Bir Girişimde Hikâye Yaratmak Neden Önemlidir?

Çocukluk hatta bebeklikten itibaren hikayelerle büyümeye alışmış insanlar olarak hikayeleri seviyoruz. Hikayedeki olaylar ve anlatım hikâyeyi merak içinde dinlememize neden olur. Bizi burada en çok etkileyen şeylerden biri de hikâyede neler olabileceğine dair hikâyenin bizde yarattığı merak ve heyecandır.

Dolayısıyla Virgin Group’un sahibi Richard Branson “Bugün bir girişimci olarak başarılı olmak istiyorsanız aynı zamanda iyi bir hikâye anlatıcısı olmalısınız.” diye boşuna dememiştir zira bu cümleyle anlatılmak istenen; başarılı bir girişimci olmak ve markanızla fark yaratmak istiyorsanız markanızın hikayesini piyasaya çıkarken ikna edici, akılda kalıcı ve etkileyici bir biçimde sunabilmelisiniz. Sizin bir hikayeniz olmazsa hedef kitleniz yaptığınız şeyin faydalarını, neden markanızla ilgilenmeleri gerektiğini anlayamazlar ve her şeyin hızla akıp gittiği bir dünyada hedef kitleniz sunmaya çalıştığınız şeyi net ve çabucak anlamazsa bir sonraki şeye geçer. Rekabet dolu bir piyasada müşterilerle empati yapıp onları anladığınızı ifade edebildiğiniz bir hikâye dolayısıyla iletişim kuramama durumu başarınızın önünde önemli bir engeldir.

Nike, Google, Apple, Adidas, Coca Cola vb. gibi dünyaca tanınmış markalara dikkat ederseniz hepsinin sizi bir yerlerden yakalayan hikayeleri vardır. Sizin de bir girişimci olarak hedef kitlenizde gerçekten yankı uyandırabilecek, markanızı yansıtan bir hikâyeyi aktarmanız faydanıza olacaktır. Peki yeni başlayan bir girişimci olarak hikâye anlatımınızı nasıl ifade edip de ilgi çekici bir hale dönüştüreceksiniz?

Girişimcilerin markaları için hikâye anlatımını nasıl yapabileceklerini “Storytelling for Startups” kitabında anlatan Mark Evans, “Hikâye anlatımı işe yeni başlayanlar için önemlidir zira sınırlı pazarlama bütçeleri, çok az müşteri ve marka bilinirliği olduğundan dikkat çekmeleri için işe yeni başlayanlara bir yol sağlar,” diyor.

Evans kitabında “İlk önce işe neden başladığınızı ve müşteriye sağladığınız değeri ifade eden temel bir hikâye yaratmalısınız. Ardından, hikayenizin ulaşmasını istediğiniz hedef kitleyi belirleyin ve hikayenizi yaymak için bir strateji oluşturun. Son olarak, hikayenizi kimlerin anlatacağını; kurucu, müşteri veya harici bir sözcü olup olmadığını belirleyin ve mesajınızı etkili bir şekilde iletmeleri için onları yönlendirin.” diyor.

Gerekli stratejileri kullanıp yarattıkları hikayelerle piyasada yer edinebilen girişimler müşteriler için “akılda kalan” markalar haline geliyor ve bunu da aslında en iyi ürün ya da hizmeti sağladıkları için değil, müşterilerle empati yapabilip duygusal bir bağ kurmayı başarabildikleri için yapabiliyorlar. Liderlik Hikayesi Laboratuvarı’nın kurucusu Esther Choy, “Harika hikayeler anlatmak için süper kahraman olmanıza gerek yok” diyor ve “Hikâye anlatımı doğru çerçeve ve araçlarla ikna edici iletişim için etkili bir şekilde kullanılabilir.” diye ekliyor.

Markamızı yeni kurduk ve hikayesini oluşturmaya karar verdik peki bunu nasıl yapacağız? Öncelikli olarak işletmenizin ve vizyonunuzun ardındaki hikâyeyi yaratmak için işletmeniz adına şu iki önemli sorunun cevabı hakkında bir netlik kazanmalısınız. 1) Beni takip edecek olanlar kim? 2) Vermek istediğim mesaj ne? Bu soruların cevaplarını belirledikten sonra hikayenizi oluşturmaya başlayabilirsiniz. Hikayenizi oluştururken soracağınız “Ben kimim? Nereden geldim? Neden buradayım? Hedeflerim, kusurlarım neler?” gibi daha da detaylandırılmış sorulara vereceğiniz cevaplar hikayenizin daha da netleşmesine, hikayenizin ana hatlarının oluşmasını sağlayacaktır.

Hedef kitlenizi belirlediniz ve kitlenizi ürün ya da hizmetlerinize ihtiyaç duyduklarını ya da onları istediklerine ikna etmelisiniz. Ne kadar ihtiyaca yönelik, farklı ve tercih edilir olduğunuzu yaratacağınız hikâye türleriyle ortaya çıkarmalısınız.  Başarı hikayelerini kullanmak tercih edilir ve insanlara ilham verdiği için çoğunlukla ilgi çekicidir ve insanların markanıza ilgi duymasını sağlayabilir. Marka kurucusu olarak markanızı oluştururken yaşadığınız deneyimleri, buna yaşadığınız başarısızlıklar ve hayal kırıklıkları da dahil, anlatmanız, girişiminize başladığınız zaman yaşadığınız mücadelelerden, çatışmalardan, aksiliklerden yani insanların en sonunda ulaşılan “başarı” için perde arkasında ne badireler atlattığınızı anlatmanız kitlenizin markanızı yaratmaya, başlatmaya ve sürdürmeye yönelik nasıl büyük bir tutku ve özveri duyduğunuzu anlamalarına ve bunlarla ilişki kurmalarına yardım edecektir. Bu aşamada başarı hikayenizi biraz detaylandırmanız kitlede merak uyandıracağı için ayrıntı vermekten çekinmeyin. Girişimize tek başına mı ortakla mı başladınız? Başlangıç sermayenizi nasıl edindiniz? Girişimizi nerede başlattınız? Detay vererek ilerlemek iyidir, insanlardaki merak duygusunu tatmin etmiş olursunuz ancak başarı hikayenizi anlatırken gereksiz bir övünme içine girmeden ama kendinizi de küçümsemeden alçakgönüllü olduğunuzu gösterebilmek beğeni toplayacaktır.

“Less is More” yani “Az çoktur” felsefesinin kitleler üzerinde olumlu etki bıraktığını düşünecek olursak hikayenizin kurgusunun yalın ama etkili olması insanlara her şeyin hızlıca ve abartılı olarak anlatılmak istendiği bu çağda dikkat çekecek bir etki yaratacaktır.

Dikkat çeken bir hikâyede iletmeniz gereken mesajlardan biri de engeldir. Hedef kitlenize engelin yani günlük hayatta yaşadığınız sorunun ne olduğun belirleyip bu engeli aşmada girişiminizin hedef kitlenize nasıl bir faydası olacağını iyi anlatmalısınız. Müşterileriniz ürün ya da hizmetlerinizin ihtiyaçlarına yanıt verdiğini görürlerse ilişkinizin daimî bir hale dönüşmesi yüksek bir olasılıktır.

Hikayelerinize samimiyet katacak bir diğer yol da markanızın oluşumu esnasında sizinle yürüyen diğer yol arkadaşlarınızın da perde arkasında nelerin yaşandığını anlatmasıdır. Bu ekip üyelerinden biri ya da birkaçıyla yapılmış samimi bir röportaj yoluyla olabilir. Bu insanların marka hakkında vereceği detaylar keyifli ve dikkat çekici bir içerik oluşturabilir. Bu, müşteriye markanızı sürdürmek için ne çok emek verildiğini göstermenin güzel bir yoludur.

Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz ki bir hikayesi olmadan ürünleri ve markanızı piyasaya sürmek (ürünlerinizde iddialı olsanız bile) sıkıcıdır. İnsanlara markanızın neden yaratıldığına ve markanızın vizyonunun ne olabileceğine dair bir fikir vermemeniz markanızı kişiliksiz kılacaktır.

İnsanların neşe, keyif ve coşkularına katkıda bulunabilen, gündelik sıkıntılarına empati ile yaklaşabilen bir marka dahilinde hikayeler yaratmak ve sunmak insanlarda dinlendikleri ve anlaşıldıklarını düşündürür. Markaya güvenmeye başlarlar ve markaya sempati duyan bu kitleler sayesinde de piyasada bilinirlik ve güvenirliğiniz artar ve burada pazarlamanın hikâye anlatımı boyutundan bahsetmiş olsak da aynı zihniyeti işinizin her alanında kullanabilirsiniz zira sunduğunuz ürün veya hizmetin kalitesinin yanı sıra müşterilerinizin kalplerine ve zihinlerine girmenizin ve onlara kendilerini evlerindeymiş gibi hissettirmenizin önemi büyüktür.

Kaynaklar:

https://hbrturkiye.com/blog/startup-lar-neden-hikaye-anlatmali

https://www.business2community.com/startups/why-startups-should-get-the-storytelling-religion-0509380