Bugünkü Hürriyet Pazar’da karşıma çıktı yine Alexandre Gueniot .
Hani şu
özgeçmişini
müzikli animasyon ile yapan Fransız. Bir milyon kişinin sitesine girip özgeçmişini kendi ağzından söylediği şarkı ile dinleyip, flash animasyonu izlediği, 200 firmanın iş teklifi yaptığı Alexandre.
Daha önce Yaratıcı CV (bölüm:
1
ve
2
) yazılarımızla özgeçmiş yazma konusunu irdelemeye başlamıştık. Sevgili
Murat Kaya
da Yaratıcı CV (
bölüm: 2
) yazımıza yorum olarak Leonardo Da Vinci’nin 1482’de Milano naibi Ludovico Sforza’ya yazdığı iş başvuru mektubunu eklemiş.
Yaratıcı CV fark yaratma, benzerlerimizden öne çıkma ve sonuç olarak da iş görüşmesi için davet almamızda çok kritik itici bir güç sağlıyor. (Dotcom patlaması olduğu dönemlerde Cisco gibi firmaların her ay en az 20.000 CV aldığını hatırlamakta fayda var.) Alexandre Gueniot iki yıllık bir bilgisayar ve grafik eğitiminden sonra 2005 yılında Polytech Monpellier’de bilgisayar mühendisliği bölümünü bitiriyor. Mart 2005’ten beri – kendisine gelen 200 iş teklifinden biri olan – Microsoft (Office Ürünleri Bölümünde) çalışıyor, yıllık brüt maaşı 75.000 dolar.
Hürriyet Gazetesi’nde Tolga Tanış imzalı yazıdan bir bölüm:
Böyle bir özgeçmiş hazırlamak nereden aklınıza geldi?
– Okuldaydım ve her zamanki gibi sıkılıyordum. Bölümü bitirmek için, sene sonunda bir staj bulmamız gerekiyordu. Bunun için kendi reklamımı nasıl yapabilirim diye düşünmeye başladım. Bir kağıda fikirler yazmaya başladım: Kendime yeni bir kartvizit ve CV tasarlayıp büyük bir beze basarak bunu bir helikopterin arkasında dalgalandırmak, CV’mi bir tişörtün üstüne basmak…
Uçuyordunuz yani.
– Helikopter işi belki zor olacaktı ama yine de yapılabilirdi. Aynı anda kafamda, video oyununda duyduğum korkunç bir müzik belirdi. Bir türlü kurtulamıyordum. İşte o anda bende fikir uyandı. Eğer CV’mi bu müzik eşliğinde okursam, benim gibi başkaları da hiçbir şekilde unutamazdı. Daha önce ufak animasyon filmleri yapmıştım. Üstüne de şarkıya uygun animasyon klibi yapıp sonra İngilizce’ye çevirdim.
Tüm bu işler ne kadar zamanınızı aldı?
– Bir haftada bitti. 22 Ekim 2004’te benim klip internete girmişti. Tabii daha hiç kimsenin bundan haberi yoktu. Sitenin duyulması için MSN’de kullandığım ismi değiştirdim ve arkadaşlarıma haber verdim. Siteye bakıp fikirlerini söylemeleri için.
Beğendiler mi?
– Beğenmediler. Böyle bir şey görmek onları pek memnun etmedi. Ama yine de bakmaları için adresi kendi arkadaşlarına yolladılar. Onların arkadaşları kendi arkadaşlarına, onların arkadaşları kendi arkadaşlarına derken siteyi ziyaret edenlerin sayısı 1 milyonu geçti.
Sadece meraklılar mı bakıyordu yoksa hedeflediğiniz şirketlerin de ilgisini çekebildiniz mi?
– İki ay sonra 100’ün üzerinde iş teklifi almıştım. Bugün bu sayı 200 civarında.
Hepsi de ciddi tekliflerdi öyle mi?
– Siteye yapılan yorumlar ve gelen iş teklifleri, sitenin ziyaretçi sayısıyla doğru orantılıydı. 1 milyon ziyaretçi varsa, 1000 tane yorum geliyor, 100 tane iş teklifi alıyorum ve bunların 10 tanesi gerçekten kayda değer oluyordu. Bunların arasında Microsoft da vardı, Google, Dassault, EA, Ubisoft, Rare, Nero gibi birçok büyük şirket de.
Microsoft nasıl istedi sizi?
– İlk teması onlar kurdular. Herkes gibi sunumumu internette görüp aramışlar. İşe alımdan sorumlu birçok kişiyle görüştüm. Telefonla konuşuyorduk. Epey bir görüşme yaptıktan sonra girdim.
Bunlar da internette bulabildiğim birkaç farklı CV :
Binlerce özgeçmiş arasından sıyrılmak için; öne çıkarmak istenilen kişisel yetenek ve yetkinliklerin sergilenebileceği, dikkat çekici bir şeyler yapmak şart. Yoksa iş tamamen şansa kalıyor.
Aklıma gelen bir kaç yaratıcı özgeçmiş için fikir daha;
Sıradan biri değilim, farkımı göstermek istiyorum, binlerce CV içinde kaybolmak istemiyorum diyenler, basit bir A4 kağıtına güvenip geleceklerini şansa bırakmamalılar.
Fark yaratmak yaratıcılıkla mümkün. Yani yeni fikirler bulup, bunları hayata geçirmekle. Yaratıcılık değişim gerektirdiği için zor, riskli. Tıpkı Alexandre Gueniot’un yaptığı gibi, risk almadan sıradan olmaktan kurtulmak da mümkün değil.
Hayat hep tercihlerle dolu değil mi? Seçtiklerimizin sonucunu zaten biliyoruz. Keşke seçmediklerimizle neler kaybettiğimizi de bilebilseydik.