Yaşamı, mesleği ve geleceği için mücadele eden mühendisler, mimarlar, plancılar, Politeknik 5. Olağan Genel Kurulu’nda buluştu, mücadelenin ve dayanışmanın kürsüsünü kurdu.
Politeknik 5. Olağan Genel Kurulu bugün (17 Aralık) ’nda Sahne Beşiktaş’ta gerçekleştirildi. Çalışma yaşamında haklarına sahip çıkan, asgari ücretini savunan, kentini, yaşam alanlarını gasp eden projelerin karşısında mesleki sorumluluklarını savunarak duran mühendisler mimarlar plancılar genel kurulda buluştu. Genel kurul, deneyimlerin ve mücadelenin konuşulduğu bir kürsüye dönüştü.
Politeknik 5. Olağan Genel Kurulu’na İstanbul, Ankara, Bursa, İzmir, Zonguldak ve Antalya’dan mühendisler katıldı. Genç mühendislerin yoğun katılımı dikkat çekti.
Genel kurul divanı için jeofizik mühendisi Tarık Ceyhan başkan olarak seçildi. Divanın seçilmesinin ardından Politeknik’in 3 yıllık faaliyetlerini konu alan video gösterimi yapıldı. Genel kurul Politeknik Yönetim Kurulu Başkanı Pınar Hocaoğulları’nın açılış konuşmasıyla açıldı.
Pınar Hocaoğulları konuşmasında, ‘Kentlerimize, yaşamımıza, emeğimize dönük saldırıların karşısında yalana, talana ‘Hayır’ dediğimiz bir dönem geçirdik. Kuzey ormanlarını savunduk, meslek onuruna sahip çıktık, Zorunlu BES soygunuyla haklarımızın gasp edilmesine izin vermedik. Asgari ücretimizi savunduk, çalışma yaşamında birlikteliğin, bir arada durmanın güzelliğini yaşadık. İşyerimizde, sokakta diktatörlüğe Hayır dedik. Ülkenin en az yarısı tek adam rejimine ‘Hayır’ dedi, hırsızlıkla, KHK’larla, OHAL ile hayata geçirilmek istenen diktatörlüğü durdurmak için mücadele edeceğiz. Küçük itirazlar biriktiriyoruz. Direnişimizi ağ ağ örerken, barışı, demokrasiyi, laikliği ve özgürlüğü inşa edeceğiz’ ifadelerini kullandı.
Açılış konuşmasının ardından, genel kurulu selamlamak üzere gelen dost kurumların temsilcileri konuştu. Plaza Eylem Platformu adına konuşan Ebru Işıklı ‘Birçok mücadelede birlikteyiz, Hayır mücadelesinde, işyerlerimizde yaşadığımız sorunlara karşı yaptığımız itirazlarda yan yanaydık. Yalnız olmamak, başka kulvarlarda birlikte hareket edebilmek çok önemli. Birlikteliğin getirdiği güçlülüğü hissediyoruz. Birlikte mücadeleye devam dileğimle’ ifadelerini kullandı.
Işıklı’nın ardından kürsüye Toplumcu Mühendisler ve Mimarlar Meclisi’nden mimar Deniz Öztürk kürsüye çıktı. Mühendislik, mimarlık mesleğinin toplumsal sorumluluklarına değinen Öztürk ‘Yasam alanlarımıza meydanlarımıza yaşamlarımıza saldıranlara karşı mesleğimizi toplum yararına yapmak çok önemli. Çalışma hayatlarımız zor ve haksızlıklarla dolu. Yaşanan bir hak ihlalinde beraber olmanın dayanışmanın önemini her gün daha çok hissediyoruz.’ şeklinde konuştu.
Öztürk’ün ardından HDK MMŞP Meclisi adına söz alan Besim Sertok, ‘Yaşam alanlarına dönük saldırılarına değindi. Sertok ‘Savaş alanlarıyla oluşturulan da bir talan var, birlik ve dayanışmaya her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var’ dedi.
Sertok’un ardından KHK ile işine son verilen akademisyen mimar Gül Köksal kürsüye çıktı. Baskılara ve uğradıkları saldırılara karşı verdikleri mücadeleyi aktaran Köksal ‘Burada sizinle olmak onur verici, ben meslek insanı olarak eğitim alanında, meslek alanımda ve kent hakkı mücadelesinde yer alıyorum. Laiklikten, özgürlükten, eşitlikten bahseden kamu emekçileri okullardan, üniversitelerden atılıyor. Şimdi dava süreçleri var, savcılığın her akademisyene farklı dava açması bizim bir arada olmamızı engellemek için. Bu süreçte daha çok mücadele, daha çok dayanışma, birliktelik gerekli’ ifadelerini kullandı.
Köksal’ın ardından Büyükçekmece Belediyesi’nin talebiyle kadın olduğu için işten çıkarılan şehir plancısı Büşra Kaleli, cinsiyet ayrımcılığına karşı verdiği mücadeleyi aktarmak üzere kürsüye çıktı. Kaleli ‘Belediye kadın şehir plancı istemiyor diye çalıştığım şirket beni işten çıkardılar ben de bu duruma karşı kadın meslektaşların dayanışmasıyla mücadele ettim. Bu süreçte Politeknik’teki arkadaşlar hep yanımda oldu, dayanışma kurdu ve belediye önünde eylem yapmaya karar verdik. Sesimizi duyurduk ve haksızlığa boyun eğmedim. Ben anladım ki kadın dayanışması ve mesleki dayanışma çok önemli. Arkadaşlarımın da yanımda olmasıyla düzene karsı çıktım’ şeklinde konuştu.
Genel kurulun ilk ana oturumu halkın mühendisliği mücadelesiydi. Gündemle ilgili kürsüye ilk olarak Politeknik YK üyesi Neriman Usta çıktı. Diktatörlüğün inşasına karşı mühendislerin, mimarların, plancıların mesleki bilgisini kullandığı, gerçek bilgiyi yalanların karşısına diktiği, mesleki sorumluluklarına sahip çıktığı bir mücadeleyi yükseltme sorumluluğu taşıdıklarını ifade etti. Usta, ülkenin varlıklarını koruyan, toplumsal çıkarları gözeten bir mühendislik tanımının ve fikrinin hegemonyasını kurmakla görevli olduklarını belirtti.
Usta’nın ardından kürsüye, Beyoğlu’nu yok eden projelerin mimarlarını protesto eden Politeknik YK üyesi mimar Ekin Sarıca çıktı. Sarıca, ‘Kentin kültürel varlıklarını yok eden projelerin mimarlarına işledikleri suçları hatırlattık. Halkın mimarları olarak kentimizi, yaşam alanlarımızı savunmaya devam edeceğiz’ ifadelerini kullandı.
Sarıca’nın ardından kürsüye Politeknik YK Sekreteri Ersin Kiriş çıktı. Kiriş ‘Mühendislerin mesleki sorumluluklarına sahip çıktığı bir mühendislik, mimarlık, plancılık ideolojisini yaygınlaştırmak zorundayız. Kabataş’a zarar veren projenin getireceği yıkımı anlattığımız için, beton projeye karşı mücadele etiğimiz için projenin mimarı Hakan Kıran’ın bize açtığı davada yargılanıyoruz. Kendinde kente zarar verme hakkı bulan mühendislerin, mimarların, plancıların karşısına dikilmeye devam edeceğiz, onların pervasızlık yapma cesaretlerini kırmak zorundayız. Aynı zamanda mücadele ederken dayanışmayı kurma sorumluluğumuz var. Daha güzel bir ülkeyi ellerimizle yaratabiliriz’ ifadelerini kullandı.
Kiriş’in ardından şehir plancısı Burcu Yanar söz aldı. Yanar, bilimin yok sayıldığı, eğitim müfredatlarının gericileştirildiği ülkede Halkevleri’nin düzenlediği yaz okullarında eğlenceli bilim dersleriyle çocuklarla buluştuklarını belirtti ve herkesi eğlenceli bilim dersinde görev almaya davet etti.
Yanar’ın ardından kürsüye, yaz okulları kapsamında Ankara’da Kent Atölyesi’nde görev alan Murat Yıldız çıktı. Kent atölyesi deneyimlerinden bahseden Yıldız, gericiliğin arttığı bir dönemde kentin söz, yetki ve karar mekanizmalarından dışlanan çocuklarla birlikte kent atölyesi yapmanın çok değerli olduğunu söyledi.
Yıldız’ın ardından kürsüye çıkan Jeofizik Mühendisleri Odası YK üyesi Burak Çatlıoğlu, KHK’larla görevinden uzaklaştırılan meslektaşlarla dayanışma örülmesi gerektiğini söyledi. Çatlıoğlu ayrıca, İstanbul’da depreme karşı mücadele ettiklerini, kentin toplanma alanlarını açıklamamakta ısrar eden AFAD’ın peşinde olduklarını vurguladı.
Çatlıoğlu’ndan sonra KHK ile görevinden uzaklaştırılan Savaş Karabulut söz aldı. Karabulut, baskılara, engellemelere rağmen onurlu yaşamakta, mücadele etmekte ısrar ettiğini, kendisiyle dayanışma gösteren herkese teşekkür ettiğini belirtti. İstanbul’da depreme dair çalışma yapmanın önemli olduğunu belirten Karabulut ‘Balaban heyelanıyla depremle ilgili Politeknik ile beraber çalışmıştım. Deprem ile ilgili çalışmalar yapmak gerekiyor. Bilgilerimizi halkla buluşturmaya devam’ dedi.
Karabulut’un ardından söz alan Politeknik YK üyesi Hayati Can, halkın mühendisliği kavramının özünü yaşamı savunmanın oluşturduğunu, insanlığa, toplumlara zarar veren projelerin mühendislerinin, mimarlarının, plancılarının karşısında halkın mühendislerini bulacağını belirtti. Kolektif üretim, ve kolektif denetim için yeni dönemin mühendislik tartışmalarının ve halkın mühendisliği kavramının daha görünür olmasının önemli olduğunu belirtti.
Can’ın ardından kürsüye çıkan mimar Aysel Can Ekşi, Üsküdar’da yıllardır verdikleri kent mücadelesiyle referandumda Hayır’ı kazandıklarını, bütünlüklü mücadelenin iyi sonuçlar verdiğini ifade etti.
Genel kurulun ikinci oturumu güvenceli çalışma yaşamı mücadelesi oldu. Bu başlıkta ilk sözü makina mühendisi K. Efe Ersöz aldı. Ersöz, çalışma yaşamında yaşanan sorunları, itirazları buluşturmak ve dayanışmayı genişletmek üzere mühendis-mimar ağı (MUMİA) kurma fikrinin hayata geçeceğini belirtti. Ersöz, deneyim aktarımıyla, sorunların paylaşımıyla ve ortak karşı çıkışların buluşmasıyla yeni bir zemini kurmak için mücadele edeceklerini belirtti.
Ersöz’ün ardından inşaat mühendisi Mehmet Baran Akat söz aldı. Akat, şantiyelerinde aylarca maaş alamadıktan sonra tüm çalışanlar olarak aldıkları ortak işe başlamama kararı ve sonrasında tüm işçilerin maaşlarının yatırılması konusundaki mücadele deneyimini aktardı. Akat, bir arada olmanın, ortak davranmanın hak kazanımında ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gördüklerini, MUMİA’nın bu tip örgütlenmeleri yaygınlaştıracağını düşündüğünü ifade etti.
Akat’tan sonra kürsüye maden mühendisi Ragıp Varol çıktı. Özelleştirilen, denetimsizleştirilen bir iş kolunda çalıştığını belirten ve işyerinde yaşadığı sıkıntılara değinen Varol, işçi sağlığı ve iş güvenliği mücadelesinin yaşamak ve yaşatmak için önemli olduğunu vurguladı.
Varol sonrasında söz alan Maden MO İstanbul Şubesi YK Sekreteri Mehmet Makar, mühendis asgari ücretinin hayata geçmesi için meslektaşlarının çalıştığı tüm işyerlerine meslek odası üzerinden asgari ücret uyarısı yaptıklarını ve meslektaşlarını düşük ücretle çalıştıran işyerlerini SGK’ya şikayet ettiklerini belirtti. Makar ‘Mühendislerin düşük ücretlerle çalıştırılmasının önüne geçmek için TMMOB’nin asgari ücret takibinin arttırması gerekiyor. Meslek odaları üyelerinin hak örgütü gibi mücadele etmek zorunda. Politeknik meslektaşlarının asgari ücret talebini yükseltiyor, MUMİA da iyi bir araç olacak’ dedi.
Makar sonrası kürsüye çıkan DİSK Örgütlenme Uzmanı Umar Karatepe ‘İşçilerin hakları üzerindeki baskılar çok benzer, mühendislerin hakları mücadelesinde Politeknik’in yarattığı deneyimler çok kıymetli. Bugünün sorunlarına müdahale için yeni örgütlenme deneyimlerine ihtiyaç var. MUMİA’nın da bu iddia karşılık geldiğini düşünüyorum. Yolunuz açık olsun’ ifadelerini kullandı.
Karatepe sonrasında söz alan bilgisayar mühendisi Emine Aydın MUMİA’nın, sorunların ortaklaşmasıyla, bilgi paylaşımıyla, meslektaşlar arası dayanışmayı büyüteceğini sahici bir ağa dönüşeceğini belirtti. Aydın, MUMİA’nin web sitesi ve diğer teknik altyapı çalışmaları için desteğe ihtiyaç olduğunu belirtti.
Aydın’ın ardından konuşan Maden MO İstanbul Eski Şube Başkanı Nedret Diner, mücadelede yolların kesiştiğini ve birlikte mücadelenin önemli olduğunu söyledi. Diner, kadın mühendisler, mimarlar, plancılar meslek yaşamında ayrımcılığa uğradığını ve bu gündemin daha görünür kılınması gerektiğini belirtti.
Diner’in ardından kürsüye gemi mühendisi Zuhal Can çıktı. Can, çalışma ortamlarındaki işçi sağlı ve iş güvenliği şartlarına değindi, mühendislerin, mimarların, plancıların iş güvencesiyle hak talepleri arasında sıkıştığını belirtti.
Can’ın ardından kürsüye çıkan DİSK Enerji-Sen örgütlenme uzmanı Özgür Bozkurt enerji alanında verdikleri mücadelede mühendislerin bulunduğu deneyimleri aktardı.
Genel kurulda son söz Politeknik Genç’in oldu. Politeknik Genç adına konuşan Sezgin Önal, mühendislik ve mimarlık eğitimini tartışmaya devam ettiklerini, salt sermaye çıkarını güden anlayışın karşısında başka bir mühendislik mümkün diyerek çalışmalar yaptıklarını belirtti. Önal ayrıca, yaşadıkları kente, yaşam alanlarına sahip çıktıklarını, Alakır’dan Giritli Parkı’na kadar rantın, yağmanın karşısında durduklarını belirtti.
Konuşmaların ardından divan, Politeknik 5. Olağan Genel Kurulu’nda aday gösterilen yeni yönetim kurulunu kürsüye davet etti. YK üyelerinin selamı sonrasında mühendislerin, mimarların, plancıların buluşması sona erdi.
Politeknik 5. Dönem Yönetim Kurulu’nda asılda Ersin Kiriş, Neriman Usta, Efe Ersöz, F. Duygu Coşkun, Emine Aydın yer aldı.
politeknik.org.tr