İçindekiler
İşverenin işçinin hak ettiği kıdem tazminatını ödememesi seyrek rastlanan bir durum değildir. Çoğu zaman işverenler fesih işleminin haklı bir nedene dayandığını ileri sürerek kıdem tazminatı ödemekten korunmaktadırlar. Bazen de işverenin içine düştüğü mali darboğazlar kıdem tazminatının ödenmemesi sonucuna yol açmaktadır. Kıdem tazminatı işverenler üzerinde vadesi belirsiz ve önemli bir borç yükü oluşturmaktadır. Kurumsal kapasitesi güçlü çok az sayıda şirket dışında çoğu işveren kıdem tazminatı yükleri için herhangi bir karşılık ayırmamaktadır. İşçilerin hizmet süresinin uzunluğu veya çalışanların sayısının çokluğu mali sıkıntılarla birleşince kıdem tazminatı ödemeleri yapılmamakta ve çalışanlar mağdur olmaktadır. Bu durumda işçinin bir iş hukuku avukatına başvurarak yasal süreçleri başlatmak dışında bir seçeneği bulunmamaktadır.
Yukarıda açıklandığı üzere kıdem tazminatı, akdin feshi tarihinden itibaren muaccel olur. Dolayısıyla işçinin, fesih tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faizi talep etmesi mümkün hale gelir.
İşveren kıdem tazminatını kısmi olarak öderse ne olur? Kısmi olarak yapılan kıdem tazminatı ödemeleri BK m.100 (eBK m.84) gereğince öncelikle faiz ve giderlere mahsup edilmeli kalanı anaparadan düşülmelidir.
‘İşçinin işverenden bir alacağının, örneğin sadece kıdem tazminatı alacağının bulunduğu durumlarda, kısmi ödeme nedeniyle mahsup işlemi Borçlar Kanunu`nun 100. maddesi çerçevesinde yapılacaktır. Dairemiz uygulamasına göre, temerrüde düşmüş olan işverenin yaptığı kısmi ödeme işçinin bu hususta beyanda bulunup bulunmadığına bakılmaksızın öncelikle faiz ve masraflara mahsup edilmelidir.’ (Yargıtay 22. Hukuk Dairesi E: 2016/15556 K: 2019/13457 T: 19.06.2019)
Eski BK m.84’ de düzenlenen kısmi ifa kavramını, TBK m.100/I ‘ e de aynen taşınmıştır. Öğreti ve iş hukuku uygulamasındaki hakim bakış açısına göre; alacaklı, borçlunun belli ve muaccel borcu için yapmış olduğu “kısmi ifa” talebini reddedebilecek iken borçlunun menfaatine olacak şekilde reddetmemişse; alacaklı, bu kabulünden dolayı, yapılan kısmi ifanın faiz ve giderler yerine ana borçtan mahsup edilmesi yoluyla ayrıca bir zarara uğramamalıdır.
Bu nedenle kısmi olarak yapılan ödemelerin, alacaklı işçinin talebi bulunmasa bile, faiz ve öncelikle faiz ve masraflara mahsubu zorunludur.
İşverenin kıdem tazminatını eksik veya kısmi olarak ödemesi halinde yukarıda anlatılan esaslara göre ödenmeyen kısım için kıdem tazminatı davası açılması mümkündür.
Kıdem tazminatı fesih tarihinde muaccel hale geldiğinden bu tarihte ödenmesi gerekir. Buna göre bildirimli fesihlerde, bildirim süresinin sonunda; bildirimsiz fesihlerde fesih gününde, evlenme nedeniyle fesihlerde, iş sözleşmesinin feshedildiğinin işverene bildirildiği tarihte; yaşlılık veya malullük aylığı ya da toptan ödemeler nedeniyle fesihlerde kurum veya sandığa müracaat tarihinde; muvazzaf askerlik nedeniyle fesihlerde iş sözleşmesinin muvazzaf askerlik nedeniyle feshedildiği tarihte; işçinin ölümü halinde ise ölüm tarihinde ödenir.
Kıdem tazminatının ödenme zamanı kanunda açık bir şekilde belirtilmemiş ise de anılan tazminatın iş akdinin sona ermesi tarihinde muaccel olması nedeniyle ödeme zamanını kolayca belirlemek mümkündür.
Kıdem tazminatının iş akdinin sonlandırıldığı anda ve defaten ödenmesi gerekmektedir. Ancak uygulamada ileri bir tarihte ve taksitler halinde ödendiği görülmektedir. Taksitlendirme işlemi işçi ile ortak bir karar alınarak yapılabildiği gibi işverenin tek taraflı kararına da dayanabilmektedir.
Kural, kıdem tazminatının, iş sözleşmesinin sona ermesi ile birlikte, derhal ödenmesidir. Toplu iş sözleşmesi ile ödeme için bir süre öngörülmüş ise buna da riayet edilmelidir. Kıdem tazminatının hiç ödenmemesi, eksik ya da geç ödenmesi halinde işçinin gecikilen süre için mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı üzerinden faiz talep etme hakkı vardır.
Kıdem tazminatı ücret niteliğinde olmadığından tamamının haczi veya 3. Kişilere temliki mümkündür.
Kıdem tazminatı işçinin işten ayrıldığı tarihte talep edilebilir hale gelmesine rağmen ödemenin mutlaka o tarihte yapılması gerekmez. İşçi ve işveren anlaşma ile makul bir ödeme takvimi oluşturabilirler. Bu durumda faiz konusu da görüşülmelidir. Uzun zaman yayılan ödemeler paranın alım gücündeki değişimler nedeniyle işçinin mağduriyetine yol açabilir. İşten ayrılan işçinin emeklilik nedeniyle ayrılma hariç düzenli gelirden yoksun kalacağının da dikkate alınması gerekir. Kaldı ki emeklilik işlemlerinin tamamlanması ve emekli maaşının bağlanması da zaman almaktadır. Kanaatimizce kıdem tazminatı en geç iş akdi feshinden sonra bir ay içinde ödenmelidir.
İşyerinde çalışmaya devam ederken veya işten çıkmadan kıdem tazminatı alınıp alınmayacağı da merak edilmektedir.
Kıdem tazminatı iş akdinin sona ermesine bağlanmış yasal sonuçlardan biridir. Bu nedenle kural olarak çalışmaya devam ederken ödenemez. Ancak uygulamada bazen borcu olan veya paraya ihtiyaç duyan çalışanlardan gelen talep üzerine kıdem tazminatından mahsup edilmek üzere avans niteliğinde ödemeler yapıldığına da rastlanmaktadır. Bazen de işverenler kıdem tazminatı yükünü hafifletmek için avans niteliğinde kıdem tazminatı ödemesi yapmayı tercih etmektedirler.
Değinildiği üzere, İş Kanunu, kıdem tazminatı ödemesi için iş akdinin belirli sebeplerle feshini aramış, hatta fesih sebeplerini ayrıntılı olarak düzenlemiştir. İşçi çalışmaya devam ederken o tarihe kadar birikmiş kıdem tazminatının ödenmesi veya avans niteliğinde kıdem tazminatı ödenebileceği konusunda kanunda bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak kanunda bunu engelleyen bir düzenleme de yoktur. Nitekim Yargıtay avans kıdem tazminatı ödemesine cevaz vermektedir. Yüksek mahkemeye göre avans kıdem tazminatının ödendiği durumlarda iş akdi sona erdiğinde, en son ücreti üzerinden, toplam çalışma süresinde hak ettiği kıdem tazminatı hesaplanmalı, bu tutardan, yasal faiz ilave edilmiş avans kıdem tazminatı düşülmelidir. Buna göre örneğin, işçiye, çalışma ilişkisi devam ederken üç yıl için avans niteliğinde kıdem tazminatı ödenmiş ve bu işçi toplam 6 yıl çalıştıktan sonra iş akdi sonlandırılmışsa önce son giydirilmiş brüt ücreti üzerinden altı yıllık toplam kıdem tazminatı hesaplanacak, bulunan tutardan, daha önce ödenen avans kıdem tazminatı yasal faiziyle birlikte mahsup edildikten sonra bakiye tutar kıdem tazminatı olarak işçiye ödenecektir.
Bilindiği üzere kıdem tazminatı için gelir vergisi ve sigorta primi ödenmez. İşveren bu ödemeleri gider olarak gösterir. Ancak, avans kıdem tazminatı ödemesi, vergi ve sigorta uygulamasında ücret olarak kabul edileceğinden işveren ve işçi yönünden vergi ve prim ödeme gibi ilave yüklere neden olabilir.