Cotard Sendromu Nedir?

Cotard Sendromu , tarihin belki de en trajedik psikolojik rahatsızlıklarından biridir. Türk tıp dilinde “ yaşayan ölü sendromu ” ya da “ canlı cenaze ” gibi bir nitelendirmeler ile tanımlanmıştır. Hastalığın tarihçesi yaklaşık 140 yıl öncesine dayanıyor. Yani ilk vaka yaklaşık 140 yıl önce görüldü. Fransız doktor Jules Cotard , odasına gelen bir kadının, beyni ve iç organlarının olmadığını, dolayısıyla ölü olduğunu söylemesiyle ortaya çıkmıştır. Hastalık adını tahmin edileceği üzere ilk vakaya rastlayan doktor Jules Cotard ‘dan almaktadır. Dünya üzerindeki ikinci vaka ise felç geçiren bir kadının kendisinin ölü olarak tanımlaması ve çocuklarından kendisini tabuta koymalarını istemesi ile gerçekleşmiştir.

Cotard Sendromu Belirtileri

Araştırmalar sonucunda bilinen en önemli belirti kişinin kendisinin ölü olduğuna , bazı organlarının olmadığına, aslında nefes alıp vermediğine dair katı ve değiştirilemez düşünceleridir. Hastalık kişinin zihninde tekrarlayan her şeyini kaybetmiş olduğu düşüncesi ile başlıyor. Bu düşünce zamanla daha çok tekrarlanıyor ve daha baskın, değişmez bir hal alıyor. Bunun sonucunda sanrı yaşayan kişi artık sadece maddi kayıplar değil, bedensel kayıplarının da olduğuna inanmaya başlıyor. Beyin ve düşünce anlamında hastalık; kişinin zihninde, beden ve varoluş gibi kavramlara dair nihilist yaklaşımları sonucunda beyin olarak hasar görmeye başlıyor. Kol, bacak, beyin, akciğer ve diğer organlarının olmadığına dair inanış, hamile vakalarda görülen bebeğin aslında olmadığına dair inkar, etinin çürümüş olduğuna dair söylem, dünyanın aslında var olmadığını savunan ve felçli olduğunu iddia eden hastalara rastlanmıştır. Bunun nedeni hastaların zihninde yaşadığı nihilist hezeyanlar sonucunda benlik, varlık gibi konuları inkar etmeye dayanır. Yaşanılan bu ağır ve travmatik nihilist sanrılar kimi vakalarda anne veya baba olmayı reddetme, beyninin olmadığını düşünme, kolunun felçli olduğunu düşünme, bacağının güçsüz olduğunu düşünme, etinin günden güne çürümesi sonucunda bedeninin yok olduğuna inanma gibi etkiler ortaya çıkarmıştır. Bu inanç bozukluğu çerçevesinde kişiler zaten ölü olduklarını düşündükleri için artık besin alma gereksinimine gerek duymaz ve genellikle kendilerini aç bırakırlar. Hasta bireyler, bu semptomların gerçek olduğuna inandıkları için herhangi bir hastalık veya psikolojik bozukluk sahibi olduklarına da asla inanmazlar. Öyle ki bir vakada hasta ölü olduğunu kanıtlamak için intihar etme girişiminde bile bulunmuştur.

Cotard Sendromu Kimlerde Görülür?

Hastalık genellikle daha önce geçirilmiş şizofreni, depresyon gibi psikolojik rahatsızlıklar geçirmiş veya geçirmekte olan kimselerde daha kolay görülebilmektedir. Bunun yanı sıra sebepsizce yaşanan kaygı krizleri, mutluluk krizleri ve ani duygu değişimleri kişilerde hastalığa zemin hazırlayan başka sebeplerdir. Cotard Sendromu , sıklıkla kadınlarda görülür ve ortalama olarak 52 yaşında bu hastalık belirti göstermeye başlar. Gelişmiş ülkelerdeki insanlarda da sıkça görüldüğü araştırmalar neticesinde ortaya koyulmuştur.

Cotard Sendromu Tedavisi

Hastalığın ne yazık ki kesin ve kanıtlanmış bir tedavisi yoktur. Nadir görülen bir hastalık olduğu için vakalarda genellikle ilaç tedavisi ve beyne verilen elektroşok gibi tedavi yönetimleri uygulanmıştır. Ancak kesin bir başarı elde edilememiştir. Amerika Birleşik Devletleri’nde Cotard Sendromu belirtileri gösteren 17 yaşındaki Haley Smith , sınıfta otururken kendisinin öldüğünü hissetmesi ve eve dönüş yolunda mezarlığa gidip, ölülere daha yakın olma gibi isteklerini farkettiğinde bu rahatsızlığı anladığını söylüyor. Mezarlıkta daha çok vakit geçirmek isteyen ve korku filmlerinde zombileri gördükçe mutlu olan Haley Smith , tek başına tam 2 yıl boyunca bu sanrıları yaşadığını söylüyor. 2 yılın sonunda terapist yardımı ve erkek arkadaşının destekleriyle Cotard Sendromu ’ndan kurtulan Haley Smith , bu hastalığı atlatan ve tedavi olup, yaşamına normal şekilde devam eden ender bir vaka olma özelliğine sahiptir.