Prof. Dr. Rengin ÜNVER

Aydınlatma Türk Milli Komitesi Bşk. Yrd.

Yıldız Teknik Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi

Ülkemizde nüfusu 20.000 den fazla, coğrafi koşulları, ekonomik şartları ve kamu hizmetlerinin durumu uygun olan yerleşim birimleri, idari açıdan il/vilayet olarak adlandırılmaktadır. Günlük yaşamda ise genelde il, vilayet, şehir ya da kent sözcükleri de aynı anlamda kullanılabilmektedir. Büyük ölçekli olan bu birimler, kentler, binaları, ulaşım ağları, alt yapıları, çeşitli fiziksel mekanları, doğal çevreleri, sosyal-kültürel olanakları ve kullanıcıları ile bütün olan ve günde 24 saat yaşayan bir organizma olarak tanımlanabilir (1). Buradaki kullanıcılar sürekli/yerleşik yaşayan insanlar, gezme amaçlı/kısa süreliğine gelen insanlar ile yerleşimdeki bitki ve hayvanlar olarak sıralanabilir.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından da belirtildiği üzere, kentlerde temel amaç sağlıklı, huzurlu, güvenli bir ortam oluşturarak hayatı kolaylaştırmak ve tüm kullanıcıların belli bir kalitede yaşamlarını sürdürmelerini sağlamaktır (2). Aslında bu durum tüm yerleşim büyüklükleri için geçerli olmakla birlikte, çağdaş yaşam koşulları insanları giderek kentlere yöneltmekte, kentler giderek daha da büyümekte, çevreler değişmekte, yeni kentler, yeni çevreler oluşmakta ve ihtiyaçlar çoğalmaktadır.

Çevrenin değişimi kullanıcıları, gereksinimleri değiştirecek ve içinde yaşanan çevre, kentsel özellikler yine değişmek zorunda kalacaktır. Döngüsel bir biçimde sürüp gidecek olan bu değişim sürecinde,

gibi yaşam kalitesinin yükseltilmesine yönelik konulara çok özen gösterilmesi gerçeği yadsınamaz.

KENTTE YAPAY IŞIĞIN ROLÜ NEDİR?

Günümüzde çevre koşullarındaki değişim, kentlerin gündüz olduğu kadar gece de kullanımını zorunlu kılmaktadır. Kent kullanıcılarının, yaşamlarını güvenli ve belli bir kalitede sürdürmeleri, fiziksel mekanları kullanmaları, sosyal – kültürel olanaklardan gereği gibi yararlanmaları gece de sağlanabilmelidir. Çevrenin değişimi ve bu değişime paralel olarak kentteki yaşamın gece boyunca sağlıklı bir biçimde devam etmesi büyük oranda “ yapay ışık ” ile gerçekleşir. Çünkü ışık olmadan, kent kullanıcısı olan insanlar için “çevrenin, kentin yaşanması, kentin algılanması” dolayısıyla olanaklardan yararlanılması imkansızdır.

Işığın kullanıldığı aydınlatılmış ortamlar yeni oluşumları, yeni oluşumlar yeni çevreyi, yeni çevre ise yeni değerleri ortaya çıkarır. Bu nedenle, kentlerin yapay ışıkla aydınlatılması kent-insan-çevre ilişkisinde en önemli konulardan birini oluşturur. Doğru ve uygun aydınlıklar oluşturan yapay aydınlatma düzenleri ile çevrenin algılanması kolaylaşır, iyi görme koşullarının sağlanabildiği kentlerin gece görünümleri de gündüze oranla çok daha ilgi çekici, gizemli ve görkemli olabilir.

Çevre algılama ile ilgili olarak kentlerdeki açık mekanların gece aydınlatılması,

gibi yönlerinden zorunludur. Bir başka anlatımla, yapay ışığın rolü büyük olup özenle kurgulanmalıdır.

Kentlerin gece yaşaması için yapıların içindeki kapalı mekanların dışında kalan tüm açık alanların yapay ışıkla aydınlatılması “ dış aydınlatma ” bilim alanının kapsamı içindedir. Bu bağlamda, kentlerde yapay ışığın kullanıldığı aydınlatma konuları,

olmak üzere iki ana grupta toplanmaktadır.

İşlevsel aydınlatmalar için yapay ışığın rolünün kurgulanmasındaki temel ilkeler, insanların eylemlerini en kısa sürede, en güvenli biçimde yapabilmelerini sağlayacak iyi görme koşullarının oluşturulmasıdır. Burada çevre algılama bakımından, genelde eylem türü aynı olup, belli bir bakış noktası ve doğrultusu vardır . Örneğin, yolda ilerleyen bir araç sürücüsünün belli bir bakış doğrultusu vardır. Sürücü görme alanındaki tüm ayrıntıları rahatça görebilmeli, çevresinde yer alan ya da aniden önüne çıkan engellerden kolayca kaçabilmelidir (4).

Mimari aydınlatmalar için yapay ışığın rolünün oluşturulmasındaki temel ilkeler ise, kullanıcılarda/insanlarda iyi görme koşullarının sağlanması, rahat, emniyetli ve güvenli bir ortam oluşturulmasının yanı sıra etkileyici, çekici, özendirici bir görsel çevre yaratılması olarak sıralanabilir. Bu konularda çevre algılama bakımından birden fazla eylem, birden fazla bakış noktası ve doğrultusu olabilir. Örneğin, bir dikilitaşın çevresinde dolaşanların belli, kesin bir bakış noktası, doğrultusu yoktur ve bu nedenle de birden fazla sayıda görme alanı vardır. Söz konusu olgu, aydınlatma konusuna her farklı bakış doğrultusu için uygun izlenimler yaratılması gereğini ortaya koyar. Burada hedef, aydınlatma konusunu görünür kılacak gerekli teknik özelliklerin yanı sıra; konunun sanatsal, tarihsel, mimari ve estetik niteliklerine, insan doğasına, isteklerine, psikolojisine, sosyal ve kültürel yapısına cevap verebilecek biçimde yapay ışığı kullanarak aydınlatmaktır.

KENTTE YAPAY IŞIĞIN ROLÜ NE OLMALIDIR?

Uluslararası Aydınlatma Komisyonu (CIE, Commission Internationale de L’éclairage) tarafından aydınlatma nesnelere, bunların çevrelerine ya da bir bölgeye, bir kent bölgesine görülebilmeleri için ışık uygulamak ” olarak tanımlanmaktadır (5, 6). Bu tanımdan hareket edildiğinde, aydınlatmanın temel malzemesi Işık’tır ve aydınlatma ışığın uygulanmasıdır. Herhangi bir konunun aydınlatılmasında kullanılacak ışık biçimlendirilerek, amaca uygun bir aydınlık oluşturulmalıdır (7). Özellikle kentsel yaşamın gece de sürdürülebilmesi için yapay ışığın kullanıldığı aydınlatmalar, aydınlatma tekniğinin tüm gereklerini yerine getirebilmeli, tüm kent kullanıcılarının değişik ihtiyaçlarını karşılayabilmelidir.

Yapay ışığın kent aydınlatma konularında kullanımına ilişkin üstendiği rol açısından, günümüzde uyulması gereken CIE, IESNA, ETBK, EİE, TSE, TEDAŞ vb. uluslararası ve ulusal çeşitli kurum ve kuruluşların yayımladığı standartlar, yönetmelikler vb. mevzuat/literatür bulunmaktadır. Bu yayınlarda, aydınlatma konusuna yönelik ölçütler ve ölçütlerle ilgili sağlanması/aşılmaması gereken değerler verilmiştir (8-14). Örneğin ülkemizde, dış aydınlatma konusunda Türk Standartları Enstitüsü’nün TS EN 12464-2: Işık ve Aydınlatma-İş Yerlerinin Aydınlatılması-Bölüm 2: Bina Dışı İş Yerleri standardında, hem işlevsel hem de mimari aydınlatmalarda ışığın rolü konusunda sağlanması gereken ölçütler ve ölçütlere yönelik bilgiler yer almaktadır. Bu konuda, yaya ve araç yollarında ilişkin bir örnek Çizelge 1’ de sunulmuştur.

Her konuda olduğu gibi, aydınlatmada da ölçütlere uygun olarak yapılan tasarımlar her zaman ışığın rolünü gerektiği gibi oynamasını sağlayacaktır. Özetle, kentlerde rolü doğru kurgulanmış yapay ışığın oluşturduğu aydınlıklar sağlanmalıdır.

Çizelge 1. Dış çalışma yerlerindeki alan, eylem ve etkinlikler için sağlanması gereken aydınlatma koşulları (13).(Ēm : yüzeydeki ortalama yatay aydınlık düzeyi lm/m 2 ; Uo: minimum aydınlık düzgünlüğü; R GL : kamaşma oranı üst sınırı; Ra: minimum renksel geriverim indisi)

Alan, eylem ya da etkinlik çeşitleri Ēm Uo R GL Ra Özel gereklilikler
Yalnızca yayalara ait yürüme yolları 5 0,25 50 20
Düşük hızlı araç dolaşım/trafik alanları (max. 10 km/h); örneğin bisiklet, kamyon, ekskavatör 10 0,40 50 20
Normal hızlı araç dolaşım/trafik alanları (max. 40 km/h) 20 0,40 45 20 Tersane ve doklarda GR L<= 50 olabilir.
Yaya geçiş yerleri, araç dönüş, yükleme ve indirme noktaları 50 0,40 50 20
Temizleme ve servis alanları 50 0,25 50 20 Tüm ilgili yüzeylerde

KENTTE YAPAY IŞIĞIN ROLÜ NASIL KURGULANMALIDIR? IŞIK KİRLİLİĞİ NEDİR?

Bilindiği gibi, kent kullanıcıları kentte sürekli yaşayan insanlar, kente gezme amaçlı/kısa süreliğine gelen insanlar ile yerleşimdeki bitki ve hayvanlar olarak üç temel canlı grubunda toplanır. Aydınlatma tekniği açısından doğal ya da yapay ışığın, aydınlattığı tüm canlı türleri üzerinde yol açtığı herhangi bir olumsuz etki “ışık kirliliği” olarak tanımlanır (11). Kentlerdeki dış aydınlatmalarda kullanılan yapay ışığı rolünün gereği gibi kurgulanmaması/tasarlamaması durumunda ışık kirliliği kapsamına giren, kent kullanıcılarında sağlık, verimlilik, ekonomik açıdan maddi ve/ya da manevi açıdan ortaya çıkan olumsuz etkiler,

  1. olarak verilebilir (15, 16).

Kentlerde yapay ışığın yol açtığı yukarıda belirtilen olumsuzlukların giderilmesi, yani ışık kirliliğinin önlenmesi, ancak tekniğine uygun, ilgili mevzuatlarda verilen ölçütleri dikkate alan ve doğru kurgulanmış, tasarlanmış aydınlatma düzenleri ile olanaklıdır. Örneğin Şekil 3 ve 4’te gösterildiği gibi ışığın aydınlatılması gereken alanın dışına taşması, gece göğünü, çevredeki yüzeyleri aydınlatması değişik kent kullanıcıları bakımından pek çok sıkıntıya ve yapay enerjinin boşa gitmesine yol açacaktır.

Daha açık anlatımla bir aydınlatma düzeni tasarımında, yukarıdaki bölümde değinildiği üzere aydınlatma tekniği ölçütlerine ilişkin ulusal ve uluslararası standartlarla/yayınlarla belirlenmiş değerlere uyularak, ışık kirliliği önlenebilir. Çizelge 2’de dış aydınlatma düzenlerinde ışık kirliliği açısından dikkat edilmesi gereken ölçütler ve izin verilen maksimum değerler sunulmuştur. Bu çizelgeden görüleceği üzere, ışık kirliliği açısından dış aydınlatma tasarımlarında ilk adım, aydınlatma konusunun içinde yer aldığı çevre ortamı özelliklerinin belirlenmesidir. Bu adımdan sonra aydınlatılan nesneler, yüzeyler üzerindeki aydınlık düzeyi, ışıklılık vb. ölçütlere ilişkin değerlere uygun çözümler kurgulanmalıdır. Bu bağlamda herhangi bir kent aydınlatma konusu için gerekli olandan daha az aydınlık, yapılan eylemin yapılamaması sonucunu doğururken, gereğinden fazla aydınlık da çok ışıklı yüzeyler ve görünümler yaratarak görsel açıdan konforsuzluğa, verimsizliğe, ışık kirliliğine, enerji kaybına neden olabilir, bitki ve hayvanların yaşam döngüsünün değişmesine de yol açabilir.

Çevre ortamı sınıfı Nesne üzerindeki maksimum düşey aydınlık düzeyi/ Aygıt ışık yeğinliği

Üst yarı uzaya giden ışık oranı Maksimum ortalama ışıklılık
E v; lx I; cd R UL; % L b ; cd/m 2 L s; cd/m 2
Kısıtlama öncesi Kısıtlama sonrası Kısıtlama öncesi Kısıtlama sonrası Yapı

cephesinde

İşaretler

E1 Doğal Alanlar ;

Genellikle karanlık çevre;

Doğal parklar, korunmuş alanlar; karanlık peyzaj

2 0 2500 0 0 0 50
E2 Kent Sınırı; kırsal alan ; Az ışıklı bölgeler;

Sanayi ya da kırsal konut alanları

5 1 7500 500 5 5 400
E3 Kent Çevresi

Orta ışıklı bölgeler;

Sanayi; şehir dışı, banliyö konut bölgesi

10 2 10000 1000 15 10 800
E4 Kent Merkezi;

Yüksek ışıklı bölgeler;

Kent merkezi, ticari ve konut bölgesi

(gece yaşayan kent bölgesi)

25 5 25000 2500 25 25 1 000
Kısıtlamanın yönetmeliklerinin olmaması durumunda, en yüksek değerler aşılmamalı ve en düşük değerler kullanılmalıdır

Ayrıca, kentlerdeki yapı, bina, ilan tabelası vb. yüzey ve nesneleri geceleri aydınlatan yapay ışığın renksel özellikleri doğru belirlenmediğinde, aydınlanan yüzeylerde renk algılama yanılgılarına, yüzeylerin günışığı altındaki gerçek renklerinde algılanmamasına bağlı türlü olumsuzluklar oluşabilmektedir (Şekil 5). Bunun yanı sıra, kentin biri birinden farklı renklerde ışıklarla aydınlatılması, çok değişik renkli yüzeylerin yan yana gelmesine ve bu bağlamda gece görünümünde görsel açıdan renk kirliliği oluşuma yol açabilmektedir.

SON SÖZLER

Kent kullanıcılarının içinde bulundukları ortamda, güvenli, huzurlu, etkin bir biçimde yaşamlarını sürdürmeleri ve ortamı sevmeleri, kent – insan – çevre ilişkisinin sağlıklı bir biçimde kurulabilmesi bakımından sağlanması gereken bir zorunluluktur. Kentlerdeki fiziksel koşullara ilişkin konu ve sorunlar, genelde, su, hava, çöp, gürültü, görüntü kirliliği olarak ele alınmaktadır. Ancak, fiziksel çevrenin algılanmasında en büyük paya sahip, görsel algılamayı olanaklı kılan ışık ve ışığın oluşturduğu aydınlık da, kent – insan – çevre ilişkisi bağlamında, bir çevre konusudur . Kent kullanıcıları ışık olmadan, geceleri, fizyolojik açıdan yaşayabilirler ama çevre algılama gerçekleşmediği için, etkinliklerini sürdürmeleri hemen hemen olanaksızdır. Aydınlığı elde etmek için kullanılan ışık kaynaklarının (lamba ve aygıtlar) nitelikleri, yerleştirilme düzenleri ve dış görünümleri ile fiziksel çevrenin ayrılmaz bir parçası olduğu unutulmamalıdır.

Yapay ışığın kullanıldığı, standartlara uygun kent aydınlatmalarının yapılabilmesinin temelde “ aydınlatma eğitimi almış tasarımcılar ” ile olanaklı olduğu da yadsınamaz bir gerçektir. Öte yandan, kentle ilgili olan her konuda olduğu gibi yerleşimlerin gereği gibi aydınlatılması da belli bir düzeni içeren aydınlatma planlamalarının yapılması ile olanaklıdır. Bir başka deyişle her yerleşimin, her kentin kendi özellikleri doğrultusunda kurgulanmış “bütüncül bir aydınlatma master planı” na gereksinimi vardır. Bugün için yurt dışında, Fransa Lyon, İngiltere-Londra, Hollanda-Amsterdam gibi yerleşimlerde bu tür planlamalara rastlanabilmektedir. Ancak, ülkemizde henüz aydınlatma master planı yapılmış ve yürürlüğe girmiş yerleşim bulunmamaktadır. Kent Aydınlatma Master Planı olmadığı koşullarda, bireysel ölçekte ve rastgele yapılan aydınlatmalar kent kullanıcıları, kentin değerlerinin görünür kılınması, enerji kullanımı vb. açılardan ışık ve renk kirliliğine varan çeşitli olumsuzluklara yol açacaktır. Ayrıca, yapay ışığın kendisine verilen rolü yetkin bir biçimde oynayabilmesi, aydınlatma tasarımlarının ilk uygulama sırasında yerinde kontrol edilmesi ve sistemin belli aralıklarla bakımının yapılması na bağlıdır .

Sonuç olarak, kentlerde günışığının hiç olmadığı ya da yetersiz olduğu durumlarda yararlanmak zorunda olduğumuz yapay ışıklar ve yapay aydınlatma sistemleri kentin insanından, bitkisinden hayvanına kadar her türlü kullanıcısına hizmet etmelidir. Bireysel ölçekte ve rastgele yapılan aydınlatmalar kent kullanıcıları, kentin değerlerinin görünür kılınması, enerji kullanımı vb. açılardan ışık ve renk kirliliğine varan çeşitli rahatsızlıklara yol açabilecektir.

Uluslararası Mimarlar Birliği (UIA) 2020 yılının mottosunu “daha iyi bir kentsel geleceğe doğru” olarak belirtmiş ve UIA Başkanı Thomas Vonier temayı “ kentsel tasarım ve mimari, daha iyi bir yaşam kalitesinin anahtarıdır ” cümlesi ile ifade etmiştir. Bu nedenle, sağlıklı kentlerde tüm canlılar için daha iyi bir yaşam kalitesi sağlanmalıdır . Bir başka anlatımla, bireysel ölçekten dünya ölçeğine kadar, değişik olumsuzluklara neden olabilen aydınlatma düzenlerinin tasarımı ve planlamaları da titizlikle yapılmalı, uygulamaları denetlenmeli, bakımları düzenli olarak gerçekleştirilmeli ve ülkemizde de konuya ilişkin yönetmelikler en kısa zamanda oluşturulmalıdı r.

Kaynaklar

  1. Ünver, R., “Kentler, Işık ve Enerji Verimliliği”, 10. Ulusal Aydınlatma Kongresi-ATMK , ISBN: 978-975-561-459-5, 33-36, 16-18 Nisan 2015.
  2. ÇŞB, http://yalova.csb.gov.tr/ , erişim 27 02 2021.
  3. Ünver, R., Arşivi.
  4. Ünver, R., Dış Aydınlatma İçinde Kent Aydınlatmanın Yeri, YEM-Şehirlerin Aydınlatılması Sempozyumu, 1-17, 23 Ocak 1992, İstanbul.
  5. CIE, “International Lighting Vocabulary”, http://eilv.cie.co.at , erişim 27 02 2021.
  6. Sirel, Ş., “Aydınlatma Sözlüğü”, http://www.yfu.com/aydinlatmasozlugu.aspx , erişim 27 02 2021.
  7. Ünver, R., Sürdürebilir İstanbul Kentsel Tasarım Rehberi, 3.2 Aydınlatma, ISBN 978-605-9607-07-3 (2c), İBB, 186-226, 2017, İstanbul.
  8. CIE, Guide for Floodlighting, Publication No. 094-1993, Vienna.
  9. CIE, Guide to the Lighting of Urban Areas. No. 136-2000, Vienna.
  10. CIE, Guide On The Limitation Of The Effects Of Obstrusive Light From Outdoor Lighting İnstallations, No. 150:2017, CIE Vienna.
  11. IESNA, Lighting for Exterior Environments. Publication No. RP-33-14, 2014.
  12. ETKB, Genel Aydınlatma Yönetmeliği, 2013.
  13. TSE, Işık ve Aydınlatma-İş Yerlerinin Aydınlatılması-Bölüm 2: Bina Dışı İş Yerleri, TS EN 12464-2: 2014.
  14. TEDAŞ, LED’Lİ Yol Aydınlatma Tasarımına İlişkin Usul Ve Esaslar, 2019.
  15. IDA, https://www.darksky.org/; erişim 27 02 2021.
  16. Ünver, R., Işık Kirliliği, Elektrokent – Perpa, Sayı. 80, 138-140, Ocak-Şubat 2