2. maddesi maddesi gereğince belirsiz süreli kira sözleşmelerinde, kiracı her zaman, kiraya veren ise kiranın başlangıcından on yıl geçtikten sonra, genel hükümlere göre fesih bildirimiyle sözleşmeyi sona erdirebilir. Davacı tarafından davalıya gönderilen 05.01.2015 tarihli ihtarı davalıya 09.01.2015 tarihinde tebliğ edilmiş dava ise 23.10.2015 tarihinde açılmıştır.
TBK’ nun 328/son maddesinde; “Sözleşmede veya kanunda belirtilen fesih dönemine veya bildirim süresine uyulmamışsa, bildirim bir sonraki fesih dönemi için geçerli olur.” düzenlemesi bulunmaktadır. Bu durumda davalıya 09.01.2015 tarihinde tebliğ edilen ihtar TBK’ nun 328/son maddesi uyarınca bir sonraki fesih dönemi için geçerli olacağından, fesih bildiriminin altı aylık kira döneminin sonu için üç aylık fesih bildirim süresine uyularak yapıldığı ve davanın süresinde açıldığı anlaşılmakla işin esasının incelenmesi gerekirken, davanın süre yönünden reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle 6100 Sayılı …ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istenmesi halinde temyiz edene iadesine, 6100 Sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 Sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 14.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C. YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ E. 2018/4013 K. 2018/6997
Taraflar arasındaki kiralananın tahliyesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içerisinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı ile aralarında 01.01.1985 başlangıç tarihli bir yıl süreli kira sözleşmesi bulunduğunu, davalının on yıldan fazla süredir dava konusu taşınmazda kiracı olduğunu, davalıya ihtar gönderdiklerini buna rağmen davalının taşınmazı tahliye etmediğini belirterek kiralanandan tahliyesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Kiralanan, niteliği itibariyle Türk Borçlar Kanunu’nun konut ve çatılı iş yeri kiralarına ilişkin hükümlere tabidir. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 347. maddesi hükmü gereğince konut ve çatılı işyeri kiralarında kiracı, belirli süreli sözleşmelerin süresinin bitiminden en az onbeş gün önce bildirimde bulunmadıkça, sözleşme aynı koşullarla bir yıl için uzatılmış sayılır. Kiraya veren, sözleşme süresinin bitimine dayanarak sözleşmeyi sona erdiremez. Ancak, on yıllık uzama süresi sonunda kiraya veren, bu süreyi izleyen her uzama yılının bitiminden en az üç ay önce bildirimde bulunmak koşuluyla, herhangi bir sebep göstermeksizin sözleşmeye son verebilir.
6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunu’nun Geçici 2. maddesinde bu kanunun yürürlüğe girmesinden önce Türk Borçlar Kanunu’nun 347. maddesinin son cümlesinde öngörülen kira sözleşmelerinden on yıllık uzama süresi dolmamış olmakla birlikte geri kalan süre beş yıldan daha kısa olanlar hakkında, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren beş yıl, on yıllık uzama süresi dolmuş olanlar hakkında da yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl sonra uygulanacağı belirlenmiştir.
Belirsiz süreli kira sözleşmelerinde, kiracı her zaman, kiraya veren ise kiranın başlangıcından on yıl geçtikten sonra, genel hükümlere göre fesih bildirimiyle sözleşmeyi sona erdirebilirler.
Somut olayda; Taraflar arasında 01.01.1985 başlangıç tarihli bir yıl süreli kira sözleşmesi hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Belirtilen sözleşme uyarınca 25.09.2014 keşide, 30.09.2014 tebliğ tarihli ihtarnamenin son uzama yılı olan 01/01/2014 ile 01/01/2015 tarihine nazaran 01/01/2015 tarihinden 3 ay önce keşide edilerek tebliğ edildiği, davanın da süresinde açılmış olduğu anlaşıldığından davanın kabulü ile kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle tahliye isteminin reddine karar verilmesi doğru değildir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
T.C. YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ E. 2017/17243 K. 2018/5100
Taraflar arasındaki kiralananın tahliyesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda davanın konusuz kalması nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı ile aralarındaki
kira
ilişkisinin 1985 yılından bu yana devam ettiğini, Türk Borçlar Kanunu’nun 347. maddesi gereğince akdin feshini ve davalının kiralanandan tahliyesini istemiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın konusuz kalması nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı tarafından vekalet ücretine hasren temyiz edilmiştir. Kiralanan, niteliği itibariyle Türk Borçlar Kanununun konut ve çatılı iş yeri kiralarına ilişkin hükümlere tabidir. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 347. maddesi hükmü gereğince konut ve çatılı işyeri kiralarında kiracı, belirli süreli sözleşmelerin süresinin bitiminden en az onbeş gün önce bildirimde bulunmadıkça, sözleşme aynı koşullarla bir yıl için uzatılmış sayılır. Kiraya veren, sözleşme süresinin bitimine dayanarak sözleşmeyi sona erdiremez. Ancak, on yıllık uzama süresi sonunda kiraya veren, bu süreyi izleyen her uzama yılının bitiminden en az üç ay önce bildirimde bulunmak koşuluyla, herhangi bir sebep göstermeksizin sözleşmeye son verebilir.6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunu’nun Geçici 2. maddesinde bu kanunun yürürlüğe girmesinden önce Türk Borçlar Kanununun 347. Maddesinin son cümlesinde öngörülen kira sözleşmelerinden on yıllık uzama süresi dolmamış olmakla birlikte geri kalan süre beş yıldan daha kısa olanlar hakkında, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren beş yıl, on yıllık uzama süresi dolmuş olanlar hakkında da yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl sonra uygulanacağı belirlenmiştir. Belirsiz süreli kira sözleşmelerinde, kiracı her zaman, kiraya veren ise kiranın başlangıcından on yıl geçtikten sonra, genel hükümlere göre fesih bildirimiyle sözleşmeyi sona erdirebilirler.Somut olayda; Taraflar arasındaki kira sözleşmesinin 31.12.2012 tarihinde yenilenmiş olması nedeniyle on yıllık sürenin bu tarihten itibaren işlemeye başlayacağı ve dava tarihine göre 10 yıllık uzama süresi dolmadığından tahliye koşullarının oluşmadığı anlaşılmış ise de; bu husus temyiz edenin sıfatına göre bozma sebebi sayılmamıştır. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 4.50 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 6100 sayılı HMK’nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.