Link Önerin!

Birkaç gün önce, sessiz sedasız yeni bir şey başlattık Fikir Atölyesi’nde. “ Link Önerin! ” Sitenin sol üstünde göreceksiniz.

Çıkış noktası basit. Çok sayıda “Tunç; senin yazıların güzel de, biz de bir şeyler paylaşabilmek istiyoruz bu atölyede” mail’i almam. “Senin yazdığın yazılara yorum yazabilmenin ötesinde, bizim de bir yerlerde okuyup, paylaşmaya ve tartışmaya değer bulduğumuz konular oluyor” diyorlardı.

Haklılar!

İşte o yüzden artık yaratıcılığı tetikleyen veya besleyen bir şeyler gördüğünüzde bunları paylaşabileceğiniz bir “ Link Önerin! ” sayfamız var.

İlk gelenler arasından seçtiklerimizle başlıyoruz biz de:

Digg’de çalışmak mı?

Tüm şirket çalışanları ile katılacağınız önemli bir konferans öncesinde, ekibinizin en azından yüzlerinin konferans katılımcıları tarafından bilinmesini istiyorsunuz. Nette dolaşırken ilgimizi çekenleri paylaşabilmenin yanı sıra, gündemi de takip edebildiğimiz Digg , işte bu soruna eğlenceli bir video ile çözüm bulmuş.

Digg ofisi, hayatımızın büyük bir kısmını geçirdiğimiz iş yerlerinin nasıl bir atmosferi olabileceğine iyi bir örnek. Lacivert takım elbise ve beyaz gömlek giymek, kravat takmak keşke “başarı ve mutluluk” için yeterli olsaydı!. Daha zoru; kendi ekip arkadaşlarını eğlenceli bir şekilde öne çıkarmayı seven patronlar neden çokca yok etrafta; sorası geliyor insanın!

? Digg office’inde bu şekilde gezmek, robotik digg’i aslında etten kemikten insanların yaptığını görmek beni digg’e yakın hissetttiriyor. Ayrıca diggnation ‘ın da sıkı takipçisiyim. Ford Otosan hakkında ise garip metalik robotların rutin hareketleri geliyor gözümün önüne. Aynı işi yapıyor olsalar ve birinden birini ziyaret etmem gerekse kesinlikle digg’i tercih ederim.

Finans sektörüne de bir not, şirketin ve çalışanların bu şekilde görünüyor olması (eğlenmek, şarkı söylemek vs) hiç de laubali bir davranış değildir, bunlar gayet insani fonksiyonlardır. ?

Teşekkürler İlker Utlu . Kaynak: Vimeo .

>>>>

The Dark Knight

Sinema tarihine geçen, her sahnesi tutkuyla izlenen, yarattığı fanatikleriyle hep gündem olan Batman filmlerinin sonuncusu “ The Dark Knight ” hasılat rekorları kıran bir film olmanın ötesinde, felsefi anlamda da bizleri düşündürmeye zorluyor.

? Batman hayranları bilirler; bundan üç yıl önce Batman Begins ile hikayeye yeniden start veren ve süper güçleri olmadan da kötülerle savaşmaya çabalayan bu kara pelerinli adamın tabir yerindeyse “çocukluğuna inen” Nolan, şu günlerde sinema salonlarında gösterimde olan The Dark Knight ile psikiyatrik incelemesine devam ediyor.

Uçmaktan, tekme atmaktan veya kötü çocukları korkutmaktan başkaca bir şey beklenmeyen o alışık olduğumuz Batman figürünün aksine, çocukluk travmalarını bir türlü atlatamayan, şehrin kodamanlarıyla isyankar kötüler arasında kendisini bir türlü konumlandıramayan, derinlerde bir yerlerde düşmanı Joker’i de anlamaya çalışan, kısacası düşünen ve acı çeken bir Batman çıkıyor karşımıza.

İyilik veya kötülük dediğimiz şeyler nedir, hayattaki rollerin bu zorlama ve uyduruk kavramların etkisiyle üzerimize yapışması ne demektir veyahut gerçekten iyi olmak iyi bir şey midir gibi zorlayan soruları sormaktan çekinmeyen bu film, izlenmeye değerler listesinde tepedeki yerini hakediyor. ?

Teşekkürler Yasemin Atalar .

>>>>

Beyoğlu Sineması Kapanmasın!

1989 yılında kurulan, İstiklal Caddesi’nin en bilindik mekanlarından, Uluslararası İstanbul Film Festivali’nin aralıksız gösterim yaptığı salonlarından Beyoğlu Sineması , ekonomik sıkıntılardan dolayı kapanma riski altında. Ne mutlu ki bu duruma kayıtsız kalmayıp proje başlatanlar var, sonuçlarını ise merakla bekliyoruz.

? Konuyla ilgili tavrımızı ortaya koymak ve kamuoyu yaratmak amacıyla bir sosyal sorumluluk projesi başlattık. Projemizin amacı ?Sinemalar Kapanmasın, Beyoğlu Sineması Kapanmasın? sloganı ile Beyoğlu Sineması?na sponsor bulmak ve Sinema?nın kapanmasını engellemek için elimizden gelen tüm gayreti sarfetmektir.

Bu amaç doğrultusunda internet üzerinden sürdürdüğümüz imza kampanyasıyla, yüksek sayıda destek toplayarak sponsorların ilgisini çekmeyi hedefliyoruz. ?

Teşekkürler Ömer Can .

>>>>

Birisi dans etmek mi dedi?

Dans eğer duygularımızı müzik eşliğinde konuşmadan anlattığımız bir ritüel ise, bu adamın yaptığı başka bir şey olmalı… Ne güzel ki, bu kişi geliştirdiği bu yeteneğini sergilemekten çekinmemiş, cesaretle çıkmış ve “ben de varım” demiş.

? Doğru zamanda doğru yerde değerlendirilen bir yetenek ve sonuçları. ?

Teşekkürler Emir Ongun. Kaynak: break.com