Demokratik Sol Parti, kuruluşunun 33. yılını kutlama ve kurucusu BÜLENT ECEVİT’i ölümünün 12. yılı sebebiyle anma toplantısı düzenledi.
Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezinde gerçekleşen toplantıya yurdun değişik yerlerinden gelen partililer ve Ankaralı vatandaşlar katıldı.
Etkinlikte bir konuşma yapan DSP Genel Başkanı sayın Önder AKSAKAL, ülkenin içinde bulunduğu genel durumu ve 31 Mart 2019 tarihinde gerçekleşecek olan Yerel Yönetim seçimlerinde Demokratik Sol Parti’nin ilke ve hedeflerini 10 başlık halinde açıkladı. Aralık ayında DSP Parti Meclisince son şekli verildikten sonra da Yerel Seçim Bildirgesini kamuoyuyla paylaşacaklarını belirten AKSAKAL, Demokratik Sol düşünceni kuramcısı ve DSP’nin kurucusu Bülent ECEVİT’i rahmet ve minnetle andıktan sonra O’nun bir sözünü paylaştı. “Türkiye sana mecbur DSP, biz sana mecburuz DSP” diyen AKSAKAL şunları söyledi:
Saygıdeğer konuklarımız,
Basınımızın değerli temsilcileri,
Demokratik Sol Partinin yılmaz savaşçıları,
Partimizin Türk siyasetindeki 33. yılında sizlerle kol kola, omuz omuz olmaktan büyük bir mutluluk, tarifi imkansız bir gurur duyuyorum.
Değerli konuklarımıza da bugün bizleri yalnız bırakmadıkları, duygularımızı bizlerle paylaşmak üzere aramızda oldukları için en içten şükranlarımı sunuyorum.
Hepiniz hoş geldiniz, şeref verdiniz!
Kasım ayı bizler için bu duyguları bir arada yaşamak zorunda kaldığımız bir ay.
5 Kasım’da ECEVİT’i, 10 Kasım’da ATATÜRK’ü kaybettik.. 14 Kasım’da Demokratik Sol Parti kuruldu, 15 Kasım’da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ilân edildi.
Her birinin gününde bir araya gelebilmenin ve bunlar için mekân temin edebilmenin özellikle DSP olarak zorluklarını takdir edeceğinize inanıyorum.
Bugün bize bu salonu tahsis eden Çankaya Belediye Başkanı sayın Alper Taşdelen’e ve toplantımızda yardımlarını esirgemeyen değerli personellerine, emekçi kardeşlerimize de ayrıca teşekkürlerimi sunuyorum.
Değerli arkadaşlar,
Bugün hem hüznü, hem sevinci bir arada yaşıyoruz.
Partimizin kurucusu ve Demokratik Sol düşüncenin kuramcısı büyük devlet adamı Bülent ECEVİT’i aramızdan ayrılışının 12. yıl dönümünde özlem ve minnetle anarken, aynı zamanda da O’nun kurduğu Demokratik Sol Partinin Türk siyasetindeki 33. yılını kutluyoruz.
Bülent ECEVİT, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde yer alan en önemli devlet adamlarının içinde ve önde geleniydi.
Demokratik Sol felsefenin kuramcısı olarak elinden geldiğince bu ülkenin çıkarlarına hizmet noktasında emek verdi, çalıştı, mücadele etti ve 12 yıl önce aramızdan ayrıldı.
Bugün bu vesileyle kendisine bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum.
Biraz önce izlediğimiz barkovizyon’da genel çerçevesiyle anlatılan süreç, üzülerek belirtmeliyim ki, Türk milletinin kaderi olmamalıdır ve olmayacaktır.
Yakın tarihimizde şunu çok açık bir şekilde gördük ki, ekonomik ve teknolojik gücü elinde bulunduran sistem dünya için yeni bir harita çizme kararlılığındadır.
Dünyanın ortadoğu bölgesini hedefine koymuş olan bu sistem, yer altı ve yer üstü zenginliklerin sınırsız kaynaklarını kendi kontrolü altında tutmak, dolayısıyla emperyal çıkarlarının güvence altında olmasını arzu etmektedir.
Bu durum onlar açısından değerlendirildiğinde doğru strateji olarak kabul edilebilir. Ancak; 95 yıllık Türkiye Cumhuriyeti devleti ve Türk milleti kendi topraklarını da kapsayan böyle bir projeye asla ve asla izin vermemelidir.. vermeyecektir.
17 yıl önce Demokratik Sol Parti’nin başında bulunduğu hükümet döneminde Başbakan ECEVİT böyle bir teklifi elinin tersiyle itmiş, vatanımızın ve komşularımızın toprak bütünlüğünün tartışmaya açılmasına müsaade etmemişti.
Onun için de başına gelmedik olay bırakmamışlardı, hayatına bile kastetmişlerdi.
Bugün DSP’yi yok göstermeye çalışanların, siyaset sahnesinde olmasını istemeyenlerin korkusu işte budur. Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin ilelebet varolacağına inanmış yurtseverleri sindirmek, umutsuzluğa sürüklemek, kurguladıkları sömürü düzeninin bozulmasına neden olacak yapıları engellemektir.
Ama bilsinler ki; KORKUNUN ECELE FAYDASI YOKTUR!
Cumhuriyetin ilkelerine, Atatürk devrimlerine ve Ecevit’in Demokratik Sol öğretisine sıkı sıkıya bağlı, inançlı, kararlı, yurtsever Demokratik Solcular bu gidişe mutlaka “DUR!” diyecektir.
DSP’li olmak ve DSP’li kalabilmek ayrı bir karakter özelliğidir.
2002 yılında yapılan seçimlerde partimizin parlamentoya yeniden girmemesi için çaba sarfeden kesimler oldu. Neden??
DSP iktidardayken hırsızlıklara mı bulaşmıştı? Yolsuzluklara mı karışmıştı?
Yurttaşlar arasında kayırmacılık, haksızlık, adaletsizlik mi yapmıştı?
Yoksa vatanın ve milletin çıkarlarını kendi siyasi ikbali için başkalarına peşkeş mi çekmişti? Ne yapmıştı da yüzde 1,24 oya mahkum edilmişti?
Hayır!
Demokratik Sol Partililer kendilerini değil, halkını ve vatanını çok sevmişlerdi. Bu duygu ve inanç bugünde en güçlü şekilde her birimizin yüreğinde yaşıyor ve yaşamaya devam edecek. Buna gönülden inanıyorum!
Ancak bir husus daha var ki, bütün bunlara rağmen geçmişte bu partinin kurucuları arasında yer almış, il/ilçe başkanı, yönetim kurulu üyesi, milletvekili, belediye başkanı, meclis üyesi olanların hangi haklı gerekçelerle karşı tribünlerde oturduklarının izahında hepimizin zorlandığını da ayrıca belirtmeliyim.
Değerli arkadaşlarım, saygıdeğer konuklar..
Cumhurbaşkanı ve hükümetiyle, parlamentodaki siyasi yapıların el birliğiyle egemen sistemin senaryosunda birer aktör olduklarını biliyoruz.
DSP olarak, kurucumuz ECEVİT’ten aldığımız öğreti ile çalışıyoruz, çalışacağız, ülkemiz ve halkımızın çıkarlarını önde tutarak Türkiye Cumhuriyeti devletinin sonsuza kadar yaşamasını sağlayacağız.
Kendilerince Cumhuriyet’in yüzüncü yılında bir hesaplaşma ve rövanş duygusu taşıyanların bu heveslerinin kursaklarında kalacağını buradan ilan ediyorum.
Her türlü imkansızlığa rağmen, örgütlerimizi dimdik ayakta tutan, gecesini gündüzüne katan, varını yoğunu bu davaya vakfeden, taşıdığı akgüvercinli mavi bayrağı bir an olsun yere düşürmeyen sizler, Demokratik Solcular var oldukça rengini şehitlerimizin kanından alan ayyıldızlı şanlı Türk Bayrağı da asla ve asla yere düşmeyecektir!
Değerli kardeşlerim, yoldaşlarım.
31 Mart 2019’da önümüze bir sandık daha geliyor.
Bu sandık, 24 Haziran sandığından daha önemsiz değildir. Zira yerel yönetim seçimlerinde elde edilecek başarının yaratacağı sarsıntı 17 yıldır süren ve parlamentoyu rehin almış siyasi yapıların duvarlarında önemli çatlaklar oluşturacak ve belki de bazılarının yıkılmasını sağlayacaktır.
Artık toplumda bu anlamda ciddi bir arayış mevcuttur. Bunu görüyoruz.
Parlamentodaki mevcut muhalefet partilerinin iktidar olma konusundaki isteksizliğini ve hatta bazılarının zaman zaman AKP’yle birlikte hareket edebilme mesajlarını hayretler içinde gözlemliyoruz.
Televizyonlarda karşılıklı çatışıyor görünmeleri sizleri yanıltmasın. Biz biliyoruz ki hepsi tek merkezden idare ediliyorlar, o sistemin projelerinin gerçekleşmesi için görev yapıyorlar.
Türkiye tam bir tükenmişlik noktasında siyaseten can çekişmektedir.
Ekonomik göstergeler çok kötü, toplumsal yaşam ortamı had safhada gergin, çarşı–pazar yangın yeri, devlet-millet ilişkilerinde alabildiğine bir güvensizlik ve tedirginlik, halkın devlete dair bağlılık duygularında ciddi bir erozyon hali, tanımı ve anlatımı zor bir sürecin içine sürüklendik.
Osmanlı’nın çöküş döneminin neredeyse birebir aynısı şartları hep birlikte kaygıyla takip ediyoruz.
Edilgen, teslimiyetçi, şantaj ve tehditler altında görev yapan bir yönetim ve esasen ne olduğu belirsiz bir devlet yapılanması Türk milletine zorla dayatılmaya çalışılıyor!
Bu kabul edilemez!
Hukuk, adalet, ekonomik ve toplumsal güven ortamı, bu yapı eliyle tamamen ortadan kaldırılmıştır. Kimliğimiz sorgulanır hale gelmiştir, Türk vatanında “Türküm” demek yadırganır hale gelmiştir.
Geleceğinden umutsuz bir halk kitlesiyle karşı karşıyayız.
DSP’nin yeniden iktidarı artık zorunluluk halini almıştır ve bu iktidar Yerel Yönetimlerden başlayacaktır.
Hedefimiz 2023 Cumhurbaşkanlığı ve TBMM seçimleridir.
İlk kez siyasete girecek olanlar dahil olmak üzere, geçmişte gerek DSP’de gerekse başka diğer partilerde siyaset yapmış olup da ARTIK YENİDEN DSP düşüncesinde olabilecek adaylarla DSP kriterlerinde olmak kaydıyla kucaklaşabilmeyi içimize sindirebilmeliyiz.
Geçmişin olumsuzluklarından ders çıkarmayı başarmış ve bundan böyle DSP çatısından ayrılmadan halka ve hakka olan inancıyla görev yapmayı taahhüt eden ve en önemlisi bundan emin olabileceğimiz tüm yurttaşlarımızı DSP’ye davet ediyorum.
Bu açık ve tarihi bir çağrıdır.
DSP’nin kurucusu ve Demokratik Sol programın kuramcısı Bülent ECEVİT’in söylediği gibi Türkiye sana mecbur DSP, biz sana mecburuz DSP!
Devlet düzeninde öncelikle adalet kavramının tesisi ve güçlü kılınması esastır. Ama bugün yaşadığımız manzara bu değildir.
Hukuk devleti yapısının tüm değerlerini, geleneklerini, eğilimlerini yok eden, ayaklar altına alan sistem, istediği anda kanunsuzlukları hayata geçirebiliyor, bunu çok normalmiş gibi sunabiliyor, kontrolü altındaki basın-yayın kuruluşları marifetiyle halkın da kanıksamasını sağlıyor.
Yeri gelmişken bir çift söz de basın-yayın kuruluşlarının sahiplerine ve yöneticilerine söylemek isterim.
Bu sistem yeri ve zamanı geldiğinde sizleri de bir kenara atacaktır.
Dünyevi ikballeriniz uğruna doğruları ortaya koymaktan imtina ederseniz, hakkaniyetten uzak anlayışların pekişmesine payandalık yaparsanız, halka gerçekten tarafsız şekilde haberleri ulaştırma misyonundan uzak kalırsanız, bir gün gelir bu sistem sizi kapı önüne koyduğunda yanınızda olacak kimseyi bulamazsınız.
İktidarın nimetleri tatlı olabilir ama sonsuz ve sınırsız değildir. Sizden faydalandığı yere kadardır. Yapılan haksızlık ve hukuksuzluğu olduğu gibi ortaya koymak tarafsızlığın bir gereğidir. Özgür olabilmek için bağımsız olabilmek esastır.
Değerli arkadaşlarım, saygıdeğer konuklar..
Demokratik Sol Parti olarak 33 yıldır Türk siyasetinde haktan ve halktan aldığımız güçle var olmaya devam ediyoruz.
Kurulduğumuz günden bugüne, hep çalıştık.. hep ürettik.
Üzerimizden bir buldozer geçti. Bizi tamamen yok etmeye çalıştılar.
Bırakın karşıt görüşlerde olan siyasi yapıların engellemelerini, kendilerini Cumhuriyet rejiminin güvencesi, Atatürkçülüğün tek sahibi, adaletin ve hukukun üstünlüğünün, demokrasinin teminatı sayıp da “artık günümüzde DSP gibi bir partiye ne gerek var” diyen parti liderlerini ibretle izliyoruz.
İşte tam da bunun için DSP’ye gerek var. Geçek anlamda hakça bir düzen için.. Cumhuriyet değerlerinin geliştirilip güçlenmesi için.. Atatürk ilke ve devrimlerinin yaşatılması için, demokrasinin kalıcı ve sürekli bir yaşam biçimi haline getirilerek içselleştirilebilmesi için DSP’ye gerek var.
Halkın geleceğe dair umudu solduğu anda, DSP’nin akgüvercini toplumu mutlaka kanatları altında toplayacaktır.
Çalışıyoruz, üretiyoruz dedik. Evet;
Her türlü zor şartlara rağmen sizler, Demokratik Sol Partinin yılmaz savaşçıları, neferleri, cefakar yoldaşlarım.. DSP’nin ışığını hep açık tutuyorsunuz, bayrağını dalgalandırıyorsunuz.
Partimizin varlığını bulunduğunuz her noktada hissettiriyorsunuz, bölgenizdeki gelişmeleri ve değişiklikleri bizlerle paylaşıyorsunuz.
Sizi yok sayanlar, “DSP mi kaldı?” diyenler, her seçim dönemi yine sizin ipinize sarılmaya çalışıyor. Çünkü siz VARSINIZ! Siz onlar için birer korkulu rüyasınız.
Onlar korkulu rüyalarını görmeye devam edebilirler. Ama biz çalışmaya, üretmeye devam edeceğiz.
Halka ve ülkeye yararlı olmak için mutlak surette parlamentoda olmak zorunda değiliz. Ama orada olduğumuzda daha etkin ve gerçekçi katkılarımızı sağlayabiliriz, daha kısa zamanda daha çok işler yapabiliriz.
Bu arzu, bu istek bizde var ve ilk seçimlerde Yerel Yönetimlerle yeniden halkın hizmetinde olacağımıza gönülden inanıyorum.
Belediye Başkanlığı, Meclis Üyelikleri gibi kademelere şimdiden çokça adaylık başvuruları yapılmaya başlandı. Hepsini değerlendireceğiz. Demokratik Sol Parti’nin yeniden iktidarına giden yolu elbirliğiyle açacağız.
Yerel Yönetimlerde Demokratik Sol anlayış temelinde TÜRKİYE YENİ KENT MODELİ’ni hayata geçireceğiz.
Halk için, Halkla beraber;
“İnsancıl, Halkçı, Bilimsel” kentler yaratacağız.
TÜRKİYE’NİN CUMHURİYET KENTLERİ, GELECEĞİN MEDENİYET UFKUNDA BİR GÜNEŞ GİBİ PARLAYACAKTIR!
Artık; kirli, çarpık, sağlıksız ve yağmalanan kentler dönemi bitecek, sevgi odaklı, ışıklı, halkçı, hümanist kentler dönemi başlayacak.
Cumhuriyet Kentleri Modeliyle;
Gerçek anlamda Anadolu devriminin ikinci aşaması olacak bu model, dünya kentlerine de ışık tutacak, ülkemizde demokrasiyi güçlendirecek, insan hak ve özgürlüklerini içselleştirecek, özgün bir Türkiye Yerleşim Planlama Modeli olacaktır.
Değerli arkadaşlarım, saygıdeğer konuklar..
Demokratik Sol Parti Programı temelinde 31 Mart 2019 tarihinde yapılacak Yerel Yönetim Seçimleri için hazırlamakta olduğumuz CUMHURİYET KENTLERİ modelimizin ana temalarını başlıklarıyla ve kısa içeriğiyle paylaşacağım.
Seçim sahtına girdiğimizde de partimizin Seçim Bildirgesi olarak detaylarını, sizlerle birlikte ve değerli basınımız aracılığıyla kamuoyuna açıklayacağız.
CUMHURİYET KENTLERİ İlke ve Hedefleri olarak;
Ana başlıklarını 10 İLKE, 10 HEDEF olarak belirlediğimiz bu çalışmalarımız geçmişte yerel yönetimlerde görev almış, konularında uzman akademisyenlerimiz eliyle sürdürülmekte, geliştirilmekte ve DSP Parti Meclisi’nin Aralık ayında yapacağı kamp çalışmasında son şekli verilerek paylaşılmaya hazır hale gelecektir.
Bizim bu çalışmalarımız ve açıkladığımız başlıklar, siyaset tembeli intihalci bir kısım başka parti kurmaylarınca kullanılmak istenebilir. DSP olarak biz yine de üretmeye devam edeceğiz. Halkın yararına halk için gerçekleştirdiğimiz çalışmaların hayata geçirilebilmesi için öncelikle iktidar hedefinin güçlü olması gerekir.
Demokratik Sol Parti olarak kentleri yerelde yönetmeye, o kentin ve yörenin kalkınmasına, insanca yaşam ortamlarının yaratılmasına kendimizi odakladık.
Hedefimizde hiçbir zaman kentin rantını ele geçirmek olmamıştır!
Demokratik Sol Parti olarak, parlamento gücünü oluşturduğumuzda ilk önce yapacağımız iş Bütünşehir Yasası’nı değiştirmek, köylerimizi, tarımsal üretim alanlarımızı, meralarımızı asli sahiplerine yani köylülere geri vermek olacaktır.
Elbette bunu gerçekleştirmek için öncelikle Cumhurbaşkanlığı’nı ve beraberinde parlamentoda etkin bir DSP kadrosunu yaratmamız gerekecektir.
Cumhuriyetimizin 100. Yılını da kutlayacağımız 2023’te yapılacak seçimlerde DSP bu hedefe mutlaka ulaşacaktır.
Fakat bunun fiili uygulamasını, yönetiminde söz sahibi olacağımız tüm belediyelerde derhal gerçekleştireceğimizi şimdiden beyan ediyorum.
Değerli arkadaşlarım, uzun yolları aşarak buraya geldiniz.
Partimizin kurucusu ve Demokratik Sol düşüncenin kuramcısı BÜLENT ECEVİT’in aramızdan ayrılışının 12. Yılında onu bir kez daha yâd etmek, DSP’nin 33. Yaşını hep birlikte kutlamak için omuz omuza oldunuz.
Yarın 10 Kasım..
Cumhuriyeti kurarak, sonsuza kadar yaşatma görevini bizlere veren ulu önder Mustafa Kemal ATATÜRK’ü de aramızdan ayrılışının 80. Yılında anacağız.
Anıtkabir yine insan seliyle dolup taşacak. Türk milleti olarak ona bağlılığımızı bildireceğiz, yolundan yürümeye devam edeceğimizi tüm dünyaya, dosta düşmana haykıracağız.
Bu manzara bir kısım çevrelerde rahatsızlık yaratabilir.. olsun. Biz onları rahatsız etmeye devam edeceğiz.
Yerel Yönetim seçimlerinde hepinizin birer nefer gibi çalışacağınıza, Demokratik Sol’un yeniden iktidarı yolunda gece gündüz demeden var gücünüzle başarıyı yakalayacağınıza olan inancımla hepinize en içten şükranlarımı kucak dolusu sevgilerimi sunuyorum.
Partimizin 33. Yaşı kutlu olsun.
Ne mutlu Türküm diyene. Ne mutlu Demokratik Sol Partili kalabilene. Rahat uyu ECEVİT. Rahat uyu ATATÜRK.
Demokratik Solcular var oldukça laik, demokratik, sosyal hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır!
Sağ olun, var olun, Allah’a emanet olun!