İçerikte Neler Var ?
İcra ve İflas Kanunu md.285 ve devamında düzenlenen konkordato, bir icra ve iflas hukuku kurumu ve yeniden yapılandırma aracı olup, amacı; elinde olmayan sebeplerle işleri iyi gitmeyen ve malî durumu bozulmuş olan, bu sebeple de vadesi gelen borçlarını ödeyemeyen veya ödeyememe tehlikesi altında bulunan borçluları korumak ve alacaklıları arasında da eşitliği sağlamaktır.
Borçlunun malî durumunun kötü olması sebebiyle, malvarlığının aktifinin borçlarını ödemeye yetmemesi durumunda alacaklılar ve borçlular arasında, borçlunun borcunu zamana yayarak ödemesi ve alacaklıların da eşit bir şekilde alacalarını tahsil etmesi gibi durumu daha avantajlı hale getirmek adına borçlular ve alacaklılar bir anlaşma yapar. Bu anlaşmaya da konkordato denir.
Tenzilât konkordatosu; alacaklıların, alacağın belirlenen yüzdesinden vazgeçmesi ve borçlunun da bu yüzde üzerinden borçlarını ödemeyi kabul etmesi halindeki konkordato, vade konkordatosu; alacağın tamamının ödenmesi fakat bunun tarafların anlaştığı vadeye yayılarak yapılması halindeki konkordato, resmi konkordato; İcra ve İflas Kanunu’nun esas ve usulleri çerçevesinde yapılan konkordato, ve son olarak da özel konkordato; tarafların İcra ve İflas Kanunu’nun öngördüğü esas ve usuller dışında yaptığı konkordatodur.
Asıl incelenmesi gereken konkordato resmi konkordato olup, bu üç şekilde olabilmektedir: Adi konkordato, iflastan sonra konkordato ve malvarlığının terki suretiyle konkordato.
Konkordato herkesin yararlanabileceği bir kurum değildir. Öncelikle talep edecek kişinin sıfatı alacaklı ya da borçlu olmalıdır. Daha sonra bu taraflar belirlenen şartları yerine getirmelidir. Yani belirli şartları sağlamak şartıyla borçlular ve alacaklılar konkordato talebinde bulunabilir.
Konkordato talep edebileceklerden birisi borçlu olan taraftır. Vadesi gelmiş borçlarını ödeyemeyenler veya borçlarının vadesi geldiğinde ödeyememe tehlikesi bulunanlar konkordato talep edebilir. Bu sayede borçlu iflastan kurtulmak ister.
Konkordato talep edebilecek bir diğer grup ise alacaklılardır. Eğer borçlu iflasa tabi ise ve alacaklı iflas talep etme hakkına sahipse konkordato da talep edebilir. Yani iflasa tabi olmayan borçlu için alacaklı tarafından konkordato talep edilemez. Ayrıca iflas talep etme hakkı olmayan alacaklı da konkordato talep edemez.
Konkordato talebi, talep etme hakkı olan kişiler tarafından mahkemeye iletilir. Borçlu iflasa tabi ise şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki, iflasa tabi değil ise yerleşim yerindeki Asliye Ticaret Mahkemesi’nden konkordato talep edilir. Mahkeme yapacağı incelemenin ardından konkordato talebini reddeder ya da kabul eder. Kabul halinde konkordato için öngörülen süreç başlar. Konkordato talebinin doğru şekilde yapılması sürecin hızlı şekilde ilerlemesi için önemlidir. Bu nedenle alanında uzman bir avukatla çalışmak sürecin eksiksiz ve hızlı ilerlemesini sağlayacaktır.
• Konkordato sürecinde borçlu aleyhine kural olarak takip yapılamaz; ancak imtiyazlı alacak olarak sayılan işçilerin takip yapabilmesi, konkordato talep eden borçlunun mallarını haczetmesi ve satması ile alacağını tahsil edebilmesi pekâlâ mümkündür.
•Konkordato talep eden borçlunun ödeme güçlüğüne düşmesi sebebiyle kesin mühlet kararından önceki dönemde ödenmeyen en fazla üç aylık işçi ücretleri ücret garanti fonu tarafından ödenmektedir. Bu düzenleme çok sayıda işçi çalıştıran şirketlere büyük bir fayda sağlamakta ve bu şirketlere nefes aldırmaktadır. Ücret garanti fonundan yapılan bu ödemeye, aciz duruma düşmüş şirketlere devlet tarafından sağlanan bir destek diyebiliriz.
•Konkordato mühleti içinde konkordato talep eden borçlunun karşılıksız çekten dolayı ceza sorumluluğu doğmaz. Nitekim sorumluluk şahsi olduğundan, ticaret hukuku kurallarına göre cirantanın hukukî sorumluluğu devam eder ancak ceza sorumluluğu çeki düzenleyene veya temsilcisine aittir. Konkordato süresince karşılıksız çek suçu oluşmayacağından, çeki düzenleyenin veya temsilcinin ceza sorumluluğu da gündeme gelmeyecektir.
• Bu süre içinde konkordato borçlusu gayrimenkulünü devredemez.
• Konkordato süreci içinde olan borçlu şirketler kamu ihalelerinde ihale dışı bırakılırlar.
Konkordato talebinde bulunurken bazı belgelerin mahkemeye verilmesi gerekiyor. İlgili belgeler aşağıda maddeler halinde sunulmuştur:
Konkordato , iflas erteleme kurumunun işlevsiz kalması sebebiyle 2018 yılında önemli değişiklikler yapılmıştır. Bu değişikliklerle iflas erteleme kurumu tamamen kaldırılmıştır. Çevresel ya da içsel nedenlerle kötü niyet gütmeyerek işleri bozulan ve borçlarını ödeyemeyecek duruma gelenleri korumaya yönelik olan konkordato süreci şu şekildedir:
Yetkili mahkemenin raporları tasdik etmesi halinde konkordato ilan edilir. Mahkemece bu raporların tasdik edilmemesi halinde ise iflas söz konusu olur.
Konkordato sürecinde geçici mühlet mahkeme tarafından başlatılır ve geçici bir komiser atanana kadar devam eder. Geçici mühlet süresi 3 aydır ve sonrasında konkordato projesine komiser atanır. Komiserin hazırladığı rapor mahkeme tarafından incelenir ve 1 yıllık kesin mühlet verilir.
Konkordato talep eden borçlu şirket mahkemeye bir konkordato ön projesi sunmalıdır. Konkordato projesi, borçlunun borçlarını hangi oranda ve hangi vadede ödeyeceğini, borçları ödemesi için kaynağı nasıl sağlayacağını gösteren plandır. Konkordato talebinin kabulü halinde konkordato planı yerine getirilmeye çalışılır. Konkordato projesinin hazırlanmasında bu alanda deneyimli olan hukuk ofislerinden danışmanlık hizmeti alınması önemlidir.
Konkordato ilan etmek isteyen tacir borçlular, Asliye Ticaret Mahkemesi’ne konkordato ön projesini, malvarlığı durumunu gösteren belgeleri, karşılaştırmalı yarar tablosunu, makul güvence veren denetim raporunu ve alacaklıları, alacak miktarlarını ve alacak imtiyaz durumlarını gösteren listeyi, tacir olmayan borçlular ise malvarlığı durumunu gösteren belgeleri sunarak konkordato başvurularını yapabilirler. Talep edilecek mahkeme; iflasa tabi olan şirketler için, borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer Asliye Ticaret Mahkemesi, merkezleri yurtdışındaysa Türkiye’deki şubenin bulunduğu yer, birden fazla şube varsa merkezinin bulunduğu yer ve iflasa tabi olmayan borçlular için yerleşim yerinde bulunan Asliye Ticaret Mahkemesi olacaktır.
İİK md.305/1’de konkordato başvurusunun mahkeme tarafından tasdik edilmesi belli koşullara bağlanmıştır. Bu koşullar:
Ayrıca mahkeme konkordato projesini yetersiz bulursa kendiliğinden veya talep üzerine gerekli gördüğü düzeltmenin yapılmasını isteyebilir. Konkordato projesinin doğru adımlarla hazırlanması son derece önemlidir. Bu konuda deneyimli bir Erzincan avukatla çalışmak borçlunu yararına olacaktır.
Mahkeme tarafından kesin mühlet kararı verildikten sonra; dosya denetim amaçlı olarak bir kişiye verilir. İşte dosyanın teslim edildiği bu kişiye konkordato komiseri denir. Komiser, kesin mühlet içerisinde, mahkemece tasdikin gerçekleşebilmesi için gerekli işlemleri tamamlar. Buna müteakip olarak, karar verilmek üzere, dosyayı düzenlediği rapor eşliğinde mahkemeye iade eder. Komiserin, yapmış olduğu işlemlere ilişkin şikayetler, ilgili Asliye Ticaret Mahkemesine yapılır. Bu şikayetler, mahkeme tarafından kesin olarak karara bağlanır. Komiserin yapmakla yükümlü olduğu görevleri ise şu şekildedir:
Konkordato mühleti verilmiş olmasının, derdest davalara ne yönde etki edebileceği konusunda, İcra ve İflas Kanununda bir düzenleme bulunmamaktadır. Doktrinde, borçluya karşı malvarlığına ilişkin olan davaların açılabileceği ve bu davalara devam edilebileceği kabul edilmektedir. Bu yöndeki genel kabule göre, yalnızca iflas davasının açılamayacağı, ancak diğer davaların açılmasında bir engel bulunmadığı ifade edilmektedir. Bazı durumlar ise doktrinde tartışmalıdır. Örneğin; alacaklının itirazın iptali davası açıp açamayacağı konusunda fark görüşler bulunmaktadır. Bu dava hakkındaki genel kanaat ise, alacaklının itirazın iptali davası açabileceği, ancak verilen ilamla icra takibi yapılamayacağı yönündedir.
2018’de yeni düzenlemeyle iflasın ertelenmesi kaldırılmış bunun sonrasında borçluların ticari faaliyetlerine devam etmeleri ve alacaklıların da alacaklarını tahsil etmeleri amacıyla konkordato uyguluması gelmiştir.
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 2020/689 E. 2020/2549 K. sayılı ve 8.7.2020 tarihli kararında; “…İlk derece mahkemesince talebin İİK’nın 285. maddesindeki şartları taşımadığı, 286. maddesinde aranan şartları karşılayan belgeleri sunamadıkları, sunulan ön projede de konkordatonun başarısının dava dışı borçlu şirketin konkordato sunun başarısına bağlandığı, davacının şahsına özgü konkordato tedbiri ve hedefi içermediği, bu açıdan da ön projelerin uygulanabilir olmasının mümkün gözükmediği, borçluların, sadece alacaklıların icra tehdidinden kurtulmak amacı ile konkordato talep etmelerinin bu müessesenin amaçlarına uygun düşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliyesi 17. Hukuk Dairesinin kararı ile ilk derece mahkemesi kararında usul ve esas yönünden bir hata görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.”
Daha fazla makale için tıklayınız.
Tapu Kaydının Düzeltilmesi/ Tapuda İsim Tahsisi Nedir?
Haciz İhbarnameleri ve İtiraz Nedir? (İ.İ.K 89)
Gerekçeli Karar Nedir? Gerekçeli Karar Yazıldı Nedir ?