Diş pulpasına kadar ilerlemiş çeşitli diş problemleriyle ilgilenerek, tedavisini yapan bir diş hekimliği dalıdır. İnsan hayatında önemli bir yer tutan dişler, zamanla çeşitli nedenlere bağlı olarak hasar görürler. Bu hasarların en ciddi ve belirgin olanlarından birisi ise, dişin çürüyerek işlevini yitirmesidir. Bu durumda, dişin işlevine devam edebilmesini sağlamak için; birtakım tedaviler uygulanmaktadır. Kanal tedavisi , bunlardan en sıkça uygulananıdır. Eğer bir diş siniri çürüme, darbe - travma veya herhangi farklı bir sebeple zarar görmüş ise vücut canlı olmayan bu siniri yabancı bir materyal gibi kabul ederek iltihap oluşturur. İşte böyle bir durumda siniri çıkartıp hiç boşluk bırakmadan bir dolgu materyali ile doldurmak gerekir. Bu işleme Kanal tedavisi denir.
İltihaplı ve hasar görmüş sinir çıkarılmaz ise, diş ve çevresindeki dokularda enfeksiyon yaratır, diş kaybedilir. Pulpa dokusunun çıkarılarak, kanal boşluğunun temizlenmesi; şekillendirilmesi ve de kanalın, dolgu maddeleri ile doldurulması gereklidir. Bu işlemler bütünüyle, endodonti, kanal tedavisi olarak tanımlanmaktadır.
Yıllar önce, hastalanan veya zarar gören dişler çekilirdi. Bugün, kanal tedavisinde, kaybedilecek durumdaki dişler bile kurtarılabilmektedir.
Pulpa hasarının en genel sebepleri şunlardır:
Pulpa enfeksiyon kaptığında veya öldüğünde, mutlaka tedavi edilmesi gerekir aksi takdirde, dişin kökünde, çene kemiği içinde abse oluşturan irin birikebilir. Abse, dişi çevreleyen kemiği yok ederek ağrıya neden olabilir.
Tedavi, duruma göre birden fazla seans gerektirecek çeşitli adımlardan oluşur. Bu adımlar şunlardır:
Kanal yapılacak dişin tek kök, çift kök yada üç köklü olma durumuna ve cerrahi işlem gerektirip gerektirmediğine bağlı olarak 800 Tl - 1.500 Tl arasında değişmektedir.
Dişin durumuna bağlı olarak kanal tedavisi bir ya da iki seansta yapılabilir. Enfekte olmuş bir diş için, enfeksiyonun tamamen ortadan kaldırıldığından emin olmak için birkaç seans gerekebilir. Komplike olmayan bir kanal tedavisi genellikle tek seansta tamamlanır.
Kanal tedavisi sırasında dişin sinirleri alınmaktadır, bu yüzden kanal tedavisi görmüş bir diş, dış uyaranlardan etkilenmemektedir. Tedavi sonrasında ilk birkaç hafta hafif ağrı veya çiğnemede hassasiyet olabilir çünkü dişin de vücudumuzdaki her doku gibi iyileşmek için zamana ihtiyacı vardır.
İlerleyen zamanlarda hala ağrı devam ediyorsa kanal dolgusu eksik veya yetersiz yapılmış olabilir, bu durumda genellikle ‘retreatment’ adı verilen, kanal dolgusunun sökülerek, kök kanalının temizlenip, yeniden doldurulması işlemi uygulanır. Eğer bu tedaviden de sonuç alınamamışsa “kök ucu rezeksiyonu” adı verilen cerrahi yöntemle diş tedavi edilebilir.
Kanal tedavisiyle dişin içindeki canlı doku alındıktan sonra dişiniz sıcağa ve soğuğa karşı hissiz hale gelir; ama çene kemiğinden ve çevre dokulardan gelen damar veya sinirlerle görevine devam eder ve kemik içinde tutunur. Tedavi sonrası yapılacak uygun bir dolgu ya da restorasyon yardımıyla çok rahat çiğneyebilir ya da dişinizi protez ayağı olarak kullanabilirsiniz.
Bazı hastalar, kanal tedavisi yerine dişimi çektirsem, yerine köprü ya da implant yaptırsam daha iyi olur diye düşünmektedirler. Hiçbir protez sizin kendi dişinizin yerini tutamaz.