Nafaka , bir kişinin bakmakla yükümlü bulunduğu kişilere, mahkeme kararıyla ödediği aylık veya toplu ödemedir.
Boşanma durumunda , eş yararına hükmedilen nafaka yoksulluk nafakası dır. Yoksulluk nafakası, eşlerden birisinin diğerinin geçimi için; iştirak nafakası ise müşterek çocuğun varlığında, velayeti alan tarafa, çocuğun ihtiyaçları için ödemesi gereken aylık veya toplu ödemedir. İştirak nafakası , anne ve babanın çocuğa karşı bakım yükümlülüğünden kaynaklanır.
İçerik
Mahkemenin yoksulluk nafakasına hükmedebilmesi için;
Yoksulluk nafakası, boşanmanın fer’i niteliğinde bir maddi taleptir. Bu nedenle boşanma davası ile birlikte talep edildiğinde, ayrı bir harca tabi olmaz. Yoksulluk nafakası , boşanma davasında talep edilmemiş olsa dahi boşanma kararının kesinleşmesi nden itibaren bir yıl içerisinde ayrı bir dava ile talep edilebilecektir. İştirak nafakası ise, velayet altında bulunan çocuk reşit oluncaya kadar süresiz olarak talep edilebilir.
İştirak nafakası, velayet i almayan tarafın, müşterek çocuğun ihtiyaçları için velayet sahibi ebeveyn e ödemesi gereken bir nafaka türüdür. Bu nedenle, iştirak nafakasının, eşlerin boşanmadaki kusur durumu ile ilgisi yoktur. Türk Medeni Kanunu hükümleri uyarınca çocuğun menfaatleri gereği, aile hakiminin resen gözeteceği bir konudur. Anlaşmalı boşanma durumunda dahi, aile hakiminin iştirak nafakası konusuna müdahale etme yetkisi vardır. Bununla birlikte, anlaşmalı boşanma davası sırasında talep edilmemiş olsa dahi , boşanmadan sonra iştirak nafakası için dava açılabilir. (Bkz. Anlaşmalı Boşanma Davaları ) İştirak nafakası davası, velayeti kullanan ebeveyn tarafından, diğerine karşı, çocuk reşit oluncaya kadar, herhangi bir zamanda açılabilir.
Yoksulluk nafaka miktarı nın belirlenmesinde dikkate alınacak kriter, tarafların sosyal ve ekonomik koşulları iken; iştirak nafakası miktarı nda öncelikle yaş ve eğitim giderleri itibari ile çocuğun ihtiyaçları ve yine tarafların sosyal ve ekonomik durumları etkili olacaktır. Nafaka aylık ödeme şeklinde olabileceği gibi, toplu ödeme şeklinde de hüküm altına alınabilir.
İştirak nafakası, çocuğun 18 yaşını doldurması ile kendiliğinden sonra erecektir. Medeni Kanun 328. maddesinde, eğitimi devam eden reşit çocuğun, anne ve babasından eğitim için yardım nafakası talep edebileceği düzenlenmiştir. Bunun için çocuğun reşit olması ve eğitiminin devam ediyor olması gerekir. İştirak nafakası kendiliğinden eğitim için yardım nafakasına dönüşmez, ayrı bir dava ile talep edilmesi gerekir. Yine çocuğun eğitim hayatının sona ermesi ve düzenli bir işe başlaması ile yine ancak mahkeme kararı ile kaldırılır.
Eğitim için yardım nafakasının şartları ve dava usulü için bkz. Reşit Çocuğun Eğitimi İçin Yardım Nafakası
Gerek yoksulluk nafakası gerekse de iştirak nafakası, dava ile talep edildiği tarihten itibaren, mahkemece yargılama sonuna kadar bağlanan geçici nafakadır. Mahkeme yargılama sonunda, tedbir nafakasının yoksulluk veya iştirak nafakasına çevrilmesi ne karar verebileceği gibi, yargılamanın her aşamasında tedbir nafakasının kaldırılması na da karar verebilir.
Ayrıca evlilik içerisinde mali tedbirler konusunda aile hakiminin karar alma yetkisi hakkında Evlilik Sürerken Aile Hakiminin Alabileceği Tedbirler başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
Medeni Kanun 195 maddesi uyarınca, eşlerden biri evlilik birliğinden doğan yükümlülüğünü yerine getirmiyorsa, diğer eş hakimin müdahale ederek gerekli gördüğü tedbirleri almasını isteyebilir.
TMK 196 madde de, taraflar birlikte yaşamaya devam ederken yine eşlerden birisinin talebi ile hakimin eşlerin evlilik birliğine yapacakları parasal katkıyı belirleyebileceği öngörülmüştür.
Eşlerin, resmi evlilik devam ederken ayrı yaşamaları halinde de, ayrı yaşamak için haklı nedenleri bulunan eşin diğerinden tedbir nafakası talep etme hakkı da bulunmaktadır. (TMK 197) Bu hak, haklı bir neden olmadan birlikte yaşamaktan kaçınan eşe karşı da ileri sürülebilir.
Sözünü ettiğimiz bu düzenlemeler uyarınca haklı nedenlerin varlığında, eşler birlikte yaşarken veya birlikte yaşama ara verdiklerinde tedbir nafakası talebinde bulunabilirler.
Boşanma ile birlikte hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakası , mahkemece otomatik artırıma bağlanabilir. Böyle bir artırım öngörülmemiş ise de, değişen ekonomik şartlar ve ihtiyaçlar nedeni ile nafakanın artırımı talebiyle dava açılabilir.
Nafaka miktarının arttırılması , yoksulluk, iştirak, yardım ve tedbir olmak üzere her türlü nafaka için talep edilebilir. Böyle bir davada mahkemece tarafların gelirleri, maddi ve sosyal durumları ile halihazırdaki nafaka miktarının hedeflenen ihtiyacı gidermeye yetip yetmeyeceği araştırılacaktır.
Nafaka bağlanırken, her yıl için belli bir artış oranı belirlenmiş olsa bile, daha sonra yine nafakanın arttırılması davası açılabilir.
Hükmolunan nafakaların gelecek yıllarda da artırımına ilişkin TMK’nın 176/4, 330/4, 365/5. maddeleri nazara alındığında, madde gerekçelerinde de belirtildiği gibi, bu hükümler, ekonomik yönden güçsüz olan nafaka alacaklılarının her yıl dava açmak suretiyle emek sarfından ve masraf yapmaktan kurtarılmaları amacıyla getirilmiştir. Hükmolunan nafakaların gelecek yıllardaki artırımına ilişkin olarak kurulan ve bu konuda kesinleşen önceki hükümler, sonraki davalarda kesin hüküm teşkil etmezler. Zira, sonraki zamanlarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarında, ihtiyaçlarında, ülkenin ekonomik yapısında vs. hallerde önemli değişiklik olması hallerinde, önceki ilamlardaki hükmolunan gelecek yıllardaki artışa ilişkin değerler veya oranlar sonradan yetersiz kalabilir. Şartların değişmesi halinde nafaka her zaman artırılabilir.
(Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2008/9857 E, 2008/13986 K, 09.09.2008 T)
Nafakanın yasal şartları ortadan kalkarsa nafaka da ortadan kalkar. Boşanmanın sonucu niteliğindeki eski eşe ödenen yoksulluk nafakası , eski eşin yeniden evlenmesi ile kendiliğinden ortadan kalkar. Yine iştirak nafakası , çocuğun on sekiz yaşını doldurması ile herhangi bir davaya gerek olmaksızın ortadan kalkar.
Bunun dışında, hangi türde olursa olsun nafaka alacaklısının yoksulluk ve ihtiyaç durumu ortadan kalkmış ise dava yoluyla nafakanın kaldırılması veya miktarının düşürülmesi istenebilir.
Nafakanın kaldırılması davası nda da mahkemece yapılacak inceleme, nafakanın arttırılması davasında olduğu gibi, tarafların gelirleri, ekonomik – sosyal durumları ve ihtiyaçları temelinde olacaktır.
Nafaka davalarında görevli mahkeme aile mahkemeleridir. Yetkili mahkeme konusunda kanunda özel bir düzenleme yer almaktadır. Medeni Kanun 177. maddesi uyarınca nafaka davalarında yetkili mahkeme nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesidir. Bu kural, HMK’daki genel yetki kuralını ortadan kaldırmadığından, aynı zamanda nafaka borçlusunun yerleşim yeri mahkemesi de yetkili olmaya devam eder. Bu durumda nafaka talebine dayanan davalar hem davacının, hem de davalının yerleşim yeri aile mahkemelerinden birisinde açılabilir. Bu konuda davacının seçimlik hakkı mevcut olup, davasının bu iki yer mahkemelerinden birisinde açabilir.
Mersin’de nafaka davası (tedbir nafakası, yoksulluk nafakası, iştirak ve eğitim için yardım nafakası ), çekişmeli ve anlaşmalı boşanma davası, maddi manevi tazminat, mal rejimi, katkı payı, katılma alacağı davası gibi aile hukuku avukatlığı alanındaki tüm davalar hakkında ayrıntılı açıklamalar için bkz. Mersin Aile Hukuku Avukatı
Boşanmada daha ağır kusurlu olan tarafa nafaka bağlanmaz. Bununla birlikte nafakanın şartlarından birisi yoksulluk durumuna düşmektir. Daha hafif kusurlu olsa bile boşanma ile maddi olarak zor duruma düşmeyecekse eşin nafaka talebi reddedilir. Yani kadın eşin daha ağır kusurlu olduğu durumlarda erkek eş nafaka ödemez.
Yoksulluk nafakası , eğer belirli bir süre için bağlanmamışsa, süresiz olur. Ancak nafaka alacaklısının evlenmesi durumunda kendiliğinden ortadan kalkar. Bununla birlikte, nafaka alacaklısının ekonomik koşullarının tek başına geçinecek derecede düzelmesi halinde nafakanın kaldırılması davası açılabilir. Yine nafaka borçlusunun ekonomik durumundaki kötüleşme veya bakmakla yükümlü olduğu kişi sayısının artması gibi hallerde nafakanın kaldırılması veya miktarının azaltılması istenebilir.
Kanunda aranan şartların gerçekleşmesi halinde erkek eş de yoksulluk nafakası alabilir. Boşanmada daha ağır kusurunun bulunmaması ve boşanma ile birlikte yoksulluk haline düşecek olan erkek eş nafaka isteyebilir.
İştirak nafakası , anne ve babanın çocuklarına karşı bakım yükümlülüğünün bir sonucudur. 18 yaşından küçük müşterek çocuğun velayetini almayan taraf, diğerine iştirak nafakası öder. İştirak nafakasının başka şartı bulunmaz. Ebeveynler, çocuklarının temel ihtiyaç ve eğitim giderlerine katılmak zorundadır.
İştirak nafakası , çocuğun 18 yaşını doldurması ile kendiliğinden sona erer. Eğitiminin devam etmesi durumunda, eğitim için yardım nafakası isteniyorsa, reşit olan çocuğun dava açması gerekir.
Mersin uzman avukat çalışma alanlarımıza buradan ulaşabilirsiniz.