Evlilik sürecinde olmasına karşın olumsuz bir durumla karşı karşıya kalan ve nişanın bozulması sebebiyle maddi tazminat davası nedir? sorusuna yönelik araştırma yapma gereği duyan insanlar mevcuttur.
Bu nedenle ilk olarak maddi ve manevi tazminat ayrımının kavranması gerekir. Manevi tazminatlarda karşı karşıya kalınmış olan hasar, maneviyat ve ruhsal dünyayla alakalı bir zedelenme meydana getirmiştir.
Maddi tazminatlardaysa tazmin edilmesi gereken miktar en fazla yaşanmış olan maddi kayıplara denk olacaktır. Hal böyle olduğundan dolayı nişan bozulduğu zaman maddi tazminat davası açılabilir.
Konu hakkında; nişan bozulduktan sonra hangi hallerde maddi tazminat davası açılabileceği, dava sürecinin nasıl işleyeceği, hangi mahkemeye açılabileceği ve sonuçlanma süresinin ortalama ne olacağı, öğrenilerek dava yoluna gidilmelidir.
İçindekiler
Nişan yapılmadan önce, nişan esnasına ve nişanlı kalma süresi boyunca taraflardan en az bir tanesi maddi olarak karşı tarafa yatırımlar yapıyor olabilir. Ayrıca bir tarafın karşısındaki kişiye vermekte olduklarıyla almış olduklarının arasında yüklü bir miktar fark olabilir.
Bu tür durumlarda toplum tarafından alışılmış olan harcamaların hukuksal açıdan gerekli sayılması ancak alışılmışın dışında ve maddi külfeti fazla olan hediyelerin karşı tarafa iade edilmesi gerekli bulunmuştur.
Nişan bozulduktan sonra verilen hediyelerin teslim edilmemiş olması, bir tarafın mağdur olması ve hukuka dayanarak nişan sonrası geri alım yapmak için dava açması mümkündür. Tamamen maddi verilenleri baz alan bu durum, nişan bozulduktan sonraki maddi tazminat davası olarak adlandırılır.
Davaların kabul edilmesinden ve hakim tarafından karara bağlanmasından hemen öncesinde davanın ilgili olan mahkeme tarafından kabul edilen, geçerli sayılan bir dava olması şarttır.
Bu sebepten ötürü nişan bozulduktan sonra maddi tazminat davasını açtırma koşulları şöyledir:
Durumlarından sonra mecburi olarak maddi tazminat açılır. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, davayı açmış olan kişinin karşı tarafa hediyeleri iade etmiş olması veya iade olmasa dahi yapmış olduğu masrafların daha fazla olmuş olmasıdır.
Böylece dava geçerli kabul edilir ve mahkeme tarafından incelenme süreci başlatılabilecektir.
Nişan bozulduktan ve gereken şartlar uygun olduğu için mahkemeye gidilerek maddi tazminat davası açılması kararı alındıktan sonra hangi mahkemeye başvuru yapılacağı araştırılacaktır.
Böyle durumlarda davayı açacak olan kişinin, nişan yapılmış ve sonrasında bozulmuş olan kişinin veya her ikisinden birinin doğmuş olduğu şehrin aile mahkemesine gidilmesi ve dava başvurusu yapılması gerekir. İki tarafla alakası olmayan ve herhangi bir şehirde bulunan mahkemeye verilen dilekçeler değerlendirmeye alınmayacaktır.
Nişan durumunun sona ermesinin ardından maddi tazminat kararında, süreç hakkında bilgi sahibi olmak önemlidir. İlk olarak mahkemelerin dilekçeler sayesinde değerlendirme yaptığı bilinmelidir.
Avukatlar tarafından hazırlanacak ve usul reddi almayacak olan dava dilekçeleriyle aile mahkemelerine başvuru sağlanır.
E devlet üzerinden veya yine avukatların yapacak olduğu kontrollerden sonra davanın onaylanıp onaylanmadığı kontrol edilir. Onay aşamasından sonra bir inceleme başlatılır ve gerekirse tanıklar da dinlenir. En son yapılacak duruşma sayesinde karara varılacak ve karşı tarafa sebepsiz zenginleşme sağlayan mal varlıklarının alınması sağlanacaktır.
Açılan her davanın incelenme ve sonuçlanmasına ilişkin olan süreler oldukça ayrıdır. Çünkü yaşanılmakta olan şehrin nüfus yoğunluğu, alınan ve verilen hediyelerin miktarında bildirilen tutarların uyuşmaması ve davanın çekişmeli hale gelmesi gibi durumlar söz konusu olabilir.
Bunlardan ötürü de nişan bozulduktan sonra açılan bir tazminat davasında ortalama süre dört ay ile iki yıl arasında değişen bir sürede sonuç verecektir.
Hukuk düzeni içerisinde bir bireye ait olan, bir başka birey tarafından (Aile üyelerinden biri dahi olsa) kullanılamayan birtakım haklar mevcuttur. Bu haklara ‘Kişilere, şahıslara veya bireylere sıkı sıkıya bağlı hak’ ismi uygun bulunmuştur.
Nişanlanmaya yönelik haklar ve nişan bozulduktan sonra açılacak manevi tazminat hakkı da esas açıdan şahıslara sıkı sıkıya bağlı olmalıdır.
Ancak nişan süreci içerisinde ailelerin de olması ve karşı tarafın ailesine verilenlerin alınamaması halinde istisna olarak da olsa aileler de dava açabilirler. Böylece istenirse evlenmek üzere olan ancak vazgeçen çiftlerin, istenirse de ailelerin sebepsiz zenginleşmeyi önlemesi sağlanabilecektir.
Nişan sürecine yönelik her zaman dilimi insanlar için stresli bulunurken bu sürecin bozulmuş olması stres seviyesini artıracaktır.
Böyle zamanlarda karşı tarafın isteyerek ve bilerek almış olduğu hediyeleri iade etmiyor olması daha can sıkıcı bulunacaktır.
Ayrıca kazanılmış olan mal varlıklarının sebepsiz şekilde karşı tarafta durmasının da anlamı yoktur. Bu nedenle nişan bozulması sonrasında iade edilmeyen alışılmış dışı mal varlıkları için mutlaka maddi tazminat açılması ve hakkın aranması önerilir.