UYUŞTURUCU SUÇLARI

UYUŞTURUCU VEYA UYARICI MADDE İMAL VE TICARETI

&

KULLANMAK IÇIN UYUŞTURUCU VEYA UYARICI MADDE SATIN ALMAK, KABUL ETMEK VEYA BULUNDURMAK YA DA UYUŞTURUCU VEYA UYARICI MADDE KULLANMAK

Adı geçen suç tipleri Türk Ceza Kanunu’nun farklı maddelerinde ele alınmış ve sonuçları bakımından farklı düzenlemeye tabi tutulmuştur. Ancak bu suçların nitelikleri ve ayrımına geçmeden önce uyuşturucu ve uyarıcı madde kavramı üzerinde durmakta fayda görmekteyiz.

Eski TCK’da yalnızca “uyuşturucu madde” olarak yer alan kavram, TCK’da “uyuşturucu ve uyarıcı madde” olarak yer bulmuştur. Türk Ceza Kanunlarında uyuşturucu ve uyarıcı madde tanımı yapılmamıştır. Ancak Dünya Sağlık Örgütü “Bitkisel kökenli veya sentetik olup, fiziksel veya ruhsal, bağımlılığa yol açan ve tutku yaratan bütün maddeler uyuşturucu madde sayılır.” Şeklinde bir tanımlama yapmıştır [1] .

Uyuşturucu ve uyarıcı maddeler tıp literatüründe “psikoaktif madde” olarak adlandırılır ve depresanlar, uyarıcılar ve halüsinojenler olarak 3 ana başlık altında incelenir. Her bir başlık kendi içinde doğal ve sentetik olanlar olmak üzere ikiye ayrılır.

DEPRESANLAR

UYARICILAR

HALÜSİNOJENLER

DOĞAL

-Afyon

-Kokain bitkisi

-Kokain

-Esrar

-Meskalin

SENTETİK

-Barbitüratlar

-Trankilizan

-Sedatifler

-Analjezikler

-Katinon türevleri

-Amfetamin türevleri

-Metamfetaminler

(ecstasy, captagon vs.)

-LSD’ler

-Sentetik kannabinoid

(bonzai vs.)

Tablo-1 [2]

Önemle belirtmek gerekir ki, sentetiklerin kimyasal yapısı sürekli olarak değiştirilmekte ve yeni uyuşturucular imal edilmektedir. “ Kolluk görevlilerince uyuşturucu maddelere eklenen ara kimyasalların tespiti ile bunlara sınırlandırma getirilmesi, failleri yeni ikame kimyasallara yöneltmektedir. Katkı maddelerinin değişmesi elde edilen uyuşturucu maddenin kimyasal yapısını da değiştirmekte ve ortaya yeni bir uyuşturucu madde çıkmaktadır. Her yeni maddeye ilişkin laboratuvar tetkikleri yapılması ve sonuçlarının ortaya konması, bu maddelerin Bakanlar Kurulunca uyuşturucu maddeler listesine eklenmesi ve böylece suç olarak kabulü zaman almaktadır. Bu durum aynı zamanda bu gibi maddelerin kişisel kullanım sınırlarının tespit ve tayini ile şüphelilere yöneltilecek suçun niteliğini de doğrudan etkilemektedir. Bu sebeple üretilen ve ele geçen her yeni maddeye karşı duyarlı olunmalı ve bu maddelerin ticaretine karşı derhal yasal reaksiyon gösterilmelidir .” [3]

A.Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde İmal ve Ticareti Suçu

Türk Ceza Kanunu’nun “Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti” başlıklı 188. Maddesişu şekildedir: “(1) Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak imal, ithal veya ihraç eden kişi, yirmi yıldan otuz yıla kadar hapis ve ikibin günden yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.

(2) Uyuşturucu veya uyarıcı madde ihracı fiilinin diğer ülke açısından ithal olarak nitelendirilmesi dolayısıyla bu ülkede yapılan yargılama sonucunda hükmolunan cezanın infaz edilen kısmı, Türkiye’de uyuşturucu veya uyarıcı madde ihracı dolayısıyla yapılacak yargılama sonucunda hükmolunan cezadan mahsup edilir.

(3) Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satan, satışa arz eden, başkalarına veren, sevk eden, nakleden, depolayan, satın alan, kabul eden, bulunduran kişi, on yıldan az olmamak üzere hapis ve bin günden yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. (Ek cümle: 18/6/2014 – 6545/66 md.) Ancak, uyuşturucu veya uyarıcı madde verilen veya satılan kişinin çocuk olması hâlinde, veren veya satan kişiye verilecek hapis cezası on beş yıldan az olamaz.

(4) (Değişik: 27/3/2015-6638/11 md.) a) Yukarıdaki fıkralarda belirtilen uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin eroin, kokain, morfin, sentetik kannabinoid ve türevleri veya bazmorfin olması, b) Üçüncü fıkradaki fiillerin; okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi tedavi, eğitim, askerî ve sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve tesisler ile bunların varsa çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırlarına iki yüz metreden yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde işlenmesi,  hâlinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.

(5) (Değişik: 18/6/2014 – 6545/66 md.) Yukarıdaki fıkralarda gösterilen suçların, üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında, suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde, verilecek ceza bir kat artırılır.

(6) Üretimi resmi makamların iznine veya satışı yetkili tabip tarafından düzenlenen reçeteye bağlı olan ve uyuşturucu veya uyarıcı madde etkisi doğuran her türlü madde açısından da yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanır. (Ek cümle: 29/6/2005 – 5377/22 md.) Ancak, verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir.

(7) Uyuşturucu veya uyarıcı etki doğurmamakla birlikte, uyuşturucu veya uyarıcı madde üretiminde kullanılan ve ithal veya imali resmi makamların iznine bağlı olan maddeyi ülkeye ithal eden, imal eden, satan, satın alan, sevk eden, nakleden, depolayan veya ihraç eden kişi, sekiz yıldan az olmamak üzere hapis ve bin günden yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.

(8) Bu maddede tanımlanan suçların tabip, diş tabibi, eczacı, kimyager, veteriner, sağlık memuru, laborant, ebe, hemşire, diş teknisyeni, hastabakıcı, sağlık hizmeti veren, kimyacılıkla veya ecza ticareti ile iştigal eden kişi tarafından işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.”

B. Kullanmak için Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Satın Almak, Kabul Etmek veya Bulundurmak ya da Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Kullanmak Suçu

Türk Ceza Kanunu’nun “Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak” başlıklı 191. Maddesi şu şekildedir: “(1) Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın, beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir. Cumhuriyet savcısı, bu durumda şüpheliyi, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği takdirde kendisi bakımından ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyarır.

(3) Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır. Bu süre Cumhuriyet savcısının kararı ile üçer aylık sürelerle en fazla bir yıl daha uzatılabilir. Hakkında denetimli serbestlik tedbiri verilen kişi, gerek görülmesi hâlinde denetimli serbestlik süresi içinde tedaviye tabi tutulabilir.

(4) Kişinin, erteleme süresi zarfında; a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması, c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, hâlinde, hakkında kamu davası açılır.

(5) Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz.

(6) Dördüncü fıkraya göre kamu davasının açılmasından sonra, birinci fıkrada tanımlanan suçun tekrar işlendiği iddiasıyla açılan soruşturmalarda ikinci fıkra uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilemez.

(7) Şüpheli erteleme süresi zarfında dördüncü fıkrada belirtilen yükümlülüklere aykırı davranmadığı ve yasakları ihlal etmediği takdirde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir.

(8) Bu Kanunun; a) 188 inci maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti, b) 190 ıncı maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma, suçundan dolayı yapılan kovuşturma evresinde, suçun münhasıran bu madde kapsamına girdiğinin anlaşılması hâlinde, sanık hakkında bu madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.

(9) Bu maddede aksine düzenleme bulunmayan hâllerde, Ceza Muhakemesi Kanununun kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin 171 inci maddesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 231 inci maddesi hükümleri uygulanır.

(10) (Ek: 27/3/2015-6638/12 md.) Birinci fıkradaki fiillerin; okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi tedavi, eğitim, askerî ve sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve tesisler ile bunların varsa çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırlarına iki yüz metreden yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.”

C. Suç Tiplerinin Ortak ve Benzer Yanları

Her iki suç tipi de Türk Ceza Kanunu’nun “Topluma Karşı Suçlar” başlıklı 3. Kısmında “Kamunun Sağlığına Karşı Suçlar” başlığı altında düzenlenmiştir. Zira uyuşturucu ve uyarıcı madde ticaretinin de kullanımının da toplumun sağlığını olumsuz yönde etkilediği kabulü vardır.

Kanun, her iki suç tipi bakımından da seçimlik hareketleri saymıştır. TCK m. 188’de düzenlenen suç bakımından seçimlik hareketler; satmak, satışa arz etmek, başkalarına vermek, sevk etmek, nakletmek, depolamak, satın almak, kabul etmek ve bulundurmaktır. Tüm bu seçimlik hareketler suçun maddi unsurunu oluşturmaktadır. TCK m. 191 bakımından ise seçimlik hareketler; satın almak, kabul etmek ve bulundurmaktır. Bu üç seçimlik hareket her iki suç bakımından da geçerli olup ayrımının yapılması için seçimlik harektlerin altında yatan amaca bakılmalıdır. Madde 191 anlamında fail, uyuşturucu ve uyarıcı maddeyi şahsi kullanım için satın almakta, kabul etmekte veya bulundurmaktadır.

Her iki suç da ancak ve ancak kast ile işlenebilir. Kast, Türk Ceza Kanunu’nun 21. Maddesinde şu şekilde tanımlanmıştır. “ Suçun oluşması kastın varlığına bağlıdır. Kast, suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir .”

D. Suçun Tespiti Bakımından Dikkat Edilecek Kriterler ve Miktarın Önemi

Failin suçunun kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde bulundurmak suçunu mu yoksa uyuşturucu madde ticareti suçunu mu oluşturduğunun tespiti bakımından önemli olan bulundurmanın amacıdır. Ancak bunun  tespiti her zaman çok kolay olmamaktadır. Bu nedenle, bulundurma amacının tespiti bakımından irdelenmesi gereken bazı kriterler vardır. Bu kriterler Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 06.03.2012 tarih, 387-75 sayılı ve 15.06.2004 tarih, 107-136 sayılı kararlarında ortaya konulmuştur.

Bunlardan ilki; failin bulundurduğu uyuşturucu maddeyi başkasına satma, devir veya tedarik etmek hususunda herhangi bir davranış içine girdiğinin tespit edilememesidir.

İkinci kriter, bulundurulan yer ve bulunduruluş biçimidir; kişisel kullanım için uyuşturucu madde bulunduran kimse, bunu her zaman kolaylıkla erişebileceği bir yerde, örneğin genellikle evinde veya işyerinde bulundurmaktadır. Uyuşturucunun çok sayıda özenli olarak hazırlanmış küçük paketçikler halinde olması, her paketçiğin içine hassas biçimde yapılan tartım sonucu aynı miktarda uyuşturucu madde konulmuş olması, uyuşturucu maddenin ele geçirildiği yerde veya yakınında, hassas terazi ve paketlemede kullanılan ambalaj malzemelerinin bulunması, kullanım dışında bir amaçla bulundurulduğu hususunda önemli bir belirtidir.

Üçüncü kriter de, bulundurulan miktardır. Kişisel kullanım için kabul edilebilecek miktar, kişinin fiziksel ve ruhsal yapısıyla uyuşturucu veya uyarıcı maddenin niteliğine, cinsine ve kalitesine göre değişiklik göstermekle birlikte, Adli Tıp Kurumunun mütalaalarında esrar kullananların her defasında 1-1,5 gram olmak üzere günde üç kez esrar tüketebildikleri bildirilmektedir. Esrar kullanma alışkanlığı olanların bunları gözönüne alarak, birkaç aylık ihtiyaçlarını karşılayacak miktarda esrar maddesini ihtiyaten yanlarında veya ulaşabilecekleri bir yerde bulundurabildikleri de adli dosyalara yansıyan bilinen bir husustur. Buna göre, esrar kullanan faillerin olağan sayılan bu süre içinde kişisel olarak kullanıp tüketebilecekleri miktarın üzerinde esrar maddesi bulundurmaları halinde, bulundurmanın kişisel kullanım amacına yönelik olmadığı kabul edilmelidir.”

Benzer şekilde Yargıtay 20. CD’nin 06/12/2017 tarih ve 2017/4166 E- 2017/6864 K. sayılı kararında da bu husus ayrıntılı şekilde izah edilmiştir:

Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma ya da kullanma dışında bir amaçla uyuşturucu veya uyarıcı madde (temin veya ticareti yapma) bulundurma suçlarının oluşumunda, madde miktarının kural olarak bir önemi yoktur. 0,1 gr uyuşturucu/uyarıcı madde, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturabileceği gibi ticari amaçla bulundurma suçunu da oluşturabilir. Kısaca madde miktarı bulundurma amacının belirlenmesinde yardımcı olabilir; ancak tek bir ölçüt olamaz. Uyuşturucu veya uyarıcı maddenin kişisel kullanıma yetecek miktarda olması halinde başkaca delil yoksa amacın kullanmak için bulundurma olduğu kabul edilebilirse de maddi gerçeğin ortaya çıkarılması amacına yönelik olarak miktar ölçütü dışında somut olayın özelliklerine göre de değerlendirme yapılmalıdır.

Bu değerlendirmede miktar dışında;

a) Sanığın hareketleri (müşteri arama, pazarlık yapma, numune gösterme ve benzeri)

b) Uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin ele geçiriliş ve bulundurma şekli ile çeşitlilik, (çok sayıda küçük miktarlı poşetçikler, madde bulaşıklı hassas terazi; esrar, eroin, kokain, MDMA, sentetik kannabinoid gibi maddelerin bir arada bulundurulması)

c) Uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin bulunduğu yer, zaman ve belirlenecek zaman dilimi içinde sanık tarafından kullanılabilecek madde miktarı,

d) Sanığın uyuşturucu madde kullanıp kullanmadığı,

e) Sanığın sosyal ve ekonomik durumu, geçimini ne ile sağladığı, geliri gibi olgular da değerlendirilmelidir .” Denilmektedir.

Görüleceği üzere, suçun tespiti bakımından incelenen kriterler ve bu anlamda soruşturma süresince toplanacak deliller oldukça büyük önem arz etmektedir. Şayet, failin suç konusu uyuşturucuyu satma, devir veya tedarik için herhangi bir girişimi olmamış, bulundurduğu yerde paketleme için kullanılacak herhangi bir terazi ve paketçikler bulunamamış, yalnızva kullanıma yönelik az miktarda ve çeşitte uyuşturucu madde ele geçirilmişse ve yapılacak idrar ve kan testinde failin uyuşturucu kullandığı anlaşıldıysa yalnızca uyuşturucu ve uyarıcı madde kullanmak suçunu oluşturduğu söylenebilir.

Ancak, satış için pazarlık esnasında, maddenin el değiştirdiği, para alış-verişi yapıldığı sırada suç üstü yakalanılması, failin üzerinden hepsi eşit miktarda tartılmış küçük paketçikler halinde birden fazla çeşit ve yüklü miktarda uyuşturucu madde elde edilmesi, failin üzerinden yaptığı iş ve ekonomik durumu göz önüne alındığında yüklü miktarda nakit para ele geçirildiğinde bu suçun uyuşturucu ve uyarıcı madde ticaretini oluşturacağı söylenebilir.

Fakat belirtmekte fayda görmekteyiz ki, her olay kendine özgü koşulları taşımakta olup mevcut duruma göre bir değerlendirme yapmak en doğrusu olacaktır. Kaldı ki, her bir uyuşturucu ve uyarıcı madde bakımından bir seferlik kullanım miktarı farklılık gösterdiğinden, yakalanan maddenin miktarı kullanım ve ticaret bakımından her bir maddede farklılık gösterecektir. Bu nedenle, net bir şekilde, belirlenecek bir tutarın üzerinin ticaret suçunu oluşturacağını söylemek mümkün değildir.

Kısacası, bu gibi bir durumla karşılaştığınızda, birçok farklı kriterin bir arada değerlendirilerek bir inceleme ve irdeleme yapılması gerektiğinden, işin uzmanı bir avukattan hukuki yardım almanız haklarınız korunması bakımından en doğrusu olacaktır.

[1] GÜNGÖR Şener, KINACI Ali, Uyuşturucu ve Psikotrop Maddelerle İlgili Suçlar, Ankara, 2001, syf. 70-71

[2] MEYDAN Uğur, Uyuşturucu Madde Ticareti Suçunda Madde Miktarının Önemi, TAAD,Yıl:10, Sayı:37, Syf. 323

[3] MEYDAN, syf. 350