Türk Hukukunda İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanlığı

  1. BÖLÜM

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNE GENEL BAKIŞ

  1. İş Sağlığı ve Güvenliği Kavramı

Birçok çalışanın her yıl iş kazaları sonucu yaralanarak, sakat kalarak veya yaşamını yitirerek, birçok çalışanın da kullandıkları zararlı maddeler nedeniyle meslek hastalıklarına tutularak zarar görmesi İSG kavramının doğmasına ve gelişmesine neden olmuştur. İSG çalışmalarının amacı insan hayatını tehdit eden, genel olarak kaza ve hastalık şeklinde ortaya çıkan tehlikelerden insanları korumak, zarar verici etkileri en alt düzeye indirgeyerek insanların daha güvenli ve sağlıklı bir ortamda çalışmalarını, hayatlarını sürdürmelerini ve işgücü verimliliğini artırmaya yönelik önlemlerin tümünü kapsar. [1]

İSG, işyerinde çalışan işçilerin, sağlığını ve iş güvenliğini sağlamayı, bunun için işyerinde doğabilecek, iş kazası ve meslek hastalıkları gibi her türlü riske karşı gerekli tedbirleri almayı, bu husustaki şartları yerine getirmeyi, bu hedefleri yerine getirmeye yardımcı olabilecek araç gereçlerin noksansız bulundurulmasını öngören, genelde bunların uygulanmasından işverenin sorumlu tutulduğu ve/fakat işçilerin de, öngörülen tedbirlerle ilgili olarak usul ve şartlara uymalarını isteyen bir kavramdır.

ILO (Uluslararası Çalışma Örgütü) ve WHO (Dünya Sağlık Örgütü) işçi sağlığını şu şekilde tanımlamıştır: Çalışan tüm insanların fiziksel, ruhsal, moral ve sosyal yönden tam iyilik durumlarının sağlanmasını ve en yüksek düzeylerde sürdürülmesini; iş koşulları ve kullanılan zararlı maddeler nedeniyle çalışanların sağlığına gelebilecek zararların önlenmesini ve ayrıca işçinin fizyolojik özelliklerine uygun yerlere yerleştirilmesini, işin insana ve insanın işe uymasını asıl amaç olarak ele alınmasıdır. [2]

İş güvenliği kavramına ilişkin en yaygın tanımlamalardan biri; “ İşyerlerinde işin yürütülmesi sırasında, çeşitli nedenlerden kaynaklanan sağlığa zarar verebilecek koşullardan korunmak amacıyla sistemli ve bilimsel çalışmaların tümüne iş güvenliği denilmektedir.” [3]

İş güvenliği kavramı, iş güvenliği bakımından en olumsuz koşulları yaratan sanayi devrimiyle birlikte önem kazanmıştır. [4] Bu bağlamda ortaya çıkan iş güvenliği her şeyden önce işçinin yaşamını ve sağlığını güvence altına almayı hedefleyerek işçilerin tehlikelerden uzak  bir iş çevresinde çalışmalarını mümkün kılar.

İş sağlığı ve güvenliğinin üç temel amacı vardır. Bunlar:

İş kazasına uğrayan veya meslek hastalığına tutulan işçi uzun süren ve acı veren bir tedavi sürecine katlanmak zorunda kalabilir. Yapılan tedaviye rağmen tüm yaşamını çalışma gücünü belirli oranda yitirmiş olarak geçirebilir. [6] İş kazası ve meslek hastalığı işçinin öncelikle kendisine büyük zararlar vermekte, bunun yanında işçinin bakmakla yükümlü olduğu kişilerin de yaşamaları için gerekli olan destekten mahrum kalmasına neden olmaktadır. [7] Böyle bakıldığında işçinin bedenen, ruhen ve ekonomik yönden korunması bakımından iş sağlığı ve güvenliği faaliyetlerinin önemi çok büyüktür. [8]

İş sağlığı ve güvenliğinin niteliği itibariyle hem özel hukuk hem de kamu hukuku karakterli olduğu söylenebilir. İş sözleşmesinin kişisel ilişki kuran özelliğinden yola çıkılacak olursa, özel hukuk karakterli olan iş sağlığı ve güvenliği, devletin denetimi ve iş sağlığı ve güvenliğine aykırılık halinde ceza yaptırımı düşünüldüğünde ise kamu hukuku karakterlidir. [9]

İŞVERENİN İŞ GÜVENLİĞİ HİZMETLERİNİ SAĞLAMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ

  1. Genel Olarak

6331 Sayılı Kanun’ un yürürlüğe girmesi ile birlikte iş sağlığı ve güvenliği kurumu, kendine özgü bir yasa ile düzenleme altına alınmıştır. İşverene ait tüm yükümlülükler, Anayasa’ nın ilgili maddeleri uyarınca [10] ve başta 6331 Sayılı Kanun olmak üzere iş güvenliği mevzuatında ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.

Kanunun 4 üncü madde hükmüne göre işveren; çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlü olup bu çerçevede; [11]

a) Mesleki risklerin önlenmesi, eğitim ve bilgi verilmesi dâhil her türlü tedbirin alınması, organizasyonun yapılması, gerekli araç ve gereçlerin sağlanması, sağlık ve güvenlik tedbirlerinin değişen şartlara uygun hale getirilmesi ve mevcut durumun iyileştirilmesi için çalışmalar yapacak,

b) İşyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine uyulup uyulmadığını izleyecek, denetleyecek ve uygunsuzlukların giderilmesini sağlayacak,

c) Risk değerlendirmesi yapacak veya yaptıracak,

ç) Çalışana görev verirken, çalışanın sağlık ve güvenlik yönünden işe uygunluğunu göz önüne alacak,

d) Yeterli bilgi ve talimat verilenler dışındaki çalışanların hayati ve özel tehlike bulunan yerlere girmemesi için gerekli tedbirleri alacaktır.

İşveren bu yükümlüğüyle ilgili çalışmalarını ise 5 inci madde hükmünde belirtilen “risklerden korunma ilkeleri” çerçevesinde aşağıdaki sıra ile yerine getirmek durumundadır;

a) Risklerden kaçınmak.

b) Kaçınılması mümkün olmayan riskleri analiz etmek.

c) Risklerle kaynağında mücadele etmek.

ç) İşin kişilere uygun hale getirilmesi için işyerlerinin tasarımı ile iş ekipmanı, çalışma şekli ve üretim metotlarının seçiminde özen göstermek, özellikle tekdüze çalışma ve üretim temposunun sağlık ve güvenliğe olumsuz etkilerini önlemek, önlenemiyor ise en aza indirmek.

d) Teknik gelişmelere uyum sağlamak.

e) Tehlikeli olanı, tehlikesiz veya daha az tehlikeli olanla değiştirmek.

f) Teknoloji, iş organizasyonu, çalışma şartları, sosyal ilişkiler ve çalışma ortamı ile ilgili faktörlerin etkilerini kapsayan tutarlı ve genel bir önleme politikası geliştirmek.

g) Toplu korunma tedbirlerine, kişisel korunma tedbirlerine göre öncelik vermek.

ğ) Çalışanlara uygun talimatlar vermek.

İşveren, iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin sunulması için çalışanları arasında iş güvenliği uzmanı, iş yeri hekimi ile on ve daha fazla çalışanı olan çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde diğer sağlık personeli görevlendirir. [12]

İşverenlerin yukarıda sayılan kanuni hükümleri ve iş güvenliği hizmetlerini yerine getirilebilmesi amacıyla, üç yöntem öngörülmüştür:

Bu yöntemlerle birlikte işverenler, işyerlerinde meydana gelebilecek iş kazası ve meslek hastalığı gibi iş sağlığını ve güvenliğini tehlikeye düşürebilecek durumlara karşı belirli önlemleri alarak gerekli aksiyonlarla birlikte riski ve tehlikeyi en aza indirmekle mükelleftirler.

İşverenler yukarıda belirtildiği üzere belirli nitelikteki işyerleri için iş sağlığı ve güvenliği kurulu kurmak, iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve diğer sağlık personeli çalıştırmak, çalışan temsilcisi belirlemek ve destek elemanı görevlendirmek zorundadırlar. [15]

İşyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınabilmesinin, iş kazaları ve meslek hastalıklarının önlenebilmesinin bir uzmanlık sorunu olduğu, özellikle tıp ve mühendislik bilimleriyle yakın ilgisi olduğu açıktır. Bu nedenle iş sağlığı ve güvenliği mevzuatımızda, kısaca iş sağlığı ve güvenliği personelleri olarak adlandırabileceğimiz, iş güvenliği uzmanlarının ve işyeri hekimlerinin işyerlerinde çalıştırılması zorunlu kılınmıştır. [16]

İşveren, kanunda sayılan iş sağlığı ve güvenliği profesyonellerinden destek ve hizmet alırken belirli bir örgütlenme yapısında hareket etmeli ve çarkları durmadan işleyen bir sistem kurarak 6331 Sayılı Kanun ve ilgili kanun maddelerinden kaynaklı yükümlülüklerin yerine getirmek durumundadır.

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu 30.06.2012 tarih, 28339 sayı ile Resmi Gazete’ de yayımlanmasına rağmen, 38’inci maddesi ile bazı maddelerinin yürürlük tarihi ileri bir tarihe ertelenmiş, geri kalan bütün maddelerinin yürürlük tarihinin ise altı ay sonra yani 01.01.2013 tarihi olacağı hüküm altına alınmıştır.

İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’ nun çoğu maddesinin yürürlük tarihi olan 01.01.2013 tarihi aynı zamanda bazı işyerleri için iş sağlığı ve güvenliğine yönelik bazı yükümlülüklerin başladığını göstermekteydi. Bu tarihten itibaren 50′ den çok çalışanı bulunan az tehlikeli, tehlikeli ve çok tehlikeli işyerleri için iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve diğer sağlık personeli bulundurma zorunluluğu getirilmiştir.

Kanunun 38’inci maddesi ile 50’den az çalışanı olan tehlikeli ve çok tehlikeli işyerleri için ise iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve diğer sağlık personeli bulundurma zorunluluğu 01.01.2014 olarak hüküm altına alınmıştır.

Kanunun 38’inci maddesi ile 50’den az çalışanı olan tehlikeli ve çok tehlikeli işyerleri için ise iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve diğer sağlık personeli bulundurma zorunluluğu 01.01.2014 olarak hüküm altına alınmıştır.

Kanunda geçen ve saymış olduğumuz 50’den fazla çalışanı bulunan az tehlikeli, tehlikeli ve çok tehlikeli işyerleri ile 50′ den az çalışanı bulunan tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri dışında kalan, mimarlık, mühendislik, avukatlık, noterlik, kreş, anaokulu, bakkal, terzi, apartman, manav vb. gibi işyerleri için ise süreç biraz geç işlemiştir. Buna göre, bu kapsamda yer alan 50′ den az çalışanı bulunan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri ile kamu kurumları için Kanunun yayım tarihi olan 30.06. 2012 tarihinden itibaren iki yıllık bir süre öngörülmüştür. Henüz iki yıllık süre dolmadan bu işyerleri için, uygulamada 6495 sayılı Kanunla değişikliğe gidilerek yasal süre 01.07. 2016 tarihine ertelenmiştir. Daha sonra 6745 sayılı Kanunla süre bir yıl daha ertelenerek, 01.07.2017 tarihi olarak belirlenmiştir. En son 7033 sayılı Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile bu süre şu an için 01.07.2020 olarak belirlenmiştir. 7033 sayılı Kanunla, 6331 sayılı Kanunun 6, 15 ve 30’uncu maddelerinde değişikliğe gidilerek, daha önce 10’dan az ibaresi yer alan hükümler, 50’den az şeklinde değiştirilmiştir. [17] Ancak küresel çapta yaşanılan COVID-19 salgını nedeniyle bu kanunun ilgili maddelerinin yürürlük tarihi bir kez daha uzatılmıştır. Buna göre “İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi” nde yer alan “20.06.2012 tarihli ve 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’n 38’inci maddesinin birinci fıkrasının a bendinin 1 numaralı alt bendinde yer alan 01 Temmuz 2020 ibaresi 31 Aralık 2023 şeklinde değiştirilmiştir”.

İş güvenliği uzmanı bulundurma zorunluluğu daha önce 30 Haziran 2012 tarihli ve 28339 sayılı Resmî Gazetede yayınlanmış ve yürürlüğe girme tarihi ise 1 Temmuz 2014 yılı olarak belirlenmişti. Ancak Resmî Gazete’ de yayınlanmasının üzerinden 8 yıl geçmesine rağmen, düzenleme hâlâ uygulanmadığı gibi bir kez daha ertelenmiş oldu.

Çalışmamızın ana konusu Türk Hukuku’ nda İş Güvenliği Uzmanlığı olduğundan dolayı örgütlenme konusuna ilişkin şimdilik bu kadar bir açıklama ile yetiniyoruz.

İŞ GÜVENLİĞİ UZMANLIĞI

  1. Genel Olarak

İş güvenliği uzmanlığı mesleği, çalışanların ruh ve beden bütünlüğünün korunmasına hizmet etmektedir. Bu yönüyle sadece çalışanları değil tüm toplumu doğrudan ve dolaylı olarak etkilemektedir. 6331 Sayılı Kanun’ un yürürlüğe girmesi ile birlikte iş güvenliği uzmanı çalıştırmak çalışan sayısı ve sektör gözetmeksizin kanun kapsamındaki tüm işyerleri için zorunlu hale getirilmiştir. [18] Böylelikle işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin yerine getirilmesinde iş güvenliği uzmanları büyük bir paya sahip olmuş, iş güvenliği uzmanları toplu düzeydeki koruyucu sağlık ve güvenlik hizmetlerinden sorumlu kişiler olarak kabul edilmişlerdir. [19] İş güvenliği uzmanları işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması hususunda ana hizmet verici konumundadır.

İSG Kanunu’ nda tüm işverenler için iş sağlığı ve güvenliği profesyonellerinin istihdam edilmesi zorunluluğu getirilmiştir (m.6/1,a). Başka bir deyişle, tek çalışanı (işçi, kamu görevlisi, sözleşmeli personel) olan işverenler de iş güvenliği uzmanından yardım almak zorundadırlar. Ancak daha önce belirttiğimiz gibi bu husus 31/12/2023 tarihine ertelenmiştir. [20]

İş güvenliği uzmanları, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu( İSGK) ile 29/12/2012 tarihinde yayımlanmış olan İş Güvenliği Uzmanlarının Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında Yönetmelik (yönetmelik) ile düzenlenmiştir. Kanunda iş güvenliği uzmanı, “Usul ve Esasları yönetmelikle belirlenen iş sağlığı ve güvenliği alanında görev yapmak üzere Bakanlıkça yetkilendirilmiş, iş güvenliği uzmanlığı belgesine sahip, Bakanlık ve ilgili kuruluşlarında çalışma hayatını denetleyen müfettişler ile mühendislik veya mimarlık eğitimi veren fakültelerin mezunları ile teknik elemanı ifade eder. Teknik elemanlar ise yönetmeliğin 4/1,ı (İSGK 3/1,s) hükmünde, teknik öğretmenler, fizikçi, kimyager ve biyologlar ile üniversitelerin iş sağlığı ve güvenliği lisans veya ön lisans programı mezunları olarak tanımlanmıştır. (m.3/f.1,f) Kanun ve Yönetmelikteki iş güvenliği uzmanı tanımı daha çok bu mesleği kimlerin yapabileceğine ilişkindir. [21]

İş güvenliği uzmanlarından; (A) sınıfı belgeye sahip olanlar bütün tehlike sınıflarında yer alan işyerlerinde, (B) sınıfı belgeye sahip olanlar az tehlikeli ve tehlikeli sınıflarda, C sınıfı belgeye sahip olanlar ise az tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde çalışabilirler.

İş güvenliği uzmanı olabilmek için, yönetmelikte belirtilen koşulların eksiksiz olarak yerine getirilmiş olması gerekmektedir. Belirtilen koşullardan birincisi mevzuatta belirtilen eğitim programlarından mezun olmaktır. İkinci koşul ise, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’ ndan yetki almış eğitim kurumundan eğitim görerek katılım belgesi almış olmaktır. Üçüncü koşul, bakanlıkça açılan sınavdan başarılı olunarak sertifika alınmasıdır. [22]

Kanunda değişiklik yapılmadan önce iş güvenliği uzmanı olabilmek için öncelikle mühendis, mimar veya teknik eleman olma koşulu aranmıştır. [23] Yönetmeliğin birinci bendine göre teknik Eleman; teknik öğretmenler, fizikçi, kimyager ve biyolog unvanına sahip olanlar ile üniversitelerin iş sağlığı ve güvenliği lisans ve ön lisans programı mezunlarını ifade etmektedir. Yönetmelikte iş güvenliği uzmanı net olarak tanımlanmamış kimlerin iş güvenliği uzmanı olabileceği tarif edilmiştir. Bunun yanında İSGK 8/2’ de iş güvenliği uzmanı işverene iş güvenliği ile ilgili konularda rehberlik ve danışmanlık yapmak üzere görevlendirilen kişi olarak belirtilmiştir. [24]

Kanun değişikliğinden önce, sayılan okullar dışındaki okullardan mezun olanların iş güvenliği uzmanı olarak görev yapmasına izin verilmemiştir. Sadece belirli teknik özellikli meslekleri yapanların iş güvenliği uzmanı olabilmesine izin verilmesinin ayrımcılık oluşturduğu tartışmasızdır. iş müfettişleri arasında sadece mühendis kökenli teknik iş müfettişlerinin iş güvenliği uzmanı olabilmesi bu ayrımcılığın kanıtı gibidir. [25] İş güvenliği uzmanı olabilmek için gerekli yükseköğretim kurumundan mezun olmak tek başına yeterli bir kıstas değildir. Kanaatimizce bu hususta belirleyici olacak olan yükseköğretim kurumunun niteliği değil iş güvenliği bilgisinin ne seviyede olduğudur.

Daha sonra yapılan kanun değişikliğiyle bu hususun bir nebze olsun önüne geçilmeye çalışılmıştır. Buna göre Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından açılan sertifika programlarına katılan işverenlere kendi işyerlerinin iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini yerine getirme imkânı verilerek önemli bir kolaylık sağlanmıştır. Bakanlığın açmış olduğu sertifika programına katılmak için herhangi bir mezuniyet şartı aranmaksızın 18 yaşını dolduran her işveren iş güvenliği uzmanlığı eğitimi alabilecektir.

İş sağlığı ve güvenliği profesyonellerinin İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğünce verilecek iş güvenliği uzmanlığı belgesine sahip olmak için bu konudaki eğitimlere katılmaları ve yapılacak sınavda başarılı olmaları gerekir. Bununla beraber, İş Güvenliği Uzmanlarının Görev, Yetki, Sorumluluk Ve Eğitimleri Hakkında Yönetmeliğinin 8. Maddesinde, kimlere (bu konularda doktora yapmış, belirli süre iş müfettişliği görevini yerine getirmiş, genel müdürlük ve bağlı birimlerde belirli süre çalışmış olanlar vb. kişiler) söz konusu belgenin istekleri halinde verileceği hükme bağlanmıştır. İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’ nun 3/1,d maddesine göre iş sağlığı ve güvenliği eğitimini verebilecek kurumlar, bakanlıkça yetkilendirilen kamu kurum ve kuruluşları, üniversiteler ve Türk Ticaret Kanunu’ na göre faaliyet gösteren şirketler tarafından kurulan müesseselerdir. Eğitim kurumlarına, verilecek eğitimlere ve yapılacak sınavlara ilişkin hükümler İş Güvenliği Uzmanları Yönetmeliğinin 14-32. maddelerinde ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiştir. [26]

Eğitim programlarını tamamlayan adayların iş güvenliği uzmanlığı belgelerini almaları için uzmanlık sınavına katılmaları ve başarılı olmaları gerekir. Söz konusu sınav Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca yapılır.

İş güvenliği uzmanlarının görevlendirilebilmeleri için işyerinin girdiği tehlike sınıfına uygun belgeye sahip olmaları gerekmektedir. İş güvenliği mevzuatımız işyerlerini az tehlikeli, tehlikeli ve çok tehlikeli olmak üzere üç sınıfa ayırmıştır. Çok tehlikeli işyerlerinde çalışabilmek için en az A sınıfı, tehlikeli işyerlerinde çalışabilmek için en az B sınıfı, az tehlikeli işyerlerinde çalışabilmek için en az C sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesine sahip olma şartı aranmıştır. Başka bir değişle C sınıfı belgeye sahip olanlar yalnızca az tehlikeli işyerlerinde, B sınıfı belgeye sahip olanlar az tehlikeli, tehlikeli işyerlerinde, A sınıfı belgeye sahip olanlar ise tüm tehlike sınıflarına giren işyerlerine çalışabilir.

İş güvenliği uzmanları, az tehlikeli sınıfa yer alanlarda, çalışan başına ayda en az 10 dakika; tehlikeli sınıfta yer alanlarda, çalışan başına ayda en az 20 dakika; çok tehlikeli sınıfta yer alanlarda, çalışan başına ayda en az 40 dakika görev yaparlar. (Yön. M.12/1) [27]

A Sınıfı Belge: A sınıfı belgeye sahip olabilmek için Yönetmelikte belirtilen beş koşuldan en az birinin yerine getirilmesi gerekmektedir.

  1. B) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesiyle en az dört yıl fiilen görev yaptığını iş güvenliği uzmanlığı sözleşmesi ile belgeleyen ve (A) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı eğitimine katılarak yapılacak (A) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı sınavında başarılı olanlara,
  2. Mühendislik veya mimarlık eğitimi veren fakülte mezunları ile teknik elemanlardan; iş sağlığı ve güvenliği veya iş güvenliği programında doktora yapmış olanlara,
  3. Genel Müdürlük veya bağlı birimlerinde en az on yıl görev yapmış mühendislik veya mimarlık eğitimi veren fakülte mezunları ile teknik elemanlara,
  4. İş sağlığı ve güvenliği alanında müfettiş yardımcılığı süresi dâhil en az on yıl görev yapmış mühendis, mimar veya teknik eleman olan iş müfettişlerine,
  5. Genel Müdürlük ve bağlı birimlerinde uzman yardımcılığı süresi dâhil en az on yıl fiilen görev yapmış mühendislik veya mimarlık eğitimi veren fakülte mezunları ile teknik elemanı olan iş sağlığı ve güvenliği uzmanlarına,

A sınıfı iş güvenliği uzmanlık belgesi verilir.

B Sınıfı Belge: B sınıfı belgeye sahip olabilmek için Yönetmelikte belirtilen üç koşuldan en az birinin yerine getirilmesi gerekmektedir.

  1. C) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesiyle en az üç yıl fiilen görev yaptığını iş güvenliği uzmanlığı sözleşmesi ile belgeleyen ve (B) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı eğitimine katılarak yapılacak (B) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı sınavında başarılı olan mühendislik veya mimarlık eğitimi veren fakültelerin mezunları ile teknik elemanlara,
  2. İş sağlığı ve güvenliği veya iş güvenliği programında yüksek lisans yapmış mühendislik veya mimarlık eğitimi veren fakültelerin mezunları ile teknik elemanlardan (B) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı için yapılacak sınavda başarılı olanlara,
  3. İş sağlığı ve güvenliği alanında teftiş yapan mühendis, mimar veya teknik eleman olan iş müfettişleri hariç, Bakanlık ve ilgili kuruluşlarında müfettiş yardımcılığı süresi dahil en az on yıl görev yapan müfettişlerden (B) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı eğitimine katılarak yapılacak (B) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı sınavında başarılı olanlara,

B sınıfı iş güvenliği uzmanlık belgesi verilir.

C Sınıfı Belge: B sınıfı belgeye sahip olabilmek için Yönetmelikte belirtilen üç koşuldan en az birinin yerine getirilmesi gerekmektedir.

  1. C) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı eğitimine katılarak yapılacak (C) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı sınavında başarılı olan mühendislik veya mimarlık eğitimi veren fakültelerin mezunları ile teknik elemanlara,
  2. İş sağlığı ve güvenliği alanında teftiş yapan mühendis, mimar veya teknik eleman olan iş müfettişleri hariç bakanlık ve ilgili kuruluşlarında müfettiş yardımcılığı süresi dâhil en az on yıl görev yapan müfettişlerden (C) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı eğitimine katılanlara,
  3. (Ek:RG-30/4/2015-29342) Üniversitelerin iş sağlığı ve güvenliği lisans programını tamamlayanlardan yapılacak (C) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı sınavında başarılı olanlara,

C sınıfı iş güvenliği uzmanlık belgesi verilir.

İşveren ile (kamu görevlisi olmayan) iş güvenliği uzmanı arasındaki ilişki kural olarak iş akdine dayandığından iş güvenliği uzmanları işçi statüsündedir. Bu nedenle, iş mevzuatından doğan tüm hak ve yükümlülükler iş güvenliği uzmanları içinde uygulanır. Bunların ücret ve çalışma koşulları iş mevzuatının mutlak ve nispi emredici kurallarına aykırı olmamak koşuluyla taraflar arasında serbestçe kararlaştırılır.       Uygulamada, İş Kanunundaki ve İş Sağlığı ve Güvenliği Kanundaki farklı düzenlemelerden sonra iş güvenliği uzmanlarının hukuki durumunu ikiye ayırarak değerlendirilmektedir. İşveren, iş sağlığı ve güvenliğini organize etmek, bu konuda mevzuattan doğan yükümlülüklerini yerine getirebilmek için işyerinde değişik düzeylerde sorumlu işveren vekillerini görevlendirebilir. İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’ nun 3. maddesinin 2. fıkrasında (İK 2/4) işveren vekillerinin işveren adına hareket edeceği ve işyerinin yönetiminde görev alacağı öngörülmüştür. İş sağlığı ve güvenliği konusunda yönetim hakkına, işçilere emir ve talimat verme, denetleme yetkilerine sahip bu kişiler işveren vekili sıfatı taşırlar. [28] Bunlar, kendilerine tanınan yönetim hakkı, görev ve yetki alanları çerçevesinde işyerinde çalışanlara ve organizasyon yapısında daha alt düzeyde yer alan işveren vekillerine emir ve talimatlar vermek, denetimleri yerine getirmek suretiyle iş sağlığı ve güvenliğini sağlama yükümlülüklerini yerine getirirler.

Buna karşılık, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu İş Kanunundan farklı düzenlemeler de getirmiş, işveren vekili niteliği taşımayan, yönetim hakkı, işçilere emir ve talimat verme yetkisi bulunmayan, kendine özgü bir hukuki statüye sahip, sadece danışmanlık ve rehberlik görevi yapan iş güvenliği uzmanlığına yer vermiştir. İş güvenliği uzmanı “işverene iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili konularda rehberlik ve danışmanlık yapmak üzere” görevlendirilirler ve bu husustaki “eksiklik ve aksaklıkları işverene yazılı [29] olarak” bildirirler. [30] Şüphesiz işveren, iş sağlığı ve güvenliği açısından “her türlü” tedbiri, önlemi almakla yükümlüdür. Bu bakımdan iş güvenliği uzmanının belirttiği önlemlerin işverenin ekonomik gücünü aştığı için uygulanamaz olduğu söylenemezse de, amacını aşar şeklide olmamasına da dikkat edilmelidir. [31]

İş güvenliği uzmanları iş görme edimlerini mesleki bağımsızlık içinde ve özgür biçimde yerine getirirler. İş sağlığı ve güvenliği profesyonellerinin danışmanlık görevlerini yerine getirirken herhangi bir etki altında kalmaksızın, emir ve talimat almadan salt iş sağlığı ve güvenliği biliminin gereklerine uygun olarak davranabilmelerinin sağlanması gerekir. İş güvenliği uzmanlarının mesleki bağımsızlıkla hareket etmesini sağlamak işverenin yerine getirmesi gereken bir yükümlülüktür.

İş güvenliği uzmanları, işyerinde yapılan çalışmalar ve yapılacak olan değişikliklerle ilgili olarak tasarım, makine ve diğer teçhizatın durumu, bakımı, seçimi ve kullanılan maddeler de dahil olmak üzere işin planlanması, organizasyonu ve uygulanması, kişisel koruyucu donanımların seçimi, temini, kullanımı, bakımı, muhafazası ve test edilmesi konularının, iş sağlığı ve güvenliği mevzuatına ve genel iş güvenliği kurallarına uygun olarak sürdürülmesini sağlamak için işverene önerilerde bulunmakla yükümlüdürler. [32] Bu yükümlükleri yerine getirirken alınması gereken önlemler var ise yazılı olarak işverene bildirmek durumundadırlar.

İşyerinde meydana gelen meslek hastalıkları ve iş kazalarının nedenleri araştırmak ile yükümlüdürler. Bu yükümlülükleri sayesinde işyerinde bir daha aynı durumdan kaynaklı iş kazasının gerçekleşmesi engellenmiş olur.

İş güvenliği uzmanlarının görevlerinden biride iş sağlığı ve güvenliği yönünden risk değerlendirmesi yapılmasıyla ilgili çalışmalara ve uygulamalara katılmak, çalışmalar sonucunda alınması gerekli sağlık ve güvenlik önlemleri konusunda işverene öneride bulunmaktır.

İşyerinde çalışma ortamının İş Sağlığı ve Güvenliğine uygun hale getirilmesi de yine iş güvenliği uzmanlarının en önemli yükümlülüklerindedir. Bunun için çalışanları ve işvereni bilgilendirme ve eğitme durumunda olan iş güvenliği uzmanları bilgilendirme faaliyetleri sonucunda yapılacak olan çalışmaları işverenin onayına sunmak ile görevlidir. Ayrıca bakanlıkça belirlenecek iş sağlığı ve güvenliğini ilgilendiren konularla ilgili bilgileri, İSG KATİP [33] ’ e bildirmek zorundadırlar. [34]

Kanunun 9.maddesi uyarınca, iş güvenliği uzmanları ilgili birimlerle işbirliği içinde çalışmak durumundadır.  Buna göre, bir sonraki yılda gerçekleştirilecek iş sağlığı ve güvenliğiyle alakalı faaliyetlerin yer aldığı yıllık çalışma planını işyeri hekimi ile birlikte hazırlamak, bulunması halinde üyesi olduğu iş sağlığı ve güvenliği kurumuyla işbirliği içinde çalışmak zorundadırlar.

İş güvenliği uzmanlarının yetkileri kanunda düzenlenmiştir:

İşveren nezdinde tam süreli iş sözleşmesi ile görevlendirilen iş güvenliği uzmanları, çalıştıkları işyeri ile ilgili mesleki gelişmeleri sağlamaya yönelik eğitim, seminer ve panel gibi organizasyonlara katılma hakkına sahiptir.  Bu gibi organizasyonlarda geçen sürelerden bir yıl içerisinde toplam beş iş günü kadarı çalışma süresinden sayılır ve bu süreler sebebiyle iş güvenliği uzmanının ücretinden herhangi bir kesinti yapılmaz.

Yönetmeliğin 11. Maddesine göre iş güvenliği uzmanları, yönetmelikte belirtilen görevlerini yaparken, işin normal akışını mümkün olduğu kadar aksatmamak ve verimli bir çalışma ortamının sağlanmasına katkıda bulunmakla yükümlüdürler. İş güvenliği uzmanlarının işveren nezdinde yapmış olduğu çalışmalardan dolayı, sır saklama borcu vardır. Buna göre iş güvenliği uzmanları işverenin ve işyerinin meslek sırları, ekonomik ve ticari durumları ile ilgili bilgileri gizli tutmakla yükümlüdür. (Yön. Md. 11/1)

İş güvenliği uzmanı, görevlendirildiği işyerinde yapılan çalışmalara ilişkin tespit edilen önerileri işyeri hekimi ile birlikte yapılan çalışmaları ve gerekli gördüğü diğer hususları onaylı deftere yazar. Onaylı deftere yazılan tespit ve öneriler işverene tebliğ edilmiş sayılır. İşveren, iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi tarafından ayrı ayrı imzalanır. Defterin tutulmasından işveren sorumludur. Teftiş halinde istenildiği zaman defter gösterilmek zorundadır. [36]

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu işverene belirli yükümlülükler yüklemektedir. Bu yükümlülüklerden biri de iş güvenliği uzmanı çalıştırmaktır. Kanunda öngörülen yükümlülüklerin önemli bir kısmı da iş güvenliği uzmanının rehberlik ve danışmanlık görevini ifasını hiç veya gereği gibi yerine getirmediği hallerde ortaya çıkacaktır. [37]

İş güvenliği uzmanının, işyerindeki görevlerini hiç veya gereği gibi yerine getirmemesi halinde meydana gelen iş kazası ve meslek hastalığından doğan hukuki sorumluluğunun niteliği kusur sorumluluğudur.

İş güvenliği uzmanının, işyerindeki görevlerini hiç veya gereği gibi yerine getirmemesi halinde zarar ortaya çıkabilir. Bu nedenle iş güvenliği uzmanları, iş sağlığı hizmetlerinin yürütülmesi için vermiş oldukları hizmetten dolayı işverene karşı sorumludurlar. İşverenin, ortaya çıkan iş kazası ve meslek hastalığı neticesinde yaptığı ödemeler çerçevesinde kusuru oranında iş güvenliği uzmanına rücu edebilmesi mümkündür. Bu bakımdan iş güvenliği uzmanlarının mesleki sorumluluk sigortası yaptırmalarında yarar bulunmaktadır. [38]

Sosyal Güvenlik Kurumu, iş kazası ve meslek hastalığı neticesinde yaralanan sigortalıya geçici iş görmezlik ödeneği, meslekte kazanma gücünün %10’ un üzerinde kaybeden sigortalıya sürekli iş görmezlik geliri, malul olan sigortalıya ise malullük aylığı bağlamaktadır. Bunun gibi iş kazası ve meslek hastalığı neticesinde ölen sigortalının hak sahiplerine de ölüm geliri bağlanmaktadır. Ayrıca Kurum genel sağlık sigortası çerçevesinde sigortalılara sağlık hizmeti sunmaktadır. Bu ve buna benzer durumlarda Sosyal Güvenlik Kurumu yaptığı giderleri için “üçüncü kişi” olan iş güvenliği uzmanına kusuru oranında rücu edebilecektir. [39]

Tazminat sorumluluğundan farklı olarak, suç ve cezaların şahsiliği ilkesi gereğince, zararlı sonucun meydana gelmesinde kusurlu olan herkes ceza davasında yargılanabilmektedir. Bu bağlamda çalışanın ölümü veya yaralanmasıyla sonuçlanacak şekilde iş kazası veya meslek hastalığı meydana gelmesi halinde Türk Ceza Kanunu’ nun 85. Ve 89. maddeleri uyarınca kusuru oranında iş güvenliği uzmanının cezai sorumluluğuna gidilecektir.

İş güvenliği uzmanını sorumluluktan kurtaracak en önemli delil, iş kazası olmadan önce alınması gereken tedbirleri onaylı deftere yazmış olmasıdır. Bunun yanında iş güvenliği uzmanının cezai sorumluluğunun belirlenmesinde sadece onaylı defter ile sınırlı yorum yapılmamalı, deliller bütünlük içinde değerlendirilmelidir. Bu çerçevede e-posta, karşılıklı yazışma, resim ve video kayıtları gibi delillerin birlikte değerlendirilmesi gerekir. [40]

Av. Arb. İshak Kamil KİSBET

KAYNAKÇA

AKPINAR Teoman, İş Sağlığı ve Güvenliği Hukuku. 2018.  1. Baskı Ankara: Ekin Yayınevi.

BIYIKCI, Erdal Timuçin, İş Sağlığı Ve Güvenliğinin Sağlanmasında İş Güvenliği Uzmanlığı. Uludağ    Üniversitesi/ Sosyal Bilimler Enstitüsü 2010

BOSTANCI Yalçın, İşverenin İş Sağlığı ve Güvenliğine İlişkin Yükümlülüklerini Yerine Getirmemesi ve Yaptırımları. Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi. Cilt:12, Sayı: 1-2.

CANİKOĞLU Nurşen, İş Güvenliği Uzmanı ve İşyeri Hekimi İstihdamı. 2018.

DEMİRCİOĞLU Murat, İş Sağlığı ve Güvenliği Hukuku. İstanbul: Beta Yayıncılık.

ESER Dilek, İş Sağlığı ve Güvenliğinde İşçi ve İşveren Dışındaki Aktörlerin Rolü. 1. Baskı, İstanbul Ekin Yayınevi.

İstanbul Üniversitesi İş Sağlığı ve Güvenliği Mevzuatı-I.

KILIÇ Leyla, İşverenin İş Sağlığı ve Güvenliğini Sağlama Hükümlülüğü ve Sorumluluğu. 2006. 1. Baskı.

KORKMAZ Fahrettin Bireysel İş Hukuku. 2019. 4. Baskı Ankara: Seçkin Yayıncılık.

OCAK Saim, İş Sağlığı ve Güvenliği Mevzuatı. Beta Yayıncılık. 1. Baskı.

ODAMAN Serkan, 4857 sayılı Yeni İş Kanunu Sonrasında İş Sağlığı ve Güvenliği Hükümlerinin Önemi ve OHSAS 18001 Yönetim Sistemi. Mart 2005

ÖZCAN Ahmet, İş Güvenliği Uzmanı Ve İşyeri Hekimi Çalıştırma Yükümlülüğü Ertelenen İşyerleri Ve Devam Eden Yükümlülükleri. Lebib Yakın Mevzuat Dergisi.

ÖZDEMİR Erdem, İş sağlığı ve Güvenliği Hukuku. Vedat Kitapçılık.

SÜMER Haluk Hadi, İş Hukuku Uygulamaları

SÜMER Haluk Hadi, İş Sağlığı ve Güvenliği Hukuku. 3. Baskı İstanbul: Şeçkin Yayıncılık

SÜZEK Sarper, İşçilerin İş Sağlığı ve Güvenliği Konusunda Hakları ve Yükümlülükleri. Legal İHSGHD. 2005/6.

SÜZEK Sarper, İş Güvenliği Uzmanları ve İşyeri Hekimleri. Kamu-İş. C: 14, sy. 3

ŞAHİN Selçuk, İşyeri Hekimi ve İş Güvenliği Uzmanlığı. Ankara: Adalet Yayınevi.

ULUSOY Muharrem Emre, İşverenin İş Sağlığı ve Güvenliği Açısından İşyerinde Örgütlenme Yükümlülüğü Yüksek Lisans tezi. Selçuk Üniversitesi/ Özel Hukuk. Konya.

YAMAKOĞLU Efe, İşverenin İşyeri Herkimi ve İş güvenliği Uzmanı Çalıştırma Yükümlülüğü. 1. Baskı İstanbul: Şeçkin Yayıncılık

YILMAZ Fatih, 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’ nda Önleyici Yaklaşım ve İşverenlerin Yükümlülükler. TÜHİS İş Hukuku ve İktisat Dergisi. C: 24, sy. 6. 2013

YİĞİT Abdulvahap, İş Güvenliği. s. 2. Bursa: Dora Yayıncılık. 2018

Corpus Web Hukuk Mevzuat ve İçtihat Programı

Sinerji Yazılım Hukuk ve İçtihat Programı


[1] BIYIKCI, E. 2010.  İş Sağlığı Ve Güvenliğinin Sağlanmasında İş Güvenliği Uzmanlığı. Uludağ    Üniversitesi/ Sosyal Bilimler Enstitüsü. s. 25. Bursa

[2] YİĞİT, A. 2018. İş Güvenliği. s. 2. Bursa: Dora Yayıncılık.

[3] Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, İşçi Sağlığı ve Güvenliği ile İlgili Genel Bilgiler, s.17

[4] BOSTANCI, Y. 2011. İşverenin İş Sağlığı ve Güvenliğine İlişkin Yükümlülüklerini Yerine Getirmemesi ve Yaptırımları. Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi. Cilt:12, Sayı: 1-2. S:68.

[5] YİĞİT, A. s. 3-4

[6] SÜZEK S. İşçilerin İş Sağlığı ve Güvenliği Konusunda Hakları ve Yükümlülükleri. Legal İHSGHD. 2005/6. s. 610.

[7] ODAMAN S. 4857 sayılı Yeni İş Kanunu Sonrasında İş Sağlığı ve Güvenliği Hükümlerinin Önemi ve OHSAS 18001 Yönetim Sistemi. Mart 2005, s.24.

[8] KILIÇ L. İşverenin İş Sağlığı ve Güvenliğini Sağlama Hükümlülüğü ve Sorumluluğu. 2006. 1. Baskı. s.91.

[9] ULUSOY M. 2013. İşverenin İş Sağlığı ve Güvenliği Açısından İşyerinde Örgütlenme Yükümlülüğü Yüksek Lisans tezi. Selçuk Üniversitesi/ Özel Hukuk. Konya. s.61.

[10] Bkz. Anayasa Md. 17: Kişinin Dokunulmazlığı, Maddi ve Manevi Varlığı, Anayasa Md. 50: Çalışma Şartları ve Dinlenme Hakkı, Anayasa Md. 60: Sosyal Güvenlik Hakları

[11] YILMAZ F. 2013. 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’ nda Önleyici Yaklaşım ve İşverenlerin Yükümlülükler. TÜHİS İş Hukuku ve İktisat Dergisi. C: 24, sy. 6. s.44-69

[12] SÜMER H. 2019. İş Sağlığı ve Güvenliği Hukuku. 3. Baskı İstanbul: Şeçkin Yayıncılık s. 109

[13] “Madde ve madde gerekçesi değerlendirildiğinde, “Kanun iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin belirlenen sürelerle işyeri bünyesindeki personel tarafından verilmesini esas almakta, ancak işyerinde uygun vasıflara sahip personel bulunmaması halinde bu hizmet işyeri dışındaki ortak sağlık ve güvenlik birimlerinden alınabileceğini belirtmektedir. Dairemizce yapılan değerlendirmede, madde ve madde gerekçesinin açıklığı dikkate alınarak, işverenin ortak sağlık ve güvenlik biriminden hizmet alabilmesi için, öncelikle görevlendirdiği ve kendi işçisi olan işyeri hekimi veya diğer personelin görev tanımı içinde belirtilen niteliklere sahip olmaması gerekir. İşveren önce personelin bu niteliklere sahip olmadığını ortaya koyacak, bu niteliklere sahip değil ise ortak sağlık biriminden hizmet alımına gidecektir. Somut uyuşmazlıkta davalı işveren davacının işyeri hekimi olarak görev yapamayacağını, kısaca bu yönde niteliklere sahip olmadığını ortaya koyamamıştır. Üstelik davalının bu yönde bir savunması olmadığı gibi yargılama sırasındaki yazılı beyanlarında ve hatta 12.01.2013 tarihli fesih bildiriminde davacının hizmetinden bir memnuniyetsizliği olmadığını hatta hizmetinden memnun olmaları nedeniyle işin verildiği firmaya ön koşul olarak davacının da çalıştırılma şartını sunduklarını beyan etmiştir. Bu nedenle fesih geçerli nedene dayanmamaktadır. Davanın kabulü yerine yazılı gerekçe ile reddi hatalıdır.” Yargıtay 7.HD., 5/11/2015, E.18269, K. 21672 www.corpus.com.tr (23/11/2020) İşbu karardan da anlaşılacağı üzere işverenin ortak sağlık ve güvenlik birimlerinden hizmet alabilmesi için öncelikle çalışanları arasında belirtilen niteliklerde çalışanın bulunmaması gerekir.

[14] SÜMER. İş Sağlığı ve Güvenliği Hukuku s. 110

[15] SÜMER. S. 2016. İş Hukuku Uygulamaları. Ankara. Seçkin Yayıncılık. s. 176

[16] SÜZEK, S. 2019. İş Güvenliği Uzmanları ve İşyeri Hekimleri. Kamu-İş. C: 14, Sy: 3. s.1

[17] ÖZCAN, A. 2017. İş Güvenliği Uzmanı Ve İşyeri Hekimi Çalıştırma Yükümlülüğü Ertelenen İşyerleri Ve Devam Eden Yükümlülükleri. Lebib Yakın Mevzuat Dergisi. Sy. 165

[18] YAMAKOĞLU E. 2016. İşverenin İşyeri Herkimi ve İş güvenliği Uzmanı Çalıştırma Yükümlülüğü. 1. Baskı İstanbul: Şeçkin Yayıncılık s. 145

[19] ESER Dilek. 2016. İş Sağlığı ve Güvenliğinde İşçi ve İşveren Dışındaki Aktörlerin Rolü. 1. Baskı, İstanbul Ekin Yayınevi. s. 104

[20] Bkz. s. 12

[21] YAMAKOĞLU. s. 106

[22] ŞAHİN. S. 2018. İşyeri Hekimi ve İş Güvenliği Uzmanlığı. Ankara: Adalet Yayınevi. s. 91

[23] YAMAKOĞLU. S. 107 dn. 499: “TMMOB, Nisan 2014 tarihinde güncellenen raporunda iş güvenliği alanında teknik elemanların da iş güvenliği uzmanı olabilmesini eleştirmiştir.  Rapora göre “… tüm mühendislik alanlarında olduğu gibi iş güvenliği alanın da yürütülecek çalışmaların mühendis ve diğer teknik elemanlardan oluşan bir teknik ekibin işbirliği ile yapılması gerekmektedir. Ancak mühendis ve teknik elemanların eğitimi de üretim sürecindeki konumları da birbirinden farklıdır. Aynı hizmet hem mühendis hem de teknik eleman tarafından yerine getirebilmesi iş güvenliğinin sağlanmasının bir mühendislik bilgisi gerektirdiği gerçeğine aykırıdır. Mühendisler yetkilendirildikleri alanlarda; imalat, yapı, maden, kimya, tekstil, sanayi vb. sektörlerde hizmet vermekten ve yaptıkları işlerden sorumlu kişilerdir. İş güvenliği konusunda bir yeterlilik tanımlaması yapılacaksa “iş güvenliği mühendisi kavramı dışında bir kavram yaratmaya gerek yoktur.” TMMOB Raporu s. 85

[24] İstanbul Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi. İş Sağlığı ve Güvenliği Mevzuatı-I.  2020

[25] ULUSOY. s. 104

[26] SÜZEK. İş Güvenliği Uzmanları ve İşyeri Hekimleri. Kamu-İş. dn.1. s. 2

[27] KORKMAZ F., ALP S. 2019. Bireysel İş Hukuku. 4. Baskı Ankara: Seçkin Yayıncılık. s. 318

[28] DEMİRCİOĞLU M.2016. İş Sağlığı ve Güvenliği Hukuku. İstanbul: Beta Yayıncılık. s. 129

[29] Öğretide, işverenin alması gereken tüm tedbirlerin yazılı olarak bildirilmesi beklenmediğinden Kanunda iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili hususlara ilişkin tedbirlerin işverene yazılı olarak iletmesi gerektiği konusunda bir ayrım ve sınırlama yapılmasını savunan bir görüş vardır.

[30] SÜZEK. İş Güvenliği Uzmanları ve İş Yeri Hekimleri. s. 7

[31] CANİKOĞLU, N. İş Güvenliği Uzmanı ve İşyeri Hekimi İstihdamı. 2018. s.50.

[32] AKPINAR, T. İş Sağlığı ve Güvenliği Hukuku. 2018. 1. Baskı Ankara: Ekin Yayınevi. s. 310

[33] İSG KATİP: İsg Katip, iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin elektronik ortamda sunulması ve takip edilmesini sağlayan bir yazılım projesidir. İSG ile ilgili kurumlar ve Mernis sisteminin birbiri ile eş zamanlı çalışması sayesinde etkileşimli ve bütünleşik raporlama yapılmasına imkan sağlar.

[34] AKPINAR. s. 313

[35] SÜMER, İş Sağlığı ve Güvenliği Hukuku. s.

[36] Onaylı defter, işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı tarafından yapılan tespit ve tavsiyeler ile gerekli görülen diğer hususların yazıldığı, seri numaraları ve sayfaları bir asıl iki kopyalı şekilde düzenlenmiş her işyeri için tek olan defteri ifade eder. İşveren ilgili mevzuatta belirlenen sürekler saklı kalmak kaydıyla; işyerinde yürütülen iş sağlığı ve güvenliği faaliyetlerine ilişkin her türlü kaydı, işten ayrılma tarihinden itibaren en az 15 yıl süreyle çalışanların kişisel sağlık dosyalarını, saklar.

[37] YAMAKOĞLU. s.186

[38] OCAK S. İş Sağlığı ve Güvenliği Mevzuatı. Beta Yayıncılık. 1. Baskı. s. 161

[39] YAMAKOĞLU, 187

[40] ÖZDEMİR, E. İş sağlığı ve Güvenliği Hukuku. Vedat Kitapçılık. s. 205


Av. Arb. İshak Kamil KİSBET

2017 yılında Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ nden mezun olan Kisbet, aynı yıl Amerika Birleşik Devletleri’ ne İngilizce dil eğitimi için gitti. Yaklaşık altı aylık eğitimini tamamladıktan sonra 2017 yılında Aydın Hukuk Bürosu’nda avukatlık stajına başladı. Kentsel Dönüşüm Hukuku alanında yüksek lisans çalışmalarına başlayan Kisbet, 2022 yılında Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Özel Hukuk Tezli Yüksek Lisans bölümünden mezun oldu. Enerji Hukuku, İş Hukuku, Ticaret hukuku, Şirketler Hukuku, Gayrimenkul Hukuku, Kişisel Verileri Koruma Hukuku, Sağlık Hukuku, İcra ve İflas Hukuku, Ceza Hukuku alanlarındaki çalışmalarına Aydın Hukuk Bürosu çatısı altında devam etmektedir.