Farklı Ülke Aramalarında Seo İpuçları

seo-danismanligi Bu rehber, birden fazla ülkeye odaklanan arama motorları üzerinden uluslararası pazarlama yapmak isteyenler için hazırlanmıştır. En iyi temel SEO uygulamalarından daha teknik durumlara kadar, sürecin her bir adımının üzerinden geçeceğiz.

Daha fazla oturmak ve Google’da neden yükselemediğinizi düşünmek yok; bu içerik kolay anlaşılır bir şekilde ve en önemlisi de – uygulanabilir bir şekilde hazırlandı!

1. Alan Adı

Her şey alan adıyla başlıyor. İki çeşidi var, ülkelere ait üst katman alan adları (ccTLD’ler) ve genel üst katman alan adları (gTLD’ler). Ülkeye ait bir ad google.fr gibi bir şey olabilirken, genel alan adı google.com (.org, .info, .net, .com …) şeklinde olur.

Eğer birden fazla dili destekleyecek bir web sitesi oluşturuyorsanız, genel alan adlarını (gTLD) seçmeniz önerilir. Ülkelere ait alan adlarının daha iyi oldukları birkaç istisnai durum var, bu konu biraz sonra açıklığa kavuşacak.

domain-seo

2. Yapı

Bu konu, birçok SEO forumunda ve blog sitesinde geniş bir ölçüde ele alındı. Yapı derken, URL stratejimizi nasıl yapılandırdığımızdan bahsediyorum; sürecin bu kısmı, ilerlemeniz için çok büyük öneme sahip – İlerleyen süreçte değiştirmeye kalkarsanız da bir o kadar sıkıntılı. O yüzden, bu seçenekleri dikkatlice düşünün!

2.1 Alan Adı Dizinleri (Önerilir)

Bu sefer, tüm diller tek bir genel alan adında bulunacaklar ancak her bir dil farklı bir klasöre ayrılacak. widgetizer.com örneğini ele alalım:

Ya da daha ileriye gidelim, dilleri ülke kodlarına kadar bölebilirsiniz:

Artıları:
1 alan adı demek 1 SEO kampanyası demektir; /en/ dizinine kazandırdığınız olumlu itibar, dolaylı olarak /fr/ ve /de/ dizinleri üzerinde de etki sahibidir.

Eksileri:
1 alan adı aynı zamanda 1 sunucu lokasyonu anlamına geliyor; bu durumda /de/ dizinini Almanya’da ya da /fr/ dizinini Fransa’da barındıramazsınız ve bu durum yüklenme hızını etkileyebilir. Yine de, birçok durumda bu etki fark edilebilir bile değildir.

2.2 Ayrı ccTLD’ler

Birden fazla dili desteklemek konusunda sıklıkla tercih edilen diğer bit metot da tamamen farklı alan adları kullanmaktır. Yukarıdaki ülkeleri temel alırsak:

Amerika Birleşik Devletleri için .us alan adı kullanılabilir, ancak bu ccTLD’ler sadece ABD vatandaşlarının kullanımına açıktır ve bu yüzden her zaman uygun olmayabilirler. Bu durumda, .com uzantılı alan adı kaydı yapmanız ve ABD’deki kullanıcıları hedeflemek için Webmaster Araçları’nı kullanmanız önerilir.

Screen-Shot-2015-02-20-at-11.40.47

Artıları:

Eksileri:

2.3 Ayrı Alt Alan Adları

Uluslararası web siteleri için son bir seçenek de birden fazla alt alan adı kullanımıdır. Aynı genel alan adını kullanarak, farklı kullanıcıları hedeflemek için birden fazla alt alan adına sahip olabiliriz:

Artıları:

Eksileri:

3.Çeviri

ceviri Artık elinizde bir yapı var ve zaman, web sitenizi birden fazla dilde içerikle canlandırma zamanı. Bariz gelebilir ancak, bazı siteler tüm coğrafik sayfalarında/alan adlarında İngilizceyi kullansalar da, ilgili arama motorunda üst sıralara çıkmanın anahtarı, söz konusu içerikleri yerel dillere tercüme etmektir.

Bir sayfayı tercüme ettirmek çok zor olabilir, iki yöntemi burada açıklayacağız:

3.1 Profesyonel Çeviri

En iyi senaryoda, birkaç dil bilen birkaç kişiyi yanınızda çalıştırabilirsiniz ve bu kişiler sitenizdeki tüm sayfaların üzerinden geçip harika çeviriler ortaya koyabilirler. Gerçekte ise durum genellikle farklıdır ve içeriğinizin çevirisi için dışarıdan destek almanız gerekir. Eğer bu işi dışarıdan birine yaptırmak istiyorsanız, size Elance.com’u ve oradaki çevirmenleri öneririm; çeviri yapmaya hazır birçok serbest çevirmeni orada bulabilirsiniz.

Profesyonel çeviriler kelime başına 1 sent civarında bir ücretle başlıyorlar (500 kelimelik bir makale 5$); bu ücret nispeten düşük olsa da, 200 sayfalı bir sitenin 3 yeni dile tercüme ettirilmesi 3,000$ gibi bir masraf yaratıyor.

3.2 Google Çeviri

google-translate-yeni-ozellik Google Çeviri 65 farklı dil seçeneği arasında içeriğinizi tercüme etmenizi sağlıyor – kullanımı da ücretsiz ve oldukça kolay. Kulağa imkansız geliyor değil mi? Bir nevi öyle, arama dünyasında, ücretsiz çeviri hizmetleri ve bu hizmetlerin organik sıralama üzerindeki verimlilikleri hakkında birçok tartışma mevcut. Google’ın algoritmasındaki -özellikle de Türkçe içerik üzerinde ya da Türkçe içeriğe çeviri yaparken- birçok yazım ve imla hatası ortaya çıkacaktır ve kötü hazırlanmış bir içerik sıralamaya girme imkanını kaybedecektir. Ayrıca, otomatik çeviri araçları neredeyse her zaman, göze çarpmayan sorunlardan tamamen sorunlu olan çevirilere kadar birçok problem meydana getirecektir (bir çevirmenin yoksa, bu problemleri kim kontrol edebilir ki?). Bu yüzden, Google Çeviri iyi bir seçenek değil; profesyonel çevirinin masrafı ve eldeki bütçeye göre, çeviri sürecinde size şu adımları öneririm:

4. Biçim

Dil biçimi, yaygın olarak kullanılan bir şey değildir ve birçok webmaster da onun farkında değildir; bu biçim HTML dilinde yazılır ve Google ve diğer arama motorlarına bir sayfanın hangi dilde yazıldığını ve o sayfanın başka hangi dillerde çevirisinin bulunduğunu belirtir. Google, bir web sitesinin birden fazla dildeki içeriğini doğru bir şekilde yorumlamada genellikle yeterince zekidir; ancak neyin ne olduğunu ve farklı dildeki aynı içeriklerin hangi URL’lerde olduğunu belirtmek kesinlikle iyi bir şeydir.

Yenilenen İçerikten Kaçınma ve hreflang
Öncelikle, hreflang nedir ve bu saçma isim de nereden çıktı?!

‘hreflang’, bir bağlantı ögesinin içerisinde kullanılan bir özniteliktir (attribute). Bu bağlantı ögeleri sayfanın içerisine gömülüdürler ve diğer bağlantı ögeleri (canonical, favicon vs.) gibi kullanıcılar tarafından görülmezler ve sadece arama motoru robotlarıyla konuşurlar! Adı ‘hreflang’, çünkü HTML dilinde ‘href’ ‘hypertext reference’ anlamına geliyor ve tüm HTML bağlantılarını kodlamak için kullanılıyor ve ‘lang’, belli olduğu üzere, ‘language’ (dil) kelimesinin kısaltması. Böylece, ikisinin birleşimi ‘bir dile bağlantılı referans’ anlamına gelir.

Dil çeşitliliği olan herhangi bir sayfada hreflang bağlantı ögesi kullanılmalıdır.

Tek bir sayfayı örnek olarak ele alalım: Birden fazla dildeki içeriğinizi Almanca, Fransızca ve İngilizce dillerine dizin yapısını kullanarak (iyi seçim!) bölmeye karar verdiniz. 3 ana sayfanız şöyle gözükecek:

Dikkat ettiyseniz, bunlar birbirinden ayrı URL’ler ve dünyanın farklı yerlerini hedefledikleri konusunda herhangi bir şey belirtmiyorlar. Google’a bu sayfaların birbirlerinin çevirisi olduğunu belirten çeşitli işaretler var, ancak bu durumda biz sadece biçim işaretiyle ilgileniyoruz. Bu sayfaların her birine, header bölümüne şunları eklemeniz gerekiyor:

Bu bağlantılar aynı alan adındaki URL’leri hedefledikleri için, ‘href’ değerlerini relative URL olarak yazdım. Eğer farklı alan adları ya da alt alan adları söz konusuysa, onları belirtmeniz gerekir.

hreflang’ın çalışması için, her sayfa tüm varyasyonlarına –kendisi de dahil- bağlantı vermelidir. Eğer başka dil varyasyonlarınız varsa, yeni bir bağlantı ögesi eklemeniz yeterlidir.

Canonical bağlantı ögesi de kullanmalı mıyım?

Canonical etiketi , yinelenen içerikleri gidermek için kullanılırlar. Canonical bir URL, Google’a “Bu sayfanın yinelenen içerik olduğunu biliyorum, ancak senin dikkate alman ve baz alman gereken sayfa burası” mesajını verir. Hreflang bu işi tek başına yapabilmektedir, bu yüzden hreflang’le birlikte Canonical bağlantı ögesi kullanımı tavsiye edilmez.

Hreflang kullanmanız yinelenen içerik problemlerinizden kaçınmanızı sağlayacaktır; kullanmazsanız, içeriğinizin değerini kaybetmesi ve trafiğinin düşmesi riskleriyle karşı karşıya kalabilirsiniz.

Hreflang hakkında tam bir anlatım Google.com’da bulunabilir.

5. Anahtar Kelime Araştırması

Yapınız hazır; şimdi, yerelleşmiş terimler içerisinden olası anahtar kelimeler aramanın zamanı geldi. Sinir bozucu bir şekilde, yabancı ülkelerde yapılan (özellikle Avrupa’da) birçok yabancı arama, o ülkenin dili ve İngilizce arasında ikiye bölünüyor.

Google Anahtar Kelime Aracı, ülkelere göre insanların ne aradıklarını belirlemenin ücretsiz ve etkili bir yolu. Örneğin, finansal bir ticaret terimi olan “Contract For Difference – Fark Sözleşmesi’ni aradığımızı düşünelim, ya da Almancası olan ‘differenzkontrakt’ için aracı kullanalım. Aylık arama miktarları oldukça az çıkacaktır (gösterilmiyor); ancak sonuçlarda, İngilizce varyasyon için Almancaya göre daha fazla arama yapıldığı görülecektir.

İçeriğinizin her zaman belirli bir ülkenin dilinde olması gerekse de, bu gibi durumlarda anahtar kelime türevleri İngilizce olarak da kullanılabilir. Durum böyle, çünkü burada “contract for difference” bir kalıp; ancak elbette Türkçe cümleleri rastgele Fransızca kalıplarla bozmak istemezsiniz, monsieur/mademoiselle!

6. Sayfa Üzerinde SEO

Anlam olarak, çevrilen içeriklerinizin birbirleriyle neredeyse tamamen aynı olmalarını önersek de, başlık ögeleri gibi belirli sayfa ögelerinin yeni anahtar kelime araştırmanıza uyması için değiştirilmeleri gerekir.

sayfa-duzeni (1)

Tüm sayfa üzerinde SEO prensipleri diller üzerinde de uygulanmalılar: kanonikleştirme (canonicalisation), header’lar, içerik ve önem vermeniz gereken diğer her şey – bir de kullanıcının niyetiyle ilgili tüm değerlendirmeler. Aklınıza gelmeyebilecek bir kaç şey:
Her bir dili bölümlere ayırma:
İngilizce ve Almanca, ya da Fransızca ve Almanca sayfaları birbirleriyle çakıştırmayın. Eğer bir kullanıcı domain.com/de/ adresine geliyorsa, tüm yönlendirme bağlantılarının ve dahili bağlantıların /de/ dizini içerisine yönlendiklerinden emin olun – sadece kullanıcının kafasının karışması riskini (Google bunu anlar) önlemek için değil, aynı zamanda o belirli dil üzerindeki odağınızı pekiştirmek için – Google’a o sayfanın ve sayfadaki her şeyin Almanca olduğunu gösteriyorsunuz ve ondan sizi .de alan adlı arama motorunda listelemesini istiyorsunuz!

Elbette kullanıcılarınızın diller arasında geçiş yapmalarına izin vermek isteyeceksiniz; bu durumda sayfanın üst bölümünde hafif bir bağlantı işe yarayacaktır.

Alt Etiketleri ve Tanımlama
Eğer çevrilmiş sayfalarınızın işini tam yapmalarını istiyorsanız, alt etiketlerinizi unutmayın. Alt etiketlerini çevirmek küçük bir detay, ancak yine de uluslararası sıralamada genel SEO konusunda oldukça faydalı bir etkiye sahip. Hatta daha ileriye gidip, tüm görsel dosyalarını, dosya adlarını da çevirerek yeniden yüklemenizi ve ilgili dile uyacak şekilde kullanmanızı öneriyorum. Kolayca gözden kaçabiliyor, ancak bunun gibi detaylar, çekişmenizde size büyük kazanımlar sağlayacaktır.

URL’ler
Tek dil içeren SEO konusunda aşina olduğumuz bir diğer sayfa üzeri SEO faktörü de, bilindiği üzere, URL’ler – ancak konu uluslararası sıralamalara geldiğinde bu faktöre pek de aşina değiliz. Çevirisi yapılmış URL’ler genellikle gözden kaçıyorlar; URL’lerinizin ilgili dili içerdiğinden ve uygun şekilde optimize edildiklerinden emin olun.

İngilizce URL’leri kısa ve öz tutmanız, fazla optimizasyondan ve uzun anahtar kelime kalıplarından kaçınmanız önerilir. Google Panda düzinelerce dil biliyor, sadece İngilizce değil!

Adres Detayları
Eğer hedeflediğiniz ülkelerden birinde gerçekten de fiziki bir konumda çalışıyorsanız, ofis detaylarınızı karşılama sayfasına ya da en azından iletişim sayfasına mutlaka ekleyin. onları mikro veri (microdata, www.schema.org/place) kullanarak işaretleyin ve tabi ki, o adres için bir Google+ Yerel hesabı alın.

Fiziki bir konumunuz olsun ya da olmasın, Almanca bir Facebook sayfası, Twitter hesabı, Almanca bilgi de içeren LinkedIn firma profili hazırlamayı ve daha da ileri giderek, merkez ofisinizin Alman sektör dizinlerinde gösterilmesini mutlaka değerlendirmelisiniz. Ardından, Almanca URL’lerinizden bu Almanca sosyal profillerinize bağlantı verin!

7. Link İnşası

Link inşası tam olarak eskiden kullandığınız uygulamayı gerektiriyor. Yeni bir coğrafik bölgede sıralamaya girmek konusunda ise odak noktanızı biraz değiştirmeniz gerekiyor.

İlgili ccTLD’lerden Link İnşa Edin
Eğer web sitenizdeki Fransızca bir sayfayı sıralamak istiyorsanız, .fr uzantılı bağlantılar elde etmeyi denemelisiniz. Fransızca alan adına kıyasla, içeriğinizin Fransızca sıralamada listelenmeyi hak ettiğini gösteren çok az işaret vardır.

Ancak, diğer ccTLD’lerden ya da gTLD’lerden gelecek bağlantıları tamamen uyumlu alan adı uzantısına sahip olmak uğruna reddetmeyi düşünmeye de başlamayın. İyi linkler her zaman iyidir, bu durumda, link profilinizi biraz daha .fr alan adlarına kaydırmak için siz elinizden geleni yapın,

İlgili Dillerden Link İnşa Edin
Bu konu daha çok gTLD’lerden bağlantı elde etmekle ilgili. Mümkün olduğu zaman, uygun dilde yazılmış .com, .net vs. alan adlarını bulun; bu web siteleri Google tarafından büyük ihtimalle Almanca ya da Fransızca olarak kategorilendirilmişlerdir. Bu, web sitenizin herhangi bir ülkeyle olan sayfa dışı alakasını öne çıkarır; ancak ccTLD’lerden link elde etme konusunda olduğu gibi, bu konuyu mutlak bir kriter haline getirmeyin.

Bağlantı Metni Dağılımı
Uluslararası SEO, size bağlantı metinlerinizi aynı odak etrafında daha geniş bir şekilde dağıtmak için güzel bir fırsat veriyor. Bağlantı metinlerinizin dilini, yerel ve İngilizce karışık olacak şekilde tamamen, kısmen ve genel biçimde hepsini bir arada karıştırmayı değerlendirin. Az önce, kullanabileceğiniz varyasyonların sayısını iki katına çıkardınız!

Uluslararası SEO’da Sık Karşılaşılan Hatalar:

Webmaster’lar arasında, daha kolay olduğu için JavaScript aracılığıyla çeviri kullanmak nadir görülen bir durum değil. Etrafta bulabileceğiniz birçok ‘satır içi’ içerik çeviri eklentisi mevcut; ancak bu tür bir çeviri SEO çabalarınız üzerinde minimum etkiye sahiptir.
Uluslararası içeriklerinizi ayrı URL’lerde ve HTML metin biçiminde barındırın.

Splash sayfaları, kullanıcıya seçebileceği seçeneklerin –bu durumda, diller- bir listesini sunan karşılama (genellikle ana sayfa) sayfalarıdır. Kullanıcı için gereksiz olan bir basamak eklerler (doğrudan istedikleri sayfaya ulaşmaları gerekir) ve sıralamaya girmek konusunda elinizi zayıflatırlar.

Splash sayfaları ara sıra mantıklı olabilirler, ancak genel geçer bir kural olarak, onlardan tamamen kaçınmak gerekir.

Sunucunuz her zaman en iyisini biliyor olmayacak; bir kullanıcı sayfanıza bir Almanya IP’sinden gelmiş olabilir ancak belki de İngilizce içerik arıyordur – Almanca bölümüne otomatik yönlendirme yapmak, etkileşiminizi düşürecektir. Rahatsız etmeyen bir şekilde Almanca içeriğe de ulaşabileceğini kullanıcıya bir görselle belirtmeniz çok daha iyi bir seçenektir. Bu, farklı alan adları kullanan yapılar için iyi çalışan bir şeydir; ancak aynı alan adı üzerinde farklı dizinler kullanıldığı zaman, kullanıcıyı coğrafik bir yönlendirme konusunda uyarmak –ama konuyu zorlamamak!- yardımcı olacaktır.

Eğer uluslararası SEO çalışmanızı doğru yaptıysanız, kullanıcılarınızın (en azından aramalar aracılığıyla) hiçbir sıkıntı yaşamadan, içeriğin doğru dil varyasyonuna erişebildiklerini göreceksiniz.