Mide mikrobu (Helicobacter pylori ) insan midesinin iç yüzeyini enfekte edip burada sürekli iltihap (gastrit) oluşturan bir bakteri türüdür. Dünya çapındaki ülserlerin en sık sebebi de aynı bakteridir. Helicobacter pylori (mide mikrobu) enfeksiyonu, mikrobu barındıran yiyecek ve içeceklerin ağız yoluyla alınması ve kişiden kişiye bulaşma yöntemleriyle edinilmektedir. Bu enfeksiyon kalabalık ve alt yapısı iyi olmayan toplumlarda daha sık görülmektedir.
Mide mikrobu ile enfekte olmuş bireyler mikroba yönelik uygun bir tedavi verilmediği durumlarda genellikle yaşam boyu bu mikrobu taşırlar. Mide mikrobu ile enfekte olmuş kişilerin çoğunluğunda 12 parmak bağırsağı veya midede ülser meydana gelmektedir. Ayrıca, Helicobacter pylori enfeksiyonunun mide kanseri ve MALT lenfoma ismi verilen sindirim sistemi tümörü ile de ilişkisi bulunmaktadır.
H.pylori kişiden kişiye fekal-oral yolla (dışkı ürünlerinin ağza alınmasıyla) veya oral yolla (ağızdan ağza) bulaştığı düşünülmektedir. Olası diğer çevresel faktörler, bu mikrobu barındıran su ve yiyeceklerdir. Kalabalık aile ortamı ve düşük sosyoekonomik durum bulaşma için risk oluşturur. Özellikle annede H.pylori enfeksiyonu bulunması durumunda bebek ve çocuklara geçme olasılığı artar. Bu mikroptan korunmak için ellerin iyi yıkanması, yemeklerin uygun olarak hazırlanması ve içme suyunun temiz ve güvenli kaynaklardan sağlanması önerilebilir.
H.Pylori ile enfekte olan kişi bu mikropla mücadele etmek için bakteriye yönelik antikor dediğimiz maddeler üretir. Bu antikorların saptanması ile hastalığın tanısı olasıdır. Ancak bu yöntem çocuk ve gençlerde başarılı olmamaktadır. Gerekli olduğunda endoskopi yapılarak ve mide yüzeyinden küçük parçacıklar (biopsi örneği) alınarak mikropu saptamak en duyarlı ve kesin tanı yöntemidir. Üre soluk testi denilen bir üfleme testi ile de mikrobun varlığını saptanabilir. Bu testte hastaya zararsız olan bir madde içirilir. Bu madde midede bakteri mevcutsa bakteri tarafından parçalanır ve soluk örneğinde yıkım ürünleri tespit edilir. Üre soluk testi mikrobun midede varlığını gösteren en doğru testlerden birisidir. Dışkı testleri de teşhiste yardımcıdır.
Mide mikrobu bir bakteri olduğu için antibiyotikler ile tedavi edilebilmesi gerekir, ancak bu bakterinin mideden tamamen yok edilmesi oldukça zordur. Bunun sebeplerinden birisi mikrobun yerleşim yeri olan mide yüzeyinde kalın bir mide sıvısı bulunması ve bu ortama yüksek konsantrasyonda antibiyotiğin geçişinin zor olmasıdır. Çoğu tedavi rejimleri 7-28 gün boyunca birden fazla ilacın alınmasını içermektedir. Bu ilaçlar arasında bir veya iki antibiyotik ve beraberinde mideden asit salgısını kontrol eden bir ilaç bulunmaktadır. Mikrobun ilaçlara direnç kazanması sonucu enfeksiyon tekrarlayabilir.
Peptik ülser ve gastrit tanısı kesin olarak konulan ve H . pylori ile enfekte olan kişiler tedavi vermek için en uygun olan kişilerdir. Bu hastalar tamamen H. pylori’den temizlenebilirlerse genellikle, ülserden kalıcı olarak kurtulabilmektedirler. H. pylori ile enfekte olduğu bilinen, ancak herhangi bir şikayeti olmayan kişilere H. pylori’yi yok edici tedavi verilmesi gerekmemektedir. Ailesinde mide ve sindirim kanalı kanseri bulunan kişilerin H.pylori yönünden incelenmesi gerekebilir. Demir tedavisine dirençli kansızlık (anemi), karın ağrısı ve büyüme geriliği olan çocuklarda da H.pylori mikrobunun araştırılma ve tedavisi uygun olur.