Boşanmada Mal Paylaşımı *2023

İçerik

Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi

Mal paylaşımı davası olarak bilinen, boşanma sonucunda mal rejiminin tasfiyesi Türk Medeni Kanunu(TMK) 202. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre eşler arasındaki yasal mal rejimi, edinilmiş mallara katılma rejimidir. Eşler, aralarında başka bir mal rejimi belirlememişlerse kanunen bu mal rejimine tabi olacaklardır.
Madde metni “Eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin uygulanması asıldır” şeklindedir. Devamında “Eşler, mal rejimi sözleşmesi yle kanunda belirlenen diğer rejimlerden birini kabul edebilirler” denmektedir.

Yaygın olarak “ evlilik sözleşmesi ” olarak bilinen sözleşmeler de bu hüküm uyarınca eşler arasında geçerli olacak mal rejiminin seçimine dair sözleşmelerdir.  Eşler arasında böyle bir sözleşme mevcut değilse, yasal düzenleme gereğince aralarında edinilmiş mallara katılma rejimi geçerli olacaktır.

TMK 203. Maddede mal rejimi sözleşmesinin evlenmeden önce veya evlendikten sonra yapılabileceği belirtilmiş,  bu sözleşmenin geçerli olabilmesi için şekil şartı koymuştur. TMK 205. Maddesine göre mal rejimi sözleşmesi nin geçerli olabilmesi için noterde düzenlenmesi veya  düzenlenen sözleşmenin noterce onaylanması gerekmektedir. Aksi halde taraflar arasında yapılan adi yazılı sözleşme geçerli olmaz ve hüküm ifade etmez. Ayrıca kanuna göre “taraflar evlenme başvurusu sırasında hangi mal rejimi ni seçtiklerini yazılı olarak da bildirebilirler.” Bu halde ayrı bir sözleşme düzenlenmesi veya noter onayı aranmayacaktır. Ancak bu durumda mal rejimine ilişkin ayrıntı hükümleri düzenlenemeyecek, sadece mal rejimi seçimi yapılmış olacaktır.

Eşler yapacakları sözleşme ile mal ayrılığı rejimi ni kabul edebilecekleri gibi, kanunda düzenlenmiş olan diğer mal rejimlerinden birisini de kabul edebilirler.

Katkı Payı ve Katılma Alacağı Arasındaki Fark

Katkı payı ile katılma payı alacağı farklı talepler olup birbirine karıştırılmaması gerekmektedir. Katkı payı , edinilen mala, bir eşin kendi kişisel malından yaptığı doğrudan maddi katkısını ifade eder. Katılma alacağı ise, eşlerden birinin edindiği malvarlığı değeri üzerinde, diğer eşe, evlilik birliğine katkısı nedeni ile kanunen tanınan bir alacak hakkıdır. Katılma alacağı talep edebilmek için, malın elde edilmesine doğrudan bir maddi katkı aranmaz.

Katkı payı , hem mal ayrılığı hem de ( değer artış payı olarak) edinilmiş mallara katılma rejiminde söz konusu olabilecekken, katılma payı alacağı mal ayrılığı rejiminde söz konusu olamayacaktır. Çünkü mal ayrılığı rejimi nde kanundan doğan böyle bir hak mevcut değildir.

Yasal Mal Rejiminin Başlangıç Tarihi:

22.11.2001 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ile eski kanundaki yasal mal rejimi olan mal ayrılığı rejimi değişmiştir. Kanunun yürürlük tarihi 1 Ocak 2002 olarak belirlenmiş ve bu tarihten itibaren, taraflar arasında sözleşme ile başka bir mal rejimi belirlenmediği takdirde edinilmiş mallara katılma rejimi ne geçileceği öngörülmüştür.

Edinilmiş mallara katılma rejimi nin başlangıç tarihi, 2002 yılından sonra başlayan evlilikler için evliliğin başlangıç tarihi; 2002 yılından önce başlamış evlilikler için ise TMK düzenlemesi gereğince 2002 yılı başıdır. 2002 yılı öncesinde başlayan evliliklerde, 2002 yılı öncesinde edinilmiş mallar için, bu tarihe kadar yasal mal rejimi olan mal ayrılığı rejimi; 2002 yılından sonra edinilmiş mallar için ise edinilmiş mallara katılma rejimi uygulanacak ve evlilik birliğine ait mallar buna göre tasfiye edilecektir. Yani 2002 yılından önce başlayan evliliklerde 2002 yılından öncesinde edinilen mal kim adına edinilmişse onun kişisel mal ı sayılacak ve diğer eş bu mala ilişkin katılma payı alacağı talep edemeyecektir. Ancak diğer eş, malın edinilmesine doğrudan maddi bir katkıda bulunmuşsa, bulunduğu katkı oranında, katkı payı talep edebilecektir.

Yasal Mal Rejiminin Sona Erme Tarihi:

Medeni Kanun düzenlemesine göre, boşanma nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi durumunda mal rejimi, boşanma davasının açıldığı tarih te sona ermiş sayılır. Yani bu durumda evlilik birliği içerisinde edinilmiş mallar, aktifi ve pasifi ile boşanma davası nın açıldığı tarihteki durumuna göre değerlendirilerek tasfiye edilir.

Mal rejiminin tasfiyesi için boşanma davası nın açılmış olması yeterli değildir. Boşanma davası devam ederken açılan mal paylaşımı davası nda, boşanma davası nın sonucunun beklenmesi gerekir. Boşanma davası sonuçlanmadan, mal rejimi davası bir karara bağlanamaz. Çünkü evlilik birliği boşanma ile sona ermeden katılma payı alacağı doğmayacak ve mal rejiminin tasfiyesi nin yasal şartı oluşmayacaktır.

Boşanma davasının reddi halinde ise açılmış olan mal rejimi tasfiyesi davası da reddedilir. Boşanma davasının kabulü ile evliliğin sona ermesi durumunda; mal rejiminin tasfiyesi, boşanma kararı nın kesinleşme tarihi değil, davanın açıldığı tarihteki edinilmiş mallar ın durumuna göre yapılır.

Mahkemece evliliğin iptal veya boşanma sebebiyle sona erdirilmesine veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesi hallerinde, mal rejimi dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer.

(TMK 225. Maddesi)

Kişisel malların iadesi için evliliğin sona ermesi şart değildir. Eşler her aşamada birbirlerine karşı kişisel mallarının iadesi talepli dava açabilirler.

Yasal Mal Rejiminin Kapsamı:

Yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejiminde, evlilik birliği içerisinde iki grup malvarlığı vardır: Kişisel Mallar ve Edinilmiş Mallar.

Kişisel mallar:

  1. Eşlerden birisinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşya,
  2. Mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin miras yoluyla ya da karşılıksız kazanma (bağış) yoluyla elde ettiği mal varlığı değerleri,
  3. Manevi tazminat alacaklarıdır.

Kişisel mallar , her eşin kendisine ait olup, diğer eşin bu mal üzerinde bir katılma payı alacağı hakkı bulunmaz. Bu hak ancak edinilmiş mal grubuna dahil olan mal varlığı için söz konusudur.

Edinilmiş mallar:

Yasal mal rejiminin geçerli olduğu süre içerisinde, karşılığı verilerek (çalışarak) elde edilen kişisel mal niteliği taşımayan, her türlü mal varlığı ve değeri ifade eder. Ayrıca, edinilmiş malın satışıyla elde edilen para veya bu parayla satın alınan başka bir mal da yine edinilmiş mal grubuna dahil olur. Edinilmiş mallar kanunda şu şekilde sayılmıştır:

  1. Çalışma karşılığı olan edinimler
  2. Sosyal güvenlik ve sosyal yardım kurum ve kuruluşlarının veya personele yardım amacı ile kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemeler
  3. Çalışma gücünün kaybı nedeni ile ödenen tazminatlar
  4. Kişisel malların gelirleri
  5. Edinilmiş malların yerine geçen değerler

Mal rejimi süresince eşlerden her biri kendi malvarlığı üzerinde serbestçe tasarruf edip işlem yapabilir. Ancak mal rejimi sona erdiğinde her bir eş, diğer eşin edinilmiş malvarlığı üzerinde katılma alacağı hakkına sahip olur.

TMK 221. Maddesine göre;

“Eşler, mal rejimi sözleşmesi yle, bir mesleğin icrası veya işletmenin faaliyeti sebebiyle doğan edinilmiş mallara dahil olması gereken malvarlığı değerlerinin kişisel mal sayılacağını kabul edebilirler.”

Kanun edinilmiş mallara ilişkin bir de karine kabul etmiştir. Buna göre, evlilik birliği içerisinde edinilmiş ve eşlerden hangisine ait olduğu belirlenemeyen mallar eşlerin paylı mülkiyetinde sayılır. Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal kabul edilir. Elbette bu karinenin aksi, yani söz konusu malın kişisel mal olduğu her türlü kanıtla ispatlanabilir.

Eklenecek Değerler:

Mal rejiminin tasfiyesi sırasında edinilmiş malların tespiti ve hesaplanmasında kanun mal rejiminin sona erdiği tarih te elde bulunmayan bazı mal ve değerlerin de bu hesaba katılacağını düzenlemiştir. TMK 229. Maddeye göre eklenecek değerler;

  1. Eşlerden birinin mal rejiminin sona ermesinden önceki bir yıl içinde diğer eşin rızası olmadan, olağan hediyeler dışında yaptığı karşılıksız kazandırmalar,
  2. Bir eşin mal rejiminin devamı süresince diğer eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla yaptığı devirler , (Ayrıntılı bilgi için Boşanma Öncesi Eşten Mal Kaçırma başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.)
  3. Kişisel mallar ile edinilmiş mallar arasında denkleştirme .

Mal rejiminin tasfiyesinde katılma payı alacağı hesaplanırken talep halinde bu değerler de edinilmiş mala eklenecek ve hesaba katılacaktır.

İlginizi çekebilir : Üçüncü Kişiye Karşı Eksik Katılma Alacağı Davası

Değer Artış Payı:

TMK 227. madde;

“Eşlerden biri diğerine ait bir malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun bir karşılık almaksızın katkıda bulunmuşsa, tasfiye sırasında bu malda ortaya çıkan değer artışı için katkısı oranında alacak hakkına sahip olur ve bu alacak o malın tasfiye sırasındaki değerine göre hesaplanır; bir değer kaybı söz konusu olduğunda katkının başlangıçtaki değeri esas alınır”

Yukarıda da kısaca değindiğimiz gibi burada söz konusu olan yasal mal rejiminden doğan katılma payı alacağı değil, bundan önce hesaplanması gereken, eşin malın edinilmesine doğrudan maddi katkı sıdır. Bu durumda eş, katılma payı alacağı dışında, doğrudan yaptığı bu maddi katkının da kendisine iadesini talep edebilecektir.

Edinilmiş Mallarda Artık Değer:

Medeni Kanun 231. Maddesine göre; her eşin, edinilmiş malların toplam değerinden bu mallara ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan miktar, artık değer olarak tanımlanmıştır. Edinilmiş mala katılma rejimi nde paylaşılacak olan değer, bu artık değerdir.

“Her eş veya mirasçıları, diğer eşe ait artık değerin yarısı üzerinde hak sahibi olurlar.”

Buna göre, mal rejimi içerisinde edinilmiş bir malın toplam değerinden, mal rejiminin sona ermesi itibari ile bu mala ilişkin var olan borç miktarı çıkarılacaktır. Diğer eş, edinilmiş malın toplam değerinin değil; toplam değerinden, borç miktarı çıkarıldıktan sonra geriye kalan (artık) değerin yarısını talep edebilecektir.

Mal Paylaşımı Hakkında Bilgi ve Mersin Aile Hukuku Avukatı Desteği için

Hemen İletişime Geçebilirsiniz

Yargıtay Kararı

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2006/6845 E, 2006/14701 K, 1.11.2006 Tarihli Kararı

Alınan emekli ikramiyesi edinilmiş mallardandır. Dava konusu araçta edinilmiş malla (emekli ikramiyesi ile) alınmıştır. Mahkemece; kocaya sosyal yardım kurumunca uygulanan usule göre ömür boyunca irat bağlanmış olsaydı, mal rejiminin sona erdiği tarihte (boşanmanın dava tarihinde TMK. 225.md.) bundan sonraki döneme ait iradın peşin sermayeye çevrilmiş değerinin hesaplanması, aracın ise edinilmiş mallardan kabul edilmesi, tasfiye hesabının bu esaslar çerçevesinde değerlendirilmesi, gerektiğinde bilirkişiden de görüş alınması ve sonucu uyarınca karar verilmesi gerekir.

( Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2006/6845 E, 2006/14701 K, 1.11.2006 T)

Örnek Olay;

A ve B 1999 yılında evlenmiştir. B 2008’de emekli olmuş ve 100.000 TL emekli ikramiyesi almıştır. A ve B 2010 yılında açılan boşanma davası sonucunda boşanmışlardır. A’nın B’nin emekli ikramiyesi üzerindeki katılma alacağı hakkı şu şekilde hesaplanacaktır:

B’nin ortalama yaşam süresi belirlenecektir. (örneğin 75 yaş gibi) B’nin boşanma davası açıldığında 55 yaşında olduğunu kabul edelim. Bu varsayıma göre B’nin 2030 yılına kadar yaşayacağı kabul edilecektir. Öncelikle alınan 100.000 TL emekli ikramiyesi 2008’den 2030 yılına kadar aylık ödeme yapılsa idi her aya ne kadar maaş düşeceği hesaplanacaktır.

Taraflar arasındaki mal rejimi 2010 yılında sona erdiğine göre 2010 ile 2030 yılı arasına tekabül edecek toplam 20 yıllık ödeme B’nin kişisel malı olacak ve A bu kısım üzerinden katılma payı alacağı talep edemeyecektir.

Aynı hesapla B’nin emekli olduğu 2008 ile mal rejiminin sona erdiği 2010 tarihleri arasına düşen miktar üzerinde ise A’nın ½ (hesaplanan değerin yarısı) oranında katılma payı alacağı olacaktır.

OYAK Emekli Maaşı Sistemine Aktarılan Emeklilik İkramiyesine İlişkin Yargıtay Kararı

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 2015/13480 E, 2015/18067 K sy kararında, OYAK Emekli Maaş sistemine aktarılan, emeklilik ikramiyesinin bir kısmını oluşturan ve üç ayda bir gelir getiren paranın, eşin kişisel malı olduğu ve diğer eşin bu para üzerinde katılma payı alacağı hakkı bulunmadığı belirtilmiştir.

“OYAK emeklilik maaş sistemindeki para davalının 21.04.2005 tarihinde emekli olması üzerine ödenen emekli ikramiyesinin 1/4’ünün sisteme aktarılması ile biriken paradır. Davalının 21.04.2005 tarihinde emekliye ayrılarak aldığı emekli ikramiyesinin 1/4’ü olan 9.255,41 TL’yi OYAK emekli maaş sistemine tevdii ederek üç ayda bir emekli maaşı almayı amaçladığı, davacının davalının emekli olduğu 2005 yılından sonraki döneme ilişkin OYAK emeklilik sistemindeki parasına yönelik katılma alacağı talebi nde bulunduğu; bu paranın davalının talebiyle ömür boyunca irat bağlanması için emekli olduğu tarihte emekli ikramiyesinden ayırdığı 1/4 miktara karşılık geldiği için bu miktarın tamamı TMK’nun 228/2. maddesi uyarınca davalının kişisel malı olarak hesaba katılmalıdır.”

(Yargıtay 8. H.D 2015/13480 E, 2015/18067 K)

Aldatma ve Şiddet Durumunda Mal Paylaşımı:

Artık değere katılma alacağı nı düzenleyen TMK 236. Maddesi devamı, “ zina veya hayata kast nedeniyle boşanma halinde hakim, kusurlu eşin artık değerdeki pay oranının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verebilir” şeklindedir. Bu açık düzenleme uyarınca, mal rejiminin tasfiyesi , sayılan nedenlere dayalı boşanmanın sonucunda gerçekleşiyorsa, hakim zina veya diğer eşin hayatına kast eden tarafın katılma alacağı hakkını azaltabilir veya tamamen kaldırabilir. Bu durumda kusurlu eş katılma payı alacağından mahrum kalır.

Ayrıntılı bilgi için bkz. Zina Aldatma Nedeniyle Boşanma ve hayata kast nedeniyle boşanma

Eşin Malvarlığının Tespiti ve Belirsiz Alacak Davası

Katılma alacağı davası açılırken eşin tüm mal varlığı bilgisi elde mevcut olmayabilir. Bu durumda mahkemeden öncelikle eşin mal varlığının tespiti istenebilir mi?

Hukuk Mahkemeleri Kanunu 107. maddesinde belirsiz alacak davası türü düzenlenmiştir. Belirsiz alacak davaları; davanın açıldığı tarihte miktarı veya değeri tam ve kesin olarak belirlenemeyen, ancak karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın tam ve kesin olarak belirlenebilmesi mümkün olan davalardır.

Belirsiz alacak davaları; asgari bir dava değeri üzerinden açılır, tahkikat sırasında alacak belirlenebilir hale geldiğinde, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın dava değeri artırılabilir.

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2014/ 19870 E, 2016/1924 K ve 08.02.2016 tarihli kararında, katılma alacağı davaları nın belirsiz alacak davası olarak açılabileceğine hükmetmiştir. Uygulamada bir çok yargı kararı da bu yöndedir.

Yargıtay kararları doğrultusunda; eş, diğer eşin mal varlığı bilgisine tam olarak sahip değilse, sembolik bir dava değeri üzerinden davasını belirsiz alacak davası olarak açabilir. Bu durumda öncelikle karşı tarafın mal varlığının tespitini taleple, bu tespitten sonra dava değerinin arttırılması yoluna gidilebilir.

Anlaşmalı Boşanmada Mal Paylaşımı

Anlaşmalı boşanma davaları nda, eşlerin maddi – manevi tazminat ve nafaka gibi boşanmanın mali sonuçları üzerinde anlaşmış olmaları şartı aransa da, mal paylaşımı konusunda bir anlaşmaya varmış olmaları şart değildir. Anlaşmalı boşanma davasında yazılı veya sözlü olarak, mal rejimine ilişkin hak ve alacak bulunmadığına dair bir beyanda bulunulmuş olmadıkça, anlaşmalı boşanma sonrasında mal paylaşımı davası açılması önünde hiçbir engel yoktur.

“Mal rejiminden kaynaklanan talepler boşanmanın eki niteliğindeki taleplerden olmayıp ayrıca dava konusu edilebilir.”

(Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/4983E. 2011/2095K. 12. 04. 2011 tarih)

Mal Paylaşımı Davası Açma Süresi:

Mal rejiminin tasfiyesi davası , boşanmanın feri niteliğinde olmadığından, nisbi harca tabi ayrı bir dava olarak açılır. Boşanmanın feri niteliğindeki maddi – manevi tazminat ve yoksulluk nafakası boşanma ile birlikte talep edilebileceği gibi, boşanma davasının sonuçlanmasından sonra 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılacak dava ile de talep edilebilir. Mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalar , Borçlar Kanunu’ndaki genel alacak süresine tabi olup, mal rejiminin sona erme tarihinde itibaren 10 yıllık süre içerisinde açılabilir. (Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/1855E. 3896K. , 13. 07. 2010 tarih)

Katkı payı ve katılma alacağı davası nda; uyuşmazlık; 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun yürürlüğünden sonra edinilen mallar konusunda, evlilik birliğinin boşanma ile sonuçlanması halinde, eşler arasında katılma alacağı na ilişkin davalarda zamanaşımı süresinin bir yıl mı, yoksa on yıl mı olduğu; varılacak sonuca göre ıslah edilen kısmın zaman aşımına uğrayıp uğramadığı noktasında toplanmaktadır.

Tarafların 1990 yılında evlendikleri, uyuşmazlığın 01.01. 2002 tarihinden sonra edinilen taşınmaz yönünden katılma alacağına ilişkin bulunduğu, 12.12.2005 tarihinde açılan boşanma davasının kabulle sonuçlandığı ve boşanma hükmünün 13.10.2008 tarihinde kesinleşmiş bulunduğu anlaşılmaktadır. Buna göre, ıslah tarihi olan 11.10.2011 tarihi itibariyle Kanunda öngörülen on yıllık zamanaşımı süresinin geçmediği kabul edilmelidir.”

(Yargıtay HGK 2013/8-375 E, 2013/520 K, 17.04.2013 tarih)

Mal Rejimi, Katılma Alacağı, Katkı Payı Davasında Yetkili Mahkeme

Mal rejiminin tasfiyesi davalarında yetkili mahkeme , boşanmaya, evliliğin iptaline veya hâkim tarafından mal ayrılığına karar verilmesi durumunda, bu davalarda yetkili olan yer aile mahkemeleri dir.

Boşanma davası na bakmaya yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesi olduğundan, mal rejiminin tasfiyesinde de aynı mahkeme yetkili olacaktır.

Mal rejiminin tasfiyesine ilişkin dava, boşanma davası ile birlikte açılabilir. Ancak bu durumda öncelikle davalar ayrılarak, ayrı esasa kaydedilir. Mal paylaşımı davasında tedbir talepleri varsa bu talepler hakkında karar verildikten sonra, boşanma davasının sonucu beklenir. Mal paylaşımı davası na, boşanma kararı kesinleştikten sonra devam edilir.

Mersin Mal Paylaşımı Davalarında Yetkili Mahkeme:

Mersin’de mal paylaşımı davaları nda; Mersin Aile Mahkemeleri yetkilidir. Mersin ilçelerinde açılacak mal rejimi davalarında ise o ilçe adliyesinde bulunan aile mahkemeleri yetkilidir. Aile mahkemesinin bulunmadığı adliyelerde mal paylaşımı davalarına aile mahkemesi sıfatıyla asliye hukuk mahkemeleri bakar.

Boşanmada mal paylaşımı nasıl olur?

Boşanmada mal paylaşımı, kural olarak yasal mal rejimine göre yapılır. Ancak eşler evlilik sözleşmesi veya mal ayrılığı rejimi seçimi yapmışsa, mal paylaşımı seçilen rejime ilişkin hükümlere göre yapılır.

Edinilmiş mallara katılma rejiminde malpaylaşımı nasıl olur?

Edinilmiş mallara katılma rejiminde evlilik içerisinde edinilen mallar iki gruba ayrılır. Birincisi eşlerin kişisel mallar ı, ikinci grup ise eşlerin edinilmiş mallarıdır. Eşlerin, birbirlerinin kişisel malları üzerinde bir alacak hakkı bulunmaz. Ancak her eşin, diğerinin edinilmiş mal varlığı üzerinde katılma alacağı hakkı bulunur.

Eşe Miras Kalan Malvarlığı Üzerinde Diğer Eşin Katılma Alacağı Olur Mu?

Eşlerin her birine miras yoluyla kalan malvarlığı kişisel mal olarak kabul edilir. Bir eşe miras kalan mal üzerinde diğer eşin katılma payı alacağı olmaz. Ancak kişisel mallardan elde edilen gelirler edinilmiş mallar içerisinde sayıldığından, miras kalan mal varlığının faiz veya kira getirisi mal paylaşımına dahil olur.

Eş Diğer Eşin Borçlarından Sorumlu Mudur?

Eşler, birbirinin borçlarından sorumlu değildir. Evlilik süresince her bir eş kendisine ait olan mallar üzerinde dilediğince tasarruf edebileceği gibi, birbirlerinin borçlarından sorumlu olmazlar.

Alacaklı Borçlunun Eşinin Malları Üzerine Haciz Koyabilir Mi?

Bir eş, diğer eşin borcundan sorumlu olmadığı için, bir eşin alacaklısı diğer eşin mal varlığı üzerine haciz koyamaz.

Malpaylaşımı Davasında Eşin Malvarlığının Tespiti İstenebilir Mi?

Mal rejiminin tasfiyesi nedeniyle malpaylaşımı davaları belirsiz alacak davası olarak açılabilir. Bu durumda öncelikle bildirilen kaynaklarsan eşin malvarlığının tespiti ve buna göre katılma payı alacağının tahsili istenebilir.

Emekli İkramiyesi, Mal Paylaşımına Dahil Olur mu?

Sosyal güvenlik ve sosyal yardım kurum ve kuruluşlarının veya personele yardım amacı ile kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemelerin ne şekilde paylaşılacağı TMK 228. Maddesinde gösterilmiştir. Buna göre; ilgili sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurumunca uygulanan usule göre ömür boyunca irat (aylık geçim maaşı) bağlanmış olsaydı, mal rejiminin sona erdiği tarihte, bundan sonraki döneme ait iradın peşin sermayeye çevrilmiş değeri ne olacak idiyse, tasfiyede o miktar kişisel mal olarak hesaba katılır.
Yani mal rejimi süresi içerisinde alınmış bir toplu ödeme var ise, öncelikle ödeme yapılan eşin ortalama bir ömür süresi alınıp, bu süreye göre her aya düşecek irat (maaş) miktarı belirlenecektir. Toplu ödeme aylara bölünecektir. Bunun mal rejiminin sona erme tarihinden sonrasına denk düşecek kısmının toplam miktarı, toplu ödemeyi alan eşin kişisel malıdır. Bu kısım üzerinde diğer eşin katılma alacağı hakkı bulunmamaktadır. Ancak yapılacak toplu ödemeyi aylık maaşa bölme hesabı sonucunda bulunan miktarın, mal rejiminin geçerlilik süresindeki (evliliğin başlangıcı veya 2002 yılından daha eskiyse, 2002 yılından boşanma davasının açıldığı tarihe kadar olan kısmı) toplamı üzerinde diğer eşin ½ oranında katılma payı hakkı olacaktır.

Katkı payı, katılma alacağı , boşanma davası, maddi ve manevi tazminat, nafaka ve velayet davası gibi aile hukuku davaları ve Mersin avukat çalışma alanlarımıza buradan ulaşabilirsiniz: Arslanbuğa Mersin Avukatlık &Arabuluculuk Bürosu

Mal rejiminden kaynaklanan katkı ve katılma payı , değer artış payı ve eklenecek değer gibi mal paylaşımı hesaplamalarında bilirkişilik hizmeti için de avukat ofisimizle iletişime geçebilirsiniz. Mersin’de mal paylaşımı na ilişkin dava dosyalarında bilirkişi olarak görev yapan avukat larımız, talep halinde dava öncesinde hesaplama hizmeti verebilmektedir.