On Boğa Hikayesi Ne Anlatır?

İçindekiler

Köken olarak çok eskilere dayanan ve temel bir meditasyon hikayesi olan On Boğa Hikayesi, meditasyon yapmak istediğinizde aklınıza getireceğiniz, son derece özgün bir Zen öyküsü olarak öne çıkmaktadır. On Boğa hikayesinde anlatılanlar ile kendi yaşamınızı gözden geçirebilir ya da meditasyon uygulamanızda daha dikkatli olabilirsiniz.

On Boğa Hikayesi Nedir?

On Boğa hikayesi , özellikle meditasyon yapmak isteyenler için bu alanı bilen kimseler tarafından anlatılan temelde kısa ama içerik olarak oldukça özel ve özgün bir öyküdür. Meditasyon ile kişinin nasıl bir farkındalık kazanacağını anlatan bu öykünün kökeni Tao zamanlarına kadar dayanmaktadır. Fakat 12. Yüzyılda Zen ustaları tarafından Zen Budizm’ine uyarlanır ve bu yolla günümüze kadar gelir. Öykü, temelde aydınlanmanın yani etkin bir meditasyon yapmanın ne işe yaradığından bahsetmektedir. Zihin kontrolünün nasıl sağlanması gerektiğini anlatan bu öykü temelde bir boğanın peşinde koşan bir çocuğun öyküsüdür. Ancak üzerinde biraz düşünüldüğünde kendi yaşamlarımız hakkında çok şeyler söylediğini görebilmekteyiz. Bu bakımdan on boğa hikayesini açıklamak ve onun sayesinde etkin bir meditasyonun nasıl yapılacağını öğrenmek önemlidir.

1 Boğayı Aramak

“Yaşamınızda bir şeyler kayboldu, belki de siz neyin kaybolduğunu bile anlamamış olabilirsiniz. Çocuk boğayı arıyor ama nerede bulacağını bilmekten öte onun neye benzediğini bile unutmuş durumda. Her yere bakıyor ama bir türlü bulamıyor, adeta arayışta olduğunu unutmuş, sadece başı boş bir şekilde dolaşıyor.”

Buradaki önemli kısım, boğanın zihnimizi ifade ettiğini kavramaktır. Boğa, kaybolan bir zihindir ve çoğumuz ona sahip olduğumuzu sanmamıza rağmen o geçip gitmiştir ve onu nerede bulacağımızı bile unutmuş durumdayızdır. Her şey, gördüklerimiz, yaşadıklarımız sadece zihnimizin büyük bir karmaşasından ibaret halde duruyor.

2 Ayak İzlerini Görmek

“Çocuk başıboş halde dolaşırken birden boğanın ayak izlerini görüyor ve onun peşinden gitmeye başlıyor.”

Her ne kadar başıboş bir şekilde dolaşsa da yine de bir şeyler aradığını bilen ya da aramak isteyen kişi mutlaka ayak izlerine denk gelecektir. Öğretiler ve yöntemler sayesinde her şeyin aynı doğaya sahip olduğu kavranılacak ve arayışı sürdüren kişinin bundan bağımsız olmadığı anlaşılacaktır. Bu noktada yavaşça bir şeyler belirmeye başlar ve doğru yola girdiğimize dair birtakım izler bulabiliyoruz. Ancak yine de boğayı henüz bulmuş değiliz.

3 Boğayla İlk Temas

“Çocuk boğayı çalıların arasında görüp ona doğru yaklaşıyor.”

Meditasyon esnasında işitme, görme, koklama, tat alma, dokunma ve düşünen zihin ile gerçek doğamızı keşfederiz. Duyular bu noktada zihnimizi meşgul edemezler. Mevcut bulunan aydınlanmaya yatkın doğamızı keşfederiz ve her şeyde bu doğanın etkin olduğunu anlayabiliriz. Bir nevi kalp gözü açılır ve her şeyin daha önce hiç olmadığı şekli ile algılamak mümkün olur. Bu aşama meditasyona başlangıç aşaması olarak da görülebilir.

4 Boğayı Yakalamak

“Çocuk boğa ile ilk kez karşılaştığında korkar, çekinir ama bir taraftan da gözlerini ondan alamaz. Güçlü, heybetli ve güzel görünüşü ile herkesi kendisine esir eden bu boğayı bir anda alt etmek isteğine kendisi karşı koyamaz ve bir kement atarak onu boğanın zihnine dolar. Ancak boğa direnç gösterir ve çocuk onu alt etmek için oldukça fazla çaba gösterir.”

Zihin, gerçek doğayı görebilmeyi kısacık süreler içerisinde sağlar. Sonra tekrar kendi olağan ayarlarına geri döner ve bizler sürekli bu yazgıyı sürdürerek, devamlı bir halde zihnimizin bizi peşinden sürüklemesine izin veririz. Ancak kemendi ne gevşek ne de sıkı bir halde boğanın boynuna geçirmek mümkün olursa onun kaçmasına izin vermeyiz. Bu aşamada çok dikkat etmeli, bir an boğayı yakaladım sevinci ile onu tekrar kaçırmamalıyız.

5 Boğayı Evcilleştirmek

“Çocuk, dikkatli bir şekilde kemendi tutuyor ve boğayı ele geçiriyor. Ardından onunla ilgilenmeye başlıyor. Başına buyruk boğa buna boyun eğiyor, kendisinin kontrol edilmesine uysallık ile karşılık veriyor. Ama çocuk çok sabırlı ve şefkatli davranıyor.”

Zihne odaklanıldığında bir anlık yanılsama ile bütün bir zihinsel birikim, uğraş boşa gidebilir. Zihin kementten kurtulmaya oldukça müsaittir ancak kontrol edilmek isteniyorsa dikkatli bir şekilde yanına yaklaşılmalı ve ona şefkat gösterilmesi gerekir. Çevremizde olup bitenlerin farkına varmak istiyorsak, boğanın en ufak bir yanlış harekette bizi alt edebileceğini bilerek, onu severken bile ihtiyatlı davranmalı ve bu tutumu alışkanlık haline getirmeliyiz.

6 Boğa Evcilleşiyor

“Boğa evcilleştiğinde çocuk boğanın sırtına biniyor ve kavalını çalarak dolaşmaya başlıyor. Onun için dünya umurunda değil, kimse ilgisini çekmiyor, kendi halinden oldukça memnun ve mutlu.”

Zihin kontrol altına alındığında çabalar sonuca ulaşır. Artık zihin, kendinizin hizmetindedir. O sizi yönetmez, siz onu yönetirsiniz. Dünya meseleleri ise bir tarafa bırakılmıştır, sadece yaşadığının farkına varılır. Boğa, usulca bizim eylemlerimizi takip etmektedir.

7 Boğa Bırakılıyor

“Çocuk her ne kadar boğayı çok istediyse de boğa ile bir yere kadar gelebiliyor. Boğa şimdi kim bilir nerede ama çocuğun aklına bile gelmiyor.”

Bu noktada, kişinin meditasyon aşamasında oldukça yol kat ettiği ve artık zihnin bir kölesi olmaktan uzaklaştığı ifade edilmektedir. Öyle ki zihin kontrol altına alınsa bile artık bir varlık olarak kendisini göstermemektedir.

8 Boşluk

“Çocuk boşlukta oturuyor.”

Boşluk , meditasyonun oldukça önemli aşamalarından birisidir. Fakat terim yanlış anlaşılmamalıdır. Boşluk, hiçlik anlamına gelmez. Buradaki boşluk, karmaşadan uzak zihin anlamına gelmektedir. Karmaşaya sebep olanlar, zihinsel isteklerdir ve onlardan kurtulmak ile her şeyin kendi rengi, boyu ve özelliği ile göründüğü bir aşamaya ulaşılır. Bu aşamada artık bizleri mahveden ve esir eden düşünceler geride kalmıştır.

9 Kaynağa Varmak

“Çocuk kaynaklardan su içiyor.”

Zihin karmaşadan ve pek çok olumsuz durumdan kurtularak, her şeyi olduğu gibi görmeye bakıyor. Dünyanın geçici imgeleri yerine kaynakların su içiyor, meyvelerini tadıyor ve onlar hakkında gereğinden fazla yargı belirtmiyor.

10 Çarşıya Gitmek

“Çocuk çarşıya pazara gidip oradakilerle konuşuyor.”

Her şey sona erdikten sonra, sanki hiçbir şey olmamış gibi gündelik yaşama karışarak onların arasında yaşamın farklı gizemlerini ve eylemlerini deneyimlemek gerekiyor. Bu kısım, meditasyonun sonlandığı kısmı ifade eder ve etkili bir meditasyon inzivada değil, insanlar arasında, onlara tam bir katılım sağlayarak ve onları da bu yola davet ederek yapılması gerektiğini ifade eder.

On Boğa Hikayesi Ne Söylüyor?

On Boğa hikayesinin anlattığı , meditasyon aşamalarının naif bir şekilde anlatımıdır. Zihni yok sayışımızdan, onun peşine düşmemizden, kendisini bulup evcilleştirip uzaklaşmamızdan ve sonunda da ayrı bir farkındalığa erişmemizi anlatarak meditasyonun bizlere sunacağı özel farklılık durumunu göstermektedir. Meditasyon bu haliyle zor gibi olsa da dikkatli bir şekilde yapıldığında olumlu sonuçlar almak mümkündür. Aynı zamanda özellikle meditasyona yeni başlayanlar, Mitr olarak sunduğumuz tütsü çeşitleri, aromaterapi yağları ya da mum çeşitleri ile meditasyon süreçlerine kolaylık sağlayabilirler. Eşsiz kokuları ile tütsü ve aromaterapi yağları koku duyularını harekete geçirerek odaklanmayı arttırmaktadır. Odaklanma sayesinde ise zihnin peşine düşmek konusunda kendinize dayanak bulabilirsiniz. Bu sayede onu nasıl ve nerede bulacağınızı daha rahat anlayabilecek, arkasında olduğunuz boğanın her ne kadar zor olsa da sizin yanınıza adım atınca kolay bir şekilde geldiğini görebileceksiniz.