Eşlerin evlilik birlikteliğini sonlandırması sonrası velayet davası nedir? sorusu akılları karıştırabilir. Günümüzde eşler arasında boşanmalar çok sık görülmekte olduğu için erginliğe ulaşmamış on sekiz yaşın altındaki çocuklu evliliklerin karşılıklı olarak anlaşılamaz hale gelmesi sonucu sonlandırılması sırasında çiftlerin birbirine açtıkları boşanma davalarında velayet davası nedir sorusunu karşımıza çıkarabilir.
Çiftlerin birlikte yaşamları sona erdirilmiş boşanma işlemi gerçekleştirilmiş ise karşılıklı olarak çocuklar veya çocuk için velayet davası açılabilir. Ya da böyle velayet davası ile çekişmeli mahkemelere gidilmek yerine anlaşmalı boşanma yapılarak her şey karşılıklı olarak kararlaştırılarak sonuçlandırılabilir.
İçindekiler
Eşlerin evliliği devam ettiği sürece aile ebeveynleri olan anne ve baba velayeti birlikte sürdürürler. Ortak hayatın sürdürülebilirliği son bulmuş ise ya da eşler arasında mahkeme yolu ile boşanma işlemi gerçekleştirilmiş ise hâkim çocuk veya çocukların velayetini anneye ya da babaya verebilir.
Velayet kararına aile mahkemesinde boşanma davası ile ilgilenen hâkimin kararından sonra velayet alamayan taraf tarafından itiraz edilebilir. Velayeti alan eşe diğer eş tarafından velayet davası açılarak sürdürülebilir. Velayet, anne veya babadan herhangi birinin vefatı halinde sağ kalan kişiye verilir. Boşanma davalarında ise çocuğun velayeti hangi tarafa verilmiş ise o tarafa aitti.
Boşanma davalarının sonuca ulaşmasının ardından çocuk, çocuklar anneye ya da babaya verilir. Velayeti üzerine alan taraf çocuğa bakmakla yükümlüdür. Ama hiçbir ebeveyn evlatlarından ayrı yaşamak istemez. Bu durumda çocuğunun ya da çocukların velayetini üzerine alabilmek için velayetin değiştirilmesi adına aile mahkemelerine başvuruda bulunarak velayet davası açabilirler.
Haklı sebeplerin olması halinde çocuğa daha iyi bir yaşam sunabileceğini belirterek talep aile mahkemesine iletilebilir. Velayet davası açan taraf haklı koşulları ile birlikte ekonomik yaşam durumunu aile mahkemesine bildirmek zorundadır. Davayı açan kişi aile mahkemesine bu durumları belirten bir dilekçe ile başvuru yapabilir. Bu dilekçenin adına velayet davası dilekçesi adı verilir.
Mahkemeye sunulan velayet davası dilekçesi içeriğinde dava açan kişinin isim, soy isim, adres ve var ise avukatının bilgileri ile birlikte dava açacağı kişinin aynı şekilde isim, soy isim ve adres bilgileri ile beraber velayet istemesinin hangi nedenlere dayandığı, bu nedenlere ait deliller ve ispatlarla birlikte mahkemeye sunulması gereklidir.
Velayet davaları eşlerin boşanma davalarının sonuçlanmasının hemen ardından açılamaz. Boşanma davası sonuçlandıktan bir yıl sonra açılmasına izin verilmiştir. Bu geçen süre içerisinde çocuğun ekonomik durumu, okuduğu okulu ve yaşanan psikolojik durumların mahkemeye sunularak karar değişikliğine velayetin davayı açan kişinin kendisine verilmesini talep etmesinde kararın değiştirilmesi sağlanabilir.
Boşanma davası sırasında anne ve babanın sosyal statü, ekonomik durum, ev ve aile ortamı, eşlerin sağlık ve adli durumları incelenerek hâkim tarafından belirlenmektedir. Çocuğa hangi tarafın daha iyi bir yaşam koşulları sağlayabileceği mahkemede incelenerek hâkim tarafından karar verilmektedir. Hâkim dava sırasında gerekli gördüğü taktirde çocuğu da dinleyerek bu karara ulaşabilir.
Velayet davalarında çocuğun yaşı göz önünde bulundurularak görüşlerine başvurulabilir. Çocuğun yaşı küçük ise, çocuğu olumsuz yönde etkilemesinden korkulduğu için çocuk mahkeme salonuna getirilmez. Çocuğun yaşı uygun değil ise pedagog eşliğinde çocuk ile konuşularak düşünceleri ortaya çıkartılabilir. Eğer çocuk hâlâ anne bakımına muhtaç bir yaşta ise hiç bir şekilde görüşü alınmadan direk olarak anneye velayet verilir.
Boşanma davası sırasında velayetin ilk olarak babaya verilmesi ve sonrasında anne tarafından velayet davası açılarak karar değişikliğine sebep olunması çocuğun yaşam statüsünü değiştirebileceği için olumsuz ya da olumlu yönde etkiler oluşturabilir. Bu durum çocuğun yaşına bağlı olarak değişiklik gösterir. Anne ya da baba yanında yaşamını sürdürürken birden bire sosyal çevre ve ekonomik koşulların olumlu ya da olumsuz değişiklik göstermesi çocuk üzerinde büyük etkilere neden olabilir.
Velayet kararının değiştirilmesi davası, boşanma davası sırasında velayetin anne ya da babaya verilmesinin ardından açılan velayeti alan kişinin sosyal ve ekonomik yönden değişikliğe uğraması, velayeti alan tarafın hakkını gerektiği gibi yerine getirememesi, çocuğun menfaatlerinin tersi yönde ilerlemesi durumlarında değiştirilebilir.
Velayetin değiştirilebilmesi için velayeti alan tarafın yerine getirmesi gereken yükümlülüklerini aksatması ya da farklı olumsuz bir olayın gerçekleşmiş olması gereklidir. Velayetin kaldırılması durumuna etki eden bu olayların ya da velayet sahibi tarafın görevini yerine getiremiyor olması şartı velayetin kaldırılması davasında görülmesi gereklidir.
Çocuğa olumsuz yönde etki eden durumların gerçekleşmesi halinde hâkim belirli koşullar durumunda velayetin kaldırılmasına karar verir. Bu koşulların bazıları ise şu şekildedir;
Velayet davalarında çok sık görülmese de anne ve baba karşılıklı anlaşarak uzlaşma yolunu tercih edebilirler. Hafta için bir tarafta hafta sonu diğer tarafta kalabilir şeklinde ya da buna benzer bir süre belirlenerek karşılıklı anlaşma ile boşanma davası sırasında bu anlaşma hakime sunulur. Hakim anlaşmalı boşanma davalarında genellikle eşlerin birbirlerine rıza göstermelerini dikkate alır.
Tüm dava ve sorularınız için Bizimle İletişime Geçin!
Velayet davaları tarafların sosyal, ekonomik ve çocuğa sunabileceği hayat göz önünde bulundurularak hakim kararı ile sonu bağlanır.
Boşanma ve velayet davalarında anne ve babaların karşılaşabilecekleri soruları maddeler halinde şu şekilde açıklayabiliriz.