Miras; bir kişinin vefatının gerçekleşmesinden sonra, vefat eden kişi ile kan bağı bulunan yakınlarına yani mirasçılarına kalan, ilgili kişinin her türlü malı, mülkü, serveti veya terekesi olarak adlandırılmaktadır. Aksi bir durum olmadığı takdirde miras, mirasçılar arasında hukuki olarak pay edilmektedir. Mirasçılara bağlı olarak reddi miras yoluna da gidilebilmektedir.
Reddi miras, mirasçıların kendisine kalan mirası hukuki olarak kabul etmemesi ve o mirastan olumlu veya olumsuz herhangi bir şekilde sorumlu olmadığını ilgili makamlara bildirmesidir. Reddi miras davası, miras bırakan kişinin son ikamet ettiği yerdeki Sulh Hukuk Mahkemesi’ne başvurularak başlatılmaktadır. 2 çeşit reddi miras davası bulunmaktadır.
Mirasın hükmen reddi ve mirasın gerçek reddi. Mirasın hükmen reddinde miras bırakan kişinin borçları mal varlığından fazla ise miras hükmen reddedilir. Mirasın gerçek reddinde ise durum mirasçıların tercihine bırakılmaktadır.
İçindekiler
Reddi miras süreci, kişinin vefat ettiği tarihten itibaren 3 ay içerisinde başlatılması gereken bir süreçtir. Yani reddi miras süresi 3 aydır ve ilgili kişilerin bu süre içerisinde başvurularını yapmaları gerekmektedir. Bütün gerekenler doğru bir şekilde yapıldığı takdirde reddi miras gerçekleşmektedir. Kişinin isteğine göre mahkeme, kişiye mirası reddettiğini gösteren resmi bir belge sunmaktadır.
Genel olarak bakıldığında reddi miras davası süreçleri zahmetsiz gözükse de birçok kişinin aklına onlarca soru takılmaktadır. Bu sorular arasından en yaygın olanları ise aşağıdaki şekilde sıralanmaktadır.
Reddi miras davası, kişinin ölümünden 3 ay sonrasına kadar gerçekleştirilebilmektedir. Mirasçının, ilgili kişinin ölümünden haberinin olmadığı kanıtlanır ise 3 aylık süre uzatılabilir. Vefat eden kişinin borçları, mal varlığından fazla ise başvurmaya gerek kalmadan miras reddi gerçekleştirilir.
Mirasın paylaşımını yapacak mirasçılar, Türk Medeni Kanunu ’nun 495. ve 502. Maddelerine istinaden sırasıyla şu şekilde belirlenmektedir;
Mirasın öncelikli hak sahipleri, yani kan hısımları ve altsoyların tamamı mirası reddettiği takdirde miras, sağ kalan eşe intikal etmektedir. Vefat eden kişinin sağ kalan eşi de mirası reddederse miras hakkı, varsa evlat edinilmiş kişiye, yoksa devlete geçmektedir.
Bütün mirasçıların mirası reddetmesi halinde miras, iflas hükümlerine göre tasfiye edileceğinden mirası ret hakkı altsoya geçmez.
Reddi miras dilekçesi, sözlü veya yazılı bir şekilde gerçekleştirildikten sonra sulh hakimi gerekli araştırmaları gerçekleştirir ve kararı tescil eder. Bu aşamada mirasçının duruşmaya gelmesi zorunlu değildir. Mirasçının duruşmaya gelmediği takdirde davası geçersiz sayılamaz.
Mirasın hükmen reddedildiği davalarda herhangi bir süre kısıtlaması bulunmamaktadır. Bu 3 aydan uzun veya kısa sürelerde gerçekleşebilmektedir. Mirasın gerçek reddinde ise 3 aylık süre içerisinde herhangi bir ret beyanı bulunmadıysa miras reddedilemez. Ancak kişi ölümden haberdar olmadığını kanıtladığı takdirde bu süre uzatılabilir.
Mirasın reddi ile ölüm aylığı alma arasında herhangi bir engelleyici sebep bulunmamaktadır. Yani reddi miras emekli maaşı alımını engellemez.
Medeni kanun çerçevesinde miras, veraset ilamı alındıktan yani mirasın mirasçılarının kim olduğu belirlendikten sonra da reddedilebilmektedir. Veraset ilamı, mirasın reddine engel değildir.
Mirasın reddi süreçleri hakkında daha detaylı bilgi almak için hemen iletişime geçebilirsiniz.