Zilyetlik, kişilerin niteliği belli mal veya malların üzerindeki hakları belirten bir durumdur. Kişilerin o malı ne derecede kullanabileceğine ve taşınabilir mal ise hangi fiillerde bulunabileceğini belirtir. Zilyetlik, medeni hukukun eşya hukuku dalında ele alınır ve incelenir. Zilyetlik hakkım olan kişilere zilyet adı verilir. Genel olarak 4 ana başlık altında incelenir. Genel olarak zilyetliğin incelendiği ana başlıklar nedir, zilyetlik nedir?
İçindekiler
Zilyet, yasal olarak zilyetlik hakkı olan kişi veya kişilere verilen isimdir. Bir taşınabilir veya taşınmaz malın yasal olarak sahiplerine zilyet denir. Örneğin bir arsanın yasal olarak tapu sahibi olan kişiye zilyet denir. Bu kişi elinde var olan malın yasal olarak hak devrini yapmadığı sürece veya satmadığı sürece o maldan sorumlu olan kişidir.
Birden fazla kişi zilyet olabilir. Zaman zaman bazı taşınmazlara ait tapularda iki veya daha fazla kişinin ismi yazabilir. Birden fazla kişinin isminin yazmasının nedeni söz konusu malın hisseli olduğunu gösterir. Bunun gibi tek bir mal için birden fazla zilyet olduğu durumlarda görülür.
Zilyetlik birçok açıdan incelenebilir. Hem taşınmazlar için hem de taşınabilir mallar için kullanılan bir terimdir.
Zilyetliğin belirli fonksiyonları taşınabilir olan malların fiili hareketlerini de kapsar. Zilyetliğin fonksiyonları şunlardır;
Zilyetliğin kendi içerisinde türleri de vardır. Bu türler beş ana başlığa ayrılır. Birinci tür hakka dayanan ve hakka dayanmayan haksız olan zilyetlik türlerini kapsar. İkincisi malik sıfatına sahip olan kişiler türü kapsar. Üçüncü türü asli zilyetlik takip eder.
Devamında ise doğrudan veya dolaylı zilyetlik ardından ise tek başına ve birlikte zilyetlik türleri gelir. Bu zilyetlik türleri genel olarak kişi veya kişilerin herhangi bir mal üzerinde ne kadar hakkının olduğunu ve bu malın niteliğine bağlı olarak mal üzerinde bir değişiklik yapılmak istenirse, değişiklik yapılabilecek boyutu kapsar.
Feri zilyet, asli zilyet türlerinden asli zilyet türleri kapsamına girer. Malik olunan yani sahip olunan malın başkasına devredilebilme hakkıdır. Bu devir söz konusu olduğunda zilyet iki kişidir. Ancak malik konumunda olan kişinin hakları her zaman daha fazladır. İki zilyetten malik olan kişi asıl zilyet, hakların devredildiği kişi ise feri zilyet olarak adlandırılır.
Herhangi bir kişinin sahip olduğu zilyetlik hakkının devam etmesi esnasında zilyetliğin herhangi bir nedene bağlanmaması haksız zilyet durumunu meydana getirir. Kişi zilyetlik hakkının olduğu malı başka bir hakka dayanmadığını bilmiyorsa iyi niyetli haksız zilyetten bahsedilir. Biliyorsa ancak kötüye kullanmıyor ise iyi niyetli haksız zilyetten bahsedilir.
Zilyetliğin kazanılabilmesi için zilyetlik iradesi ve fiili hakimiyet hakkı şartları olmalıdır. Zilyetliğin kazanılması durumu 4 ana başlık altında incelenir.
Bu çeşitler şunlardır;
Zilyetliğin hükmen kazanılması durumu, söz konusu olan malın geçici olarak devredilmesini kapsar. Örneğin telefoncudan satın alınan bir telefonun daha sonrasında bir arıza çıkarması durumunda tamir amaçlı alınan yere götürülmesi ve tamir sürecinde orada kalması hükmen teslimdir. Ya da satın alınan bir elbisenin düğmesi kopmuş ise kopan düğmenin tamir edilmesi için elbisenin satın alınan yerde bırakılması da hükmen teslim çeşidine örnek olarak verilebilir.
Zilyetliğe söz konusu olan mal farklı şekillerde zarara uğramış veya zilyetin elinden istediği dışında alınmaya çalışılmış ise dava yoluna başvurulabilir. Mal sahibi olan kişi zilyetinin isteği dışında elde edildiği düşünüyorsa 5 sene içerisinde dava yoluna başvurmalıdır. 5 sene içerisinde dava yoluna başvurursa zilyet hakkını geri kazanır.
Tapu kayıtları üzerinde sahibi olmayan veya sahibinin gaipliği söz konusu olan zilyetler için askıya alınma söz konusu olabilir. Bu gibi durumlarda malik olan kişiler dava yoluna başvurarak tapu iptali ve tescili davası açabilirler. Bu davaların sonuçlanması uzun sürebilir.
Hazineye ait zilyetler, devlete ait olan mallar anlamına gelir. Hazineye ait taşınmazlar belirli süreler içerisinde başka kişilere devredilebilir. Bu devir süreleri boyunca devralan kişi zilyet konumunda olur. Ancak tamamen zilyet sahibi olması söz konusu değildir.
Zilyetlik hakkı kanunen 20 yıl olarak belirlenmiştir. Söz konusu olan zilyetlik durumunun 20 yıl boyunca fiilen ve yasal olarak her anlamda devam ediyor olması gerekir. Kişiler zilyet üzerinde haklara sahip olmakla beraber, zilyetin korunmasını ve kullanılmasını da sağlamalıdırlar.
Tüm dava ve dosyalarınız için BİZİMLE İLETİŞİME GEÇİNİZ!