Safsatalara devam ediyoruz. Önceki yazılarda bahsettiğim ve sonraki bazı yazılarımda da bahsetmeye devam edeceğim safsataların bazı ortak özellikleri var. Birincisi, duran saatin günde iki kere doğru vakti göstermesi gibi, bu safsataların içeriklerinin de sadece bazı özel durumlarda doğru olması. O yüzden de doğru oldukları durumları iyice abartarak gözümüze sokan anlatıların manipülatif etkilerine karşı dikkatli olmak gerekir. İkincisi, bu safsataların temelde kişinin çıkarları için değil, toplumun çıkarları (toplumun kişiden beklentilerini karşılayabilmesi) için tasarlanmış olması. Yani bizi çarkın dişlisi olarak “yerimize” uymaya ve sorunsuz çalışmaya zorlaması. Üçüncüsü, bu safsataların bizi etkin, derinlikli ve bilinçli düşünmekten uzak tutması.
Bu yazıdaki safsata sonuç odaklı olmak. Ortak özellikler açısından düşünelim: Evet, zaman zaman daha sonuç odaklı olmamız iyi olur. Ama o durumlarda bile sonuç odaklılık ne demek iyi düşünmek gerekir. Mesela süreç odaklı olmayı seçersek ve gereğince bilinçli bir yaklaşımı benimsersek zaten “sonuç”ları özel olarak dert etmemize gerek kalmaz; süreci çalışırken gerekli eylemleri keşfeder ve yaparız. Evet, sonuç odaklılık bize çoğunlukla işyerlerimiz ve başkaca bizden beklentisi olan küçüklü büyüklü üst kurumlar tarafından dayatılır. Evet, sonuç odaklılık bizi, düşünme ve yaşam biçimimizi basitleştiren bir kalıba sokar.
Peki sonuç odaklılık niye bir safsata? Çünkü sonuç diye bir şey yok. Aslında başlangıç bile yok. Yaşamımızın ilk nefesinden son nefesine kadar çok sayıda süreklilikler içindeyiz. İlk nefesimizi alışımızdan itibaren, devam eden çeşitli süreçlerin içine doğuyoruz. Öldüğümüzde de etkilerimiz ve geride bıraktıklarımız üzerinden devam eden süreçler içinde oluyoruz. İnsanların büyük çoğunluğunun inancına göre ölüm sonrasında da varlığımız bir şekilde devam ediyor. Yani sonuç etiketiyle öne çıkardığımız herhangi bir şey, aslında devam eden süreçlerle çok yakından ilintili.
Üstelik sonuç odaklılık zorlantısından kurtularak ilgili hedefe baktığımızda, onu gerçekleştirmenin yolunun süreçsel bir yaklaşım sergilemek olduğunu görürüz.
Sonuçları yaratabileceğimizle ilgili bilinçli ya da bilinçsiz bir zorlantı oluşturur. Kendi kendimize tanrıcılık oynarız; kendimizi küçük bir tanrı yerine koyarız. Kendimizin putunu yapıp ona tutunuruz. Bunu bazıları narsist ve mükemmeliyetçi bir başarı yaklaşımıyla seve seve yapar. Bazıları ise bunun kendisine uygun olmadığını bilir, bu kalıba girmek istemez ama toplum tarafından buraya itilir. Sonra tabii ki geleceği ve sonuçları kontrol etmemiz gerçek anlamda mümkün olmadığı için, eninde sonunda başarısız bir tanrıcık durumuna düşeriz ve yaptığımız o putla, kendi kafamıza vurup dururuz.
Gelecek kaygısı, stresin sorunlu bir şekilde büyümesi, kaygı durum bozuklukları gibi konuların pek çoğu, sonuç odaklılığın çeşitli derecelerde kangrenleşmiş, kanserleşmiş halleridir.
Sonuçları az umursamakla tehlikeden kurtulamayız; başka bir batağa saplanma riskinden bahsedeyim. Mesela eğitimlerle ilgili sonuç odaklılığı düşünelim: Önemli bir ders var, mesleğinizin temel taşlarından birini oluşturuyor. O dersi sindire sindire öğrenmeniz, yaşamınızda bir yetkinlik haline getirmeniz çok önemli. Süreç olarak yaşamanız gereken, içinize sindirmeniz gereken bir yetkinlikler seti var. “Mesleki bilinç, meslekte ustalaşmak falan elle tutulur şeyler değil ki bunlar! Oysa bir de sınav var. Ah ne güzel, elimle tutabileceğim bir sonuç işte! Bak notu var sınavın, ‘başarılı’ olabileceğim bir ‘sonuç’ var burada.” diyenlerin elde ettiği sonuçlar ortada; hikâyenin gerisi tanıdık zaten sanırım, ne dersiniz?
Sonuç odaklı yönünüze sıkı sıkıya sarıldınız belki şimdiye kadar; hayatınızın özü gibi gördünüz. Ama ne kadar sıkı sarılırsanız zararları da o kadar fazla olur yaşamınızda. Açık bir bakışla yaşamınıza bakın. Peki bu halimi sağlıklı bir “süreç” ile nasıl daha istediğim gibi bir dinamiğe dönüştürebilirim diye soruyorsanız, Çevik Yaşam yaklaşımımda kullanabileceğiniz yöntemleri bulabilirsiniz.
Bu hafta “Çevik Yaşama Giriş” isimli kitabım da çıktı. Kitapla ilgili videoma göz atmak isterseniz burayı tıklayabilirsiniz, hazır oraya gitmişken “ Çevik Yaşam Rehberi ” video serisini de izleyebilirsiniz.