Kıdem Tazminatı Davası Açılması

Kıdem tazminatı davası zorunlu arabuluculuğa tabi davalardan olduğundan öncelikle bir arabuluculuk süreci başlatılmalıdır.  Arabuluculuk sürecinde bir anlaşmaya varılamamış olması halinde arabuluculuk son tutanağı veya anlaşamama tutanağı eklenerek yetkili ve görevli iş mahkemesinde kıdem tazminatı davası açılacaktır.

Kıdem Tazminatı Davası Nedir?

Kıdem tazminatı davası, iş akdinin sona ermesi durumunda, hizmet süresi ve fesih nedenleri itibariyle kıdem tazminata hak kazanma koşullarını sağlayan işçiye işveren tarafından her yıl için bir aylık brüt ücretinden az olmamak üzere peşin ödenmesi gereken tazminatın tahsilini hedefleyen bir eda davasıdır.  Bu dava aşağıda ayrıntılı olarak incelenecektir.

Kıdem Tazminatı Davasında Arabuluculuk

Kıdem tazminatı, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 3. maddesi uyarınca diğer işçilik tazminat ve alacakları gibi zorunlu (dava şartı) arabuluculuğa tabidir. Zorunlu arabuluculuk, bu uyuşmazlıklarda dava şartıdır. Bunun anlamı arabulucuya gitmeden dava açılamayacağı, açılmış ise davanın, dava şartı yokluğundan reddedileceğidir. 7036 Sayılı Kanun m. 3/2 hükmü uyarınca “arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanak aslı veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneği dava dilekçesine eklemek zorundadır.”  Açılan bir davada bu zorunluluğa uyulmamış olması halinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtara rağmen arabuluculuk son tutanağının mahkemeye ibraz edilmemesi halinde dava dilekçesi davalıya tebliğe çıkarılmadan davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya hiç başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir yargılama işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.

Kıdem Tazminatı Davasının Yasal Dayanağı

4857 Sayılı İş Kanunu ve 1475 Sayılı iş kanununu yürürlükten kaldırmasına rağmen anılan kanunun 14. Maddesini muhafaza etmiştir. 1475 Sayılı İş Kanunun 14. Maddesi kıdem tazminatını düzenlemekte olup kıdem tazminatı davasının yasal dayanağını oluşturmaktadır.

Kıdem Tazminatı Davasında Davacı ve Davalı

Kıdem tazminatının bir tarafında işçi diğer tarafta işveren bulunmaktadır.  4875 sayılı İş Kanunu madde 2’ ye göre “Bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişi işçi, yine aynı maddeye göre “İşçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişi yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlar ise İşverendir.

Kıdem tazminatının davacısı işçi, davalısı ise işveren olarak sayılanlardır. İş kanunu uygulamasında işveren kavramı içine üst işveren, alt işveren (taşeron), ihale ile hizmet alımı yapan kamu kuruluşları girmektedir.

Kıdem Tazminatı Davası Hangi Mahkemede Açılır?

Bir davaya hangi mahkemenin bakacağı konusu mahkemenin göreviyle ilgilidir. Kıdem tazminatı davası ile İşçi ve işveren arasındaki diğer uyuşmazlıklara bakmakla görevli mahkeme iş mahkemeleri, iş mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde ise asliye hukuk mahkemeleridir.

Kıdem Tazminatı Davası Nerede Açılır?

İşçi ve işveren arasındaki uyuşmazlıklarda davanın neredeki iş mahkemesinde açılacağı İş Mahkemeleri Kanunu m. 6’ da düzenlenmiştir.

İş mahkemelerinde açılacak davalarda yetkili mahkeme, davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi ile dava konusu işin görüldüğü veya dava konusu işlemin yapıldığı yer mahkemesidir.

Davalılar birden fazla ise bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesi de davaya bakmaya yetkilidir.

Kanun davalının yerleşim yeri ile işin görüldüğü yeri (işyerinin bulunduğu yer) esas alan oldukça açık bir düzenleme yapmıştır.

Kıdem Tazminatı Davasında Zamanaşımı

Zamanaşımı; hukuk kurallarının kişilere tanıdığı hakların ve öngördüğü yaptırımların, kanunlarda belirlenmiş sürelerin geçmesiyle, talep edilebilirlik veya uygulanabilirlik kabiliyetini etkileyen bir temel hukuk kavramıdır. Buna göre bir hak zamanaşımı süresi içerisinde kullanılmadığında veya bir yaptırım kanunun öngördüğü süre içerisinde uygulanmadığında hukuk düzeninde birtakım sonuçlar doğmaktadır. Ceza hukukunda bu sonuç mutlak bir şekilde artık o yaptırımın uygulanamayacağı şeklinde iken özel hukukta borçluya tanınan bir kaçınma ve savunma hakkından ibarettir. Örneğin zamanaşımına rağmen tanınmış ve ödenmiş olan bir borç geçerlidir ve yapılan ödemenin iadesi talep edilemez. Borçlar hukukunda zamanaşımı, belirli bir zamanın geçmesiyle borçlunun sahip olduğu yeni bir haktır. Borçlu bu hakkı kullanmazsa zamanaşımı gerçekleşmemiş gibi bir sonuç ortaya çıkar. Yargıç zamanaşımını, taraflarca ileri sürülmemişse kendiliğinden nazara alamaz.

Kıdem tazminatına uygulanacak zamanaşımı süresi 5 yıldır. Bu süre iş akdinin feshi tarihinden itibaren başlar.

Kıdem Tazminatı Davasında Hak Düşürücü Süre

Hak düşürücü süre; özel hukuka özgü bir kavramdır. Hukuk kurallarının kendisine tanıdığı bir hakkı kanunlarda öngörülen süre içerisinde kullanmayan bir hak sahibinin o hakkı bir daha canlandırılamayacak şekilde kaybetmesi anlamına gelir. Örneğin uyarınca önalım hakkı, satışın hak sahibine bildirildiği tarihten itibaren TMK m. 733/son hükmünde belirlenen üç ay ve herhâlde satış tarihinden sonra iki yıl içinde dava yoluyla kullanılmazsa düşer ve bir daha kullanılamaz.

Kıdem tazminatı davasında hak düşürücü süre yoktur.

Kıdem Tazminatı Davası Masrafları Ne Kadardır?

Bu konuda detaylı bilgi için İş Mahkemesi Dava Harç Ve Masraf Tutarı 2022 başlıklı yazımıza bakabilirsiniz.

Aşağıda 10.000,00 TL tutarlı bir kıdem tazminatı davası için asgari harç ve masraf tutarları yer almaktadır.

Kıdem Tazminatı Davası İçin Avukat Ücretleri Ne Kadardır?

Kıdem Tazminatı davası parayla ölçülebilen davalardandır. Bu tür davalarda vekalet ücretleri, dava konusunun veya alacak tutarının değerine göre belirlenmektedir. 1136 Sayılı Avukatlık Kanunu Md.  164 hükmüne göre, avukatlık asgari ücret tarifesinin altında kalmamak ve  “Yüzde yirmi beşi aşmamak kaydıyla, dava veya hükmolunacak şeyin değeri yahut paranın belli bir yüzdesi avukatlık ücreti olarak kararlaştırılabilir.

Buna göre kıdem tazminatı davasında avukatlık Ücreti, Avukatlık Kanunu m. 164’ de ve avukatlık asgari ücret tarifesinde belirlenen sınırlar içinde kalmak kaydı ile taraflarca serbestçe kararlaştırılır.

Kanunda ve tarifede belirtilen oranların altında veya üstünde ücret belirlenmesi halinde sözleşmenin ücrete ilişkin hükümleri geçersiz sayılmaktadır.

Kıdem Tazminatı Davası Ne Kadar Sürer?

Avukatlık mesleği uygulamasında bir davanın ne kadar süreceği konusunda tahminde bulunmak kadar zor olan başka bir konu neredeyse yoktur. Normal koşullarda bir kıdem tazminatı davasının bir ön inceleme iki veya üç tahkikat olmak üzere 3-4 celsede sonuçlanması gerekir. Bu da en fazla 8 ila 12 ay arasında bir süreye karşılık gelir. Bazı davaların bu süre içinde sonuçlandığı bazılarının ise daha uzun sürebildiği gözlenmektedir.  Kıdem tazminatı davalarının büyük bir çoğunluğunda dava değeri temyiz sınırının altında kaldığından istinaf mahkemelerinin kurulması ile temyize giden dava sayısı azalmıştır. Çoğu dava istinaf kararı ile kesinleşmektedir.