Avrupa Sendikaları: “Tasarruf Tedbirlerine Hayır!”
Avrupa işçisi 29 Eylül 2010 Çarşamba günü tüm kıtada eylemdeydi. Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (ETUC) öncülüğünde gerçekleştirilen “Tasarruf Tedbirlerine Hayır – Öncelik İstihdam ve Büyüme” başlıklı protesto kampanyası çerçevesinde İtalya, Fransa, İngiltere, Portekiz, Litvanya, Letonya, Almanya, Polonya, İrlanda, Hırvatistan, Sırbistan, Çek Cumhuriyeti ve Finlandiya’da işçiler alanlardaydı. İspanya’da kamu çalışanları 24 saatlik greve giderken, daha önceki tarihlerde eylem dahilinde Bükreş’te 20.000 ve Prag’da 40.000 işçi protestolara katıldı.
AB hükümetlerinin, küresel finans krizine yanıt olarak ardı ardına açıkladıkları ve kamu bütçelerinde, çalışanların maaşlarında, sosyal yardımlarda ve emekli aylıklarında kesintileri öngören paketleri protesto amaçlı eylemin merkezi, aynı gün Avrupa ekonomi bakanları toplantısının da gerçekleştiği Brüksel’di. CGSBL sendikasının güney istasyonu yakınında yer alan binası önünde 11:00 sularında bir araya gelen işçilerin sayısı 100.000’e yaklaşıyordu. Burada gerçekleştirilen basın açıklamaları ardından eylemin gerçekleştirileceği alana yürüyüşe geçildi. 15:00’da başlayan etkinlikler dahilinde sendika liderleri konuşmalar yaptılar. ETUC Genel Sekreteri John Monks konuşmasına “Bugün işçiler, tüm Avrupa liderlerine açık bir mesaj vermek için sokaklardalar: tasarruf tedbirlerini seçmemek için hala zaman var!” sözleriyle başladı. 30 ülkeden 50’nin üzerinde sendikanın üyeleriyle hazır bulunduğu eylem marşlar ve kısa film gösterimleri ardından 16:00’da sona erdi ancak yankısı sürüyor. Kemer sıkma politikalarını protesto amaçlı kampanya için ETUC tarafından hazırlanan bildiriyi yazının devamında bulabilirsiniz.
29 Eylül 2010, Brüksel
1930’lardan bu yana ekonominin yaşadığı en kötü durum olan finansal kriz; Avrupa’da 23 milyon işsiz yarattı, milyonlarca Avrupa vatandaşını savunmasız ve korumasız hale getirdi ve tüm Avrupa’da sosyal gerilimi tırmandırıyor.
Avrupa hükümetleri bu durumla baş etmek için, sosyal dayanışmaya ve büyümeye zarar veren eserler bırakan tasarruf tedbirlerini uygulamaya geçirmekle yetindiler.
Krize biz neden olmadık. Bedeli bankalar ödemelidir, işçiler değil!
Avrupa çapında tasarruf tedbirlerini, ücret ve emekli aylıklarında yapılan kesintileri,
Genç işçilerin maruz bırakıldığı güvencesizliği ve işsizliği,
Çalışma yaşamı standartlarının kontrolsüzleşmesini ve sosyal gerilemeyi,
Yoksulluğu ve sosyal koruma haricinde tutulmayı,
Sosyal eşitsizliğin artışını reddediyoruz.
Çünkü bizler tüm Avrupa vatandaşları, özellikle de gençler, emekliler ve kadınlar için daha fazla dayanışmanın yolunu açan daha sosyal bir Avrupa istiyoruz!
Kaliteli işler, süreklilik arz eden işler ve herkes için daha iyi eğitim imkanları,
Adil ücret garantisi,
Güçlü sosyal koruma,
Alım gücünün korunması,
Daha iyi emekli aylıkları,
Herkes için kaliteli kamu ve sosyal hizmetler istiyoruz.
Çünkü biz sürdürülebilir büyüme istiyoruz!
Finansal işlemlerde kamu istihdam politikalarını güvence altına alan vergi sistemi,
Çevre duyarlılığı üzerine temellenen sürdürülebilir ve dinamik endüstri politikalarının tesisi,
Sosyal dampingin önüne geçebilmek için daha güçlü mali koordinasyon ve şeffaflık talep ediyoruz.
Tasarruf ve güvencesizliğe hayır, istihdam, sosyal adalet ve dayanışmanın hayat bulduğu Avrupa’ya evet!
Ekonomik durgunluktan çıkmak için ortaya konan şok terapisi niteliğindeki tasarruf tedbirleri 1931 vakasında yaşandığı gibi bizleri resesyon riskiyle karşı karşıya bırakmaktadır. Tedbirlerin beklenenden daha büyük ölçüde negatif etkisi olacaktır. Alım gücü daha da düşecek ve iyileşme beklentileri amaçsız kalacaktır. Kemerlerini daha fazla sıkmak zorunda kalan milyonları zayıflatan krize karşı üretilmiş söz konusu tedbirler adaletsizdir.
Hükümetler mevcut duruma karşı duyarsızdır. Pazarın talepleri nedeniyle hükümetler panik havasına girmişlerdir. Bu sebeple hali hazırda krizin bedelini ödeyenler bir kez daha cezalandırılmış oldular.
Yükselen işsizlik rakamlarına rağmen ve pazarın yatıştırılması yerine kamu harcamalarında uygulanan kesintiler hali hazırda zayıf olan büyümeyi tamamen ortadan kaldırmak üzere.
Durum çok ciddi ve Avrupa sorumluluk almalı!
Sosyal Avrupa baskı altında ve bu baskı hükümetleri ciddi sosyal sorunlara neden olan yersiz krizden çıkış stratejilerine yönelmesine neden oluyor. Hükümetler sürdürülebilir büyümeyi ve meslekleri destekleyici yönde para harcamalıyken, bankaları kurtarmak için milyarlarca Euro harcadılar.
Kriz bizim krizimiz değil, bu yüzden ETUC daha sosyal ve birleşik bir Avrupa için harekete geçiyor!
Avrupa’da ekonomik denetim ve kontrolün sağlanması için yeni sermaye birikim metodları uygulamak, finansal işlemler ve şirket yöneticilerinin ikramiyelerine vergi koymak; sürdürülebilir büyüme için kamu istihdam politikaları dizayn etmek.
AB artık özellikle genç insanları içine alan işsizliğe odaklanmalıdır. Avrupa çevreye duyarlı politikalar üzerine temellenmiş dinamik ve sürdürülebilir endüstriyel stratejiler geliştirmeye acilen ihtiyacı vardır.
AB mali koordinasyonu güçlendirecek ve mali şeffaflığı arttıracak yeni metodlar dizayn etmelidir.
ETUC AB’den Pazar ve sosyal haklar arasında dengeyi sağlayacak bir Sosyal Protokol yürürlüğe koymasını talep etmektedir.
Ulusal düzeyde ve Avrupa düzeyinde verimli finansal düzenlemelerin uygulanması hızlandırılmalıdır.
Pazar kurallarınca şekillenen sosyal müzakereleri bir kenara bırakarak, daha sosyal bir Avrupa için mücadeleye başlamalıyız. Sosyal kalkınma istiyoruz ve sosyal güvenlikte yapılan kesintilere ve sosyal dampinge hayır diyoruz!
Tasarruf tedbirlerine,
Güvencesizliğe ve işsizliğe,
Çalışma yaşamı standartlarının ve sosyal gerilemenin kontrolden çıkmasına,
Yoksulluk ve sosyal koruma dışında bırakılmaya karşı harekete geçin.