13. Ulusal Eğitim Programında Üyelerimizi Ağırladık

29 (1805 x 1203)

Yerel Yönetimler Kamu İşverenleri Sendikası (YERELSEN); üyesi bulunan belediye başkanlarını, Afyon Güral Hotel’de, Av. Hayati İnanç’ın katıldığı “Şiir ve Gelenekte Yöneticilik” konulu eğitim seminerinde buluşturdu.

Sendikamız tarafından 10 – 13 Aralık 2015 tarihleri arasında üye belediye başkanlarına yönelik düzenlediğimiz 13. Ulusal Eğitim Programına Divan Edebiyatı şairlerinin hayatlarını ve şiirlerini konu eden programlarla edebiyatseverlerin yakından tanıdığı, televizyon programı yapımcısı Av. Hayati İnanç konuk oldu.

Güral Afyon Hotel’de düzenlenen eğitim programına Genel Başkanımız Zeki Toçoğlu’nun yanı sıra, Yerelsen Onursal Genel Başkanı ve Bursa Valisi Münir Karaloğlu, Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burhanettin Çoban, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, sendikamıza üye belediye başkanları ve aileleri katıldı.

42 (1805 x 1203)

Çoban: “Sağlık turizmi için gayret sarfediyoruz”

Programa ev sahipliği yaparak önemli katkılarda bulunan Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burhanettin Çoban program açılış konuşmasıyla konukları selamladı. YERELSEN’e ev sahipliği yapmanın Afyonkarahisar için büyük bir mutluluk kaynağı olduğunu dile getiren Başkan Çoban sözlerine şöyle devam eti: “Ülkemizin çeşitli yerlerinden çok değerli belediye başkanlarımızı ve ailelerini ilimizde ağırlamak bizim için büyük bir mutluluk kaynağıdır. Afyon termal otelleri sayesinde birçok önemli kurum ve kuruluşu misafir etmesi bakımından şanslı bir ilimiz. İlimizin termal konusundaki zenginliğinin sadece yurt içinde değil yurtdışında da dikkate değer bir yere gelmesi en büyük arzumuzdur. Özellikle yurtdışından sağlık turizmi bakımından daha da öne çıkan bir il olma vasfına kısa zamanda ulaşması için gayret sarf ediyoruz. Bunun sadece Afyon için değil ülkemiz açısından da çok güzel bir gelir kaynağı olacağını umut ediyoruz. İlimize teşriflerinden dolayı YERELSEN üyesi belediye başkanlarına ve ailelerine teşekkürlerimi sunuyor, bu güzel mekânda güzel vakit geçirmenizi temenni ediyorum.”

Toçoğlu: “Belediyelerin zafiyete düşmesi önlenmiştir”

Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burhanettin Çoban’ın konuşmasından sonra kürsüye gelen Genel Başkanımız Toçoğlu, Türkiye’nin hemen her yerinde pek çok önemli projeye, eğitsel ve sosyal faaliyete imza atan YERELSEN’in faaliyetleri ile işveren sendikacılığı alanında önemli bir boşluğu doldurduğunu ifade ederek bu tür çalışmaların devam edeceğini söyledi. Faaliyetlerini kamu menfaatini gözeten bir hassasiyette sürdüren YERELSEN’in her geçen gün başarısına başarı kattığını vurgulayan Toçoğlu sözlerine şöyle devam etti: “2005 yılından bu yana kuruluş amacına yönelik çalışmalar sürdüren sendikamız, profesyonel bakış açısı ve uzaman ekibi ile Türkiye genelinde her yıl onlarca toplu iş sözleşmesi görüşmesi yürütmektedir. Bu çalışmalar, belediye başkanlarımız için son derece önemli olan vakit kaybının giderilmesine ve başkanlarımızın verimli bir şekilde esas işleriyle ilgilenmesine imkân sunmuştur. Diğer yandan uzmanlık gerektiren bu toplu iş sözleşmesi çalışmalarıyla belediye yönetimlerinin işçi sendikaları karşısında zafiyete düşmesi önlenmiştir.”

Çalışma hayatına önemli katkı

YERELSEN’in sadece toplu iş sözleşmesi görüşmeleriyle sınırlı kalmadığını üyelerine ve çalışma hayatına yönelik faaliyetlerde de bulunduğunu belirten Genel Başkan Toçoğlu, Sendikamız toplu iş sözleşmesi görüşmelerini yürütmekle sınırlı kalmayıp belediyelerimizin insan kaynakları ve personel birimlerine iş mevzuatı alanında uygulamaya yönelik danışmanlık hizmeti vererek destek olmuştur. Hemen her yıl üye belediyelerimizin personeline eğitim seminerleri ve konferanslar düzenlemiş ve çalışma hayatına yönelik kitaplar yayınlayarak üyelerinin ve çalışma hayatının istifadesine sunmuştur” dedi.

Toçoğlu’dan Katılımcılara Teşekkür

Konuşmasının sonunda katılıcılara teşekkür eden Toçoğlu; Bugün burada, bu güzel mekânda, siz değerli üyelerimizle dört gün boyunca beraber vakit geçirmenin heyecanı içindeyiz. Program boyunca hem bilgilenmenizi hem de hoşça vakit geçirmenizi diliyorum. Yerelsen olarak bu birlikteliğimizin ve faaliyetlerimizin artarak yeni programlarla devam etmesi en büyük temennimizdir. Hepinize, bu değerli katılımınızdan dolayı şükranlarımı sunuyorum. Ailelerinizle birlikte hoşça vakit geçirmenizi diliyor, saygılar ve hürmetle hepinizi selamlıyorum” dedi.

3 (1140 x 760)

Altepe: “YERELSEN katkı sunuyor”

Genel Başkan Zeki Toçoğlu’nun konuşmasının ardından kürsüye çıkan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, YERELSEN’in yapmış olduğu bu programa katılmaktan büyük mutluluk duyduğunu ifade ederek bu tür eğitim toplantıların gerek çalışma hayatına gerekse yerel yönetimlerde yaşanılan sıkıntıların istişare edilerek çözülmesinde önemli katkılar sunduğunu söyledi.

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Altepe’nin yaptığı konuşma sonrasında YERELSEN Onursal Başkanı ve Bursa Valisi Münir Karaloğlu üye belediye başkanlarına hitap etti.

9 (1140 x 760)

Karaloğlu: “Yerel yönetimlerde çok şey değişti”

2003 ten sonra Türkiye’de çık hızlı bir şekilde değişim ve dönüşüm yaşandığını ifade eden Vali Karaloğlu 2004 yılında yapılan yerel seçimlerden sonra Büyükşehir Belediye Yasası, Belediye Yasası ve İl Özel İdaresi Yasası çıkarılarak yerel yönetimlerle ilgili üç ana temel yasanın değiştiğini vurguladı.  Yerel yönetimlerdeki yasa değişimi ile birçok uygulamanın yenilendiğine dikkat çeken Vali Karaloğlu sözlerine şöyle devam etti:  “Belediye Gelirleri Yasası değişiminden sonra yapılması yasak olan ve belki de birçok belediye başkanlığımızın soruşturma geçirdiği konularda belediyelerimiz yetkilendirildi. Büyükşehir Belediyelerimizin yetki alanlarına nüfusa ve kilometre çapa göre kriterler konularak mevcut Büyükşehir Belediyelerinin yetki alanları genişletilmiş oldu. 2004 yılında Türkiye’de Kocaeli ve İstanbul gibi iki önemli şehir büyükşehir – bütünşehir haine getirilerek müthiş sınırlarda yetkili kılınmıştı. Aslında o iki şehir bir atölye denemesiydi. Eğer bu iki ilde bu uygulama başarılı olursa Türkiye genelinde uygulanabilirdi diye gözlem yapıldı. Şükürler olsun o iki ilde de bu başarılı oldu. Kocaeli’de o ekibin içinde olmaktan da mutluyum. “

“Yerel Yönetimler güçlendirilmelidir”

YERELSEN’in yeni uygulamalarda hazırlayacağı raporlarla merkezi hükümete yardımcı olması gerektiğinin altını çizen Vali Karaloğlu sözlerine şöyle devam etti: “Eğer Türkiye koymuş olduğu hedeflere ulaşacaksa burada en büyük sorumluluk yerel yönetimlere düşmektedir. Onun için Türkiye’de 2004 yılında başlayan yerel yönetimleri güçlendirme hedefi yetkinin, sorumluluğun, kaynağın yerele aktarılması süreçlerini de güçlendirilmesi gerekmektedir. Eğer burada bir aksama varsa YERELSEN’de yapacağı ya da yaptıracağı çalışmalar ve hazırlayacağı raporlarla merkezi hükümete yardımcı olmalıdır. Az önce başkanımızın ifade ettiği gibi eğer su kanunu ile büyükşehir belediyelerinin su ve kanalizasyon idarelerinin bir kısmı merkezileştirilecekse YERELSEN hazırlayacağı raporlarla buna katkıda bulunmalıdır. Merkezi hükümeti iyi niyetle uyarması lazımdır. Türkiye’nin, yetkilerini merkezileştirmeye değil merkezdeki yetkileri yerele devretmeye ihtiyacı var. Bunu merkezi hükümetin bir valisi olarak söylüyorum.”

14 (1140 x 760)

Hayati İnanç: “Türkçe’den Türkçe’ye çeviri yaptığım için üzgünüm”

Protokol konuşmalarından sonra Şiir ve Gelenekte Yöneticilik başlıklı programı sunmak üzere divan edebiyatı şairlerinin hayatlarını ve şiirlerini konu eden programlarla edebiyat severlerin yakından tanıdığı, televizyon programı yapımcısı Hayati İnanç mikrofona davet edildi.

Türkçenin maruz kaldığı erozyon üzerinde duran İnanç, konuşmasında birçok divan edebiyatı şairinin gazellerinden örnekler verdi. Divan edebiyatında kullanılan Türkçenin anlaşılamamasından dolayı üzgün olduğunu söyleyen İnanç, maalesef Türkçe’den Türkçe’ye çeviri yapmak zorunda kaldığını söyledi. Hayati İnanç şöyle devam etti: “Türkçeden Türkçeye tercüme ediyorum. Aynı dilin şairinin elli sene önce söylediği mısraları tercüme ihtiyacına mahkûm edildiğimiz için neslim adına özür dilerim, bizleri bağışlayın. Dedenizin mektubunu size ulaştıramadım. Kabahatliyiz, hakkınızı helal edin, bizi affedin.”

Asıl mesleği avukatlık olan İnanç divan edebiyatına olan sevgisinin bir hobi olarak başladığını daha sonra zamanla bunun aşka dönüştüğünü belirtti.  Kelimelerin önemli olduğunu ifade eden İnanç; Koca Ragıp Paşa, Ziya Paşa gibi birçok önemli ismin hayat ve yönetim prensipleri vazeden güzel şiirler yazdığını söyledi. Kırk yıldır divan edebiyatının derinliğinde olduğunu ifade eden İnanç bu programlar vesilesi ile bizden önce yaşamış yönetici şairlerin hayata bakış açılarını anlatma fırsatı yakaladığını söyledi.

Hem Şair Hem Cihan Padişahları

“Zâlim yine bir zulme giriftâr olur âhir / Elbet olur ev yıkanın hânesi vîrân” diyen Vali Ziya Paşa gibi Yavuz Sultan Selim, Fatih Sultan Mehmet ve Kanuni Sultan Süleyman’ın da hem cihan padişahlıkları hem de şairlikleriyle tanındığını söyledi. Bu büyük yönetici şairlerin divanlarından da örnekler vererek padişahların hayatlarına dair ilginç anekdotlar aktardı.

İnanç, şair Nef’î’nin hiciv sanatındaki önemini vurgulamak için şunları söyledi ; Gözünü budaktan esirgemeyen bir IV. Murat varsa onun karşısında sözünü budaktan esirgemeyen bir şair Nef’î de eksik değildir. Padişahın karşısında bile sözünü geri çekmeyen, sözünü kelle pahasına söyleyen bir şairdir Nef’î.  IV. Murat “Yahu hicvetme gönderdiğim adamları. Adamların canına okuyorsun, karizmasını çiziyorsun” diye Nef’î’yi ikaz edince, Nef’î “kafiye tutsun babamı bile hicvetmezsem namerdim” diye cevap vermiştir.  İdama giderken bile dalga geçmeyi ihmal etmemiş bir hiciv ustasıdır Nef’î.”

“Bütün dünya benim olsa gamım gitmez nedendir bu / Ezelden gam türabıyla yoğrulmuş bir bedendir bu” mısraından yol çıkarak tarihimizin en önemli yöneticilerinden Yavuz Sultan Selim ile şair Vehbî arasındaki kıssaya değindi. Hayati İnanç edebiyatımızın, insan zihninin kudretli bir eser ortaya koyması adına bütün dünyaya gururla gösterebileceği bir numune olduğunu söyledi. “Yüzlerce mısra yazılıyor olmasına rağmen ahenk hiçbir şekilde bozulmuyor. Sadece ahenk değil estetik ve ritim bakımından da hiçbir aksaklı olmuyor şiirlerde” dedi.

“Kadife Eldiven İçinde Demir Yumruk Gibiydiler”

Osmanlı geleneğinde sultanlarla şairler arasında kuvvetli bir bağ olduğunu söyleyen İnanç şöyle deva etti;  “Sağdan soldan kişisel gelişim dersleri alıyoruz. Fakat dışarıdan biçilen libas bazen bedenimize uymayabiliyor. Ölçüyü bilmediğinden ve kişiyi tanımadığından kafasına göre yapıyor terzi ve ondan sonra sen bunun içine sığmadın diye bir diğerini sunuyor. Benim eczanemde bana uygun ilaç mevcut iken akıl mıdır sağdan soldan ilaç tedarik etmeye çalışmak? O ilaç dedelerimizin reçetesinde yazıyor. Rahmetli dedelerimiz mektup gönderdi ama bizim o yazıyı okuyamayacağımızı hesap edemedi.

Osmanlı’daki derviş gazilerden söz eden İnanç bu gazilerin toprağa sert basan ama kalbi yumuşak olan insanlar olduğunu ifade ederek sözlerine şöyle devam etti: Onlar kadife eldiven içinde demir yumruk gibiydiler. Bu gaziler Balkanları önce gönül yoluyla fethettiler geriye sadece bayrak dikmek kalmıştı ve Sultan Fatih 1463 yılında Bosna’yı fethedince Bosna halkına Boşnakça hitap ederek 30 bin Boşnak’ın Müslüman olmasına vesile oldu.   2013 yılında Bosna’ya yolum düştüğünde, vaktiyle Sırplarla savaşmış, 75 yaşında Boşnak bir mücahitle tanıştım. Sohbetimizde “Türklerden çok bahsediyor ve Türkiye’yi çok seviyorsunuz ama Türkiye’de Boşnak var mı?” dediğimde bana şaşırtıcı bir şekilde “Türkiye’de 75 milyon Boşnak var” dedi. İşte bu Sultan Fatih’in vaktiyle ektiği tohumların meyveleridir.

13. Ulusal Eğitim Programından Kareler