İş Davaları Nasıl ispat Edilir? İş Mahkemelerinde Tanık

Kıdem tazminatı ve genel olarak işçilik alacaklarına ilişkin iş mahkemelerinde görülen davalar; Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları, işveren tarafından tutulması veya düzenlenmesi zorunlu olan bildirge, yıllık izin defteri , ücret bordrosu, fesih bildirim yazısı gibi kayıt ve belgeler, emsal ücret araştırması gibi konularda işçi ve işveren kuruluşlarından, oda ve sendikalardan gelen görüşler, yanlar arasındaki sözleşme ve yazışmalar, personel giriş – çıkış sistemi ve puantaj kayıtları, banka hesap kayıtları,  ödeme dekontları ve makbuzları, ücret hesap pusulaları, varsa toplu iş sözleşmesi, işveren tarafından alınmış işletmesel kararlar, bazı durumlarda keşif ve bilirkişi incelemesi ve hemen hemen her durumda tanık beyanlarıyla kanıtlanır. Aşağıda tanık delili hakkında açıklamalarda bulunulacaktır. Bu açıklamaların iş davalarında ispat yükü başlıklı yazımızla birlikte okunması faydalı olacaktır.

İş Mahkemelerinde Tanık

Tanık iş mahkemelerinde görülen davaların çoğunda önemli bir delildir. İş hukukundan, işçi ve işveren arasındaki akdedilen iş sözleşmesinden kaynaklanan, kıdem ve ihbar tazminatı, işe iade, hizmet tespiti, ücret, fazla çalışma, yıllık izin gibi tazminat ve alacaklarla, sendika ve toplu iş sözleşmelerinden kaynaklanan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür.

İş mahkemelerinde görülen davalarda iddia ve savunmanın kanıtlanmasına yönelik olarak tanık (şahit) göstermek gerekebilir. Tanık iş mahkemelerinde görülen davalarda önemli bir ispat aracı olup davaların büyük çoğunluğunda dinlenir.

İş Mahkemesinde Kimler Tanık Gösterilmeli?

Tanıkları davacı ile birlikte işyerinde çalışmış veya çalışmakta olan kişiler arasından seçilmesi önemlidir. Tanıklar davacı ve davalı arasındaki uyuşmazlığa konu vakıalar, iş ve çalışma ilişkisi , feshe neden olan olaylar, işçiye sağlanan ücret ve mali haklar, çalışma koşulları gibi konularda doğrudan bilgi sahibi olan kişiler arasından seçilmelidir.

İşyerinde halen çalışmaya devam eden işçilerin işini kaybetme korkusu ile tanıklık yapmak, sorulan sorulara kapsamlı cevaplar vermek istemeyecekleri endişesiyle dava konusu olay hakkında hiç bilgi sahibi olmayan kişiler tanık olarak gösterilmemelidir.

Tanık listesinin sonradan değiştirilemez. Bu nedenle tanıklar dikkatli bir şekilde ve yeterli sayıda belirlenmelidir.

Tanıklık yapacak kişilerin, işverene karşı farklı veya benzer nitelikte davalar açmış olmaları tanık olarak gösterilmelerine engel teşkil etmez. Hukuki yönden bu gibi tanıkların beyanları diğer tanıkların beyanlarından daha az değerli değildir. Yargıtay’ın da kararlarında sıklıkla vurguladığı üzere aslolan tanığın doğruyu söylediğidir. Tanığın davacı işçiyle kısmen veya tamamen aynı dönemde aynı işyerinde çalışmış olması işyeri uygulamaları ve çalışma şartları hakkında doğrudan, ilk eden bilgiye sahip olduğu anlamına gelir. Bu türden tanığın tanıklığı değerlidir.

Aynı işverene ait işyerinde farklı şube veya bölümde çalışan işçi de tanık olarak gösterilebilir.

Kıdem Tazminatı Davasında Kaç Tanık Gerekir?

Gereğinden fazla tanık göstermeye gerek yoktur. Tanıklar bilgi sahibi olan kişiler arasından seçilmeli, aynı vakıaların ispatına yönelik olarak çok sayıda tanık gösterilmemelidir. İş davalarında çoğu zaman 2 tanık yeterli olacaktır. Ancak, delil listesinde 3-4 tanık bildirilmesi daha tedbirli bir davranış olacaktır.

İspat yükü diğer taraf üzerinde bulunan konularda tanık gösterilmesine gerek yoktur. İspat yükünün sizin üzerine düşmediği hususlarda tanık göstererek davayı gereksiz yere uzatmış olursunuz.

Önceden tanıklık yapmak istediğini söyleyenler, konu mahkeme huzurunda tanıklığa geldiğinde yan vazgeçebilirler. Tanıkların sayısının fazla olması böylesi kötü ihtimaller için ciddi bir güvence olacaktır.

İş Mahkemesinde Tanıklar Nasıl Dinlenir?

Tanıklardan yerleşim yeri mahkemenin yargı çevresinde olanlar esas mahkemesince, mahkemenin yargı çevresi dışında bulunanlar ise istinabe yoluyla bulundukları yer mahkemesince dinlenir.

Tanıkların tam isimleri ve adresleri duruşmaya çağrılabilmeleri için mahkemeye bildirilmelidir.

Taraflar tanıkları duruşma günü mahkemede hazır edebilir. Tanıklara talep ederlerse tanık ücreti adı altında bir ödeme yapılır.

Davanın uzamaması ve hak kaybına yol açmamak için tanıkların isim ve adreslerinin mahkemeye doğru olarak bildirilmesi, tanıklara tebligat çıkarılıp çıkarılmadığının kontrol edilmesi, gerekirse duruşmada hazır bulunmalarının sağlanması önemlidir. Tanık yapılan çağrıya rağmen duruşmaya gelmezse zorla getirilmesine karar verilebilir.

Kıdem Tazminatı Davasında veya İş Mahkemelerinde Tanıklara Neler Sorulur?

Tanıklara iddia ve savunma kapsamındaki vakıaların ortaya konulmasına yönelik sorular sorulur. Tanık sorulan sorular çerçevesinde cevaplar vermeli, sorulmayan hususlarda sözü uzatarak konuyu dağıtmamalıdır.

Tanık dinlenirken hakim veya taraf avukatları tanığı yönlendirilmemelidir. Bununla birlikte davaya konu olay, iddia ve savunmada değinilen olguların neden ibaret olduğu hakkında bilgilendirilmeleri faydalı olacaktır. Belki de hayatında ilk defa bir mahkeme gören kişilerin heyecanlanması normaldir.

Tanığa soruları hakim sorar. Taraflar ve avukatları sorulmasını istedikleri soruları hakime bildirebilirler.

Kıdem tazminatı davasında veya daha genel olarak bir iş davasında tanıklara aşağıdakilere benzer sorular sorulabilir.

Taraflarla bir akrabalığınız var mı? Tarafları tanır mısınız?

Davacı ile aynı iş yerinde çalıştınız mı?

Davacı ne zaman işe başladı?

Davacının görevi neydi?

Davacı ne zaman işten ayrıldı?

Davacı neden işten ayrıldı? İşten çıktı mı? Çıkarıldı mı?

Ne kadar ücret/maaş alıyordu?

Maaş/ücret ne şekilde ödeniyordu?

Çalışma saatleri nasıldı?

Yemek ve çay molası var mıydı?

Servis var mıydı?

Fazla mesai yapılıyor muydu?

Hafta sonu çalışması var mıydı?

Davacı yıllık izinlerini kullandı mı?

Resmi ve dini tatillerde çalışma oluyor muydu?

Davacının ne zaman işten ayrıldığını biliyor musun?

Tanığa sorulacak sorular bunlarla sınırlı olmayıp, davanın türüne göre değişiklik gösterecektir. Örnekler sıklıkla sorulduğu gözlenen sorulardan seçilmiştir.

Tanığı Yönlendirmek Doğru Değildir.

Tanık, dava konusu olayların hepsi hakkında bilgi sahibi olmayabilir. Bilmediği konularda beyanda bulunmaya veya bildiklerinden farklı beyanda bulunmaya yönlendirilmemelidir. Yalan tanıklıkta bulunmak suç olduğu gibi avukatların bağlı olduğu ahlak ve meslek kuralları tanıkların bilmediği konularda yönlendirilmesini kesinlikle yasaklamaktadır. Taraflar, avukatlarının tavsiyelerine uyarak iddia ve savunmaya konu vakıalar hakkında bilgi sahibi olan doğru kişileri tanık olarak göstermelidir.

İspat yükü diğer taraf üzerinde bulunan konularda tanık gösterilmesine gerek yoktur. Tanıklarınızı ispat yükü size ait olan olguların kanıtlanmasına yönelik olarak dinletmeli, ispat külfeti çok teknik bir konu olduğundan bu hususta avukatınızın tavsiyelerine uymalısınız.

Tanıklar Yalan Söylerse Ne Olur?

Yalan tanıklıkta bulunmak Ceza Kanununda suç olarak sayılmıştır. TCK m. 272/2 “Mahkeme huzurunda ya da yemin ettirerek tanık dinlemeye kanunen yetkili kişi veya kurul önünde gerçeğe aykırı olarak tanıklık yapan kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.“ şeklindedir.

Yalan tanıklık suçu ile yargılamanın gerçeğe aykırı beyanlarla haksız bir şekilde yönlendirilmesinin ve adaletin tecellisinin engellenmesinin önüne geçilmesi amaçlanmaktadır.

Tanığın yalan beyanda bulunduğunu kesin olarak ispat edebiliyorsanız yalan tanıklıktan şikâyette bulunabilirsiniz