İzmir’e gelirken, biraz araştırma yapmıştım, Artemis Tapınağı ile ilgili yazı okumuştum ve çok heyecanlanmıştım ama gel gör ki resimlerde görülebileceği gibi kalıntılardan ibaret, keşke eski hali kalsa da o görkemli halini günümüze yansıtsa.Ama üzülmek yok, hiç olmamasından sa elde ki kalıntılar yine de hala güzel…
Artemis Tapınağı na gittiğinizde karşınıza çıkan tabela da aynen şu sözler yazacaktır ” Artemision Efes’in en önemli kutsal alanıydı. Görkemli Artemis Tapınağı , Dünyanın Yedi Harikasından biri olarak kabul edilmekteydi.
Bu alanda şimdiye kadar ele geçen en eski buluntular İ.Ö. 14./13. yüzyıla ait Miken seramik parçacıklarıdır. Bu alanın Demir Çağı’nın başından itibaren (İ.Ö. 11. yüzyılın sonu) bir kült yeri olarak işlev gördüğü kanıtlanmıştır. En eski mimari kalıntı, İ.Ö. 680/650’de kutsal alanın merkezinde yapılmış olan batı doğrultulu, etrafı sütunlu galerilerle çevrilmiş bir tapınak yapısıdır (peripteros). Koruma amacı ile kapatılan bu peripteros, etrafı sütünla çevrili en eski Grek tapınağıdır. 13,5 x 8,5 m’lik boyutlarıyla oldukça küçük olan en eski tapınağın duvarları taştan olup, 4×8 düzeneğindeki ahşap sütunları taş kaidelerin üzerine oturmaktaydı. İç kısımda ise, altı sütunla çevrelenmiş dikdörtgen biçiminde bir baldakenin üzerinde olasılıkla ahşap bir kült heykeli durmaktaydı.
İ.Ö. 570 civarında mermerden çift sütun dizili ilk devasa tapınağın (dipteros) inşasına başlanmıştır. Yapının genişliği nerdeyse 60 m, uzunluğu ise 100 m’den fazladır. Sütun sayısı olasılıkla 106 adet olup, bunlardan çoğu kabartmalarla bezenmişti. Bu tapınak Kral Kroisos (Karun) tarafından yaptırılmıştır (bu nedenle ‘ Kroisos Tapınağı ‘ olarak adlandırılır). Tapınağın duvarları, içinde kült heykeli için yapılmış küçük tapınak benzeri bir yapının yer aldığı üstü açık bir avluyu (sekos) çevrelemekteydi. Sadece sütunlu hol, kornişi (geison) figürlü frizle bezeli olan bir çatıya sahipti.
33 x 16 m büyüklüğünde Kroisos Tapınağı ‘nın batı cephesinde ve tapınağa dik açıyla yönlendirilmiş bir yapı olasılıkla sunak olarak işlev görmekteydi. Bu yapıdan günümüze sadece kalkerli marn levhalardan yapılmış temel ve üst yapıya ait birkaç mermer blok kalmıştır.
Arkaik tapınak, antik kaynakların aktarımına göre İ.Ö. 356’da Herostratos adındaki bir kişinin çıkardığı yangına kurban gitmiştir. Yapımına hemen ardından başlanan Geç Klasik Dönem’e ait yeni tapınakta, figürle bezeli çatı kenarı (sima) dışında öncülünün tüm önemli yapı öğeleri tekrarlanmıştır. Bu yeni yapının olasılıkla 18,40 m yüksekliğinde 127 sütunu vardı ve yüksek basamaklı bir temelin üzerinde (bir önceki yapının seviyesinden 2,70 m daha yüksekte) durmaktaydı. İç kısımda bir merdiven bir önceki yapının seviyesine inilmesini sağlamaktaydı. Bu tapınağın sunağı kazılan alanın batı kenarında yer almakta ve n-şeklinde çevrelenmiş tabanı döşemeli bir avludan oluşmaktaydı.
1973’te çeşitli sütunların tamburlarından oluşan bir mimari deneme gerçekleştirilmiştir. Bu deneme, Geç Klasik Dönem Tapınağı’nın özgün sütun kaidesi üzerinde uygulanmıştır, altında ise Kroisos Tapınağı’na ait kaide yer alır. Orijinal sütunlar yapılan rekonstrüksiyondan yaklaşık 4 m daha uzundurlar.
Geç Antik Dönem’de Artemis Tapınağı yenilenmiş ve olasılıkla kilise olarak kullanılmıştır. Bu yapı evresinden günümüze kalan, tapınak avlusunun iç duvarlarına oturtulmuş harçlı duvar işçlllğindeki çift sıralı büyük payelerdir. ”
Eski Roma Antik Çağ filmlerinde hoşlananlar için Artemis Tapınağı gerçekten görülmeye değer, Artemis Tapınağı Efes Harabelerine giderken sağda kalmaktadır. Efes dönüşü mutlaka uğranması gereken bir yer…