Ceza Muhakamesi Kanunu beşinci bölüm ve 135. madde ve devamında düzenlenen telefon Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin Denetlenmesi başlıklı İletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması işleminin usullerine yer verilmiştir.
İletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması tedbiri 2014 ve 2016 yılında ciddi değişiklikler geçiren bir koruma tedbiridir.
Bu tedbir belli suçlar için başvurulabilen özel ve gizli bir koruma tedbiridir. İletişimin tespitinde, dinlenmesinde ve kayda alınmasında görünüm şekilleridir. Tedbir kararında bu görünüm şekillerinin hangisine karar verildiği açıkça gösterilmesi gerekir.
2014 yılında 6526 sayılı Kanunla yapılan değişikliğe göre bir suç dolayısıyla yapılan soruşturma ve kovuşturmada, suç işlendiğine ilişkin somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve başka suretle delil edilmesi imkanın bulunmaması durumunda başvurulması gereken bir koruma tedbiri olarak düzenlenmiştir. Burada önemli olan kavramlar, kuvvetli suç şüphesi ve başka suretle delil edilmesini imkanın bulunmamasıdır.
2014 yılında yapılan düzenlemede telefon dinlemesi ve kayda alınması ağır ceza mahkemesi nin oy birliği kararı ile verilmesi şeklinde düzenlenmişti. Bunun sebebi ise ülkemizin geçmişte yaşadığı kötü acı hukuk hatırılarıdır. Geçmişte yapılan hukuksuz dinlemeler, mahkeme başkanını dahi dinleyen kararlar 2014 yılında daha sıkı tedbirlere başvurulması refleksiyle ağır ceza mahkemesi oy birliğine ihtiyaç duyulmuştu. Ancak 2016 yılında 6763 sayılı kanun yapılan değişiklikle hakim kararı yeterli görülmüştür.
yine 2016 yılında 6763 sayılı kanunla birlikte telefon kaydı yapılabilecek suç tipleri arttırılmıştır.
Bir suç dolayısıyla yapılan soruşturma ve kovuşturmada, suç işlendiğine ilişkin somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve başka suretle delil elde edilmesi imkânının bulunmaması durumunda, hâkimveya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısının kararıyla şüpheli veya sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişimi (…)(3)dinlenebilir, kayda alınabilir ve sinyal bilgileri değerlendirilebilir. Cumhuriyet savcısı kararını derhâl hâkimin onayına sunar ve hâkim, kararını en geç yirmi dört saat içinde verir. Sürenin dolması veya hâkimtarafından aksine karar verilmesi hâlinde tedbir Cumhuriyet savcısı tarafından derhâl kaldırılır.
Talepte bulunulurken hakkında bu madde uyarınca tedbir kararı verilecek hattın veya iletişim aracının sahibini ve biliniyorsa kullanıcısını gösterir belge veya rapor eklenir.
Şüpheli veya sanığın tanıklıktan çekinebilecek kişilerle arasındaki iletişimi kayda alınamaz. Kayda alma gerçekleştikten sonra bu durumun anlaşılması hâlinde, alınan kayıtlar derhâl yok edilir.
Yani suç örgütü faaliyeti çerçevesinde telefonu dinlenen failin, anne veya babasıyla görüşmeleri kayda alınamayacaktır.
Birinci fıkra hükmüne göre verilen kararda, yüklenen suçun türü, hakkında tedbir uygulanacak kişinin kimliği, iletişim aracının türü, telefon numarası veya iletişim bağlantısını tespite imkân veren kodu, tedbirin türü, kapsamı ve süresi belirtilir. Tedbir kararı en çok iki ay için verilebilir; bu süre, bir ay daha uzatılabilir.
Ancak, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili olarak gerekli görülmesi halinde, hâkimyukarıdaki sürelere ek olarak her defasında bir aydan fazla olmamak ve toplam üç ayı geçmemek üzere uzatılmasına karar verebilir. Böylelikle örgütlü suçlarda en fazla 6 aylık bir dinleme süresi bulunmaktadır.
Ayrıca soruşturma aşamasında olan şüpheli, kovuşturma aşamasında bulunan sanık kaçak durumdaysa telefon yer tespiti yapılabilir. Şüpheli veya sanığın yakalanabilmesi için, (…) (1)mobil telefonun yeri, hâkim veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının kararına istinaden tespit edilebilir. Bu hususa ilişkin olarak verilen kararda,(…) (1)mobil telefon numarası ve tespit işleminin süresi belirtilir. Tespit işlemi en çok iki ay için yapılabilir; bu süre, bir ay daha uzatılabilir.
Şüpheli ve sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişiminin tespiti, soruşturma aşamasında hâkim veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısı , kovuşturma aşamasında mahkeme kararına istinaden yapılır . Kararda, yüklenen suçun türü, hakkında tedbir uygulanacak kişinin kimliği, iletişim aracının türü, telefon numarası veya iletişim bağlantısını tespite imkân veren kodu ve tedbirin süresi belirtilir.
Cumhuriyet savcısı kararını yirmi dört saat içinde hâkimin onayına sunar ve hâkim, kararını en geç yirmi dört saat içinde verir. Sürenin dolması veya hâkim tarafından aksine karar verilmesi hâlinde kayıtlar derhâl imha edilir.
Bu madde kapsamında dinleme , kayda alma ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesine ilişkin hükümler ancak aşağıda sayılan suçlarla ilgili olarak uygulanabilir:
a) Türk Ceza Kanununda yer alan;
b) Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunda tanımlanan silah kaçakçılığı (madde 12) suçları.
c) (Ek: 25/5/2005 –5353/17 md.) Bankalar Kanununun 22 nci maddesinin (3) ve (4) numaralıfıkralarında tanımlanan zimmet suçu,
d) Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda tanımlanan ve hapis cezasını gerektiren suçlar.
e) Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 68 ve 74 üncü maddelerinde tanımlanan suçlar
Yazı İçeriği
35 inci maddeye göre verilecek karar gereğince Cumhuriyet savcısı veya görevlendireceği adlî kolluk görevlisi, telekomünikasyon hizmeti veren kurum ve kuruluşların yetkililerinden iletişimin tespiti, dinlenmesi veya kayda alınması işlemlerinin yapılmasını ve bu amaçla cihazların yerleştirilmesini yazılı olarak istediğinde, bu istem derhâl yerine getirilir; yerine getirilmemesi hâlinde zor kullanılabilir. İşlemin başladığı ve bitirildiği tarih ve saat ile işlemi yapanın kimliği bir tutanakla saptanır.
135 inci maddeye göre verilen karar gereğince tutulan kayıtlar, Cumhuriyet Savcılığınca görevlendirilen kişiler tarafından çözülerek metin hâline getirilir. Yabancı dildeki kayıtlar, tercüman aracılığı ile Türkçe’ye çevrilir.
135 inci maddeye göre verilen kararın uygulanması sırasında şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi ya da aynı maddenin birinci fıkrasına göre hâkim onayının alınamaması halinde, bunun uygulanmasına Cumhuriyet savcısı tarafından derhâl son verilir. Bu durumda, yapılan tespit veya dinlemeye ilişkin kayıtlar Cumhuriyet savcısının denetimi altında en geç on gün içinde yok edilerek, durum bir tutanakla tespit edilir.
Tespit ve dinlemeye ilişkin kayıtların yok edilmesi halinde soruşturma evresinin bitiminden itibaren, en geç onbeş gün içinde, Cumhuriyet Başsavcılığı, tedbirin nedeni, kapsamı, süresi ve sonucuhakkında ilgilisine yazılı olarak bilgi verir.
Arama veya elkoyma koruma tedbirlerinin uygulanması sırasında , yapılmakta olan soruşturma veya kovuşturmayla ilgisi olmayan ancak, diğer bir suçun işlendiğişüphesini uyandırabilecek bir delil elde edilirse; bu delil muhafaza altına alınır ve durum Cumhuriyet Savcılığına derhâl bildirilir.
Telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi sırasında , yapılmakta olan soruşturma veya kovuşturmayla ilgisi olmayan ve ancak, 135 inci maddenin altıncı fıkrasında sayılan suçlardan birinin işlendiği şüphesini uyandırabilecek bir delil elde edilirse; bu delil muhafaza altına alınır ve durum Cumhuriyet Savcılığına derhâl bildirilir.
Ceza yargılamalarında teknik bir konu olduğu için genellikle avukatların ilgi duyduğu hususlardan birisi ceza yargılamasında telefon dinlemesinin usulleridir. Gerek özel gerekse atandığımız bir dosyayı incelediğimizde şayet müvekkilimizin telefon dinlemesi koruma tedbirine maruz kaldığını gördüğümüzde düşünülmesi gereken 4 tane ufak kriterler bulunmaktadır. Bir tür sağlama yapmamız gerekmektedir.Bunlar:
Genelde yanlış bilinen bir durum var. Telefon dinlemesi hukuka aykırı mıdır? Hayır, telefon dinlemeleri hukuka uygun bir ceza koruma tedbirlerinden birisidir. CMK 135 – 140 aralığı TCK ‘da ise mad. 130 ve sonrasında ele alınmış tamamen yasaldır. Önemli olan doğru dinleme yapılıp yapılmadığıdır. Kuralına uyulup uyulmadığıdır. Avukata düşen dinlenilen müvekkilin dinleme kriterleri dahilinde dinlenip dinlenmediğinin sağlamasını yapmaktadır. Bir kişinin dinlenilebilmesi için ;
Sulh ceza hakimi tarafından dinlenilme kararı verilir. Daha önce ağır ceza mahkemesi idi. Daha önce ağır cezanın oy birliği ile 2 yıl kadar sürmüştü. Değişti.
Soruşturma evresinde soruşturmanın en yetkili makamı olan sulh ceza hakimliği karar verir. Bazen soruşturma evraklarını incelediğimizde dinleme kararında Cumhuriyet Savcısının imzasını görürürüz. İşte bu; CMK 135 ‘derki gecikmesinde sakınca bulunan bir durum varsa hakime ulaşılamıyorsa savcı emriyle de dinleme yapılabilir.” Lakin 24 saat içerisinde savcının bu emrinin sulh ceza hakimi onayından geçmesi zorunluluğu vardır. Buradaki ayrıntı şudur; Dosyaya baktığımızda hakim onaylamamış ise tartışma şurada çıkıyor. 24 saat içerisinde hakim onayına sunulması gerekiyor diyorsa hakimde onay vermediyse uygundur demediyse ilk 24 saate dokunamazsın. İlk 24 saatten sonraki hukuka aykırıdır gibi bir açıklama bazı savcılık makamından gelebilmektedir. Yani benim emrimde yapılan dinlemenin ilk 24 saatinde hakim onayına şart değil gibi bir bakış açısı egemen ama bunun hiçbir altyapısı ve dayanağı bulunmamaktadır. Zaten madde de bundan bahsetmiyor. Özel hukukda bunun karşılığı tek taraflı bağlamazlıktır. Bir olay var ve bu olay sonradan onay alınırsa en baştan itibaren hukuka uygun hale gelir. Onay alınmamışsa en baştan itibaren hukuka aykırı hale gelir. Bu 24 saat tartışmasına hiç girilmemesi bile gerekiyor. Madde çok açık.
Her koruma tedbirinde olduğu gibi telefon dinlemesinin de bir süresi bulunmaktadır. Bir suçtan ötürü dinleme yapılacaksa süre 2 aydır. Yetmediği takdir de 1 ay uzatılabilir. Örgütlü suç ise 3 kere 1 ay daha uzatılabilir. Böylece;
2+1+1+1+1 = 6 ay en fazla uzatılabiliyor.
Eğer dosyaya baktığımızda karar 3+3 , 4+2 verilmişse bitti . Artık o hukuka aykırı dinlemedir.
Bir kişi sadece cmk 135’de belirtilen moda deyimiyle katalog suçlardan olması halinde dinlenebilmektedir. Yani müvekkil dinlenmişse isnat edilen suç, neye istinaden dinlenmiş suça bakıp CMK 135/8 ‘e bakıp yazmıyorsa hukuka aykırı bir dinlemedir. Çünkü 4 kriterin 4/4 tutması gerekiyor. Birisine uyulmamış olması o koruma tedbirinin müvekkilin aleyhine kullanılamayacağı için yeterli veri olacaktır.
Demek isterki kanun tüm koruma tedbiri evvelinde denenmiş, uygulanmış, maddi gerçeği ortaya çıkartacak tüm şüpheleri ortadan kaldırmaya yetecek kadar faili belirleyecek, çıkartacak ve cezalandırılmasını sağlayacak somut olgularla desteklenmiş bir veriye ulaşılamamış ise son çare olarak telefon dinlemesi koruma tedbirine başvurulmuş olmalıdır. Burada avukatlar olarak acaba dosyada unutulan bir tedbir var mı yok mu? Atlanılan bir tedbir var mı? Başvurmaya gerek duyulmayan bir tedbir var mı? Kestirmeden gidelim gecikmesinde sakınca bulunan bir hal var mı? diye hemen takalım fişi dinleyelim şeklinde bir dosyaya yaklaşım yapıldıysa o dinlemeden ne elde edilirse hiçbir farkı yoktur. Son çare olmadıktan son yine hukuka aykırı olacaktır. Bu kriterden genelde atlalanılmış bir koruma tedbiri yakalanılabilir. Uygulamada arama tedbirinden sonra direk bu şekilde dinlemeye başvuru yapıldığını görmekteyim. Telefon gizlemesi gizli yürür ve kimsenin ruhu duymaz. Bu dinleme bittikten sonra müvekkili ziyaret eden kolluk karakola davet edip dinleme koruma tedbirini göstererek önüne 3-5 klasör dinleme tutanaklarını koyar. İçine göz atıp bakkalı aradığını gören müvekkil evet bana ait der. Olay orada kendisi için kapanır. Ancak avukat olarak sormamız gereken konu, tüm koruma tedbirleri uygulandı mı sorusu olacaktır. Ana gerçeği çıkarmak için hukuka aykırı yollara gidilemez. Vakit kaybetmeyelim, zamanla yarışıyoruz, deliller karartılabilir, uzatmayalım yapalım telefon dinlemesini denilmişse boşa kürek çekilmiş demektir. Öyleyse bir tane bile tedbir atlanmışsa hukuka aykırıdır diyoruz. Çünkü ceza yargılamalarında telefon dinlemeleri inanılmaz can yakar.
Evet, dinleme süresi her suç için ayrı ayrı düzenlenir. uyuşturucu ticareti için en fazla 6 ay, insan kaçakçılığı için en geç 6 ay şeklindedir.
Eğer savcılık makamı yağma suçundan dolayı telefon dinlemesi tedbirini uyguladıysa ancak daha sonra mahkemede suçun yağma değil de basit hırsızlık olduğu fark edilirse bu halde dinlemeler hukuka aykırı olacaktır. Hukaka aykırı delillerin uzak etkisi teorisiyle açıklanmaktadır.
Bir kişi hakkında dinleme kararı varsa ve bu kişinin cinlerle konuşma yeteneği yoksa veya kendi kendine konuşma yeteneği yoksa karşı tarafta dinlenmiş oluyor. Dolaylı dinleme denmektedir. X kişisinin konuştuğu Y ‘de dinlenmektedir. Ama dinleme kararı sadece X üzerinde var. Y için ise dolaylı dinlenen denilmektedir. Diyelim ki telefon görüşmesinde Y, ” çok büyük adamsın benim payımıda unutmazsın herhalde dediyse veya az destek vermedim sana” şeklinde bir ifadede bulunduysa ama Y hakkında bir dinleme kararı yok. Y’nin söylediği X’i bağlamaz. Dolaylı dinleme aleyhe kullanılamaz.
Tesadüfe delile benzer niteliktedir. Diyelim ki X için adam öldürmeden dinleme kararı var. Lakin X’i adam öldürmeden dinlerlerken X için hakaret suçu, şantaj suçu, sövme suçu, basit hırsızlık , konut dokunulmazlığı ihlal, basit yaralama yani suç makinası diyelim bunlarda ortaya çıktıysa dinleme kayıtlarında normalde 135/8 de yer alan suçlar değildir. Bu sebeple tesadüfen elde edilen bu kayıtlar muhakeme de aleyhe kullanılamaz. Tesadüfü delil sayılamaz. Ama görmezden de gelinemez. İhbar kabul edilip savcılık makamı haberdar edilecek ve tesadüfi olarak işlenen suçlara ilişkin kayıtlar ise imha edilerek şifayen bilgilendirme yapılacaktır. Yani yazılı olabilir de kayıtların kendisi ihbar ekinde kullanılamaz.
Ancak Yağma suçundan dinlenilirken İnsan ticareti suçunun işlendiği de telefon dinlemesinde anlaşılırsa tesadüfi olarak ikincil suç 135/8 suçlardan biri olduğu için tesadüfi delil olarak kullanılabilir. Yine savcılık makamına ihbar edilir. Bu kayıtlar bu kez imha edilmeden fiziki olarak sunulur ve suç ihbarı yapılır.
Dinlemeyi kolluk, savcılık değil dinleme amaçlı kurulmuş olan BTK tarafından gerçekleştirilir. Mit kurumuda adli dinleme yapamaz. Buradaki yazının konusu da zaten adli dinleme olduğu için Mit tarafından dinleme yapılamaz. İstihbari dinleme söz konusu olduğunda Mit dinleme yapabilmektedir. Siyasi davalar söz konusu olduğunda genelde olabilecek bir dinlemedir.
Kovuşturma aşaması aleni olduğu için genelde dinleme kararı kovuşturma aşamasında verilmez. Dinlemeye engel olan bir konu yok ancak sanığın yüzüne karşıda seni dinleyeceğiz şeklinde bir karar almanın bir yararı bulunmamaktadır.
Diyelim ki mağdur gece arandığından ötürü savcılığa telefon dinleme talebinde bulunması gibi bir durum söz konusu olamaz. Kanununilik ve tahdidilik ilkesine aykırıdır. Öyleyse şüphelinin telefonunu dinleyelim dersek bu da doğru olmaz.
Ceza davalarına ilgi göstermiş ve tecrübe edinmiş bir ceza avukatı , ağır ceza davaları nda hukuka aykırı ve hukuka uygun delillerin tespitini öncelikle yapar. Bu sebeple telefon dinlemesi kayıtlarının hangi suç üzere yapıldığı, süresi ve usullerinin araştırılması çok önemlidir. Ceza davaları özgürlüğü bağlayıcı tedbirlere başvurulabilen ciddi bir süreçtir. Bir hakaret davası gibi işleyen ve sonunda aynı cezalarla karşılaşacağınız bir süreç değildir. Hak kaybı yaşamamanız için ceza davası sürecini avukat ile yürütmenizde fayda bulunmaktadır.