Korona virüs ile birlikte hayatımıza pek çok yeni kavram girdi. Uzun bir süredir televizyon, sosyal medya, gazeteler, dergiler derken Korona virüsle ilgili her gün her alanda adeta bilgi bombardımanına tutuluyoruz. İzliyoruz, okuyoruz, araştırıyoruz, deneyimliyoruz. Ancak günün sonunda bir bakıyoruz ki Korona Virüsle ilgili hala çok az şey biliyoruz. Yeni normal, maske, mesafe, temizlik terimleri içerisinde yeni düzenimize ayak uydurmaya çalışırken bu yeni normale alışma sürecinde bedenimizde bazı tepkiler veriyor. Bunlardan biride hayatı boyunca hiç bu kadar kapalı tutulmamış olan cildimizin gösterdiği tepki olarak karşımıza çıkan bir çeşit ‘mekanik akne’ yani maskne!
Biz buna kısaca maskeye bağlı oluşan akneler şeklinde açıklayabiliriz. Maske ile cilt arasındaki sürtünme, ısı, nem nedeniyle gözeneklerin tıkanması ve bakterilerde artış sonucu meydana gelir. Gün boyu maske ile kapatılan ciltte bulaşan bakterilerde maske ile cildin üzerine hapsoluyor hatta yapışıyor bile diyebiliriz. Cilt gözenekleri, yağ bezi kanalları tıkanıyor. Gün sonunda sebum temizlenmezse bu bakteriler iltihaplı sivilcelere dönüşüyor.
Amerikan Dermatoloji Akademisi Dergisi’nde yayınlanan bir araştırma, Çin Hubei’deki sağlık çalışanlarının en az %83’ünün cilt problemleri yaşadığını bildiriyor ve sağlık çalışanları dışındaki kişilerde de akne problemlerinde yüksek oranda artış olduğunu ifade ediyor.
Maskne tedavisi bildiğimiz akne tedavisinden daha farklı ve zor. Klasik akne tedavisinde tavsiye edilen temizleyici ve kremler genellikle cildin fazla yağını alan, cildi kurutan ürünlerdir. Oysa ki maske tedavisinde cildin kuru olması istenilmez. Cilt kuruluğu masknenin oluşumunu sağlayan faktörlerden biridir.
Kozmetik sektörü maske kullanımının yaygınlaşması ile birlikte kalıcı makyaj ürünleri üretmeye başladı. Maskeye bulaşmayan rujlar, allıklar vs. Burada maskne oluşumunun engellenmesi için önemli olan mümkün olduğunca az miktarda makyaj yapmak. Gün içerisinde maske taktığımız için maskenin altında kalan bölgelere makyaj yapmamak, maske altına bariyer koruyucu yağsız jel kıvamda nemlendiriciler uygulamak daha doğru olacaktır. Tedavi sürecinde cilt tipinize uygun olarak bir hekim görüşü alınarak size uygun bir tedavi planı çıkarılması en doğrusu olacaktır.
Maskne tedavisinin alışık olduğumuz akne tedavilerinden daha zor olduğundan bahsetmiştik. Bunun için en önemli olan şey hastalığı tedavi etmekten daha çok daha en başından alınacak bazı önlemlerle birlikte hastalığı önlemeye çalışmak.
Kullanıdığınız maskenin çok sert olmamasını dikkat edin. Maskeniz ne kadar sert olursa cildiniz sürtünmeye bağlı olarak o kadar hasar alacaktır. Pamuklu, yıkanabilir doğal kumaşlı, cildinizi fazla sıkmayan, tam kavrayan bir maske tercihi yapmalısınız. Maskenizi doğru ısıda mümkünse doğal bir deterjan kullanarak yıkamalısınız. Gün içerisinde kirlenme ve nemlenmeye bağlı oluşabilecek sorunları engellemek için yanınızda temiz yedek maskeler bulundurmalı ve ihtiyaç halinde maskenizi değiştirmelisiniz. Cildinizi sabah akşam fazla kurutmayan bir temizleyici ile yıkayarak temizlemelisiniz. Olabildiğince az makyaj yapmalısınız. Salisilik asit, sülfür, propolis gibi antibakteriyel, centella asiatica, mugwort, bal gibi bariyer güçlendirici, niacinamid içeren antenflamatuvar ajanlar, alone vera içeren nemlendirici içerikler maskne tedavisinde tavsiye edilen içerikler olmasına rağmen cildiniz için en uygun ürünü bir uzmana danışarak bulabilirsiniz.
Cilt kuruluğunda beslenmenin ve yeterli su tüketiminin önemi de çok fazla olduğundan temizlik, nemlendirme ve korumanın yanı sıra bol su tüketimi ve omega-3 içeren besinler, zeytinyağı, havuç, avokado, yulaf ve koyu yeşil yapraklı sebzeleri tüketmek de cildinizi korumak için yardımcı olacaktır.
Bu sitede yer alan içerikler tamamen içerik sahibine aittir. Teşhis veya tedavi niteliğinde değildir. Şikayetleriniz için doktorunuz ile görüşünüz.