Ulu Cami dediğimizde eğer bu konuda bilgisi olan birisi ise bize sorar, nerede ki Ulu Cami , çünkü başka illerde de Ulu Camiler vardır, Bizim bahsedeceğimiz Ulu Cami ise, Bursa Ulu Cami dir.Efsanelerle ve görkemi ile tarihimize ve Bursa’ya adını altın harflerle yazdırmış olan Ulu Camidir.
Ulu Cami ile ilgili bir sürü efsane vardır, bu efsaneleri teker teker aktarmadan önce bir kaç ufak bilgi vermek isterim.İlk olarak Bursa Ulu Cami , kapalı namaz kılma alanı olarak Türkiye’de ki en büyük cami olma özelliğini taşır.Diyebilirsiniz ki çok daha büyük camiler var, nasıl en büyüğü olabilir derseniz, gerçekten Ulu Cami , kapalı namaz kılma alanı olarak en büyük camidir.
Ulu Cami, aşağıdaki fotoğraflarda da yer aldığı gibi 1399 yılında Yıldırım Bayezid tarafından yaptırılmıştır. Yıldırım Bayezid aslında 20 tane cami yaptırmak ister, fakat 20 tane cami yaptırmak yerine 20 kubbeli cami yaptırmasını önerirler ve Bursa Ulu Cami efsanesi böylece başlar.
Ulu Cami nin gizemleri çok fazladır, mesela Minberi, Ulu Caminin Minberi nde, bir tane bile çivi kullanılmamıştır ve üzerinde ki motiflerle güneş sistemini temsil etmektedir.Minber tamamen ağaç oyma işçiliğinin en güzel ve nadide örneklerinden biridir.
Ulu Caminin gizemleri çok dedik, en heyecan verici efsanelerden biriside, Vav yazılı direk ve Hızır as. efsanesidir. Hızır as . Ulu Caminin yapımı sırasında bir çok kez yardımlarda bulunmuştur.Ve demiştir ki, her gün, günün bir vaktini bu vav yazılı direğin orada namaz kılacağım demiştir.Eğer gününüzün bir vaktini bu işe harcamak isterseniz bence denemeye değer ama Hızır As. nasıl tanırsınız orasını bilemem.
Yine Ulu Cami ve Hızır as. efsanelerine devam ediyoruz.Bu sefer de caminin korkuluklarını yapmaya sıra gelmiştir ama nasıl bir model yapsak diye kararsız kaldıkları bir anda Hızır as. elinde örnek bir motifle gelir ve ustalar bu motiften yaparlar.Derler ki bu motif hala duruyor ve dikkatli bakılırsa ayırt edilebiliyormuş.Yalnız çok fazla o motiften olduğu için bu işe girişmek isteyende çok sağlam sabır olması gerekmektedir.
Gelelim bir başka efsaneye, aslında bu efsane değil gerçeğin ta kendisi, Ulu Caminin kuzeye bakan pencerelerin dıştaki taş duvarlarında kemerinin üzerinde 3 tane taş dikkat çekicidir.Bunlardan birinde yahudilik simgesi, Hz.Süleymanın Mührü, diğeri hristiyanlık sembolu ve 3. sembolu ise henüz nedir bilemiyorum.Resimlerde çok net çıkmasada daha iyi bir kamera yada dürbünle bu taşlar görülebilir.
Bir başka efsanemiz de ise, Ulu Cami 1860 yılında ki büyük depremde minaresi hasar görür ve Yahudi ve Hristiyanlardan borç para istenir, onlarda borç para değilde hibe veririz derler ama bir şartları vardır, Minarede hristiyanlık sembolleri olmasını isterler, kabul edilmez ama işi yapan ustalar yine de hristiyanlık sembollerini koyarlar, bu durum farkedilince bütün semboller söktürülür fakat bir tanesi ibret namına bırakılır ve zor günlerde nasıl çıkarını düşündüklerini hatırlatması ve güvenilmemesini hatırlatması açısından bir tane sembol bırakılmıştır.
Diğer efsanemiz ise çok müthiştir, Ulu Cami bitmiştir ve ilk Cuma namazı kılınacaktır ve Yıldırım Bayezid , damadı olan büyük evliyalardan Emir Sultan Hazretleri ne hutbeyi vermesini rica etmiştir.Fakat Emir Sultan Hazretleri , Hünkarım benden daha büyük bir zat var diyerek Somuncu Baba Hazretleri ni işaret etmiştir. Somuncu Baba Hazretleri ise Emir Sultan Hazretleri ne sırrımızı deşifre ettin der ve hutbeyi vermeye çıkar.Somuncu Baba Hazretleri, hutbede tefsiri alimlerce zor olduğu düşünülen Fatiha Süresini yapmak istediğini söyler, o sırada da Bursa Kadısı Molla Fenari Hazretleri bu alanda bir çalışmak yapmaktadır.Somuncu Baba Fatihanın ilk tefsirini yapar ve camide ki herkes bunu anlar, 2. derece tefsirini yapar ki bunu alimler mollalar anlayabilir, 3. derece tefsirini yapmıştır ki bunu ancak melekler anlar, ve 4. derece , 5.derece, 6.derece ve 7.derece tefsirlerini yapmıştır ki bu tefsirleri idrak edecek ne melekler ne de alim vardır.Böyle büyük bir zat olan Somuncu Baba Hazretleri hutbeyi bitirmiştir.Daha sonra tüm kapıdan aynı anda çıkarak ortadan kaybolmuştur.
Bir başka efsane de meşhur Karagöz ve Hacivat efsanesidir.Söylenenlere göre cami yapımı sırasında Karagöz ve Hacivat o kadar eğlendirmişler ki işler aksama durumuna gelmiş ve bu yüzden kellelerinin vurdurulduğu söylenmiştir.
Bir başka efsane de Ulu Caminin içinde ki şadırvanın hikayesidir.Ulu Camiyi yapmak için bir alan seçerler ama o alanda gayrimüslim bir yaşlı kadın oturmaktadır.Kadın evini satmaya razı olmaz ve zaman geçtiğinde ölmüştür.Camiyi yapanlar ne yapalım derler ve evinin olduğu yere Şadırvan yaparlar ve Ulu Caminin içinde ki şadırvanın hikayeside budur.
Ulu Cami ile efsaneler bildiğim kadarıyla bu kadardır.Umarım resim ve efsaneler hoşunuza gitmiştir.