Babalık davası , baba ile çocuk arasında soy bağı kurulmasını sağlayan yollardan birisidir.
İçerik
Soybağı ; çocuk ile anne ve baba arasında nüfus kayıtları ndaki hukuki bağı ifade eder. Medeni Kanun düzenlemesine göre anne ve çocuk arasındaki soybağı doğum ile kurulur. Baba ile soybağı kurulması ise üç yolla mümkündür.
Bu üç yol dışında ayrıca evlat edinme yolu ile de soybağı kurulmuş olur.
Evlilik içinde doğan çocuğun babası, annenin kocasıdır. Bu durum kanunen kabul edilmiş bir karinedir. Yine evliliğin sona ermesinden sonraki üç yüz gün içerisinde doğan çocuk da evlilik içerisinde doğmuş sayılır.
Bu üç yüz günlük süre, Medeni Kanun’da iddet müddeti olarak tanımlanır. Kadın boşandıktan sonra üç yüz gün içerisinde yeni bir evlilik yapmak isterse mahkemeden iddet müddetinin kaldırılması nı ister. İddet müddeti kaldırılmadan, bu süre içerisinde yeni bir evlilik yapılamaz.
Evlilik dışında doğan çocuğun anne ve babası evlendiğinde, kendiliğinden evlilik içinde doğan çocuklara ilişkin hükümlere tabi olur ve çocukla baba arasında soybağı kurulmuş olur.
Evlilik içerisinde doğan çocuğun babası ile ilgili kabul edilen kanuni karinenin çürütülmesi her zaman mümkündür. Çocuk evlilik içerisinde doğmuş olsa bile başka bir babadan olabilir.
Bu durumda gerçek baba olmayan koca tarafından soybağının reddi davası açılabilir. Dava çocuğa ve anneye karşı açılır. Dava süresi , doğumun ve baba olmadığının veya çocuğun başka birisinden olma ihtimalinin öğrenilmesinden itibaren bir yıldır. Dava açmada hak düşürücü sürenin başlangıcı, durumun gerçekleşme değil, öğrenilmesi tarihidir. Durum ilgilisi tarafından doğumdan yirmi yıl sonra öğrenilse de, dava açma süresi bu tarihten sonra başlar.
Nesebin reddi davasını gerçekte baba olmayan, annenin kocası açabilir. Dava süresi dolmadan kocanın ölmesi veya ayırt etme gücünü sürekli olarak kaybetmesi durumunda, kocanın;
Çocuğun da soybağının reddi davası açma hakkı bulunur. Bu davada ise davalı ana ve koca (nüfusta görünen baba) olur. Çocuğun dava açma süresi kanunda “ergin olduğu tarihten itibaren bir yıl” olarak düzenlenmiştir. Ancak bir yıllık süre geçtikten sonra, gecikmenin haklı bir nedene dayanması halinde de dava açılabilir. Bu durumda dava açma süresi, gecikme nedeninin ortadan kalkmasından sonra bir yıl olacaktır. Bu düzenleme uyarınca çocuk için dava açma süresi de ergin olma tarihine bakılmaksızın gerçeği öğrenme tarihinden itibaren başlamış olur.
Ergin olmadan önce çocuk adına soybağının reddi davası açılması da mümkündür. Aralarında menfaat çatışması olabileceğinden bu davada çocuğu anne temsil edemez. Bunun için öncelikle çocuğa bir kayyım atanır . Çocuk adına nesebin reddi davasını kayyım açar ve takip eder.
Baba ile soybağı, evlilik dışında doğan çocuğun annesi ile sonradan evlenme yoluyla kurulmuşsa;
Tanıma , evlilik dışında doğmuş çocuğun, babası tarafından, nüfus memurluğu veya mahkeme huzurunda, kendi çocuğu olduğunu beyan etmesi dir. Resmi bir belge veya vasiyetname yolu ile de tanıma mümkündür.
Kanunun açık düzenlemesi gereğince başka bir erkekle soybağı bulunan çocuk, bu bağ ortadan kalkmadıkça tanınamaz.
Evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üç yüz gün içerisinde doğan çocuğun babası kocadır. Nüfusta baba olarak görülenin babalığı reddedilmeden başkasının babalığına karar verilemez. Davanın reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
(Yargıtay 2. H.D, 2005/5176 E, 2005/7755 K, 11.05.2005 T)
Tanıma yolu ile soybağı kurulması halinde, kanun bazı kişilere tanımanın iptali davası açma hakkı tanımıştır. Bu kişiler;
Tanımanın iptali davası açma süresi, iptal sebebinin öğrenilmesinden itibaren bir yıl, her halükarda tanımadan sonra beş yıldır.
Çocuğun dava hakkı süresi ise ergin olmasından itibaren bir aydır.
Yine süreler geçtiği halde gecikmeyi haklı kılan sebep varsa, sebebin ortadan kalkmasından başlayarak bir ay içinde dava açılabileceği öngörülmüştür.
Soybağı (babalık) davası açma hakkı anne ve çocuğa tanınmıştır. Bu dava babaya, baba ölmüşse mirasçılarına karşı açılır. Mahkeme davayı; cumhuriyet savcılığı ve hazineye ihbar eder. Dava anne tarafından açılmışsa kayyıma; kayyım tarafından açılmışsa anneye ihbar edilir.
Babalık davası , ancak başka bir erkekle soybağı bulunmayan çocuk tarafından veya onun için açılabilir. Çocuk başka bir erkeğin nüfusuna kayıtlı ise öncelikle nesebin reddi davası ile soybağının ortadan kaldırılması gerekir. Nesebin reddi ve babalık davası eş zamanlı olarak açılabilse de, öncelikle nesebin reddi davasının sonuçlanması gerekir. Babalık davasına diğer davanın sonucuna göre devam edilir.
Babalık davası, çocuğun doğumundan önce veya sonra açılabilir. Annenin dava hakkı , doğumun üzerinden bir yıl geçmesi ile düşer. Eğer çocukla başka bir erkek arasında soybağı kurulmuş ise bu süre s oybağının ortadan kalkması ile işlemeye başlar. Yine gecikmede haklı nedenler varsa, bu nedenlerin ortadan kalkması tarihinden itibaren bir aylık süre içerisinde dava açılabilir.
Çocuk için babalık davası açma süresi, daha önce Medeni Kanun 303/2. maddesi ile “daha önce kendisine kayyum atanmamışsa, ergin olmasından itibaren bir yıl” olarak belirlenmişken, Anayasa Mahkemesi bu hükmü iptal etmiştir. Anayasa Mahkemesi’ nin 27.11.2011 tarih, 2010/71 E, 2011/143 K sayılı iptal kararı sonucunda, çocuğun babalık davası açabilmesi için herhangi bir süre sınırı kalmamıştır . Çocuk, her zaman babalık davası açabilir.
Kanun düzenlemesi ve yerleşmiş Yargıtay uygulamaları uyarınca soybağı davalarında on sekiz yaşından küçük çocuk anne tarafından temsil edilemez. Hangi tarafta olduğuna bakılmaksızın bu davalarda, çocuğu temsil etmek üzere bir kayyım atanır. Bu uygulamanın nedeni, bu tür davalarda, çocuk ve annenin çıkarlarının her zaman örtüşmeyeceği ve aralarında menfaat çatışması ihtimalinin bulunmasıdır. Bu nedenle çocuğun menfaatlerinin anne değil, bağımsız bir kayyım tarafından savunulması gerekir.
Evlilik dışı ilişkiden doğan çocuğun velayeti anaya ait ise de, babalık davasında ananın her zaman çocuğun yararına davranmayacağı ilkesinden hareket ederek çocuğa kayyım tayin edilmeli ve dava Cumhuriyet savcısına, ve Hazineye ihbar edilmelidir.
(Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2002/13770 E, 2002/14683 K, 24.12.2002 T)
Hukuksal anlamda karine ; aksi ispat edilinceye kadar geçerliliği kabul edilen durumdur. Karine oluşturan durumun aksini iddia eden bunu ispatla yükümlü olur. Mesela, evlilik içinde doğmuş çocuğun babasının, annenin kocası olduğu yönündeki kabul, bir karinedir.
Kanunda her ne kadar evlilik ve soybağı ile ilgili karineler düzenlenmişse de günümüzde bunların çürütülmesi objektif bilimsel kanıtlarla mümkündür. Soybağı, babalık ve nesebin reddi davaları nda tanık beyanları, doğum belgeleri vs gibi yan deliller değerlendirilmekle birlikte; DNA testi kesin delil olarak hükmü doğrudan etkiler. Bu anlamda Adli Tıp Kurumu tarafından yapılacak DNA testi nin, kanuni karinelerden daha önemli bir yer tuttuğu söylenebilir. Taraflardan birisinin, inceleme için kendisinden örnek alınmasından kaçınması halinde, mahkemenin bu kaçınmayı, aleyhe yorumlama ve kararını buna göre verme yetkisi bulunmaktadır.
DNA testi, soybağının reddi ve babalık davalarında en önemli delildir. Reddedilen veya soybağı kurulmak istenen babanın inceleme için örnek vermek istememesi durumunda HMK 292/1. maddesi uygulama alanı bulur ve mahkemece zorla örnek alınması yoluna gidilir. Mahkemece, test için örnek vermekten kaçan kişinin, kolluk marifeti ile Adli Tıp Kurumuna sevki sağlanır.
Kamu düzeni ile yakından ilgili olan tanımanın iptali davalarında, Türk Medeni Kanunu’nun 284. maddesinde belirtilen koşullar saklı kalmak kaydıyla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu uygulanır. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 292/1. maddesinde, uyuşmazlığın çözümü bakımından zorunlu ve bilimsel verilere uygun olmak ve ayrıca sağlık yönünden bir tehlike oluşturmamak şartıyla, herkesin soybağının tespiti amacıyla vücudundan kan veya doku alınmasına katlanmak zorunda olduğu, haklı bir sebep olmaksızın bu zorunluluğa uyulmaması halinde hâkimin incelemenin zor kullanılarak yapılmasına karar vereceği hükmü bağlandığından, mahkemece sözkonusu hüküm çerçevesinde tanımanın iptali iddiası ile ilgili olarak davaya konu her iki çocuk yönünden DNA araştırması yaptırılıp, alınacak rapor da gözetilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden; Bölge Adliye Mahkemesi’nin istinaf isteminin esastan reddine dair kararı kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
(Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2019/5511 E, 2021/4230 K, 24.5.2021 T)
Bununla birlikte mahkemece örnek alınmasının sağlanamaması halinde TMK 284/2. maddesinin uygulanma olanağı da mevcuttur.
Taraflar ve üçüncü kişiler, soybağının belirlenmesinde zorunlu olan ve sağlıkları yönünden tehlike yaratmayan araştırma ve incelemelere rıza göstermekle yükümlüdürler. Davalı, hakimin öngördüğü araştırma ve incelemeye rıza göstermezse, hakim, durum ve koşullara göre bundan beklenen sonucu, onun aleyhine doğmuş sayabilir.
(TMK m. 284/2)
Düzenlemeye göre, hakim inceleme için örnek vermeyen taraf aleyhine sonuç doğduğunu kabul edebilir ve diğer tüm kanıtlarla birlikte davanın esası hakkında karar verebilir.
Medeni Kanun uyarınca, baba ile çocuk arasında soybağı üç yolla kurulur:
1. Çocuğun annesi ile evli olma (babalık karinesi)
2. Tanıma (Nüfus daireleri veya mahkeme önünde beyan ya da vasiyetname ile)
3. Mahkeme Kararı (Babalık Davası)
Baba ile çocuk arasındaki soybağı ancak mahkeme kararı ile ortadan kalkabilir. Soybağı, anne ile evli olma yoluyla kurulmuşsa nesebin reddi davası; tanıma yoluyla kurulmuşsa tanımanın iptali davası soy bağını ortadan kaldırır. Bazı hallerde nüfus kaydının düzeltilmesi davası sonucunda da soybağı ortadan kalkar.
Soybağı ve babalık davası nda DNA testi en önemli bilimsel kanıtı oluşturur. Nüfus ve soybağı davaları kamu düzenini ilgilendirdiğinden babalık davasında DNA testine başvurulması zorunludur. Ancak DNA testinin bazı fiziksel nedenlerle sonuç vermemesi halinde diğer delillere göre karar verilir.
Soybağının reddi veya babalık davasında babanın ölmüş olması durumunda mezar açılarak DNA testi için örnek alınması yoluna gidilir.
HMK 292 maddesi uyarınca, soybağı davalarında, sağlık yönünden bir tehlike oluşturmamak şartıyla, herkes vücudundan kan veya doku örneği alınmasına katlanmak zorundadır. Bu zorunluluktan kaçınan kişiden zorla test örneği alınmasına karar verilir. Bu durumda testten kaçınan kişi kolluk marifeti ile yakalanarak Adli Tıp Kurumuna sevk edilir. Bununla birlikte Medeni Kanun düzenlemesi uyarınca mahkeme; test, örnek vermekten kaçınan kişi aleyhine sonuç doğurmuş gibi hüküm kurabilir.
Boşanma sonrası iddet müddeti içerisinde doğan çocuk annenin eski kocasının nüfusuna kaydedilir. Çocukla gerçek baba arasında soybağının kurulabilmesi için öncelikle eski eş ile çocuk arasındaki soybağı ilişkisinin kaldırılması gerekir. Nüfusta baba olarak görünen eski eş veya çocuk adına kayyım soybağının reddi davası açabilir. Bu durumda gerçek babanın soybağının reddi davası açma hakkı yoktur.
Mersin aile hukuku avukatı tavsiye yazı : Nesebin Veya Nüfus Kaydının Düzeltilmesi Davaları Arasındaki Fark
Mersin babalık veya soybağının reddi davası , evlat edinmeye izin, velayet davasında aile hukuku avukatı desteği için Arslanbuğa Avukatlık Ofisi ne ulaşabilirsiniz.
Hukuk büromuz, nüfus davaları konusunda da faaliyet yürütmekte olup, Mersin isim veya soyisim değiştirme davası avukat yardımı, nüfusta yanlış kaydın düzeltilmesi, isim tashihi , yaş düzeltme ve cinsiyet değişikliği davaları hakkında hukuki destek için bizimle iletişim kurabilirsiniz.
Mersin avukat çalışma alanlarımıza buradan ulaşabilirsiniz.